Safranın dünyanın en pahalı baharatı olduğunu biliyor muydunuz? Öyle değerli ki, bir kilosu 20 bin – 30 bin TL arasında değişmekte. Bu nedenle de satışları gram üzerinden yapılıyor.
Yeni iş fikirleri peşinde olan siz girişimciler için bulduğumuz bu parlak fikrin ayrıntılarına göz atmaya ne dersiniz?
Dünyanın egzotik baharatlarının çoğu uzak tropik adalar ya da Afrika, Hindistan ve Endonezya’nın balta girmemiş ormanları gibi egzotik bölgelerden geliyor. Bunlar içinde kayda bir istisna var: Safran. Üstelik safran tüm bu baharatlar içinde en egzotik ve en pahalı olanı. Ilıman iklimlerde yetişiyor, ülkemizin iklim koşullarına bakılırsa pek çok evin arka bahçesinde dahi safran yetiştirebilmek mümkün. Ancak bu işi kar amaçlı yapacak olanları bekleyen bazı zorluklar var. Bu konuda size bilgi vermek de bize düşüyor, o halde hiç vakit kaybetmeden başlayalım:
Bilmeyenleriniz İçin: Safran Nasıl Bir Bitkidir?
Safran, boyu 20-30 cm kadar olan, çiçeğinin tepesindeki tozların yemeklerde baharat olarak kullanıldığı bir bitki türü. Pek çok baharat tropik veya bodur ağaçlardan elde edilirken safran, botanikçiler arasında “Crocus Sativus” olarak bilinen, sonbaharda çiçek açan aynı isimli bir çiçekten elde edilir. Baharatın kendisini oluşturan ise çiçek içinde büyüyen küçük ve göz alıcı canlılıktaki turuncu-kırmızı liflerdir.
Safran, kullanım alanının genişliğiyle dahi sizi şok etmeyi başarabilecek bir bitki türü! Yaptığınız bir yemeğe katarak verdiği benzersiz lezzet ve çarpıcı renk ile yemeklerinizi zenginleştirebilirsiniz; özellikle pirinç, deniz ürünleri ve narenciye ile eşleştirildiğinde son derece başarılı sonuçlar almanız mümkün. Bu yüzden safran lüks restoranlardaki şeflerin vazgeçilmezleri arasında bulunuyor. Safranın kullanım alanı yalnızca bununla da sınırlı değil. Renginin kalıcılığından ötürü boya olarak da kullanılıyor; safran renkli giysiler içindeki Budist rahipleri şöyle bir gözlerinizin önüne getirsenize! Safranın geleneksel tıpta da pek çok kullanım alanı mevcut, üstelik yalnızca ilaç sanayinde değil kozmetik dünyasında da bir efsane.
Safran Yetiştirmek
Safranın yetiştirilmesi zor bir ürün olduğu söylenemez. Sonbahar mevsiminde hasat edilmek üzere yaz aylarında dikilen soğanlı bir köke sahip olan safran için en uygun iklim koşulu biraz yağmurlu olsa dahi makul derecede sıcak ve kuru geçecek bir yaz mevsimidir. Toprak, hafif, killi ve iyi drenajlı olmalıdır. Çünkü safran, ağır veya nemli topraklarda yetişmez. Safran, genellikle ekim ayında çiçek açar ve çiçek açtıktan sonra çiçekleri toplayıp liflere ulaşmanız, mümkün olan en kısa zamanda hasadı tamamlamanız gerekir. Soğanlı kök yıllar geçtikçe parçalanır. Safran tohumu stokunuzu arttırmak için bunları ayırabilir ve yeniden dikmeyi deneyebilirsiniz. Bütün bunlar işin kolay kısmı tabii. Zor olan ise hasat ettiğiniz safrandan gelir elde edebilmenizdir.
Safran Yetiştiriciliğinin Zor Kısmı
Yetiştirilmesi bu denli problemsiz olan bir ürünün piyasa değerinin nasıl bu derece yüksek olabildiğini merak etmiyor musunuz? Cevap basit: Safran hasadı, yoğun emek isteyen zor bir süreç. Yani bu masrafı az, ancak işçiliği zor bir iş. Anlayacağınız, sizi piyasaya sokacak olan da piyasadan silecek olan da iş gücü maliyetiniz olacak. Narin safran çiçeklerini herhangi bir makine ile hasat etmenin yolu yok, bu nedenle çiçeklenme mevsiminde söz konusu çiçekleri toplamak için tarlalarda dört dönecek toplayıcılara ihtiyacınız var. Sonrasında çiçeklerden lif bölümlerinin nazikçe ayrılması için de işçilere ihtiyaç duyacağınız düşünülürse masrafınızın bir kat daha artacağı kesin. Son olarak, toplanan liflerin son derece özenle kurutulması gerekiyor. Pazara sürülmeye hazır safranın bir gramı tam 150 tane çiçekten elde ediliyor. İşte bu yüzden safranın çoğu İran gibi iş gücü maliyetlerinin düşük olduğu ülkelerden geliyor. Bu yüzden, perakende fiyatlarındaki kilo başına 20,000 TL’nin üzerinde artışa rağmen safran üzerinden para kazanmak ciddi bir mücadele gerektiriyor.
Maliyeti En Aza İndirme
İş gücü maliyeti meselesi ile baş etmek için kullanabileceğiniz en mantıklı strateji, daha düşük bütçeyle çalıştığını bildiğiniz bir ülkeyi dış kaynak olarak kullanmaktır. Ancak bunun her zaman pratik bir yaklaşım olmayacağını da belirtmemizde fayda var.
Safran Pazarlama Stratejileri
Ürününüz için çok fazla yerel rekabet şansınız yok. Ürün ülkemizde Safranbolu’da yoğun olarak yetiştiriliyor. Pazardaki diğer ürünler ise muhtemelen dünyanın önde gelen yetiştiricileri arasında olan Hindistan, İspanya ve İran’dan geliyor. Bu durum bölgenizdeki şefler arasında rağbet görebileceğiniz anlamına geliyor, çünkü işinde belli bir başarıyı yakalamış üst düzey şef aşçılar her zaman taze, yerel malzemeleri kullanmayı tercih ediyor ve herkesi de buna yönlendiriyorlar. Aslında, safran yetiştirmeye başlamadan önce bölgenizdeki şeflere bilgi verir, sipariş toplamaya çalışırsanız daha planlı bir üretim ve satış süreci geliştirebilirsiniz. İnternet satışları da, pazarınızı kazançlarınızı bir adım daha öteye götürebilecek bir seçenektir. Yurtdışından gelen, düşük maliyetli safran ile fiyat konusunda rekabet edebilmeniz zor, ancak ürününüze ekleyeceğiniz “Türkiye’de yetişen” ibaresi sizi rakiplerinizden açık ara farkla ayırmaya yetecektir. Son olarak, mutfak dünyası yerine sağlık piyasasını takip etmeyi tercih edebilirsiniz. Safranın yıllar öncesine dayanan tıbbi kullanım tarihi, onu alternatif tıpla uğraşanlar için cazip bir ürün haline getirir, özellikle de hali vakti oldukça yerinde olan, dolayısıyla para konusunda çok daha az hassasiyet gösterecek üst tabakadaki insanlara ulaşabilirseniz, elde edeceğiniz gelir çok daha fazla olacaktır.