Şirket çalışanlarının yaşadıkları her türlü sorunun özünde aynı sebep vardır: İş ortamları çok az güven veriyordur ya da şirketlerinde derin bir korku hakimdir.
Durum tanıdık geldiyse ne yazık ki siz de “zehirli bir çalışma ortamına” sahipsiniz.
Kötü performans, yüksek ciro maliyeti, problemli çalışanlar, ekipler arasındaki gerginlik, tükenmişlik, politik mücadele ve tutku eksikliği vb. tüm durumlar hasarlı bir şirket kültürünün belirtileridir.
Yöneticiler çoğu zaman yaşadıkları yönetimsel problemleri aslında kendi elleri ile yarattıklarını fark etmezler.
İnsanlar bir şeyler başarmak ya da zihinlerini meşgul etmek için çalışmak isterler. Kimse ayrılmak için işe girmez. İnsanların yaptıkları işten sıkılmalarının, işlerinden soğumalarının veya verimli çalışamamalarının sebebi iş ortamlarında karşı karşıya kaldıkları sorunlardır.
Yöneticiler veya işletme sahipleri birileri şirket binasının çatısında sızıntı olduğunu ya da borularda tıkanıklık olduğunu belirttiğinde direkt olarak savunmaya geçmezler. Elbette ki bu tarz fiziksel problemler de çalışma ortamını büyük ölçüde etkiler. Ancak çatının sızması ya da boruların tıkanması gibi sorunları dışarıdan birini çağırarak kolayca çözebilmeniz mümkündür.
Şirket kültüründe problem olduğu belirtildiğinde ise pek çok yönetici anında savunmaya geçer.”Hayır, kültürümüz gayet iyi-çalışanlarımız kötü” gibi söylemlerde bulunur ve sorunu görmezden gelirler.
Bu onların tercihidir, ancak bunun yapabilecekleri en pahalı seçim olduğundan habersizdirler. Bir hata yapmaktan ya da işe üç dakika geç kaldı diye başını belaya sokmaktan korkan çalışanlar nasıl olur da performanslarının zirvesinde çalışabilirler ki? Değil zirvede olmak çalışabilecekleri dahi şüphelidir.
Yazımızda şirketiniz veya departmanınız için etkili bir çalışma ortamı yaratıp oturmuş bir şirket kültürü oluşturmanızı sağlayacak, aynı zamanda da ekibinize güven aşılayacak on yöntem listeledik.
Bazılarınız harekete geçmek ve bu değişiklikleri hayata geçirmede aceleci davranabilir. Ancak bu değişikliklerin yapılmasını önermek için dahi alıştığınız onca rahatlıktan vazgeçmeniz gerekebileceğini aklınızdan çıkarmayın.
Üst düzey yöneticilerinizle, ekip içinde çok daha sağlam bir güven ortamı oluşturmanın şirketin karına olacağı fikrini paylaşmak ve onları bu doğrultuda kararlar almaya ikna etmek konusu sizi zorluyor veya korkutuyorsa durup beklemeniz en doğrusu olur ya da suskunluğunuzu koruyup bir an önce daha iyi bir iş aramaya başlamalısınız.
Kurum İçi Güven Ortamı Yaratmanın 10 Yolu:
1.Korku ve güveni işinizin bir parçası olarak algılayın.
Birçok lider için bu, atılması en zor adımdır. Çünkü hepimiz korkularımızdan bahsetmemek üzere eğitildik. Kurumunuzda korkunun hakim olduğu bir ortam çoktan oluştuysa çalışanlarınız toplantı gündeminde görünse bile zehirli şirket kültürünüz hakkında gerçeği söylemek yerine çenelerini kapalı tutmayı tercih edeceklerdir.
Eğer insanlar fikir beyan etmenin başlarını belaya sokacağını biliyorsa, sessiz kalmayı seçecek ya da “Şirket kültürümüz kusursuz!” diyeceklerdir. Hareketleriniz sözlerinizden daha önemlidir, öyle ya ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Dolayısıyla,yaptıklarınız ekip içi güven ortamı yaratmada sözlerinizden çok daha etkili olacaktır. Çalışanlarınızın size güvenmesini sağlamak zaman alabilir, ancak bu süre yerinde harcanırsa sorun yok demektir.
Ekibinizdeki korku güven dağılımını dengelemek istiyorsanız bir sonraki toplantınızda şirket kültürü hakkında konuşun. Çalışanlarınızdan bu konuda ne düşündüklerini paylaşmalarını isteyin. Eğer yarattığınız ortam insanların fikir beyan etmeleri için yeterince güvenli bir ortam değilse fikirlerini kendilerine saklayacaklardır. Durun, onları suçlamayın! Kültürünüzdeki çürümeyi görün ve tüm bunlardan arınmak için gereken adımları atın.
Mutlaka okuyun: İş Yerinde Bilgi Paylaşımı Kültürü Oluşturmanın 6 Yolu
2.Başkalarını suçlama ve çalışanların hatalarını yüzlerine vurup onları utandırma felsefenizden uzaklaşın.
Her hata aynı zamanda bir öğrenme fırsatıdır. Çalışanlarınızın yalnızca hatalarına odaklanır başarılarını göz ardı ederseniz, en sağlam performansa sahip olanları gitmeye, en korkakları ise şirkete bağlı kalmaya zorlarsınız.
Mutlaka okuyun: Hata Yapan Çalışanla Nasıl Konuşulmalıdır?
3. Çalışan el kitabınızı ve iş politikalarınızı gözden geçirin.
Çoğu şirket zamanla kültürünün bir parçası haline gelmiş seçici pek çok kural ve cezaya sahiptir. Ancak unutulmamalıdır ki çalışanlarınız yaramaz birer çocuk değildir. Onlar hem nitelikli hem de yaratıcı yetişkinler olup şirket değerinizin yaratıcılarıdır. Onları onurlandırın ve birer ilkokul çocuğu gibi davranıp sıkıcı kurallarınızla bunaltmayın. Tipik bir çalışan el kitabı % 75 oranında küçültülebilir, anlayacağınız kuralları az da olsa esnetmek mümkündür, üstelik bu mutlaka yapılması gereken bir şeydir.
Mutlaka okuyun: Şirket Kültürü Nedir ve Nasıl Değiştirilebilir?
4. Yöneticiler ve çalışanları bir araya getirecek etkinlikler düzenleyin.
CEO ve Başkan Yardımcılarınızdan departman toplantılarına katılmalarını isteyin, böylece çalışanların arasına kolaylıkla karışabilir, çok daha işlevsel olabilirler. Anlayacağınız, bir işletme sahibi iseniz, size rapor veren yetkili insanları fildişi kulelerinden çıkarmanız şart.
Eğer bir CEO veya Başkan Yardımcısı iseniz ve liderlik kapsamınız dışındaki çalışanlarla zamanınızın belli bir kısmını harcamıyorsanız, çok önemli bir şeyi gözden kaçırıyorsunuz demektir. Bu ekibinize yeterince bağlı olmadığınız anlamına gelir. Bunun yerine insanların verdiğiniz kararlara şahit olmasını veya personelinizi yönlendirdiğinizi görmelerini sağlamalısınız. İnsanların şahsınıza ilişkin iş yerindeki konumunuz veya öz geçmişinizin ötesinde bir fikir edinmelerine izin verin. Neden kapıları sımsıkı kapatıp oturduğu yerden insanları yönetmeye çalışan bir lider olasınız ki?
Mutlaka okuyun: Başarılı Ekip Oluşturma Yöntemleri
5. Çalışanlarınızı, birer üretim birimi olarak değil birey olarak görün.
Çalışanlarınıza onlara ne denli değer verdiğinizi göstermenin bin bir çeşit yolu vardır. Yalnızca paraya ya da “operasyonel verimliliğe” dayanan mekanik kararlar almak yerine, insani kararlar alabilmeyi başarırsanız bu durumun insanların gözünden asla kaçmayacağını da fark edersiniz.
Mutlaka okuyun: Çalışanlar mı Önce Gelir, Müşteriler mi?
6. Uygun bir liderlik anlayışını model alın ve lider konumdaki tüm çalışanların aynı şeyi yapmalarını sağlayın.
Çoğu yönetici “çalışanlara” bir ticari grup gözüyle bakar ve denetledikleri bireyleri, ihtiyaçlarını veya yaşadıkları zorlukları nadiren düşünürler. Gerçek liderler, onlara bilgi veren insanlara ve ekibin enerjisine odaklanırlar. Liderlik koltuğundaki herkes aynı odak noktasında birleşebilir. Unutmayın, bu yolculukta birbirinizi desteklemelisiniz.
Mutlaka okuyun: Örnek Davranışlarla Liderlik Etmek
7. Hatalarınızı kabul edin.
Şirket hatalarını olduğu kadar kişisel hatalarınızı da kabul etme yürekliliğini gösterin.
Mutlaka okuyun: Başarılı Girişimciler Neden Bahanelere İhtiyaç Duymazlar?
8. Çalışanlarla iletişiminizde insani yanınıza odaklanın.
İş iletişimlerinde çok sık kullanılan devlet jargonundan ve fazla resmiyetten kurtulun. Çalışanlarınızı her şeyiyle kabullenip, onları mükemmel özellikteki insanlar olarak değerlendirin.
Mutlaka okuyun: Liderlik ve İş Hayatında Duygusal Zekanın Önemi
9. Çalışanlarınıza her daim nasıl hissettiklerini, ne düşündüklerini veya beklentilerini sorun.
Bunu asla isimlerin saklı kalacağı bir anket aracılığıyla yapmayın. Çalışanlarınızdan dürüst cevaplar almak için isimleri saklama sözü vermeniz gerektiğinde, korku ve güven arasındaki savaşı çoktan kaybetmişsiniz demektir.
Çalışanlarınıza yüz yüze veya telefonla nasıl hissettiklerini sorun. Her yönetici veya insan kaynakları çalışanı “Nasıl gidiyor? İşler nasıl?” şeklinde sorular sorabilir. Tabii ki bu soruyu bir kez yönelttiniz mi yapılacak geri bildirimleri de ciddiye almanız gerekiyor. Dinlemeli ve eğer makul fikirlerle karşı karşıyaysanız bir an önce harekete geçmelisiniz. İşte bir yöneticinin veya İnsan kaynakları personelinin işinin en can alıcı noktası bu!
Mutlaka okuyun: İş Hayatında Size Başarı Getirecek İletişim Becerileri
10. Çalışanlarınıza karşı dürüst olun.
Çalışanlarınızın geleceğe dair vizyonu ne denli genişse şirketinizin geleceği de o denli parlak olur. Çalıştıkları şirketin planları, öncelikleri, yaşadığı zorluklar ve sahip olduğu fırsatlar hakkında ne kadar bilgi sahibi olurlarsa, liderlik ekipleri ile de o kadar uyumlu olurlar.
Yöneticiler sözlerini ve taahhütlerini yerine getirdikleri ölçüde güven verirler.
Bir yönetici için ekip içi güven ortamı oluşturmaktan daha öncelikli hiçbir şey yoktur. Sizler de bugünden tezi yok güven ortamı yaratmanın yollarını aramalısınız.
Mutlaka okuyun: İş Hayatında Dürüstlük ve İçtenliğin Önemi