Bundan altı yıl kadar önce UberCab adında bir şirket San Francisco’da faaliyetlerine başlayarak büyük yankı uyandırdı. UberCab, akıllı telefonunuz aracılığıyla kendinize araç bulmanızı sağladığı için gerçekten çok ilgi çekmişti. Günümüzde Uber olarak bilinen şirket o zamanlardan bu yana adeta eşi benzeri görülmemiş bir orman yangını gibi dünyanın her köşesine yayıldı. Öyle ki şu anda 80’i aşkın ülkede faaliyet gösteren şirketin değeri 60 milyar dolardan fazla.
Buraya kadar her şey çok güzel görünüyor, değil mi? Tabii işin perde arkası hiç de böyle toz pembe değil. Uber’in değerinin sürekli olarak arttığı ve yatırımcıların şirkete büyük ilgi gösterdiği doğru. Evet, Uber ufak bir yolcu taşıma şirketiyken şimdilerde sürücüsüz araçlara bile yatırım yapabilecek düzeye erişmiş küresel bir lojistik firması. Ancak bu noktaya ulaşana kadar şirket; birçok kurum, kuruluş ve rakiple mücadele etmesi gerekti. Bu yetmezmiş gibi taksicilerin ve hatta kendi sürücülerinin tehditleriyle de uğraşıp durdu. Üstüne üstlük Çin’deki rakibi olan Didi Chuxing ile aralarında resmen savaş yaşandı. Fakat epey uzun ve zorlu bir mücadeleden sonra Uber’in Çin’deki operasyonu 35 milyar dolar karşılığında Didi’ye satıldı.
Biz de Uber tarihindeki en büyük savaşın sona ermesinin ardından şirketin kuruluşundan bu yana geçtiği aşamalara şöyle bir bakalım istedik. Dilerseniz lafı fazla uzatmadan bir dünya şirketi olan Uber’in ve CEO’su Travis Kalanick’in çalkantılı ama bir o kadar da başarı dolu serüvenine geçelim.
Haziran 1998: Kalanick, zamanında UCLA’daki eğitim hayatına son vererek uçtan uca arama motoru geliştiren Scour adında bir şirkete girmişti. Scour, ilk yatırımını Haziran 1998’de Disney Eski Yönetim Kurulu Başkanı Michael Ovitz’den ve Yucaipa şirketler grubunun kurucu ortağı Ronald Burkle’den aldı.
Ekim 2000: Eğlence sektöründe faaliyet gösteren birçok şirket tarafından Scour’a yaklaşık 250 milyar dolarlık tazminat davası açılınca Scour iflas verdi.
Nisan 2007: Travis Kalanick, 2001’de kurduğu RedSwoosh adlı şirketi Akamai’ye satarak milyoner oldu. Kalanick, satışın ardından yaptığı açıklamada zamanında Scour’a dava açan 33 şirkete hizmet vermek için RedSwoosh’u kurduğunu, yani şirketi esas kurma amacının “intikam almak” olduğunu söyledi.
Aralık 2008: LeWeb teknoloji konferansına katılan Kalanick, burada ilk defa Uber fikrini duydu. Akıllı telefonlar üzerinden ucuza özel taşıma hizmeti sağlama fikri kafasına yattı.
Mart 2009: Günümüzde Uber olarak bilinen şirket UberCab olarak kuruldu. Uygulamanın ilk versiyonu Garrett Camp, Oscar Salazar ve Conrad Whelan tarafından geliştirildi, Kalanick ise “mega danışman” görevini yürüttü. Ayrıca Kalanick, o dönemki unvanının “iş geliştirme şefi” olduğunu söylüyor.
Ocak 2010: Kalanick attığı bir tweet’de şöyle dedi: “Konum bazlı bir hizmet için 4 girişimci müdür/iş geliştirme yöneticisi arıyoruz. Henüz başlamadık ancak sermaye büyük ve arkamız sağlam. Var mı birileri?” Sonradan şirketin CEO’su olan Ryan Graves de bu tweet’e cevap verdi.
Haziran 2010: Uber, faaliyetlerine San Francisco’da başladı. O dönem Uber’den bir araç çağırmak taksiden yaklaşık %50 daha maliyetliydi. Ama insanlar artık Uber sayesinde tek bir tuşa basarak ya da mesaj atarak araç çağırabiliyorlardı. Tabii uygulama kısa sürede çok büyük sükse yaptı.
Ekim 2010: Uber First Round Capital’den, Kalanick’in arkadaşı Chris Sacca’dan ve Napster’in kurucu ortağı Shawn Fanning’den 1,25 milyon dolar değerinde yatırım aldı.
Aralık 2010: CEO Ryan Graves koltuğunu Kalanick’e devretti. Graves şirketten ayrılmayarak genel müdürlük pozisyonunda yoluna devam etti. Kalanick de Graves de bu görev değişikliğinin son derece dostane bir şekilde gerçekleştiğini ifade etti.
Şubat 2011: Uber 11 milyon dolarlık yatırım aldı ve şirketin değeri 60 milyon dolara ulaştı. Bu yatırım sürecini Benchmark yönetti, sonrasında şirketin ortaklarından Bill Gurley de Uber’in yönetim kuruluna katıldı.
Mayıs 2011: Uber, New York’ta da faaliyet göstermeye başladı. New York, günümüzde Uber’e en çok para kazandıran ancak bir o kadar da sorun çıkaran şehirlerden biri konumunda. Öyle ki resmi rakamlara göre Nisan 2015-Nisan 2016 tarihleri arasında Uber şehirde her gün yaklaşık 170.000 kez kullanıldı.
Aralık 2011: Uber, Fransa’nın Paris kentinden başlayarak uluslararası arenaya açıldı. Bu arada 32 milyon dolarlık ikinci fon toplama aşamasını da geride bıraktı. Bu süreç Menlo Ventures, Amazon CEO’su Jeff Bezos ve Goldman Sachs tarafından yönetildi.
Temmuz 2012: Uber, sır gibi sakladığı düşük ücretli “Uber X” projesini dünyaya tanıttı. Başlangıçta normal Uber araçlarına kıyasla %35 daha düşük ücretle çalışan bu hizmet kapsamında müşteriler Prius ve Cadillac Escalade gibi son derece lüks arabalara da binme imkanına erişti. Kalanick, bu gelişmenin ardından “Uber, taşıma ve yaşam arasında köprü vazifesi gören bir şirket haline geldi.” şeklinde bir demeç verdi.
Ağustos 2012: Uber’in en büyük rakibi olarak tabir edilen Lyft, San Francisco’da faaliyetlerine başladı. Tabii bunun ardından San Francisco’da taşıma ücreti konusundaki rekabet iyice kızıştı.
Ağustos 2013: Uber Hindistan ve Afrika kıtasında da hizmet vermeye başladı ve üçüncü fon toplama dalgasında Google Ventures’ten 258 milyon dolarlık muazzam bir yatırım aldı. Tabii Uber’in değeri de artarak 3,76 milyar dolara erişti.
Nisan 2014: Uber’in bisikletle ürün teslimatı yapma hizmeti olan UberRUSH faaliyetlerine başladı. 3 dolar sabit ücret ve mil başına 4 dolar ile hizmetin başlangıç ücreti 7 dolardı.
Temmuz 2014: Haziran değeri 17 milyar doları bulan Uber, 1,2 milyar dolarlık fon toplayarak Çin pazarına girdi. O dönemde Çin, Uber’in en büyük pazarı olacak gibi görünüyordu. Hatta 2014 yılında Uber’e en çok para kazandıran 10 şehirden beşi Çin’de yer alıyordu.
Ağustos 2014: Şirket UberPOOL adında yeni bir hizmet başlattı. Buna göre birbirine yakın yerlere giden farklı kişiler tek bir aracı ve ücreti paylaşabilme imkanını elde etti. Anlayacağınız üzere UberPOOL, bir “otomobil paylaşım” hizmeti.
Aralık 2014: Uber, Çin’in en büyük arama motoru şirketlerinden biri olan Baidu’dan 600 milyon dolarlık yatırım aldı. Baidu’nun mobil arama ve harita uygulamaları Uber ile entegre edildi, bu sayede Uber Çin’in önde gelen teknoloji firmalarına kafa tutacak seviyeye geldi.
Ocak 2015: Uber, Hong Kong’da UberCARGO adlı hizmeti başlattı. Adından da anlayacağınız üzere UberCARGO ile şirket her türlü taşınma ve teslimat işini yapar hale geldi. Uber’e göre bu hizmet mallarınızın “VIP” olarak taşınmasını sağlıyor. Ayrıca UberCARGO’nun şirketin tam anlamıyla bir lojistik firmasına dönüşmesi yolunda atılan bir adım olduğunu da belirtelim.
Mart 2015: Uber, haritacılık üzerine çalışmalar yapan startup deCarta’yı satın alarak ilk satın alımını gerçekleştirmiş oldu. Aynı zamanda bu hamleyle Uber’in Google Maps’a bağımlılığı da azaldı.
Nisan 2015: Talep üzerine yemek teslimat hizmeti veren UberEATS lansmanı yapıldı. UberEATS, sipariş ettiğiniz yemeği bulunduğunuz konuma son derece kısa bir sürede getiriyor. Uygulama test amaçlı olarak Los Angeles, Barselona, Chicago ve New York şehirlerinde başladı. Günümüzde ABD’de tam 23 yerde bu hizmetten faydalanabilmek mümkün.
Mayıs 2015: Uber, Carnegie Mellon Üniversitesi’nde çalışan 40’tan fazla araştırmacıyı bünyesine kattı. Araştırmacılar, Uber’in Şubat 2015’te açılan robotik araştırma merkezinde sürücüsüz araba yapmak için çalışmalara başladılar. Kalanick neden sürücüsüz araba teknolojilerine yatırım yaptıkları konusunda şöyle söylemişti:
“Uber ücretlerinin yüksek olma sebebi belli; sadece arabaya değil arabayı kullanan kişiye de para ödüyorsunuz!”
Haziran 2015: Fransa’da taksi şoförleri ve destekçileri, şirketi protesto etmek için yolları kapatıp lastikler yaktılar ve Uber sürücülerine saldırdılar.
Haziran 2015: Kaliforniya İşçi Komisyonu, Uber sürücülerinin sözleşmeli değil kadrolu çalışanlar olması gerektiği yönünde bir karar aldı. San Franciscolu eski bir Uber şoförü Barbara Ann Berwick’in açtığı dava sonucunda alınan bu karar Uber’in şirket felsefesine oldukça ters düşüyordu.
Eylül 2015: Uber’in Çin kolu, Çin pazarındaki rekabette tutunabilmek için 1,2 milyar dolar yardım topladı. Ancak Uber’in en büyük rakibi Didi Kuaidi de 3 milyar dolar toplayarak bu hamleye karşılık verdi.
Ekim 2015: Uber, Nisan 2014’te denemeye başladığı UberRUSH programını resmi olarak hizmete sundu.
Ocak 2016: Uber, uluslararası büyüme planlarına kaynak yaratmak için 2 milyar dolarlık özel yatırım aldı.
Şubat 2016: Rus milyarder Mikhail Fridman, Uber’e 200 milyon dolarlık yatırım yaptı.
Şubat 2016: Uber, yaptığı reklamlar hakkında açılan toplu bir davada 25 milyon müşteriye 28,5 milyon dolar ödemeyi kabul etti. Anlaşmanın ardından Uber’in, sürücülerinin sicillerinin temiz olduğunu vurgulamak için “sektör lideri” ve “sınıfının en iyisi” gibi tabirleri kullanması yasaklandı.
Mayıs 2016: Uber ve rakibi Lyft, Texas eyaletinin Austin şehrinden çekilme kararı aldı. Şehirde yaşayan vatandaşlar sürücülerin sicil kontrolleri yapılırken parmak izlerinin de alınmasını talep edince her iki şirket kentteki faaliyetlerine son verdi.
Mayıs 2016: Uber ve Toyota, iki şirketin iş birliği yapmasına olanak sağlayan bir “mutabakat anlaşması” imzaladı.
Haziran 2016: Uber, Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu’ndan 3,5 milyar dolarlık yatırım aldı. Bu rakam, Uber’in kuruluşundan itibaren tek bir yatırımcıdan aldığı en büyük meblağ olarak kayıtlara geçti. Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu’nun genel müdürü Yasir Al Rumayyan da Uber’in yönetim kuruluna dahil oldu.
Haziran 2016: Kalanick, Uber’in dünya çapında yüzlerce şehirde kâr yaptığını ancak buralardan gelen paranın Çin’deki rakip Didi ile mücadele etmek amaçlı kullanıldığını açıkladı. Uber, her yıl Didi ile rekabet sebebiyle 1 milyar dolar kaybettiğini söylüyor.
Temmuz 2016: Şirket bu sefer kaldıraçlı kredi alarak 1,15 milyar dolarlık nakit akışı sağladı. Şirket, düşük kredi faizlerini fırsat bilerek sağlam miktarda bir kredi aldı. Yapılan açıklamada bu kredinin “Uber’in dünya çapında büyümesine ve yürüttüğü operasyonlara katkı sağlamak, ayrıca AR-GE ile mühendislik alanlarında araştırma yapmak” için alındığı ifade edildi.
Temmuz 2016: Uber, Macaristan’da büyük bir sorunla karşılaştı. Macaristan hükümeti Uber’in faaliyet göstermesini imkansız kılan bir kanun çıkarınca şirket ülkeden çekilmek zorunda kaldı. Bu kanunun çıkmasının temel sebebi aylar boyunca protesto düzenleyen taksicilerdi.
Temmuz 2016: Uber, temmuz ortasında iki milyarıncı taşımanın yapıldığını açıkladı. Üstelik bundan sadece altı ay önce bir milyarıncı taşımanın yapıldığı açıklanmıştı.
Temmuz 2016: Uber, şirkete dava açan birinin adli geçmişini incelemek için bir hukuk şirketinden destek almıştı. Bunun üzerine ABD’de bir yargıç Uber’in dolandırıcılığa ve muhtemelen suç teşkil eden işlere karıştığı yönünde bir hüküm verdi.
Temmuz 2016: Çin hükümeti, özel araçlarla taşıma hizmetinin yasal olduğu yönünde karar çıkarınca Uber ve Didi arasındaki rekabet daha da kızıştı. Bu tarihte Didi, Çin’in 400’ü aşkın şehrinde faaliyet gösteriyordu. Uber ise 2016’nın sonuna kadar 100 şehre ulaşmayı hedefliyordu.
Temmuz 2016: Didi, Uber’in Çin operasyonunu 35 milyar dolar gibi büyük bir meblağa satın aldı. Böylelikle Uber’in Çin’de sürdürdüğü yüksek maliyetli ticari savaş da son bulmuş oldu. Uber, bu satın alım sonucunda Çin’de resmen havlu atmış oldu ama aslına bakarsanız bu hem Didi’nin hem de Uber’in yatırımcılarının işine geldi.
Peki sırada ne var? Uber, şu anda dünyanın en değerli startup’ı konumunda. Şirket, hâlâ daha Asya ve Güney Amerika’da büyüme kaydediyor, sürücüsüz araçlar geliştiriyor ve milyarlarca dolar para kazanıyor. Şirket henüz halka açılmadı; Kalanick’in bu konuda temkinli davrandığını ancak halka açılma sürecini mümkün mertebe ertelemeye çalıştığını da belirtelim.Elbette Çin’deki operasyonun Didi’ye satılmasının ardından Uber’in yakın zamanda halka açılma ihtimali de artmış gibi görünüyor.