Perşembe, Kasım 21, 2024
Ana SayfaBaşarı HikayeleriYoğurtçular Kralı Hamdi Ulukaya Kimdir?

Yoğurtçular Kralı Hamdi Ulukaya Kimdir?

Kürt asıllı Türk vatandaşı Hamdi Ulukaya, ABD’de bir yoğurt krallığı kurdu desek abartmış olmayız.

Chobani adlı yoğurt şirketiyle büyük bir başarı yakalayan Hamdi Ulukaya, şimdilerde şirketinde mültecileri işe almaya başladı ve bu olay ülke genelinde geniş yankı buldu.

Önce Hamdi Ulukaya’yı biraz daha tanıyalım ve sonra onunla yapılan röportajı aktaralım sizlere.

 

Hamdi Ulukaya Kimdir?

1994 yılında ABD’ye cebinde 3000 dolar ile varan Hamdi Ulukaya’nın temel amacı İngilizce öğrenmek ve Amerika’da kendine yeni bir yol çizmekti.

2007 yılında kurduğu Chobani ile bugün yıllık cirosu 1.5 milyar dolar olan bir şirketin sahibi olan Hamdi Ulukaya, aynı zamanda Chobani’nin en büyük hissedarı.

Önce beyaz peynir üreten ufak bir şirket kuran Ulukaya daha sonra, New York’ta terk edilmiş bir yoğurt fabrikası atın aldı. Birkaç yıl sonra ise Ulukaya’nın ailesinden öğrendiği tariflere göre üretmeye başladığı yoğurtla şirket büyük bir olay haline geldi.

Şimdi Ulukaya ile Ağustos 2018’de yapılan röportaja bakalım.

 

Çocukluğunuz nasıl geçti?

Türkiye’nin doğusundaki Erzincan ilinde doğup büyüdüm. Orası da Colorado iklimine çok benzer. Karlı dağları ve muhteşem bir ilkbaharı vardır. Çobanlarla birlikte büyüdüm ben. Konargöçer bir aileydik. Koyunlarla, keçilerle, ineklerle yaylalara çıkar; orada yoğurt ve peynir yapardık. Kış yaklaştığında ise tekrar köyümüze dönerdik.

Bu tür bir yaşantı bana güven hissini aşıladı diyebilirim. Çocukluk yıllarında hiçbir şeyden korkmazdık. Paraya önem vermezdik çünkü dağlarda parayla hiçbir şey satın alamazdınız.

Örneğin kurtlar sürüye saldırdığında ve tüm koyunlarınız telef olduğunda, çevredeki tüm aileler birer koyun bağışlardı. Ertesi gün tekrardan bir koyun sürünüz olurdu. O günleri hatırlamadığım tek bir günüm bile yok şu an.

 

ABD’ye nasıl geldiniz?

Yatılı bir okulda okuyordum. Okuldan mezun olunca da öğretmen olacaktım. Ancak bu okulu bitiremedim ve sonunda ayrıldım. Aktivist olduğum için başım sürekli polisle beladaydı. Ben de bir gün “Buradan gitmeliyim. Avrupa’ya gitmeliyim. Burada artık yaşanmaz.” diye düşündüm.

Bir arkadaş “Neden Amerika’ya gitmiyorsun?” dedi. O ana dek aklımda ABD yoktu gerçekten. ABD’nin dünyadaki tüm sorunların kaynağı olduğunu, dünyanın en büyük emperyalist gücü olduğunu düşünüyordum. Ancak o dönem üniversite öğrencisi olduğum için ABD vizesi aldım. Küçük bir valiz ve cebimde 3000 dolar parayla Amerika maceram başladı.

 

İş hayatınız nasıl başladı?

Babam ABD’ye beni ziyarete geldi ve “Burada peynir üretmelisin. Amerika’da doğru düzgün beyaz peynir yok.” dedi.

Ben de ona şöyle cevap verdim: “Neden böyle bir şey yapayım? Binlerce kilometreyi köyde yaptığımız şeyi yapmak için mi geldim?”

Sonraki birkaç yıl benim için zor geçti. Beyaz peynir işine girdim, küçük bir fabrika kurdum ama her günüm sıkıntılı geçiyordu. Hatta fabrikanın yanında ufak bir dere vardı. Oraya gidip her gün “Niye bu işe girdim ki? Bu kadar insanın maaşını nasıl ödeyeceğim? Nasıl süt alacağım?” diye her gün kendimi yer bitirirdim.

 

Chobani nasıl kuruldu?

Daha sonra tam teçhizat bir yoğurt fabrikasının satılık olduğunu gördüm. 700.000 dolar isteniyordu. İlk önce bu ilanı kaldırıp çöpe attım. Yarım saat sonra ise avukatımı arayarak bir danışmak istedim. Bana şöyle dedi:

“Herhalde ihaleyi yıkacak bir enayi arıyorlar. Fabrikanın muhtemelen pek çok çevresel problemi vardır. Yani bu fabrika gerçekten tıkır tıkır çalışsa kimse elinden çıkarmaz. Yoğurtçulukta gelecek görseler kapatıp gitmezlerdi.”

O gece uyuyamadım. Sabah tekrar avukatımı aradım ve “Ne olacaksa olsun. İçimden bir ses bu işe girmemi söylüyor.” dedim.

17 Ağustos 2005’te ise satın alma işlemini tamamladık.

O dönem ABD’de yoğurt piyasasında %1’den daha küçük bir payımız vardı. Bugünse %50’nin üzerindeyiz. 2007-2012 arasında 15-20 çalışanımız vardı, bugünse binlerce. 5 yıl içinde sıfırdan yıllık 1 milyar dolar ciroya ulaştık.

 

Chobani’de çalışanlara yönelik sunduğunuz imkanlar neler?

Ben işçi kökenli bir aileden geliyorum. Fabrikada işçi olarak çalışmışlığım da vardır benim. Benim ilk hayallerimden biri bu şirketi herkesin hissedar olduğu, herkesin sahipleneceği bir şirket haline getirmekti. Sonra bir hesap yaptım. Bir saatte 8-9 dolar kazandığınızda ev alma ihtimaliniz sıfır. Bir saatte 8-9 dolar kazandığınızda tatile gitmek, çocuklarınıza kaliteli gıdalar almak gibi imkanlarınız olmaz.

Özellikle kırsal bölgelerde şirketlerin büyümekten başka çareleri yoktur. Çalışanların ve ailelerinin kalkınması için bundan başka bir seçenek yoktur. Bu nedenle Chobani’de maaşlar ve özlük hakları benzer şirketlere göre daha iyi. Ayrıca çalışanlara şirketten belli bir hisse de veriyoruz.

 

İş hayatı ile toplum arasında nasıl bir bağ görüyorsunuz?

Sessizlik suç demektir. Sessiz kalmak kötü bir şey yapmakla eş değerdir bana göre. Özellikle bir şirketi, bir  markayı, bir toplumu temsil ediyorsanız bu daha da belirgindir. Ses çıkarmalı, bir duruş sergilemelisiniz. Tüm sorunları çözemeyebiliriz ancak bir şeyler için ses çıkarmak, duruş göstermek zorundayız.

 

Neden göçmenleri ve mültecileri işe almaya başladınız?

New York’un Utica bölgesinde yaşadım ve burada dünyanın çok farklı yerlerinden insanlar olduğunu gördüm. Bu kişilerin en büyük sorunu ise işsizlikti. Sonra buradaki kişileri işe almaya başladım. Gerçekten çok çalışkan insanlar olduğunu gördüm ve bu kararımdan ötürü çok memnunum.

Chobani’de şu an 19 farklı ülkeden 600 kişi çalışıyor, bu da çalışanların %20’lik bir kısmı demektir. Chobani fabrikası adeta Birleşmiş Milletler binası gibi şu an.

 

ABD’deki hoşgörüsüzlük problemi sizce nasıl çözülür?

Bence bu sorunun çözümü yine bu ülkede saklı. Bunu siyasi yollarla uygulayamazsınız. Birine öğretemezsiniz. Eğer benim gibi biri New York’a gelip terk edilmiş bir yoğurt fabrikasını tekrar faal hale getirebiliyorsa bu ülkenin sahip olduğu sihirli hava nedeniyledir.

 

İlginizi çekebilir

Mutlaka Okunması Gereken Başarı Hikayeleri
Nasaya Uzay Aracı Yapan Türk Kadın Girişimci: Eren Özmen
Durmuş BAYRAM
Durmuş BAYRAMhttps://www.linkedin.com/in/durmus-bayram/
Bilkent Üniversitesi "İletişim ve Tasarım" bölümünden mezun olduktan sonra DW Türkçe gibi birçok saygın kurumda online gazetecilik ve video üreticiliği yaptı. Sizler için iş fikirleri ve para kazanma yollarıyla ilgili araştırmalar yapıp rehber niteliğinde içerikler hazırlıyor.
Mutlaka Okunması Gerekenler

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

En Çok Okunanlar