Perşembe, Kasım 21, 2024
Ana SayfaReklam ve PazarlamaSosyal Kanıt Nedir? Pazarlamadan Nasıl Kullanılır?

Sosyal Kanıt Nedir? Pazarlamadan Nasıl Kullanılır?

Cumartesi öğleden sonra ve sokakta yürürken öğle yemeği için oturacak bir yer arıyorsunuz. Her 10 restorandan 8’inde içeride yemek yiyen insanlar görüyorsunuz fakat diğer iki tanesi bütünüyle bomboş. Bu durumda, içeride birilerin yemek yediği restoranlardan birini mi seçerdiniz yoksa diğer ikisinden birini mi?

Siz de çoğu insan gibiyseniz siz de seçiminizi içeride yemek yiyen insanların olduğu restoranların birinden yana kullanırdınız. Hatta çok büyük ihtimalle bunu yaparken bir an bile düşünmezdiniz. Oysa, çoğunlukla hepimizi içerisi daha kalabalık olan restoranları seçiyor olmamız bir tesadüf değil. Buna “sosyal kanıt” adını verebileceğimiz ve temeli psikoloji biliminde yatan doğal bir olay gözüyle bakmak mümkündür.

 

Sosyal Kanıt Nedir?

Sosyal kanıt bireylerin, çoğunluğun aksiyonlarına uyduğunu kabul eden psikolojik bir kavramdır. Pek çok kişinin aynı şekilde davranıyor olmasının, bu davranışın doğru olduğunu gösterdiği düşüncesine ya da inanışına dayanmaktadır.

Bir süreliğine daha yukarıda belirtilen restoran örneğine dönelim. İçerisi boş olanlar yerine içeride insanların yemek yemekte olduğu restoranlardan birini seçme eğilimin arkasında yatan neden içeride kimsenin olmadığı restoranların diğerleri kadar iyi olmadığının düşünülmesidir. O kadar iyi olsalardı diğer insanlar da bu restoranları seçmiş olurdu değil mi?

Tam da bu noktada, bu durum insan eylemlerinde sosyal kanıt kavramına güzel bir örnek teşkil etmektedir. Boş restoranlar diğerlerine göre çok daha başarılı bir menüye ya da hizmete sahip olsa bile ilk etapta akla gelen ilk şey, sırf birileri hali hazırda yemek yediği için içerisi dolu olanların bunlara göre daha başarılı olduğu düşüncesi olacaktır.

Sosyal kanıt yeni bir kavram değildir. Bu başlık altında, kişilerin insan gruplarının kararlarına uymaya daha eğilimli olduğunu ortaya çıkaran daha önce yapılmış pek çok çalışma bulunmaktadır. Bunların arasında en çok başvurulan örneklerden biri 1951 yılında gerçekleştirilen Solomon Asch uyum deneyidir.

Asch, insanların çoğunluğun seçimlerine, bu seçimler bütünüyle yanlış olsa bile, uyum göstermeye daha yatkın olduğu teorisini test etmek isteyen bir psikologdu.

Deney için, Asch katılımcı olarak erkek kolej öğrencilerini kullanmıştır. Oluşturulan gruplara aşağıdaki şekiller gösterilmiştir.

Katılımcılardan soldaki çizginin sağdaki A, B ve C çizgilerinden hangisi ile aynı boyda olduğu sorulmuştur. Katılımcılar 8’er kişilik gruplara bölünmüştü fakat her bir grupta sadece 1 kişi gerçekten test ediliyordu. Diğer kalan 7 kişiden ise önceden cevapları hakkında görüş birliğine varmaları isteniyordu, ki diğer kişinin ise bundan haberi yoktu.

Her bir kişinin çizginin hangisi ile aynı boyda olduğunu söylemesi gerekiyordu. Doğru cevap her zaman ortadaydı ve son cevap veren kişi her zaman gerçekten test edilen kişiydi. 18 kere sorunun cevaplanması istendi ve gruplardaki her bir 7 kişiden 12 kere hatalı cevap vermeleri istendi. Deneyden habersiz 12 katılımcının %75’i de hatalı yanıt verdi.

Diğer 6 denemede ise gruplardaki her bir 7 kişiden doğru cevap verilmesi istendi, asıl test edilen kişiler ise %1 olacak şekilde hatalı yanıt verdiler.

Asch, aslında asıl test edilen kişilere neden gruplarındaki çoğunluk kararına uyduklarını sorduğunda iki sebepten dolayı bu kişilerin sosyal kanıt kavramını kabul ettiklerini ortaya çıkarmış oldu.

  • Gruba uyum sağlama isteği
  • Grubun kendilerine göre daha fazla bilgi sahibi olduğunu düşünmeleri

Bu kapsamda sizin de tahmin edebileceğiniz üzere, sosyal kanıt kavramı doğru şekilde kullanıldığı takdirde pazarlamacılar içi oldukça güçlü bir araca dönüşebilir. Markanızın, ürünlerinizin ve hizmetlerinizin popülerliğini göstererek insanlara kendileri için doğru bir seçim olduğunuza dair güven verebilir hale gelebilirsiniz.

 

Sosyal Kanıt Dijital Pazarlama için Neden Önemli?

Başlangıçta verdiğimiz restoran örneği sosyal kanıtın fiziksel sektörlerdeki önemini vurgulamaktadır. Fakat sosyal kanıt kavramının online pazarlama faaliyetleri için çok daha fazla önemli olduğunu asla unutmayın.

Herhangi bir mağazada alışveriş yaparken, ürünleri doğrudan birbirleri ile kıyaslama ve hangisinin daha iyi olduğuna karar verme şansınız bulunmaktadır. Vereceğiniz karar ile daha fazla baş başa kalma fırsatınız olmaktadır. Örneğin, farklı iki markanın tişörtü arasında kaldıysanız, ikisini de deneyebilir, böylelikle hangisinin sizin için daha uygun olduğuna kolayca karar verebilirsiniz.

Fakat çevrim içi şekilde alışveriş yaptığınızda, işler sizin için bu anlamda doğal olarak biraz daha zorlaşır. Kendi kendinize deneyip görmek üzere elinizde ürünü bulunduramadığınızda, satın alma kararınızı vermeden önce başkalarının fikirlerine daha fazla önem verme ihtiyacı duyarsınız.

O tişörtü online şekilde satın almadan önce, diğer insanların duruşu ve kumaş kalitesi hakkında yazdıkları ürün yorumlarına göz gezdirirsiniz. Tişörtün modelini beğenmiş olsanız bile başka bir müşterinin ürün ile ilgili olumsuz bir deneyimi satın alma kararınızı değiştirmenize sebep olabilir, çünkü daha önce ürünü fiziksel olarak eline almış bir kişi size göre ürünle ilgili çok daha fazla bilgiye sahiptir.

Bu noktada, fiziksel mağazacılık yapan şirketlerin mağazalarında sattıkları her bir ürün için ortalama müşteri değerlendirmelerini gösterdiğini hayal edin. Bu durumda muhtemelen başkalarının da fikirlerini dikkate almaya ve alışveriş şeklinizi değiştirmeye başlardınız. Aslında artık bu hayal olmaktan da çıktı. Çünkü yapılan bir araştırmaya göre alışveriş yapan her iki kişiden biri mağazada alışveriş yaparken herhangi bir ürünü almadan önce akıllı telefonlarını kullanarak araştırma yapıyor.

Artık sosyal kanıtın tüm sektörler için neden oldukça önemli hale gelebileceğini anlamış durumdayız, şimdi ise biraz daha ayrıntılı şekilde bu konuyu değerlendirelim.

 

Sosyal Kanıt Kavramını Pazarlama Alanında Kullanabilmenin Yolları

Sosyal kanıtın pazarlama çalışmalarınızda kullanabilmenin binlerce farklı yolu bulunmaktadır. Fakat bunların tümü diğer insanlara ne sunduğunuzu gösterme amacına dayanır ki böylelikle müşterileriniz de sunduğunuz ürün ya da hizmetleri satın almak istesin.

Sosyal kanıt oluşturabilmenin bazı ortak taktikleri aşağıdaki gibidir.

  • Olumlu ürün ya da hizmet değerlendirmeleri
  • Müşteri tanıklıkları
  • Fenomen ya da ünlülerin açıklamaları
  • Sosyal medya takip oranlarınızı artırma
  • Kullanıcı ya da müşterilerinizin sayısını duyurmak
  • Ödüller ve farkındalık
  • Sosyal paylaşımlar (doğru yapıldığı sürece)

Sosyal kanıt, potansiyel müşterilerinizin tanıdığı kişilerden geldiği zaman çok daha fazla önem kazanmaktadır. Nielsen firması tarafından yapılan bir çalışmaya göre insanların % 82’si herhangi bir ürün ya da hizmeti satın almadan önce arkadaşlarından ya da aile üyelerinden öneri topladığı belirlenmiştir.

Mesela Instagram’da takip ettiğiniz biri bir fotoğrafı beğendiğinde neden size bunu gösteriyor? Çünkü sosyal kanıt kavramının gücünün farkındalar ve takip ettiğiniz bir kişi bir paylaşımı beğenmiş ise muhtemelen sizin de bu paylaşımı beğeneceğinizi biliyorlar.

Ya da Linkedin size neden sahip olduğunuz bağlantılar ile ilgili bilgilerin yer aldığı mailler gönderiyor? Elbette bunun sebeplerinden biri platformda bağlantılı olduğunuz kişiler ile ilgili size güncel bilgiler ulaştırabilmek fakat bunu yaparak aynı zamanda sosyal kanıt kavramından yararlanıp uygulamaya login olmanızı ve hatta yeni ürünlerden birini denemenizi sağlamayı da hedefliyorlar.

Henüz Instagram ya da LinkedIn’de bu denli kişiselleştirme seviyesine gelmemiş olsanız bile, sosyal kanıt hala önemini korumaktadır. Minter tarafından yayınlanan bir rapora göre insanların % 70’i herhangi bir ürün ya da hizmeti satın almaya karar vermeden önce forum sitelerinden bu ürün ya da hizmet ile ilgili müşteri yorumlarını okumaktadır.

Sosyal kanıt kavramını henüz kendiniz için avantaj haline getirmediyseniz, sosyal medya paylaşımlarınız, ürün sayfalarınız, blog içerikleriniz ve bunlar gibi kullandığınız başka pazarlama kanallarınız beklediğiniz müşteri kazanma oranlarını yakalayamıyor olabilir. Bu noktada, pazarlama faaliyetlerinize sosyal kanıt kavramını uyumlandırabileceğiniz alternatif yollar için fikir yürütebilmenize yardımcı olacak bazı ipuçlarını ve ders çıkarılabilecek gerçek hayattan alınmış örnekleri sizler ile paylaşmak faydalı olacaktır.

1. Olumlu Müşteri Değerlendirmeleri

Değerlendirme sitelerinde diğer insanlardan yüzlerce beş yıldız almış restoranları deneme fikri size çok daha cazip mi geliyor? Bu kapsamda, online yollardan yapılmış ürün ya da hizmet yorumları pek çoğumuzun bildiği sosyal kanıt biçimlerinden biridir ve satın alma davranışlarımız üzerinde oldukça büyük bir etkisi bulunmaktadır.

BrightLocal tarafından yapılmış bir çalışmaya göre ise tüketicilerin yüzde 88’i online ürün ya da hizmet değerlendirmelerine kişisel öneriler kadar güvenmektedir. Aynı çalışmada ortaya çıkan en dikkat çekici sonuçlardan biri de insanların ilk gördükleri ürün ya da hizmet değerlendirmelerine güvenmiyor olmasıdır. Ortalama olarak tüketiciler satın almadan evvel en az 2 ya da 3 farklı yorum sitesindeki ürün ya da hizmet değerlendirmelerine göz gezdirmektedir.

Bu da konu müşteri değerlendirmelerine geldiğinde tek bir şeye bel bağlamamak gerektiği anlamına gelmektedir. Sektörünüz için tüm önemli yorum sitelerinde olumlu müşteri değerlendirmelerini toplamaya çalışın. Lokal işletmeler için bu Google, Tripadvisor ya da FourSquare gibi uygulamalar olabilir.

Olumlu müşteri değerlendirmeleri pazarlama materyallerinizde de sosyal kanıt olarak kullanılabilir. Müşterilerin sık sık yorum bıraktığı bir site ya da uygulamada sizin için yapılmış bir beş yıldızlık yorum varsa örneğin bunu web sitenizin ana sayfasında kullanmayı deneyebilirsiniz.

Yorum eklemek aynı zamanda etkili bir sosyal kanıt olabilir. Online müşteri değerlendirme yönetimi için düşünülmüş efektif bir strateji, pek çok marka için pazarlama alanında atılması gerekli bir adımdır, özellikle de sadece müşterilerin yaptığı yorumların değil aynı zamanda yorum platformlarında yapılan yorumlara markaların verdiği cevapların da etkili olduğu düşünüldüğünde. Zira tüketicilerin % 89 gibi büyük bir çoğunluğu bu yorumlara cevaben markaların verdiği yanıtları okumaktadır.

Bu noktada şunu unutmayın ki, ürün ya da hizmet yorumları zaman zaman sizin aleyhinize de işleyebilir ve negatif anlamda birer sosyal kanıta dönüşebilirler. Bu şekilde siz de görmek istemediğiniz yorumlara maruz kalmışsanız, çok büyük ihtimalle bunun olumsuz geri dönüşlerini de alıyor olacaksınız. BrightLocal tarafından yapılan araştırma gösteriyor ki, alışveriş yapan pek çok kişi herhangi bir markanın ürün ya da hizmetini satın almayı değerlendirmeden önce diğer kişilerin bu markaya en az 3 yıldız verip vermediğini kontrol etmektedir.

Mutlaka okuyun: İnternette Müşteri Yorumlarına Nasıl Cevap Vermelisiniz?

 

2. Müşteri Referansları

Ürün ya da hizmetinizin iyi olduğunu söylemek insanları satın almaya ikna etmek için tek başına yeterli olmayacaktır. İnsanların ellerini ceplerine atmalarını sağlayacak şey bu ürün ya da hizmeti satın almış ve olumlu bir deneyim yaşamış bir müşterinin referans olmasıdır.

Spesifik olarak sosyal kanıt anlamında referans müşteriler on yıllardır kullanan sağlık ve fitness gibi bazı sektörler hali hazırda bulunmaktadır. Neredeyse hemen hemen tüm önemli ve başarılı kilo kaybettirme programları ve fitness ürünleri insanların güvenini kazanmak için referans müşterilerden faydalanmaktadır.

Peki referans müşteriler neden bu kadar etkili? Birinci sebep, ilgili ürün ya da hizmetin değer sunduğunu kanıtlıyor olmasıdır. Örneğin, başarılı birçok firma web sitelerinde bütün bir sayfayı tamamen sunmuş olduğu hizmet ya da ürün sayesinde başarılı sonuçlar elde etmiş müşterilerine ayırmaktadır.

Vurucu bir referansın anahtarı, müşteriniz için ürün ya da hizmetinizin çözdüğü herhangi bir problemin müşterinin ağzından dinlenebilmesidir.“Bu ürün ya da hizmeti seviyorum” cümlesi tek başına genel bir ifade olacaktır. Bunun için müşterilerin sorunlarını çözerek elde ettiğiniz spesifik sonuçları ortaya çıkarabilmeniz gerekmektedir.

Ürün ya da hizmetlerinizden memnun olmuş bazı müşterileriniz ile iletişime geçin ve şirketiniz hakkında görüş vermeyi isteyip istemeyeceklerini sorun. Ya da şirketinizi iyi tanıyan bloggerlar tarafından takip ediliyorsanız, bu kişilere ulaşıp pazarlama araçlarınızda kullanmak üzere ürün ya da hizmetlerinizle ilgili deneyimleri hakkında birkaç cümle söylemelerini isteyebilirsiniz.

Unutmayın, araştırmalar gösteriyor ki insanlar genellikle reklamlardan ziyade diğer insanların ilgili ürün ya da hizmetle ilgili tavsiyelerine güvenmektedir. Hatta bir araştırmaya göre tüketicilerin % 92’si satın alma kararlarında diğer pazarlama faaliyetlerini değil şirketlerin parasal kaynak ayırmadığı müşteri tavsiyelerini dikkate almaktadır. Bu nedenle, başarılı bir referans müşteri, çoğu zaman zekice kurgulanan ve yüksek maliyetli bir reklam kampanyasına göre çok daha faydalı sonuçlar vermektedir.

 

3. Ünlü ve Fenomenlerden Ürün ya da Hizmet Tavsiyeleri

Fenomen pazarlaması(influencer marketing) son zamanlarda oldukça büyük bir gelişim sağladı ve gelecekte de bu gelişimin artarak devam etmesi beklenmektedir. Daha önce dile getirdiğimiz gibi, tüketiciler diğer kişilerin fikirlerine markalara olduğundan çok daha fazla güvenmektedir. Bu kapsamda, konu fenomen birinin verdiği ürün ya da hizmet tavsiyesine geldiğinde bu durum daha da güçlenmektedir.

İinfluencer marketing aynı zamanda oldukça karlıdır da, şirketler fenomenlere harcadıkları her 1 dolar için ortalamada 6.5 dolar kazanmaktadır.

İnfluencer marketing özellikle sosyal medya da oldukça etkili bir pazarlama yöntemidir:

  • Twitter kullanıcılar fenomenlerin ürün ya da hizmetle ilgili paylaşımlarını gördükten sonra satın alma davranışları 5.2 kat artmaktadır.
  • Twitter kullanıcılarının % 49’u fenomenlerin önerilerine güvenmektedir.
  • İnsanların yüzde 40’ı sosyal medyada herhangi bir fenomen tarafından kullanıldığını gördükten sonra ilgili ürünü satın alma kararını verdiğini söylemektedir.
  • Fenomenlerin ürettiği içerik doğrudan markaların ürettiği içeriğe göre 8 kat daha fazla kazandırmaktadır.

İnfluencer marketingin en iyi taraflarından biri de markalar için bunu gerçekleştirmenin çok zor olmamasıdır. Unutmayın, sosyal medyada oldukça aktif bir takipçi kitlesine ya da ulaşmaya çalıştığınız müşteri kitlesi üzerinde önemli bir etkiye sahip herhangi biri, bir ünlü ya da ilgili sektörde uzman bir kişi fenomen olarak kabul edilebilir.

Bu noktada akılda tutulması gereken önemli şeylerden bir tanesi de doğru eşleşmeyi yaratabilmenizdir. Bu da kitlenizi tanımak anlamına gelmektedir. Örneğin, hedeflediğiniz kitle emekliliğine yaklaşmış yaşça büyük kişiler ise son zamanlarda revaçta olan ergenlik çağında ünlü bir YouTuber bu kitle için doğru seçim olmayabilir.

Sosyal kanıt odaklandığınız kitlenin güvenini kazanmış birinden geldiği durumda çok daha etkili olacaktır. Bu nedenle, hedef kitlenizin tanıdığı, sevdiği ve güvendiği bir fenomen bulmanızı, daha sonra beraber çalışabilmenin yollarını yaratmanızı öneririz. İşbirliğiniz kapsamında, bu kişi Instagram’da yayınladığı içeriklerde markanızı etiketleyebilir, websitesinde sizin ürün ya da hizmetinize dair deneyimlerini paylaşabilir ya da siz bu kişiden kendi sitenizde yayınlayabileceğiniz bir onay cümlesi alarak bunu kullanabilirsiniz.

Mutlaka okuyun: Influencer Marketing Nedir?

 

4. Sosyal Medya Takibi

Her ne kadar sosyal medyadaki takipçi sayınıza başarınızın mutlak ölçütü olarak güvenemeseniz de, takipçi sayısını sosyal kanıtın farklı bir biçimi olarak kullanabilirsiniz.

İnsanlar kalabalılıkların peşinden gitmeyi sever, bunun bir diğer adı da sürü psikolojisidir. Temel olarak, insanlar çok sayıda insanın herhangi bir aksiyonda bulunduğunu gördüğünde onlar da bu aksiyona dahil olmak isterler.

Girişimci Derek Sivers’in bir akım başlatabilmek hakkındaki oldukça ünlü bir Ted konuşması bulunmaktadır. Konuşmasında parkta tek başına dans eden bir kişinin gösterildiği bir çalışmadan bahsetmektedir. Daha sonra bu kişiye biri daha katılır, sonra biri daha. Bu durum kartopu etkisi yaratır ve gittikçe daha fazla kişi onlarla dans etmeye başlar.

Takipçi kitlesine sahip olmanın, bu kitle avantaja çevrilmediği sürece, gerçek bir değeri bulunmamaktadır. Bu nedenle, pek çok pazarlama uzmanının da dediği gibi şirketler takipçi sayıları hakkında bu kadar takıntılı olmamalıdır. Çünkü sosyal kanıt ilüzyonu yaratabilmek için sahte takipçi kitlesi yaratmak beklenen sonuçlar yaratmayacaktır. Bu yüzden hayal kırıklığı yaşamayacağınız sadık bir takipçi kitlesi yaratmaya odaklanmanız gerekmektedir.

 

5. Kullanıcı ya da Müşteri Sayısını Vurgulamak

Milyarlarca müşterisi olan bir restorandan mı yoksa sadece birkaç yüz kişiye yemek servis eden bir restorandan mı yemek siparişi vermek isterdiniz? McDonald’s için bunun doğru cevabı milyonlarca müşterisi olan restorandan yemek sipariş etmek, bununla da uyumlu olarak restoran “bilboard'”arında sıklıkla “9 milyardan fazla müşterimize” şeklinde ibareler kullanmaktadırlar.

Şirketinizin hali hazırda kazanılmış bir müşteri tabanı var ise bu müşteri tabanınızı da sosyal kanıt yaratabilmek için kullanabilirsiniz. Kaç müşteriniz, aboneniz ya da kullanıcınız olduğunu göstererek insanların ürün ya da hizmetlerinizi değerli bulduğu mesajını güçlü şekilde verebilirsiniz.

Aynı zamanda Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisine göre hepimiz ait olma hissine ihtiyaç duyarız. Diğer bir deyişle, insan olarak hepimiz bir gruba dahil olmak isteriz. Ve yine sahip olduğumuz sürü psikolojisi sebebi ile kalabalıkların eylemlerine katılma dürtüsü duyarız. Bu nedenle websitenizin ana sayfası gibi farklı pazarlama alanlarında sahip olduğunuz müşterilerin istatistiksel bilgilerini kullanmanız faydalı olacaktır. Fakat bu noktada sadece müşteri sayınızı söylemekle yetinmemeli, diğer insanları da bu müşteri topluluğunuza davet eden ifadeler kullanmaya özen göstermelisiniz. Böylelikle, bir topluluğa ait olma isteğini uyandırabilirsiniz.

Bu taktikten faydalanabilmenin bir başka yolu ise ürün ya da hizmetlerinizden yararlanan popüler markalara işaret etmektir. Bunun için örneğin, kendi ana sayfanıza bu markaların logolarını koymayı deneyebilirsiniz.

Bu yolu izlediğiniz takdirde, müşterilerinizin kolaylıkla ayırt edebileceği markaları paylaşmaya özen göstermelisiniz. Bu şekilde, daha büyük bir etki yaratabilir ve daha geçerli bir sosyal kanıt oluşturabilirsiniz.

 

6. Ödüller ve Farkındalık

İnsanlar güvendikleri markaların ürün ya da hizmetlerini satın almaktadır. Fakat bazen güvenilir bir marka olduğunuzu söylemek yeterli olmayabilir. Güvenli olduğunuza dair kanıtlar göstermek diğer insanlar için daha ikna edici olabilir. Tam da bu noktada, ödüller ve farkındalık başarılı sosyal kanıt biçimlerinden biridir.

Bir şekilde, ödüller markanızın güvenilirliğini artırır çünkü ödüller üçüncü kişiler tarafından takdir edildiğinizi ve onaylandığınızı gösterir. Dolayısıyla, ödüllerinizi kazandığınız kaynaklar ne kadar prestijli ve bilindik olursa web sitenizde bu ödülü gösterme önceliğini de o denli artırmalısınız.

Eski bir e-ticaret şirketi alışveriş sayfalarının başına kazandıkları ödüllerden birini koymanın daha iyi müşteri geri dönüşleri yaratıp yaratmayacağını test etti. Kontrol için tutulan versiyonda kullanıcı sayısı ile beraber Twitter’a yönlendirici bir takip butonu yer alıyordu. Diğer versiyonda ise herkesçe bilinen ünlü bir iş kadını tarafından verilmiş bir ödülü duyuran bir fotoğraf kullanıldı.

Kontrol versiyonuna göre bu versiyon yüzde 90 istatistiksel güven aralığı ile test ettikleri tüm hedeflerde daha iyi sonuçlar vermiştir.

Kazanılan ödülleri listelemek dışında potansiyel müşterilerinizin güvenini kazanmanın bir başka yolu da iş birliği yaptığınız websitelerin logolarını paylaşmaktır.

Örneğin, şirketiniz tanınmış bir medya kurumu tarafından dile getirilmiş ise bu durumu kendi websitenizde insanlar ile paylaşmak sizi henüz keşfetmiş kişiler üzerinde olumlu bir etki bırakacaktır.

 

7. Sosyal Medya Paylaşımı Sosyal Kanıt Anlamına Gelir mi?

Websitenize sosyal medya uygulamaları için paylaşım butonları koymak sosyal kanıt yaratmanın mantıklı bir yoludur. Fakat, belli durumlarda beklenilenin tam tersi bir etki de yaratabilir.

Veritabanı yönetim şirketi Calpont isimli firma paylaşım yapmak isteyenler için sosyal medya uygulamalarının butonlarını kullanmanın müşteri geri dönüşünü artırıp arttırmayacağını görmek için bir test yaptı.

Normalde firma bu butonları, her sayfada sayfanın en üstü, en ortası ve en altı olmak üzere üç farklı yerde konumlandırdı. Yapılan testlerin sonuçları gösterdi ki, sosyal medya paylaşım butonlarını sayfanın üstünden kaldırmak, daha yüksek satış oranı ile sonuçlanmaktadır.

Peki böylesine küçük bir değişiklik nasıl olur da böyle önemli sonuçlar doğurabildi? CalPont içeriği çok fazla sosyal medya paylaşımına konu olmuyordu. Öyle ki, pek çok içerik maksimum 5 kere Facebook’ta paylaşılıyordu. Bu nedenle, her sayfanın üstünde belirgin şekilde yer alan düşük paylaşım sayıları daha en başından müşteriler üzerinde olumsuz etki yaratıyordu.

Siz de sosyal paylaşım butonlarını sayfanın en üzerinde listelemek yerine, sayfanın yanına konumlandırmayı deneyebilirsiniz. Böylelikle bu butonlar hem daha kullanışlı olacak hem de sayfanın ana odak noktaları olarak görünmeyecektir.

 

Sosyal Kanıt Konseptinden Siz de Yararlanın

Gördüğünüz üzere, sosyal kanıtı müşteri sayınızı ve kazançlarınızı artırmak için kullanabilirsiniz. Bunun için yazı boyunca anlatılan yukarıdaki ipuçlarını deneyebilir ve ne tür sonuçlar alacağınızı görebilirsiniz.

Merve Tulum
Merve Tulum
ODTÜ " Endüstri Mühendisliği " bölümünden mezun olduktan sonra Boğaziçi Üniversitesinde yüksek lisans yaptı. İş hayatına hızlı bir giriş yapıp inovasyon sorumlusu, sistem ve iş analisti gibi birçok pozisyonda görev aldı. Fibabanka, Yemeksepeti ve Yapı Kredi çalışmış olduğu şirketlerden sadece birkaçı. Sizler için iş hayatında edindiği tecrübeleri sizlere aktarıyor.
Mutlaka Okunması Gerekenler

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

En Çok Okunanlar