Hata yapmak, hayatın gerçeklerinden biridir. Ama zaman zaman büyük bir başarısızlıklarla karşılaşsak ya da başkasının hatalarının etkileriyle uğraşsak da, hataların hayatın bir parçası olduğunu unutuyoruz. Neyse ki, çoğu insan için, mesleğimizde yaptığımız en büyük yanlışlar tarihte yapılmış en büyük hatalarla karşılaştırıldığında ufacık kalmakta. Dünyanın en zengin insanlarından birkaçının, pahalıya patlayan hatalarına rağmen iyi işler başardığını görmek oldukça rahatlatıcı. Rahatlamanız için iş dünyasında şu ana kadar yapılmış en büyük 8 hata:
1- Excite, 1 milyon dolardan daha az bir fiyata Google’ı satın alabilirdi.
1999 yılında, Excite en büyük ikinci arama motoru iken Google piyasaya daha yeni girmişti. Larry Page, Excite’a 750,000$’a Google’ı satmayı teklif etti. Excite’in Google’ı neden satın almadığına dair birkaç muhtemel açıklama olsa da, sonuç belliydi. Excite, sonunda arama piyasasında yüzde 2’lik pazar payına sahip olan Ask.com tarafından satın alındı. Günümüzde yapılan aramaların %92’si Google vasıtasıyla yapılıyor ve şirket 1 trilyon 200 milyar dolardan daha fazla değere sahip, bu Excite’in ödeyeceği miktarın 1 milyon kattan daha fazlası demek.
2- Daimler-Benz, Chrysler’da 20 milyar dolar kaybetti.
Chrysler, Amerika’nın daima en büyük 3 otomobil şirketlerinden biri olsa da, uluslararası varlığını sürdürmekte oldukça zorlandı. Daimler-Benz (diğer adıyla Mercedes), buradaki büyük fırsatı gördü ve 1998 yılında 30.7 milyar dolar maliyetinde Chrysler ile birleşti. Maalesef işler planlandığı gibi gitmedi. Teorik olarak yarı yarıya bir bölünme olmasına rağmen, Chrysler satışları 2006 yılında toplam şirket gelirinin üçte birinden daha azını oluşturdu. Sonunda, Daimler-Benz Chrysler olmadan daha iyi olacağına karar verdi ve 2007 yılında hisselerinin yüzde 80’ini 7.4 milyar dolar değerine sattı. Birleşme yolundaki bu mutsuz yolculuk, Daimler-Benz’e 20 milyar doların üzerinde bir maliyete sebep oldu.
3- Kodak, ilk dijital kamerayı 1977’de yaptı.
Ne zaman teknoloji bir sektörün düzenini değiştirse, bazı işletmeler bu düzene ayak uydurup gelişirken, diğerleri çok geç olana kadar eski olanı yapmaya devam eder. Dijital fotoğraf makinesinin çıkışıyla değerini kaybeden Kodak için durum biraz daha farklıydı. İlk dijital kamera(yaklaşık 100kb görüntü saklamak için kaset kullanan) patentini 1977 yılında Kodak almıştı. Ancak filmden fazlasıyla para kazanan Kodak, bu teknolojiyi zamanında halka tanıtmadı. Pazarın dijitale ayak uydurduğu aşikar olmasına rağmen, Kodak geleneksel film kameralarına odaklanmaya devam etti. Sonunda pazara girdiğinde, Kodak kameralarını zararına satsa da yıllardır dijital üretim yapan üreticilerin yanında güçlü kazançlar elde edemedi.
Mutlaka okuyun: Kodak Neden Başarısız Oldu?
4- News Corp’un Myspace başarısızlığı
Sosyal medya tarafından yönetilen bir dünyada, bütün sosyal medya sitelerinin atası olan Myspace’in görünürde olmaması oldukça tuhaf. Günümüzde Facebook’un yanında hala varlığını sürdüren birçok platform olduğuna göre, Myspace’in Facebook tarafından yenildiğini söylemek sorunu fazlasıyla basitleştirir. Myspace hala yükselişte iken, 2005 yılında News Corp tarafından 580 milyon dolara satın alındı. İlk birkaç yıl iyiydi ve Myspace’in değerinin 2008 yılında 12 milyar dolar olacağı tahmin edildi. Ama News Corp siteyi yeterince iyi yönetemedi ve üç yıl sonra, Myspace’in değeri önemli ölçüde azaldı. Zamanın getirdiği değişime adapte olmayı başaramadı ve insanlar diğer sosyal medya platformlarına geçiş yaptı. 2011 yılında News Corp, Myspace’i sadece 35 milyon dolara sattı.
5- Blockbuster, Netflix’i alması için yapılan birçok teklifi reddetti.
Günümüzde bazılarımız için hayal etmesi zor olabilir ancak bir zamanlar Blockbuster gibi video kiralama marketleri hafta sonu planlarının sıradan bir parçasıydı. Netflix gibi online video kiralama servisleri, eski video kiralama iş modelini yerle bir etti. Blockbuster daha erken girme şansı olmasına rağmen pazara geç girdi. 2000 yılında Netflix, Blockbuster’in çevrimiçi bileşeni olmayı ve şirkete katılmayı teklif etti. Netflix’in finans müdürü Barry McCarthy ile yapılan bir röportaja göre Blockbuster bu tekliflerine gülerek karşılık vermiş. Ama görünen o ki Blockbuster batmışken Netflix gelişmeye devam ediyor.
Mutlaka okuyun: Netflix Kurucusu Reed Hastings’in Başarı Hikayesi
6- Basit bir matematik hatası NASA’ya 125 milyon dolara mal oldu.
Birçok öğrencinin başını ağrıtan ondalık sayılar ve kesirler, sadece öğrencilere değil dünyanın en zeki bazı insanlarına bile engel oldu. 1999’da, Lockheed Martin’in NASA için tasarladığı bir Mars mekiği bir mühendis tarafından yapılan basit bir hata yüzünden uzayda kayboldu. Yaptıkları hata ise NASA’nın metrik sistemini kullanırken mühendislerin hesaplamalarında İngiliz ölçü sistemini kullanmalarından kaynaklıydı. Bu uyuşmazlık, 125 milyon dolarlık geminin hatalı çalışmasına ve uzayda kaybolmasına sebep oldu. Lockheed’in NASA için İngiliz ölçü birimlerini kullanması ne kadar tuhaf olsa da bu hatanın anlaşılabileceği birçok durum vardı ama anlaşılamadı.
7- Apple’ın ortağı Ronald Wayne hisselerini 800 dolara sattı
1976 yılında Apple’ın %10’luk hissesini elinde bulunduran Ronald Wayne bu hisseleri sadece 800 dolar karşılığında Steve Jobs ve Steve Wozniak’a sattı. Ronald Wayne bu hisseleri satmamış olsaydı bugün 100 milyar dolarlık bir servetin sahibi olacaktı.
8- Japonya’nın Bill Gates’i olarak bilinen Masayoshi Son 1 gecede 70 milyar dolar kaybetti
Japonya’nın Bill Gates’i olarak ün salan Masayoshi Son, 2000 yılından önce irili ufaklı birçok internet şirketine yatırım yapmıştı. 2000 yılında internet balonu patladığında sadece 1 gecede 70 milyar dolar kaybetti. Bu tarihte yaşanmış en büyük servet kaybı olarak görülmekte. 78 milyar dolarlık toplam serveti 1 gecede eriyerek sadece 8 milyar dolara düştü.
Mutlaka okuyun: Masayoshi Son’un Hayat Hikayesi
Bunlar son derece büyük ve pahalı olan hatalardan birkaçıydı. Ama bu olaylara dahil olmuş şirket ve organizasyonların çoğu hala etrafta ve gelişmekte. Unutmayın ki yükseliş ve düşüşler iş ve günlük hayatın bir parçası. Eskilerin dediği gibi “ Başarı, coşkunuzu kaybetmeden başarısızlıktan başarısızlığa koşmaktır.”