Apple şirketinin kurucusu Steve Jobs adını her duyduğumuzda kendisini hürmetle andığımız ve bıraktığı mirasın teknoloji hüküm sürdüğü sürece yaşayacağına dair güçlü bir nostalji rüzgarına kapıldığımız başarılı bir girişimciydi.
Nihayetinde büyük başarılar elde edebilmiş hiçbir “büyük insan” hayatı boşuna yaşamış sayılmaz. Zira her biri dünya tarihine öyle ya da böyle damgasını vurmayı başarmıştır.
Başarılarla dolu her hayat çıkarılacak sayısız dersi de içinde taşır. Başkalarının hayatından öğrenebilecek denli hevesliyseniz, siz de büyük bir insan olma yolundasınız demektir.
İşte tam da bu yüzden yazımızda Steve Jobs’un başarılı hayatına ilişkin sırlara değineceğiz.
Umarız okuyacaklarınız size içinizdeki Steve Jobs’ı açığa çıkarmak ve büyük başarılara imza atmak konusunda ilham verir.
1. “Steve Jobs olsa ne yapardı?”
Apple çalışanları, Steve Jobs’ın hastalığı nedeniyle aralarında olamadığı zamanlarda sorunları çözmek adına kendilerine “Steve olsa bu durumda ne yapardı?” diye sormak gibi bir alışkanlık geliştirmişlerdi. Jobs ise bu fikre şiddetle karşı çıkmış ve “bugünün kararları geçmiş örneklere dayanarak alınmaz” diyerek çalışanlarını yapmaları gerekenin ne olduğunu bulmak ve onu gerçekleştirebilmek konusunda yüreklendirmişti. Bundan olacak ki Apple, Jobs’ın ölümünden sonra dahi nüfuzunu korudu.
O halde Steve Jobs’a ait ilk sırrı verelim: “Her senaryoya uyacak tek bir cevap yoktur, doğruyu bulmak için durmaksızın araştırmak gerekir.”
2. Basit olana ulaşmanın yolu karmaşadan geçer.
Nedendir bilinmez basit olana ulaşmanın karmaşık olandan çok daha kolay olduğunu düşünürüz. Einstein’ın söylediği gibi, “Bir şeyi basitçe açıklayamıyorsanız, yeterince iyi anlayamamışsınız demektir.” Doğru, değil mi? Sadeliğe ya da basit olana ulaşmanın tek yolu karmaşıklığın “karmaşık” aşamalarından başarıyla geçmektir.
O halde Steve Jobs’a kulak verin: “Basit olun, basit olan da saklı mükemmelliği ortaya çıkarmak için her daim basit olmayı hedefleyin.”
3. İnsanlara ürünlerinizi değil, hayallerini satın.
İnsanlara ürün veya hizmetlerinizi değil, hayallerini satın. Bunu öyle bir yapın ki müşterileriniz markanıza adeta taparcasına bağlı olsunlar. Apple’ın yaptığı da bu değil miydi zaten? Steve Jobs yalnızca hayallerimize giden yola ışık tutmuştu. Basitçe söylemek gerekirse her birimiz ona inandık. Kendisi müşterilerine Apple ürünlerini satın almaları konusunda baskı yapmak yerine sunduğu kusursuz ve kişiye özgü teknoloji ile daha da güçlenmelerini sağladı.
Steve Jobs’ın sırrı tam da bu: “Müşterinin bakış açısını değiştirin. Markanızı olabildiğince kişisel hale getirmelisiniz. ”
4. Minimalizm/Sadelik odak noktanız olmalıdır.
Minimalizm son günlerde gündemi epey bir meşgul etmekte olan taze bir alışkanlıktır. Jobs da minimalizmin koyu bir savunucusuydu. Peki, tüm Apple ürünlerinin el kitabı olmadan ve minimum ambalajla satıldığını biliyor muydunuz? Jobs, sadeliğin ve asgari olanın gücüne inanıyordu, bu gücü işletmenin her ürününe yansıtmış, üstelik bunda başarılı da olmuştu.
Jobs’a göre mutluluğun sırrı her daim arayışta olmaktan değil, azla yetinmeyi bilmekten geçiyordu.
Mutlaka okuyun: İş Dünyasında Sadeliğin Önemi
5. Sosyal statüyü güçlendirin.
İnsanlar tıpkı ürün veya hizmet satın almak için para kullandıkları gibi aileleri, arkadaşları ve meslektaşları arasında arzuladıkları olumlu izlenimi elde etmek için de sosyal statünün temelini oluşturan “sosyal para birimlerini” kullanırlar. Yani onlara somut bir statü kazandıracak dinamiklerden yararlanmalısınız.
Steve Jobs’ın da dediği gibi: “İnsanlara kendilerini iyi hissettirin, peşinizden geleceklerdir.”
6. Görünene değil,perde arkasına odaklanın.
Görüneni göz ardı etmek yani daha önce düşünülmemiş olana odaklanmak Apple’ın ve Steve Jobs’ın başarısının temelini oluşturur: Apple’a göre her “evet”in perde arkasına gizlenmiş bin “hayır” vardır: “Basitleştirir, mükemmelleştirir ve yarattığımız her ürün dokunduğu her hayatı güzelleştirinceye dek baştan başlarız. Yaptığımız işe imzamızı tam da böyle atarız. ” Rastgele seçenekler çok daha barizdir, ancak mükemmel seçimler her daim zaman alır. Mükemmel olana ancak diğer pek çok seçenekten kurtulduktan sonra ulaşabilirsiniz.
“ İstediğiniz sonuca ulaşıncaya kadar duyduğunuz her ‘EVET’ için “HAYIR” deyin. Bu görüneni olduğu gibi kabullenmenizi engelleyecektir. Sonucu bariz seçimlerden kaçınmalı ve sıradanlıktan kurtulmalısınız.”
7. Değer sunmaya odaklanın.
Değerli bir şey sunan her alışveriş ciddi miktarda para kazanacağınız anlamına gelir. Steve Jobs bu gerçeği gayet iyi biliyordu. Herhangi bir Apple ürününü düşünün, değer önerileri asla tükenmez. Öyle ki kullanımınız boyunca iTunes, yazılım güncellemeleri, ücretsiz denemeler vb. farklı formlarda değer önerileri almaya devam edersiniz. Yani, bir Apple ürünü satın aldığınız için asla pişman olmazsınız, çünkü ürününüz kullanım ömrü boyunca değer kaybetmez.
O halde “Vazgeçilmez olun ve değer sunun. İnsanlar peşinizden gelecektir. Bu davranışı bir stratejisinin getirisi olarak değil de alışkanlık üzerine gerçekleştirmelerini sağlamalısınız. ”
8. Vizyon sahibi olun.
Jobs henüz 1991 yılında uygulamalara ve kişisel bilgisayarlara ilişkin fikirlerinden bahsediyordu. O vizyon sahibi bir insandı. Öyle ki sektöre özgü uygulamalar yaratılabileceğinden ve bu uygulamalar sayesinde insanların işini kolaylaştırabileceğinden dahi bahsetmişti. Anlayacağınız, o bizlerden en az 20 yıl öndeydi. Hiçlikten dahi bir şeyler hayal edebilme becerisi yalnızca Jobs vb. birkaç büyük girişimci ruha bahsedilmişti.
Jobs’a göre işin sırrı net bir vizyona sahip olmak ve ona inanmaktı. Başarı ancak bu şekilde kaçınılmaz olabilirdi.
9. Hayatı kolaylaştırın.
Steve Jobs müşterilerinin hayatını olabildiğince kolaylaştırmıştı. Örneğin, tüm Apple ürünlerinin “ şarjlı” olarak satıldığını biliyor muydunuz? Böylece müşteri şarj edilmesini beklemekle uğraşmaksızın ürünün tadını çıkarabiliyordu. Üstelik bu müşterilere sunulan kolaylıklardan yalnızca bir tanesiydi. Zira Steve Jobs’un her çabası tek bir amaca yönelikti: Hayatı kolaylaştırmak.
10. Tasarım ve estetiğe önem verin.
Tasarım önemlidir. Hatta tasarım ortamının kalitesi yaşam kalitesini de belirler. Jobs buna inanıyordu. Bundan olacak ki sürekli olarak “Tasarım sadece görünen ya da hissettirilen şey değildir. Tasarım bir şeyin nasıl çalıştığını da gözler önüne serer.” diyordu. Unutmayın, güzellik de bir iyilik vaadidir, biz insanları iyi yanımızı açığa çıkma konusunda yüreklendirir.
“İyi bir tasarım, kendimizin en iyi versiyonu olmamıza yardımcı olur. Bunun için çabalayın. ”
İçinizdeki Steve Jobs’ı Açığa Çıkarın!
Steve Jobs’ın başarısının sırrı bunlardan ibaret.
Peki, içimizdeki Steve Jobs’ı nasıl açığa çıkaracağız?
İletişim koçu ve yazar Carmine Gallo, Jobs hakkında bir kitap yazdı. Girişimcilik ve inovasyonla ilgili önemli dersler barındıran bu kitapta Jobs’un temel iş felsefesine bu felsefeyi kendi girişiminize nasıl uyarlayabileceğinize dair değerli bilgiler ortaya konulmuştur.
Yazımızın bölümünde Gallo’nun kitabından derlediğimiz içinizdeki Steve Jobs’ı açığa çıkarmanızı ve başarılı olmanızı sağlayacak püf noktalarına değineceğiz.
1) Sevdiğiniz işi yapın.
Tutkunuzun peşinden gitmek teknik bir beceri değilmiş gibi gelebilir, ancak Steve Jobs başarısını tam olarak bu özelliğine borçlu olduğunu söylemiştir. Kendisine bir zamanlar genç girişimcilere vereceği en iyi tavsiyenin ne olduğu sorulmuş ve şu cevap alınmıştı: “Dışarı çıkın ve gerçekten tutkulu olduğunuz şeyi bulana kadar herhangi bir işte çalışın.”
Girişimcilik zordur ve kararlılık gerektirir. Takıntı noktasında bağlı olduğunuz bir şeyle uğraşmadığınız vakit, önünüze çıkacak engelleri aşmak için gereken enerjiyi bulamazsınız.
Yapmaktan hoşlanacağınız bir şey bulun. Öyle ki bu işi yapmak için güneşin yeniden doğmasını bekleyemeyecek denli sabırsızlanın.
2) İz bırakın.
Tutku yaratıcılığın fitilini ateşler, ancak roketi nihai hedefine yönlendiren şey vizyondur. Jobs ve Steve Wozniak’ın Apple’ı kurdukları 1976 yılı için Jobs’ın vizyonu bilgisayarın sıradan insanlara dahi ulaşmasını sağlamaktı. 1979’da Jobs, California Palo Alto’daki Xerox araştırma tesisinde bir grafik kullanıcı arayüzü sergilendiğine tanık oldu. Teknolojinin, bilgisayarları “sıradan insanlar” için dahi çekici kılacağını daha o an anlamıştı. Bu teknoloji sonraları bilgisayarlarla etkileşim şeklimize dair her şeyi değiştiren Macintosh bilgisayarlar olarak hayatımızdaki yerini alacaktı. Xerox çalışanları yarattıkları şeyin potansiyelini fark edemediler çünkü “vizyonları” yeni fotokopi makineleri yapmakla sınırlıydı. Anlayacağınız, iki kişi tam olarak aynı şeyi görse de gördüklerinden bambaşka bir sonuç çıkarabilir- algı kapasitesi vizyona bağlı olarak değişebilir.
Markanıza ait bir vizyon oluşturun. Toplumu nasıl şahlandıracağınızı tek bir cümle ile açıklayın.
Mutlaka okuyun: Misyon ve Vizyon Nedir? Örnekleri Nelerdir?
3) Yaratıcı olun.
Yaratıcılık yenilikçi fikirlere yol açar. Steve Jobs için yaratıcılık bir şeyleri birbirine bağlamaktı. Jobs geniş yelpazede bir deneyimin insana ilişkin kavrayışımızı da aynı derecede genişleteceğine inanmaktaydı. Bu, başkalarının kaçırmış olabileceği ayrıntıları fark etmek ve nihayetinde büyük işlere imza atmak anlamına geliyordu. Aynı zamanda diğer endüstrilerden ilham almak anlamına da gelmekteydi. Jobs yaratıcılığını farklı zaman ve sektörlere ilişkin deneyimlerine borçluydu- Hindistan gezisinden, Zen meditasyonundan, bir Mercedes-Benz aracından ve Four Seasons otel zincirinin ince detaylarından ilham aldı. Yanlış anlaşılmasın, Jobs, kendi yaratıcılığının fitilini ateşlemek adına farklı sektörlerin fikirlerini çalmadı, yalnızca bu fikirlerden ilham aldı.
Yapmanız gereken şey sektör dışı şirketlerle daha fazla bağ kurmaktır. Normalde katılmayacağınız konferanslara katılın. Daha sık seyahat edin. Sektörünüzün dışından iş ortakları ve çalışanlar işe alın. Konfor alanınızın dışına çıkın.Yaratıcı olmanın yolu budur.
Mutlaka okuyun: Yaratıcılığınızı Geliştirmek İçin 16 Şahane Yöntem
4) Hayallere odaklanın.
Bu maddeyi Steve Jobs’ın başarı sırlarından da hatırlayacaksınız. Steve Jobs’a göre, Apple ürünlerini satın alan insanlar sıradan “tüketiciler” değildir. Onlar umutları, hayalleri ve hırsları olan insanlardır. Bu nedenle o her daim insanların hayallerini gerçekleştirmelerine yardımcı olacak ürünler geliştirmeye odaklanmıştır. Bir keresinde “Bazı insanlar Mac satın almak için deli olmanız gerektiğini düşünür, ama biz bu delilikteki dehayı görürüz.” demiştir.
Peki, ya siz? Sizler müşterilerinizi nasıl görüyorsunuz? Onların dehalarını açığa çıkarmalarına yardım edin, hem kalplerini hem de zihinlerini zapt edin.
Müşterilerinizi iyi tanıyın. Onlarla daha fazla zaman geçirin. Hayallerini anlamaya çalışın, böylece bu hayali gerçekleştirmelerine yardımcı olabilirsiniz.
5) Hayır demeyi öğrenin ve sadeleşin.
Jobs bir keresinde “Yaptığımız şeyler kadar yapmadıklarımızla da gurur duyuyorum.” demiştir.
O, her gördüğünü kabullenmemiş ve kendisini çoğunluğun gözü kapalı kabullendiği karmaşık tasarımlardan çok basit ve karmaşadan uzak olana adamıştır. Ve bu bağlılık ürün tasarımının bir hayli ötesine uzanır. iPod tasarımından iPad’e, Apple ürünlerinin paketlenmesinden resmi web sitesinin işlevselliğine kadar hemen her alanda inovasyon, hayır demeyi bilmek ve gereksiz şeylerin ortadan kaldırılması ile eş anlamlı olarak kabul edilir, böylece aslolan kendi adına konuşacaktır.
O halde sizler de karmaşayı azaltın. Kendinize ‘Neyi kesebilir nelerden feragat edebilirim?’ diye sorun. Web siteniz çok mu karmaşık? Müşterileriniz aradıklarını bulmakta zorlanıyor mu? Ürünleriniz kafa karıştırıcı mı? Sunumunuz son derece uzun ve karmaşık mı? Bir an önce sadeleşmeye gidin.
6) Benzersiz deneyimler sunun.
Jobs, Apple mağazalarını müşteri hizmetleri açısından da standardın üstünde bir konuma taşıdı. Bu sayede Apple mağazaları, her türden işletmenin müşterileri ile daha derin, daha duygusal bir bağ kurmak adına benimseyebileceği basit yenilikler sunmak suretiyle dünyanın en iyi perakende mağazası haline getirilmiş oldu. Örneğin, Apple mağazalarında kasiyer yoktur. Uzmanlar, danışmanlar, hatta dahiler vardır, ancak kasiyer bulamazsınız. Neden mi? Çünkü Apple hayatları zenginleştirmenin peşindedir.
Müşteri deneyimine ilişkin faaliyetleriniz hakkında yeniden düşünün. Müşterilerin web sitenizi tıkladıkları, mağazanıza geldikleri ya da ürünlerinizle etkileşime girdikleri ilk andan itibaren yaşadıkları deneyimi nasıl geliştirebileceğinize odaklanın. Kendinize her daim “Müşterilerimin yaşamlarını zenginleştirmek için ne yapabilirim?” sorusunu sorun.
Mutlaka okuyun: Başarılı Müşteri Deneyimi Örnekleri
7) Mesaj iletiminde ustalaşın.
Steve Jobs, ürün lansmanlarını bir sanata dönüştürmesi ile ünlü, dünyanın en büyük kurumsal hikaye anlatıcısıdır. Dünyanın en yenilikçi fikrine sahip olabilirsiniz, ancak insanların sizinle aynı heyecanı paylaşmasını sağlayamazsanız fikrinizin ne olduğunun hiçbir önemi yoktur. Başarılı bir inovasyona dönüşen fikirler kadar iyi olmasına karşın, kimsenin dikkatini çekmeyi başaramamış binlerce fikir vardır, çünkü bu fikirlerin yaratıcıları vurucu bir hikayeye sahip değildir.
O halde sunum becerilerinizi geliştirmek adına şu basit teknikleri kullanın: Madde işaretleri kullanmaktan kaçının. Metinler yerine mümkün olduğunca çok fotoğraf ve resim içeriği sunun. Sunumun ilk on slaytında 40’tan fazla kelime kullanmamayı öğütleyen “40-10 kuralına” uymaya odaklanın.
Mutlaka okuyun: En Etkili Hikaye Anlatma Teknikleri