Yıllar önce üniversite tercih dönemimde rehber hocamın odasında oturuyorduk.
“Eğer devlet istiyorsan hukuk fakültesi ideal tercih olur.” dedi.
“İngilizce öğretmenliği ya da İngilizce ile alakalı bir dil bölümü seçersen de çok farklı alanlarda çalışabilirsin. İletişim fakültesinin de yine önü çok açık.” dedi.
“Kamu yönetimi sizce nasıl bir bölüm?” dediğimde ise rehber hocam hiç sesini çıkarmadı, sanki ben odada değilmişim gibi davranmaya başladı.
Odadan çıktığımda stres ve kararsızlık seviyem daha da artmıştı. Çünkü meslek seçimi değil de iş bulma ihtimali olan bölümler üzerinden konuşuyor gibiydik. Gerçi bu mantıklı bir düşünceydi ama yıllar sonra istediğim bölümden mezun oldum ve şu an binlerce kişiye kariyer danışmanlığı yapıyorum.
Bu süreçte fark ettiğim bir şey var: Bitirdiğiniz üniversite ve bölüm, sizin gelecekteki başarınızla neredeyse hiçbir alakaya sahip değil. Ama maalesef bu durumun farkına henüz tam olarak varılmadı.
Geçtiğimiz günlerde yapılan bir araştırmaya göre 2015 yılında üniversiteden mezun olan kişilerin %82’si, bölümünü seçmeden önce birçok farklı bölümü araştırmış. Yani öğrenciler ve aileler, mezuniyet sonrası iş garantisi olan bölümlere yöneliyor. İçinde bulunduğumuz ekonomik atmosfer bunu gerektiriyor, gayet anlaşılabilir bir şey bu.
Eğer lisans diplomanız size iş garantisi verseydi uzun vadede bu düşünce yapısını anlayabilirdik. Ve evet; tıp, sağlık bilimleri, yazılımcılık gibi bölümler günümüzde büyük oranda iş alanına sahip bölümler. Ama spesifik bazı bölümler dışında üniversitede okuduğunuz bölüm, sizin kariyerinizde başarılı olmanızla çok az ilgiye sahip.
Ben de üniversite tercih dönemimde, rehber hocamla yaptığım o görüşmeden sonra siyaset bilimi ve kamu yönetimi bölümünü yazdım ve bu bölümden mezun oldum. Bir süre bir vakıfta çalıştıktan sonra ise şu an kariyer ve eğitim danışmanlığı yapıyorum.
Binlerce farklı kişiyle birebir ilgilendiğim ve onların hikayesini bildiğim için şu an rahatlıkla üniversitede okuduğunuz bölümün, başarılı olup olmamanızda pek de öneme sahip olmadığını söyleyebilirim.
Neden böyle düşündüğümü tecrübelerime dayanarak şu şekilde aktarabilirim:
1. Diploma Sadece Bir Ön Koşuldur
Üniversite lisans diplomasına sahip olmak bir zamanlar gerçekten önemliydi ancak günümüzde iş gücüne katılım için bir ön koşul belgesinden fazla bir şey ifade etmiyor doğrusu. İleride çalışacağınız işlerde üniversite mezunu olma şartı aranacaktır ancak hangi bölümden mezun olduğunuz çok da bir şey ifade etmeyecek. Geçenlerde yapılan bir araştırmaya göre üniversite mezunlarının %62’si üniversite diploması gerektiren bir işte çalışıyor. Yani bu kişilerin okuduğu bölümle yaptıkları iş arasında net bir bağ yok. Buna karşın üniversite mezunlarının sadece %27’si mezun oldukları bölüme dair bir işte çalışıyor.
2. Bölüm ve Başarı Arasında Kesin Bir Bağ Yok
Tıp, yazılım, hukuk gibi bölümler size kesin bir başarı garantisi sunmaz. Öyle ki siz “garanti iş, yüksek gelir” gözüyle tıp okursunuz ama alakasız bir bölümden mezun olan bir kişi kendi yetenekleriyle çok farklı bir alanda sizden çok daha yüksek kazanç elde edebilir. Örneğin biyoloji okuyup da dış ticaret alanında devasa paralar kazanan insanlar var. Buna karşın iktisat mezunu olup iş bulamayan onbinlerce insan var. Yine sinemacı olmak için illa iletişim fakültesinde okumanız gerekmiyor mesela. Nuri Bilge Ceylan’ın elektrik elektronik mühendisliği bölümünden mezun olduğunu bu noktada belirtmek gerekir. Kısaca sizin çalışkanlığınız, azminiz ve kararlılığınız bir lisans diplomasından çok daha belirleyicidir.
Mutlaka okuyun: Üniversite Mezunu Olmayan 8 Süper Başarılı İnsan
3. Deneyim Diplomadan Üstündür
Üniversite okurken farklı alanlarda staj yapmak, öğrenci toplulukların faal olmak, farklı insanlarla tanışmak ve çevre yapmak, çeşitli alanlarda gönüllü olarak çalışmak size diplomanızdan daha fazla fayda sağlar. Yaptığınız işler, kafa yorduğunuz konular, kurduğunuz bağlantılar üniversite diplomanızdan, mezun olduğunuz bölümden daha etkilidir. Bu açıdan şunu diyebiliriz: Lisans bölümünüz ne olursa olsun, işverenlerin talep göstereceği konularda deneyim kazanın.
Mutlaka okuyun: Mutlu Olmak İçin Alışveriş Yapmayı Bırakın, Deneyimlere Odaklanın!
4. Beceri, Okunan Bölümden Önemlidir
İşverenler sizin mezun olduğunuz bölümden ziyade hızlı öğrenme yetinize, ekip çalışmasındaki uyumunuza, sorumluluk anlayışınıza, iş etiğinize önem verir. Bu nedenle analitik düşünme becerisi, iletişim, eleştirel düşünme gibi özellikle lisans bölümünden daha mühimdir. Statükoyu sorgulayan, inovasyona açık kişiler bugün daha revaçtadır. İşte bu nedenle Silikon Vadisi’nde liberal arts denen bölümlerden mezun olan kişilere daha çok rağbet ediliyor. Liberal arts, kişiye teknik bir bilgiden ziyade farklı alanlarda beceriler kazandıran bir eğitim anlayışıdır. Yani teknik beceriden ziyade sosyal beceri üzerine yoğunlaşmak da size epey fayda sağlayacaktır.
Mutlaka okuyun: Başarılı Olmak İsteyen Her Liderde Bulunması Gereken 19 Sosyal Beceri
5. Sevdiğiniz Şeylerde Daha Başarılı Olursunuz
Kariyer danışmanı biri olarak çalıştığı işten memnun olmayan binlerce kişiyle görüştüm. Bu kişilere kendilerine hedef belirleme konusunda yardımcı olduğumda kendilerini daha iyi hissettiklerini, daha motive olduklarını gördüm. Çünkü amaç, enerjiyi kanalize eder. Gerçekten tutkuyla sevdiğiniz bir bölümde okursanız mezun olduktan sonra bu alana dair pek çok bilgi ve deneyim sahibi olursunuz. Bu da başarı demektir. Mutlu bir beyin, daha enerjik ve üretkendir. Bunu bilimsel araştırmalar gösteriyor. Diğer bir deyişle mutluluk, başarıya giden yolda en önemli faktörlerden biridir. Bu nedenle ileride ticaretle uğraşmak istiyorsanız illa işletme okumak zorunda olmadığınızı unutmayın.
Mutlaka okuyun: Steve Jobs’un dediği gibi: “Tutkusu Olan İnsanlar Dünyayı Değiştirebilir”
6. Tanıdığınız Kişiler Diplomadan Önemlidir
Tıp, hukuk gibi iş garantisi olan bölümler seçebilirsiniz. Okuldan 4.00 ortalamayla da mezun olabilirsiniz. Ancak çevreniz yoksa, tanıdığınız insan sayısı kısıtlıysa bu başarınız heba olabilir. Kimse sizi tanımıyorsa, ne kadar başarılı ve sağlam bir kişi olduğunuzu bilmiyorsa bu özelliklerinizi yeterince kullanamazsınız. Bu bakımdan alanınızda başarılı olmak kadar bu alanda faaliyet gösteren farklı kişilerle iletişim ve etkileşim içinde olmak da önemlidir. Size tavsiyem, okuldaki hocalarınızla, okulunuzdan mezun olan ve iş hayatına girmiş kişilerle, sizin sektörünüzdeki önemli kişilerle iletişim kurun. Çeşitli alanlarda staj yapın, sosyal medyadan size ilham veren kişilere e-mail atın, bu kişileri varlığınızdan haberdar edin. Bu tür tanışıklıklar size güzel kapılar açacaktır.
Mutlaka okuyun: Zenginler Arkadaşlarını Nasıl Seçiyor?
Sonuç
Özetle okuduğunuz bölüm size başarı garantisi vermez. En iyi okullardan en iyi notlarla mezun olsanız bile okul tek başına size garanti vermez, veremez.
Ne okursanız okuyun, nereden mezun olursanız olun, kendi kişisel gelişiminiz kadar sonuca etki eden başka bir unsur yoktur. Bu nedenle lisans yıllarınızı kendinizi tanıma, sevdiğiniz şeyleri keşfetme, deneyim kazanma yılları olarak değerlendirin.
4 dili ana dili gibi konuşmasına rağmen insanlarla iletişimi sıfır olan kişiler, okuldan 4.0 not ortalamasıyla mezun olup bir türlü sorumluluk duygusunu geliştiremeyen kişiler olduğu gibi, “kıytırık” bir bölümden berbat bir ortalamayla mezun olmasına rağmen zehir gibi fikirleri olan çalışkan kişiler de vardır.
Bu bakımdan okuduğunuz bölümün önemini takdir etmekle birlikte gelecekteki başarınızda temel faktörün siz ve yaptığınız şeyler olduğunu bilmelisiniz.
Mutlaka okuyun: Kendinizi Geliştirmenin Yolları