Reddit’in kurucusu olarak tanıdığımız Aaron Swartz, aslında bundan çok daha fazlasıydı. 26 yıllık kısa yaşamına bilgisayar programcılığı, girişimcilik, aktivistlik, siyaset ve yazarlığı sığdırmayı başarmış bu genç dahinin hüzünlü bitmiş olsa da başarılarla dolu bir hayatı oldu.
Swatrz’ın çocukluğu, aile hayatı, başarıları ve kişisel yaşamına ilişkin ilginç gerçekleri öğrenmek istiyorsanız, yazımızı okumaya devam edin.
Aaron Hillel Swartz
Doğum tarihi: 8 Kasım 1986
Uyruk: Amerikan
İş: İnternet Girişimcisi/Bilgisayar Programcısı
Burcu: Akrep
Doğum Yeri: Chicago
Babası: Robert Swartz
Annesi: Susan Swartz
Ölüm Tarihi: 11 Ocak 2013
Ölüm Yeri: Brooklyn
Ölüm Nedeni: İntihar
Kurucu / Kurucu Ortak Olduğu İşletmeler: Yenilikçi Değişim Komitesi/Reddit/The Info Network/Not a Bug/
Eğitimi: Stanford Üniversitesi(Tamamlamadı)
Aldığı Ödüller: EFF Pioneer Ödülü/James Madison Ödülü/Internet Hall Of Fame
Aaron Hillel Swartz 8 Kasım 1986’da Chicago Highland Park’ta doğdu. Ebeveynleri Susan ve Robert Swartz’dır. Yahudi bir ailede doğan Swartz’ın Noah ve Benjamin adında iki erkek kardeşi vardır. Babası da kendisi gibi bir girişimcidir ve Chicago merkezli yazılım şirketi Mark Williams’ın kurucusudur.
Swartz, RSS(internet besleme formatı), Markdown (metinden HTML’e dönüştürme aracı), web. py adlı web framework ve sosyal paylaşım sitesi Reddit gibi çığır açan projelerin geliştiricilerinden biri olan Amerikalı bir bilgisayar programcısı ve girişimciydi. Ayrıca, 2005 yılında kurulan Not A Bug şirketinin de kurucu ortağıydı.
On parmağında on marifet olan Swartz, aynı zamanda ünlü bir yazar ve aktivistti. O, çalışmalarının çoğunu toplumsal farkındalık ve dijital aktivizm (bilgiye ulaşma özgürlüğü/sansürün kaldırılması) üzerinde yoğunlaştırmıştı. Öyle ki bilginin serbest erişime açılmasına ilişkin bu yoğun tutku, onun sonunu hazırladı.
2011 yılında tutuklanan Swartz, MIT (Massachusetts Teknoloji Enstitüsü) konuk kullanıcı hesabı üzerinden JSTOR(akademik dergi e-arşivi) veri tabanına girip burada yayımlanan akademik makale ve dergileri bilgisayarına indirmek ve halka açık hale getirmekle suçlanmıştır. Bilgi korsanlığı, yasa dışı dosya indirme, elektronik dolandırıcılık ve internetin kötüye kullanımı vb. ağır suçlardan hakkında toplam 13 dava açılmış, nihayetinde 1 milyon dolarlık para ve 50 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır. Hükumetin sunduğu uzlaşma teklifini de reddeden Swartz ve avukatları temyize gitmişse de itirazları reddedilmiştir. Swartz, mahkeme sonucundan iki gün sonra Brooklyn’deki dairesinde ölü olarak bulunmuştur.
Herkese açık, özgür ve denetimden uzak bir internetin savunucusu olan Swartz, üstlendiği bu misyon ile interneti bugünkü haline getiren en etkili isimlerden biri olmuştur. Bundan olacak ki “internetin oğlu” olarak anılır.
Şimdi gelin çocukluk yıllarından başlayarak Swartz’ın başarılarla dolu, ilham verici hayatına daha yakından bakalım.
Çocukluk Yılları
Swartz, özel bir çocuktu. Normalin üstünde bir zeka seviyesi ve öğrenme yeteneğine sahip olduğunu küçük yaşlarda göstermişti. Okumayı henüz 3 yaşındayken kendi kendine öğrenmişti. Zamanının çoğunu bilgisayarlar, programlama, internet ve internet kültürü hakkında bilgi edinerek geçiriyordu.
9.sınıfa kadar Chicago yakınlarındaki küçük bir özel okulda okudu. Ertesi yıl, okuldan ayrıldı ve bilgisayarlara ilişkin pek çok kursa katıldı.
Swartz, Vikipedi ile aynı mantıkta çalışan “The Info Network” adlı web sitesi sayesinde ArsDigita Ödülünü kazandığında yalnızca 13 yaşındaydı. Bu ödül, “yararlı, eğitici ve işbirlikçi” web siteleri kurabilmiş gençlere veriliyordu. Ertesi yıl, program geliştiricilerinden oluşan bir grup ile RSS üzerine çalışmaya başladı. (*RSS, genellikle bloglar ve podcastlar tarafından kullanılan, yeni eklenen içeriğin kolaylıkla takip edilmesini sağlayan bir web sayfası bildirimcisi ya da doküman takip sistemidir.) 2000 yılının Aralık ayına gelindiğinde RSS 1.0 kullanıma hazırdı.
Kariyer Hayatı
Swartz, Stanford Üniversitesi’ne kabul edildikten sonra, Y Combinator şirketinden bir iş teklifi aldı. Zengin içerikli, görsel açıdan ilginç web siteleri kurmaya ve yapılandırılmış Vikipedi türü bir data sistemi tasarlamaya yarayan “Infogami” adlı bir girişim için çalışması isteniyordu. Swartz, 2005 yılı yaz dönemi boyunca Infogami’nin kurucu ortağı Simon Carstensen ile birlikteydi.
Bu süre zarfında, aktif bir biçimde blog yazmaya başladı. Yazıları Stanford’daki deneyimleri, Creative Commons’ın (Creative Commons, telif hakkı alanında esneklik ve paylaşımı yaygınlaştırmak amacıyla kurulmuş kar amacı gütmeyen bir organizasyondur) oluşum sürecindeki rolü ve telif hakkı yasası da dahil olmak üzere çeşitli pek çok konu hakkındaydı.
Swartz, Stanford’a bir daha dönmemeye karar verip eğitimini yarıda bıraktı. Çalışmalarına Infogami’de devam edecekti. Bu süreçte web.py adında bir framework oluşturdu. Çünkü Python tabanlı framework sistemlerinin hiçbirinden memnun değildi. (*Framework, kullanıcıların daha sağlıklı ve hızlı kodlama yapabilmesi için kullanılan, yazılımın iskeletini oluşturan altyapıdır).
2005 yılı sonbaharında, Infogami’den bir süreliğine ayrılıp Python ve web.py kullanarak Lisp uyumlu bir kod yazmalarına yardımcı olmak adına Y-Combinator firmalarından bir diğeri olan Reddit’in kurucuları ile bir araya geldi.
Kasım 2005’te, Infogami ile Reddit güçlerini birleştirdi, çünkü her iki şirket de sıkıntılı günlerden geçiyordu. Aynı yıl kurulan Not a Bug her iki şirkete de destek olan bir aracı kurum haline geldi. İki şirketin de sorunlarla boğuştuğu, eşit bir temelden yola çıkan bu birleşmenin sonunda karlı çıkan taraf ise Reddit oldu.
Infogami’nin pabucu Not a Bug şirketinin kurulmasıyla birlikte dama atılmış olsa da, Not a Bug’ ın dolayısıyla da Reddit’in Wired Dergisi tarafından satın alınmasının ardından Infogami’nin yazılımı “Açık Kütüphane İnternet Arşivi Projesi” için temel olarak kullanılmıştır.
Reddit’in satışı nedeniyle SanFrancisco’ya taşınmak zorunda kalan Swartz Wired’ın merkez binasında çalışmaya başladı. Çok geçmeden, ofis hayatının kendisine hiç de uygun olmadığını fark edip istifa etti.
Swartz, Jottit adında yeni bir firma kurmak için Carstensen ile bir araya geldi. Bu, bir başka Python tabanlı markdown girişimiydi.
Yazılım Alanındaki Başarıları
Swartz, 2001 yılında, World Wide Web Konsorsiyumu’nda RDFCore çalışma grubu ile birlikte çalıştı ve RFC 3870, Application / RDF + XML kaynak tanımlama çerçevesini yazdı. Bu çerçeve, Semantik Web’i çalıştırmak için üretilen yeni bir ortam türü olan ve açık veri girişimlerinin temelini oluşturan “RDF / XML” dosya biçiminin kaynağını oluşturmaktadır.
Metin biçimlendirmeye yarayan, HTML dil formatı destekli Markdown’a katkıda bulunan önemli isimlerden biri olan Swartz, aynı zamanda Markdown’un html2text dönüştürücüsünün de yazarıdır. Markdown’ın söz dizimini yazmasını sağlayan atx dilini ise 2002 yılında geliştirmiştir.
Swartz’ın ölümünün ardından şöyle bir iddia ortaya atıldı: İddialara göre Swartz, 2006 yılı civarında ABD Kongre Kütüphanesine ait bibliyografik verilerin tamamını ele geçirmişti. İnsanlar genellikle bu verilere erişmek için belirli bir ücret ödemek zorunda kalıyordu, çünkü telif hakları devlete ait dokümanlardan sayılan bu belgelerin özgürce sunulmasına müsaade etmiyordu. Bu gerçeğin farkında olan Swartz, elde ettiği verileri vakit kaybetmeksizin Açık Kütüphane’ye aktararak herkese ücretsiz olarak ulaşmasını sağlamıştı. Bu bilgi sonraları ABD Telif Bürosu tarafından da onaylanmıştır. Belgelerin internet arşivine Plymouth Devlet Üniversitesi’nin kütüphane sistemi Scriblio aracılığıyla yüklendiği düşünülmektedir. Olayın perde arkasında ne yaşanmış olursa olsun, Swartz bu girişimi ile internet ve yazılım dünyası için önem arz eden Açık Kütüphane fikrinin temelini atmıştır.
Virgil Griffith ile işbirliği yaparak Tor gizli servislerine Tor ağına bağlanmaksızın standart bir tarayıcı üzerinden erişim sağlayan Tor2web adlı bir yazılım geliştirdi. (*Tor tarayıcı, internet kullanıcılarına gerçek kimliklerini gizleme olanağı sunan bir yazılım programdır).
Swartz ayrıca DeadDrop sistemini oluşturmak üzere Kevin Poulsen ve James Dolan ile de birlikte çalışmıştır. Adını gizli bir konum kullanmak suretiyle iki kişi arasındaki öğe ya da bilgi aktarımını mümkün kılan bir casusluk yönteminden alan DeadDrop sistemi, kullanıcılara elektronik belgeleri gizlilik içinde anonim kaynaklara aktarma imkanı sunuyordu.
“New Yorker” dergisi, bu yazılımın ilk örneğini Strongbox adıyla tanıtan ilk medya kuruluşudur. O günden beri sistemin kontrolü Basın Özgürlüğü Vakfı’nın elindedir ve sistem adı bir kez daha SecureDrop olarak değiştirilmiştir.
Dijital Aktivizm Faaliyetleri
Bilgiye özgürce ulaşma konusundaki tutkusu Swartz’ı bu uğurda savaşmaya itti. Buna, dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye yönelik karşı konulmaz dürtüsü de eklenince teknoloji ile yetinmeyip siyasete atılmaya karar verdi.
Aaron Swartz, 2008 yılında Watchdog.net’i kurdu. Site, politikacılar hakkında veri toplamak için oluşturulmuştu. Özellikle de politikacılara ait fon kaynaklarının neler olduğu üzerinde duruluyordu.
Aktivizm faaliyetlerine ağırlık vermek ve bu alanda kendini geliştirmek konusunda kararlı olan Swartz, 2009 yılında Yenilikçi Değişim Komitesi’ni kurdu. İlk aktivizm etkinliğini de bu komite ile işbirliği içinde gerçekleştirdi. Komite, son arzusu senatörlerin de sağlık reformu için oy kullanabilmesi olan Senatör Ted Kennedy’nin (ABD eski başkanlarından J.F.Kennedy’nin kardeşi, Amerikalı siyasetçi) bu isteğini yerine getirmek adına binlerce imza topladı.
Swartz, 2010 yılında “demandprogress.org” un kurulmasına yardımcı oldu. Bu, insanları sivil hak ve özgürlükler, hükumet reformları ve diğer pek çok konu hakkında bilgilendirmeyi amaçlayan bir politik gruptu. Grup, çevrim içi ortamın tüm protestocularını kamu görevlilerine ulaşma ve baskı taktiklerini destekleme konusunda teşvik ediyordu.
Swartz, öncülerinden biri olduğu “SOPA”(Çevrim İçi Korsanlığı Durdur) kampanyasıyla da büyük bir ses getirmeyi başarmıştı. SOPA, o dönem tartışmaların odak noktası haline gelmiş internet yasasına bir tepki niteliğindeydi. Yasa tasarısı ile internet telif hakkı ihlallerinin azaltmasının amaçlandığı söylense de, Swartz’ın da içinde bulunduğu karşıt görüşteki kitle aynı yasanın hükumetin istediği web sitesini telif haklarını ihlal ettiği kisvesi altında kapatabileceği ve bunun internet sağlayıcıları üzerinde büyük bir baskı oluşturacağını savunuyordu. Sonuçta, yasa tasarısı yürürlüğe girmeden iptal edildi.
Swartz’ın bir diğer girişimi de ABD’nin federal mahkeme kayıtlarını saklayan PACER adlı veritabanı sistemine sızmak oldu. Bu belgelere belirli bir ücret karşılığında erişilebiliyordu ve talep edilen bu ücret elbette ki Aaron’ı rahatsız etmekteydi. 2008 yılında mahkemelere ait elektronik kayıtları ele geçiren Swartz tam 2,7 milyon federal mahkeme belgesini ücretsiz olarak halka sundu. FBI bu konu hakkında soruşturma başlattıysa da belgelerin zaten kamuya açık olduğu fark edilince tüm suçlamalar düşürüldü.
Tutuklanma ve Yargılanma Süreci
Swartz’a mahkeme kapılarını arşınlatan olaylardan bir diğeri ise 2011 yılında MIT’in bilgisayar ağı üzerinden dijital makalelerin depolanıp ücret karşılığı satıldığı JSTOR’a sızıp hatırı sayılır miktarda akademik makaleyi indirmesi ve yine ücretsiz olarak kullanıma açmasıydı. Swartz, bu ağa MIT’in misafir hesabından ulaşmış ve kimliği odaya yerleştirilen bir kamera aracılığı ile keşfedilince dosya indirme yetkisine son verilmişti.
Swartz, 6 Ocak 2011 gecesi tutuklandı. 17 Kasım 2011’de fedaral mahkemenin Swartz’a ilişkin elektronik dolandırıcılık, bilgi hırsızlığı, devlet korumalı bir bilgisayar üzerinden yasa dışı bilgi edinme ve söz konusu bilgisayara pervasızca zarar verme suçlamaları nedeniyle davalık oldu. Middlesex Yüksek Mahkemesi de Swartz’ın devlet binasına izinsiz girme, hırsızlık ve bilgisayar ağına yetkisiz erişim suçlarından yargılanmasını talep etti, ancak suçlamalar bir kez daha düşürüldü ve Swartz serbest kaldı.
12 Eylül 2012’de ise Swartz’ın iddianamesine dokuz suç daha eklendi, bu 50 yıl hapis ve 1 milyon dolar para cezası ile karşı karşıya olduğu anlamına geliyordu. Bahsi geçen bu 13 suçu işlediğini itiraf etmesi halinde, düşük güvenlikli bir ceza evinde altı ay hapis cezasına çarptırılacaktı. Swartz, bu teklifi reddetti. Federal mahkeme ise uygulamalarındaki “aşırılık” nedeniyle eleştiri yağmuruna tutuldu.
Ödüller
Swartz, 2013 yılındaki ölümünün ardından İnternet Onur Listesi’ne girdi.
Aynı yıl, Amerikan Kütüphane Derneği’nin James Madison Ödülü’ne de layık görüldü ve 2013 EFF Pioneer Ödülü’nü almaya hak kazandı.
Özel Hayat
Aaron Swartz, vefatına kadar yenilikçi aktivist Taren Stinebrickner-Kauffman ile birlikteydi. 11 Ocak 2013 akşamı, Brooklyn’deki dairesinde Swartz’ın cansız bedenini bulan da oydu. New York Adli Tıp Kurumu sözcüsü daha sonra gazetecilere Swartz’ın kendini asmış olduğunu söyledi. Geride bırakılmış bir intihar notu da yoktu.
Ailesi ve Stinebrickner-Kauffman, Swartz’ı şu cümle ile tanımlıyor: “O, zekasını ve program geliştirme kabiliyetini kendisini zenginleştirmek için değil, interneti ve dünyayı daha adil, daha iyi bir yer haline getirmek için kullanan biriydi.”
Swartz ölümünün ardından “çevrim içi bir ikon” haline gelmiştir. Yargılanma süreci ise aşırı hevesli ve şeffaflıktan uzak bir kovuşturma eylemi olarak anılmaktadır. Hayatı belgesellere/filmlere konu olmuştur. Swartz hakkında daha fazla bilgi edinmek isterseniz, BBC tarafından hazırlanmış bu belgeseli izlemenizi öneririz.
https://www.youtube.com/watch?time_continue=4957&v=kwiZyRyNBGY&feature=emb_logo