Bugünkü iş hayatında hemen herkes bir tür baskı altında çalışıyor. Başarılı şirketler çalışanlarının sağlığını düşünürken bir yandan da baskı altında çalışma konusunda daha deneyimli olmalarını istiyor. Piyasa koşulları ve rekabet bu baskının en büyük nedenlerinden tabii.
Temel olarak iş hayatında baskı, kısıtlı bir sürede daha çok iş üretmek anlamına gelir. Örneğin ay sonu teslimatları yaklaştığında çalışanlardan daha uzun ve daha verimli çalışmaları beklenir. Tabii bütçe, kalite standartları ve müşteri memnuniyeti de yine baskı yaratan unsurlardır.
Peki ama baskı ve stres altında bir çalışanın daha sakin ve sağlıklı kalarak iş yapması için, baskının altında ezilmemesi için nasıl bir yol izlemesi gerekir?
Bu yazıda baskı altında çalışmak hakkında bilmeniz gereken bazı önemli bilgilere yer vereceğiz:
1. İnsanlar Baskı Altında Daha İyi Çalışır
Bazı insanlar baskı altında daha verimli çalışır. Bu yeteneğe doğuştan sahip olmayan kişilerse bu yeteneği sonradan kazanabilir. Zorluklar ve engeller daha iyi motive olup daha sıkı çalışmayı sağlar. Bu nedenle pek çok insan zorlu koşullar altında daha başarılı olur.
Yani baskıyı illa kötü bir şey olarak görmenize gerek yok. Baskıyı ve stresi fırsata çevirmek de mümkün. Tabii burada “baskı” ile neyin kastedildiğini bilmek gerekir. Eğer üstünüzdeki baskı zorunlu değil de keyfi ve gereksiz bir baskı da olabilir. Öyle bir durumda meseleyi çözüme kavuşturmaya çalışmalısınız.
Baskı altında çalışmanın en zor yanı, baskı algısıyla mücadele etmektir. Çoğunlukla bizi strese sokan şey, kafamıza yarattığımız bir kıyamet senaryosudur. Bu nedenle tüm manzarayı bir anda gözünüzde canlandırmak yerine, süreci adım adım olarak değerlendirmelisiniz. Attığınız her adımın sizi başarıya götürdüğüne inanıyorsanız sorun yok demektir.
2. Aldığınız Riskleri Değerlendirin
Durum değerlendirmesi, baskıyla başa çıkabilmek için kişiye bazı yöntemler sunar. İnsanın zihni berrak olduğunda problem yerinde çözüme odaklanır.
Baskıdan kaçınmak için önemli yöntemlerden biri de “evet” dediğiniz kadar “hayır” da diyebilmektir. Bir işin yapabileceğinizi biliyorsanız, o işi tamamlayın. O işi yapamayacağınızı düşünüyorsanız bu değerlendirme size meseleye başka bir açıdan bakma fırsatı verir.
3. B Planı Hazırlayın
Aklınızdaki plan bazen istediğiniz gibi işleyemeyebilir. Bu durumda acil durum planına sahip olmanız, size daha çok hareket alanı sağlar. Önünüzde bir zorluk varsa, her türlü duruma yönelik bir B planına sahip olmanız gerek. O esnada ihtiyacınız olmadığını düşünseniz bile alternatif bir eylem planı, baskıyla mücadele etme konusunda elinizi kolaylaştırır. İşinizi en iyi siz bildiğiniz için zor zamanlarda kimleri arayabileceğinizi, işlerinizi kime havale edebileceğinizi netleştirin.
4. Kontrolü Kaybetmeyin
Farklı zorluklara karşı verdiğiniz tepkiler, öğrenme sürecinin bir parçasıdır ve bazen bir zorluk karşısında geri adım atmak gerekir. Doğru soruları sormanız olası fırsatları daha iyi anlayabilmeniz açısından önemlidir. Bu sayede kontrolünüzü koruyarak soğukkanlı bir biçimde çözüm için çaba sarf etmeye devam edersiniz ve ekip arkadaşlarınıza da örnek teşkil edersiniz.
5. Önceliklendirme Stratejisi Oluşturun
Listenizde yer alan işleri değerlendirin. Sizin için en çok önem arz eden işler hangileri? Bu işleri yapmak size maddi ve manevi kazanç sağlayacak mı? İşinizi ileriye taşıyacak mı? Eğer bu işler size direkt ve anlamlı bir fayda sağlamayacaksa bu işleri başka insanlara paslayın ya da sonraya erteleyin. Öncelik sırasında sizin için aciliyeti ve ehemmiyeti bulunmayan şeylere “hayır” demeyi bilin.
6. Bugüne Odaklanın
Baskı ve stresi azaltmanın en önemli yollarından biri bugün yapmanız gereken şeyleri yapmak, kontrolünüz dahilinde olmayan şeyler için endişe etmemektir. Örneğin teslim tarihi yaklaşan bir iş için “Vakit iyice azaldı.” diye kendinizi yemektense teslimat için yapmanız gereke 3 iş belirleyin ve oturup bu işleri halledin. Cesaret zor adımları atmak ve geleceğe dair korkuları bugün yapılan eylemlerle azaltmak demektir.
Sun Tzu’nun Savaş Sanatı adlı kitabında dediği gibi “Bugün neler yapabilirim?” sorusunu kendinize sormanız gerekir. Eğer yapılacak çok iş varsa, en iyisi masa başına geçip en önemli işi yapmaya koyulmaktır. Takıldığınız yerlerde yardım almayı da unutmamalısınız.
7. İşlerinizi Ufak Parçalara Ayırın
Gözünüzü korkutan, sırtınıza baskı yapan işleri ufak parçalara ayırmak oldukça mantıklıdır. Bir bütün olarak gözünüzü korkutan şeyleri, parçalara ayırdığınız zaman kısa süre içinde daha çok mesafe kat edersiniz. Bu da size bir tür zafer hissiyatı sağlar. İlerleme kaydettiğinizi hissetmek de projenin bütününü başarıyla tamamlamak için sizi motive eder.
8. Savsaklamayı Bırakın
Procrastination diye bir ifade var, duymuşsunuzdur. Türkçe karşılığı tam olarak savsaklamak. Yani yapmanız gereken işleri keyfi olarak sonraya ertelemek… Kronik ertemele hastalığı olan procrastination zararlı bir alışkanlıktır ve üstesinden gelinebilir. Öncelikle elinizdeki işi neden ertelediğinizi tespit etmeli, hayati bir durum söz konusu değilse de eyleme geçmelisiniz. Eğer savsaklama alışkanlığından kurtulursanız, yapabilecekleriniz karşısında siz bile hayrete düşeceksiniz.
9. Ruh ve Beden Sağlığını İhmal Etmeyin
Baskı altındayken daha çok ve daha sıkı çalışma eğilimine sahiptir birçok kişi. Ancak ruhunuz ve bedeniniz dinç değilse baskı altında çalışmadan verim alamazsınız. Bu nedenle zorlandığınız ve sıkıştığınız zamanlarda kısa bir yürüyüşe çıkabilir, nefes egzersizi ve meditasyon yapabilirsiniz. Kendinizi tüm stres ve baskılardan ancak ruh ve beden sağlığı ile koruyabilirsiniz çünkü.
10. Hayatın Bir Bütün Olduğunu Unutmayın
İş hayatında baskıyla nasıl başa çıktığınız, aslında sizin özel hayatınızla ilgili çok şey söyler. Eğer iş hayatında baskıyı sakin ve akıllı bir şekilde karşılayabiliyorsanız, olası dalgalanmalardan en az hasar alıp, bu tür olumsuzluklardan ders alıyorsanız; bu deneyimleri özel hayatınızda da uygulayarak dengeli bir hayat sürebilirsiniz.
Tabii geçmişteki baskılara göğüs germiş olmanız, gelecekteki baskılara karşı kesinlikle dayanıklı olacağınız anlamına gelmez; ancak her deneyim sizi daha da güçlü kılar. Başarılı insanlar da çıtayı sürekli yükseğe çıkarır ve gelişerek büyür.
11. Eisenhower Modelini Uygulayın
Acil ve önemli zorluklarla karşılaştığınızda bu zorlukların hangilerinin en önce halledilmesi gerektiğine karar verin ve Eisenhower modelini uygulayın. Bu model temel olarak 4 adımdan oluşur.
- Acil ve önemli işler
- Acil olmayan ve önemli işler
- Acil ve önemli olmayan işler
- Acil olmayan ve önemli olmayan işler
İlk önce acil ve önemli işleri halletmeye çalışmalısınız. Acil olmayan önemsiz işler bu tür bir önceliklendirme ile size baskı yapamaz hale gelir.
12. Eğlenmeye Çalışın
İnsanlar büyük bir zorlukla karşılaşınca ya bu sorunla yüzleşmekten kaçınır ya da yorgun düşer. Bu da özgüven kaybına, başarısızlık korkusuna ve mutsuzluğa yol açar. Ancak karşınızdaki zorluğu geçilmesi gereken bir canavar olarak görürseniz keyif almaya başlayabilirsiniz. Adım adım bir plan yaparak kontrolü elinize geçirirsiniz. Bu zorluğu aşınca göreceğiniz yeni fırsatlar da sizi yine motive eder.
13. Geçmiş Deneyimlerinizi Hatırlayın
Vakit en değerli nakittir. Kaybettiğiniz paraları bir zaman sonra yine kazanırsınız ama kaybettiğiniz zamanı asla geri getiremezsiniz. Bu nedenle geçmişte yaşadığınız baskı deneyimlerini hatırlayın ve bu deneyimlerden nasıl ders çıkarabileceğinizi düşünün. Olası baskı durumlarına göre bir proaktif strateji geliştirin.
14. Baskıyı Fırsat Olarak Görün
Duvara ne kadar sıkışırsanız, duvardan destek alıp kendinizi geriye doğru itiş gücünüz de o kadar artar. Bu insan doğasında vardır. Bu gücü fırsat olarak değerlendirmeniz de yine sizin isteğinize bağlı! Baskı altında çalışmanın aslında reddedilemeyecek kadar çekici bir zorluk olduğunu düşünebilirsiniz. Unutmayın, ancak en dibe vardığınız zaman yerden destek alıp tekrar üstüne çıkarsınız. Yerden destek almayı ihmal etmeyin.
15. İçsel ve Dışsal Baskıyı Birbirinden Ayırın
Baskı, önünüzdeki işleri yapmak için size hız verir. Arkadaşlarınızdan, yöneticilerinizden ve sektörden gelen baskı sinyallerini doğru okuyun. Koşulları değiştiremeseniz bile kendi tutumunuzu ve davranışlarınızı değiştirebilirsiniz. Stres olmak yerine baskı dolu bir zaman diliminde verimli ve etkili çalışabilmek için kendinizi nasıl geliştirebileceğinize odaklanın.
16. Amacınızı Anımsayın
Baskı altında çalışırken enerjinizin düşmemesi için yaptığınız işin amacını düşünün. Örneğin müşterilerin siparişlerini yetiştirme telaşındayken aslında bunu çalışanlarınızın ve kendinizin geleceği için yaptığınızı anımsayın. Sipariş demek, kazanç demek. Siparişlerin yoğunluğundan şikayet etmek yerine, işinizi iyi yaptığınız için çok fazla kişi tarafından tercih edildiğinizi düşünün örneğin. Bu tür bir düşünce yapısı, sizin pes etmenizi ve bıkmanızı önler; size bir amaç ve hedef duygusu verir.
17. Uykuyu İhmal Etmeyin
Medya patronu Arianna Huffington, Uyku Devrimi adlı kitabında yeterli ve kaliteli uykunun, baş döndürücü bir hızla akan hayata karşı dirençli olmak için olmazsa olmaz olduğunu belirtiyor. Kaliteli ve dengeli bir uyku, hafızayı geliştirir, yorgunluğu azaltır, odaklanmayı kolaylaştırır. Tabii tüm bunlar da baskıya bağlı stresi azaltır.
18. Beklenmeyene Hazır Olun
Yumurta kapıya dayandığı zaman gösterdiğiniz performansa siz bile şaşırırsınız. Bu bakımdan işlerin son dakikaya kalması hayatın sonu olarak görülmemeli. Bununla birlikte yine de baskı altındayken gösterdiğiniz performansın yeterli olmaması da yine ihtimaller dahilindedir. Anlayacağınız, beklenmeyene hazır olmakta fayda vardır.
19. Zihninizi Boşaltacak Şeyler Bulun
Düşüncelerinizi derleyip toparlamak, içsel huzur bulmak ve farkındalığı artırmak baskı altında sakin kalmayı sağlar. Yaratıcılık, odaklanma, sakinlik, esneklik gibi olumlu şeyleri belli aktivitelerle sağlamak mümkündür. Kimi bunu ibadetle yapar, kimi yogayla yapar, kimi de hobisiyle uğraşarak yapar. Günlük 10-15 dakika boyunca kendi iç dünyanıza dönüp sükunet ve huzur telkininde bulunmak bile zihin yapınızı pozitif olarak etkiler; stres ve baskıdan daha az etkilenmeniz sağlar.
20. Kendinize Bir Rutin Bulun ve Ona Sadık Kalın
Maratona hazırlanan koşucular yağmur çamur, yaz kış, hastalık sağlık demeden her gün mutlaka antreman yapar. Antremanı ihmal eden koşucular ise genelde yarışmalarda nal toplayan taraf olur. Rutin geliştirmek ve bu rutine sadık olmak, sizin kişiliğinizi geliştirir. Bazı şeyleri rutin haline getirdiğinizde yapmanız gereken işlere 1-0 önde başlarsınız, zira rutin sahibi olmak, bazı şeylere hazırlıklı olmak demektir.