Robert Downey Jr. Kimdir?
1965 yılında dünyaya gelen Robert Downey Jr; Amerikalı Iron Man, The Avengers, Sherlock Holmes ve Chaplin filmlerindeki rolleriyle bilinen başarılı bir aktördür.
Robert Downey Jr.’ın Hayatı
4 Nisan 1965’te New York’ta dünyaya gelen Robert Downey Jr küçük bir çocukken oyunculuğa başladı. 1980’lerde Saturday Night Life kadrosunda oyunculuk yaparken ilk filmlerinde rol aldı. Ancak başarı dolu yıllarını hayatının ileriki döneminde yaşadığı uyuşturucu bağımlılığı sorunu gölgeledi. En sonunda bağımlılığından kurtulan Robert Downey Jr şimdi Hollywood’un en tanınmış aktörlerinden birisi.
Robert Downey Jr’ın Aile Yaşamı
1969 yapımı Putney Swope filmiyle tanınnan Avant-garde film yapımcısı Robert Downey’nin oğlu olarak dünyaya gelen Robert Downey Jr babası sayesinde küçük yaşta oyunculuğa başladı. Annesi Elsie oğluna oyunculuk sevgisini aşılamaya çalışan bir aktristti. Greenwich’te ablası Allison’la büyüyen Robert Donwy Jr babasının 1970 yapımı Pound filminde bir köpek yavrusunu oynayarak oyunculuk kariyerine başladı. Babasının filmlerinden sonra başka filmlerde de küçük roller aldı.
13 yaşındayken annesi ve babası boşanan Robert, boşanmanın ardından babasıyla beraber yaşamak için Los Angeles’a taşındı.16 yaşında liseyi bırakıp New York’a annesinin yanına döndü.
Robert Downey Jr.’ın Erken Dönem Rolleri
Robert Downet Jr Baby, It’s You (1983), Weird Science (1985) ve Back to School (1986) filmlerinde ilk rollerini aldı. 1985’ten 1986 yılında kadar NBC’nin ünlü komedi-skeç programı Saturday Night Live’ın kadrosunda düzenli olarak çalıştı.
Downey’nin ilk büyük rolü bir kadın avcısını oynadığı James Toback’ın yazıp yönettiği romantik komedi tarzındaki The Pick-up Artist (1987) filmiydi. Daha sonra kariyerini değiştiren Less Than Zero (1987) filminde Andrew McCarthy ile birlikte kamera karşısına geçti. Filmde partilemeyi seven kokain bağımlısı Julian Wells rolünü oynadı.
Robert Downey Jr’ın Madde Bağımlılığıyla Mücadelesi
Ne yazık ki Downey’nin oynadığı roller gerçek hayatını yansıtıyordu. Daha sekiz yaşında babası yüzünden uyuşturucularla tanıştı. 20’lerine geldiğinde ise uyuşturucu bağımlısı haline gelmişti.
“Less Than Zero filmine kadar çalışma saatleri dışında ve hafta sonu uyuşturucu kullanıyordum. Sete bazen akşamdan kalma geliyordum. Less Than Zero filmiyle her şey değişti. Uyuşturucu bağımlısı bir adamı oynuyordum ve bu rol bana çok uygundu. Karakter benim abartılı halim gibiydi. Sonra işler değişti ve karakterin abartılı haline geldim. Bu durum sürmesi gerekenden çok daha uzun sürdü.”
Bağımlılık merkezinde uyuşturuculara ara verse de Downey’nin uyuşturucu ve alkol bağımlılığı mücadelesi burada son bulmadı. Buna rağmen kariyeri başarılı bir şekilde ivme kazanıyordu. 1990’ların sonunda eleştirmenlerin tam not verdiği başarılı bir aktör olarak biliniyordu artık. 1991 yılındaki komedi filmi Soapdish’te bir dizi yapımcısını oynayarak sahalara geri döndü. Daha sonra eleştirmenlerin övgüsüne mahzar olan Short Cuts (1993) filminde rol aldı.
Önemli Başarıları
1993 yılında Chaplin filmindeki rolü için en iyi aktör Oscar’ına aday gösterilmesiyle Downey kariyerinin zirvesine ulaştı. Eleştirmenlerin tam not verdiği ama izleyicilerin pek sevmediği filmde Robert Downey Jr efsanevi Charlie Chaplin’inin 19 yaşından 83 yaşına kadarki hayatını canlandırdı. Bu rolle hem drama hem de komedi filmlerinde başarılı bir oyunculuk gösterebileceğini kanıtladı. 1993 yılına geldiğimizde 27 yaşındaki Downey neslinin en yetenekli aktörlerinden biri olduğunu kanıtlamıştı, ancak tartışmalı ve sorunlu bir Hollywood figürü olarak da nam salmıştı.
1993’teki Chaplin başarısının ardından 1992 başkanlık seçimlerini anlatan The Last Party isimli belgeseli seslendirdi. 1994 yılında hem romantik komedi filmi Only You, hem de Oliver Stone’un beğenilen ancak tartışma yaratan filmi Natural Born Killer’da rol aldı. Sonraki yıl dönem filmi Restoration’da Meg Ryan ve Sam Neill ile rol aldı. Aynı yıl Jodie Foster’ın yönettiği Home for the Holidays’te Holly Hunter’la kamera karşısına geçti.
Kişisel Hayatı ve Sorunları
Downey’nin kişisel hayatı da başarılı bir şekilde ilerliyordu. Mayıs 1992’de aktrist Deborah Falconer ile evlendi. Çitfin iki yıl sonra Indio isimli bir oğulları oldu. Arkadaşı aktör Anthony Michael Hall ise çocuğun vaftiz babası oldu.
Downey baba ve eş olarak yeni statüsüne alıştıysa da bu pek uzun sürmedi. Aktör 1996 yılında yanındaki kokain, eroin ve silahla çıplak bir şekilde Sunset Bulvarı’nda Porsche’unu sürerken polislere yakalandı. Daha bir ay sonra mahkemece suçlu bulunduğu halde bir komşusunun evinde uyuşturucu kullanıp kendinden geçmesiyle yine suç işlemiş oldu.
Sonraki birkaç yıl Downey’nin hayatı manşetlerden düşmedi, bağımlılığı yüzünden birçok hata yaptı ve sonuçlarına katlanmak zorunda kaldı. 12 ay hapishanede kaldıktan sonra rehabilitasyon merkezinde uyuşturucu bağımlılığına çare aradı. Kasım 2000’de Downey yine tutuklandı, bu sefer Palm Springs’de bir otel odasında Wonder Woman kostümüyle kokain kullanıyordu. Uyuşturucu bulundurmaktan suçlu bulundu.
Ocak sonunda görülecek duruşması avukatlarının savcıyla yaptığı pazarlıkla birkaç ay ertelendi. Mart 2001’de ceza indiriminde anlaşamayan taraflar duruşmayı Nisan sonuna erteledi. 21 Nisan 2001’de bilinmeyen bir uyarıcının etkisinde olma suçuyla göz altına alındı. Eşi Falconer’ın 2004 yılında boşanma davası açmasıyla Downey’nin hayatı iyiden iyiye çalkantılı bir hal aldı.
Mahkemelerdeki çalkantılı geçmişine rağmen bugün Downey’nin çok daha düzenli bir ev yaşantısı var. 2005 yılında Susan Levin ile evlendi. Çift ilk çocuğunu 7 Şubat 2012’de dünyaya getirdi. Oğullarının adını Exton Elias koydular. 2 Kasım 2014’te çiftin ikinci çocukları dünyaya geldi. Kızın adını Avri koydular. Kasım 2015’te Kaliforniya Valisi Downey’nin 1996 yılında bir yıl hapis yattığı uyuşturucu bulundurma suçunu affetti.
‘Ally McBeal’
2000’lerdeki çalkantılı hayatına rağmen Downey çalışmaya devam etti. Wonder Boys (2000) filminde akılda kalan bir performans sergiledi. Daha sonra aralarında Auto Motives ve Lethargy’nin bulunduğu birçok filmde rol aldı. Bunun yanında 2000 yılında kariyerini televizyon ekranlarına da taşıyan Downey popüler bir dizi olan Ally McBeal’ın kadrosuna girdi ve Calista Flockhart ile kamera karşısına geçti. Bu yeni rölüyle Downey hayranlarına ve eleştirmenlere yeteneğini ve çok yönlülüğünü tekrar kanıtlamış oldu. 2001 yılında Altın Küre Ödülü’nü aldı.
Ancak Downey’nin çalkantılı kişisel hayatı işvereninin sabrını zorluyordu. Nisan 2001’deki ikinci gözaltıyla Downey’nin Ally McBeal macerası sona erdi. Yapımcılar sezonun son bölümlerini Robert Downey Jr olmadan çekmeye karar verdiler. Aynı tarihlerde savcı ve avukatlar Downey’nin kokaine bağlı suçlamalara itiraz etmemesini içeren bir anlaşmaya vardılar. Üç yıllık denetimli serbestliğe mahkum edildi. Bu sayede hapishaneye dönmek yerine yatılı bir şekilde uyuşturucu tedavisi görebildi.
‘Iron Man’
O zamandan beri Downey’nin hayatı büyük ölçüde değişti. 2005 yılında 2 yıl önce Gothika filminin setinde tanıştığı Susan Levin ile evlenmesiyle tekrar iyi bir eş oldu. Wing Chun dövüş sanatının gayretli bir öğrencisiydi. Ailesinin ve arkadaşlarının da desteğiyle uyuşturucudan uzak durdu.
İyileşmesinde büyük payı olan arkadaşlarından biri Air America (1990) filminde beraber çalıştıkları Mel Gibson’dı. Gibson Downey’nin hayatı berbat haldeyken bile arkadaşından desteğini hiç esirgemedi. Sigorta parasını bile ödeyemezken Downey’e iş buldu ve 2003 filmi The Singing Detective’de rol almasını sağladı. İki aktör bugün hala çok yakın arkadaşlar. Ayrıca 2003 yılında Downey Halle Berry’le birlikte Gothika filminde rol aldı. Eleştirmenler filmi pek beğenmese de gişede iyi bir performans sergiledi. Downey kendini işine adamaya devam etti. 2005 yapımı Good Night and Good Luck filminde yardımcı rolde oynanadı. Ayrıca bağımsız drama filmi Guide to Recognizing Your Saints (2006) filminde baş rolü aldığı gibi filmin yardımcı yapımcılığını da yaptı. 2007 yılında Zodiac filminde ünlü Zodiac katilini bulma çalışmaları arasında kalan bir gazeteci rolünü oynadı.
2008 yılında beğenilen bir aktörden gişe rekorları kıran bir aktöre dönüştü. 318 milyon dolar gişe hasılatı yapan hit film Iron Man’de zengin fabrikatörden suç savaşçısına dönüşen Tony Stark’ı canlandırdı. Daha sonra büyük bir risk alarak komedi filmi Tropic Thunder (2008)’da Ben Stiller ve Jack Black ile kamera karşısına geçti. Savaş filmleriyle dalga geçen bu filmde siyahi bir oyuncu olmaya çalışan beyaz bir oyuncuyu canlandırdı. Çoğunlukla pozitif eleştiriler aldı. Hatta Variety dergisinden Todd McCarthy filmi izlemek için en iyi sebeplerden birinin Downey’nin cesur oyunculuğu olduğunu yazıyordu. Downey Tropic Thunder’daki perfomansı için birçok ödül aldı. Bunların arasında en iyi yardımcı erkek oyuncu Oscar adaylığı ve yine aynı kategoride Altın Küre ve Screen Actors Gild adaylıkları vardı.
‘The Avengers’
Downey yakın bir tarihte Jamie Foxx ile The Soloist (2009) filminde rol aldı. Film Los Angeles’lı bir gazeteciyle (Downey) evsiz bir müzisyenin (Foxx) dostluğunu anlatıyordu. Film başarılı bir gişe geçirdi ve Downey ile Foxx’un performansları eleştirmenlerden övgü topladı.
Gişe bombası filmlerden (ve İngiliz aksanından) korkmadığını gösteren Downey Guy Ritchie’nin yönettiği 2009 yapımı Sherlock Holmes filminde baş rol oynadı. Jude Law ise Dr. Watson rolü ile Robert Downey Jr’a eşlik etti. 2010 yılında Iron Man 2 ile süper kahraman rolüne geri döndü. 2012 yılında yine Iron Man karakteriyle The Avengers filminde rol aldı. Film tam bir yıldızlar geçidiydi: Don Cheadle Colonel James ‘Rhodey’ Rhodes rolünde, Mark Ruffalo Hulk rolünde, Samuel Jackson Nick Fury rolünde ve Scarlett Johansson Black Widow rolünde Robert Downey Jr ile birlikte kamera karşısına geçti. 2013 yılında Iron Man 3 filmiyle Tony Stark karakterini canlandırmaya devam etti. 2014 yılında ise drama filmi The Judge’ta avukat Hank Palmer karakterini canlandırdı.
Tony Stark/Iron Man karakteri hala oldukça popüler. Downey role 2015 yılında Avengers: Age of Ultron rolüyle yine geri döndü. Age of Ultron’un tanıtımını yaparken İngiliz gazeteci Kristnan Guru-Murthy ile yaptığı röportajı terk etmesiyle manşet oldu. Howard Stern’in radyo programında Kristnan’ın fırsatçı bir skandal gazetecisi olduğunu ve meraklı sorularına sinir olduğu için röportajı terk ettiğini anlattı.
Downey profesyonel ve kişisel anlamda küllerinden yeniden doğmuş olmasının kıymetini biliyor. Daha 2005 yılında gazetecilere “Kaderimi değiştirecek şeylerden biri uyuşturucu bağımlısı olduğumu farketmem gerektiğiydi. Sadece bir evi ve kendini ait hissettiği bir yeri olmasını isteyen biriydim. Bunlara hiç sahip olamamıştım, şimdi bunları kendim yaratmayı seçiyorum.” demişti.