Birkaç gün önce enerji içeceği şirketi Red Bull hakkında bir makale okudum. Okuduktan sonra şaşırdım ve tamamen şok oldum çünkü daha önce bu şirkete pek dikkatli bakmamıştım. Red Bull hakkında bildiğim tek şey uyanık tutan bir enerji içeçeği olduğuydu. İşte sizlere şirketin arkasındaki hikâye:
Redbull Nasıl Kuruldu?
Şirket, önceden dişmacunu satıcısı olan Dietrich Mateschitz tarafından kurulmuştur. Genç girişimcinin ayrıca, bulaşık deterjanı ve sabun satış deneyimi bulunmaktaydı. Avusturya’da 28 yaşında bir pazarlama derecesi almak 10 yılını almıştı. Ama bu hikayenin en şaşırtıcı kısmı değil! Asıl şaşırtıcı kısım, Red Bull’un aslında Tayland’da satılan bir enerji içeceği olmasıydı. Bunun yanında Coca Cola’dan farklı olarak Red Bull’un içeriği patentlenmemişti. Bütün içindekiler kutunun kenarında listeliydi. Diğer bir deyişle, bu girişimci alelade bir içeceği milyar dolarlık bir markaya çevirdi!
Peki o, bütün hayatını değiştiren bu içeceği nasıl keşfetti? 1982’de Tayland’a yaptığı iş gezisi sırasında kendisinin ilerde partneri olacak yerel bir diş macunu bayisinden, enerji içeceklerinin geceleri uyanık kalmaya ihtiyacı olan insanlar arasında çok popüler olduğunu öğrendi. Dietricht bu içeceği denedikten sonra, uçak yolculuğunun yarattığı sersemlikten tamamen kurtulmuştu.
Hayattan hep daha fazlasını beklemesinden dolayı içeceği çok sevdiği andan itibaren kendi işini kurma düşüncesine kapıldı. 40 yaşında işinden ayrıldı ve yerel diş macunu bayisiyle ortaklık kurdu. İki ortak bu işe 500.000 dolar yatırdı.
Zor Kısım
Buna rağmen, girişimci olma yolculuğu beklediği kadar pürüzsüz değildi. Dietrich Avusturya’da yüksek enerjili içecek satmak için lisans başvurusu yapmayı denedi ama üç yıl uğraş ve sayısız telefon satış görüşmesinden sonra ancak satış lisansını alabildi.
Dahası, ilk pazar araştırmaları sonuçları umut verici değildi. İnsanlar içeceğin tadını beğenmediler ve çok tatlı olduğunu düşünüyorlardı. 2 yılda milyon dolarlar kaybetmesinden sonra, şirketin hala başarılı olacağına tamamen inanıyordu. Dietricht her şeyi dışardan sermaye almadan finanse etti. Sonunda Avusturya pazarının şirketin büyümesi için yeteri kadar büyük olmadığını farketti. Şirketi Macaristan’a, Almanya’ya ve İngiltere’ye genişletmeye karar verdi.
Kulaktan Kulağa Pazarlama
Bu zor zamanlardan sonra, şirketin reklama harcayacak yeterli parası kalmamıştı. Bu sebepten, Dietricht sadece kulaktan kulağa pazarlamanın satışları artırabileceğini öğrendi. Üzerinde büyük Red Bull tenekesi bağlı araçları sürmeleri için öğrencileri işe aldı. Onlardan üniversite kampüslerinin etrafında dolaşmalarını, parti ve barlara ücretsiz örnekler vermelerini istedi.
Red Bull ayrıca dünya çapında medyanın büyük ilgisi olan özel ve heyecan verici etkinliklere sponsor oldu. Özel ve sıklıkla rekor kırılan etkinliklerde yarışan 500 ekstrem sporcuyu destekledi.
Şu ana kadar, stratejisinin gayet iyi işlediği görülüyor. Enerji içeceği şirketi 100’den fazla ülkede %70-90 aralığında bir pazar payına sahip. Red Bull, 2005’te Birleşik Devletler’deki enerji içeceği pazarının %47’sine hakimdi. Diğer bir şaşırtıcı olay ise, şirketin dünya çapında kişi başı yaklaşık bir milyon dolar satış yapan sadece yaklaşık 1800 çalışanı var. 1,6 milyar dolarlık bir şirket için hiç de fena değil.
Dietrich, Forbes’in 2018 Dünya Milyarderleri listesinde 37. sırada olan, net serveti 26 milyar dolar olan, tek Avusturyalı milyarder. O yeni bir ürün icat etmeden ama basit bir şeyi yaratıcı bir şekilde satarak zengin olan olağanüstü bir girişimci. Kendisinin şu sözünü ziyadesiyle seviyorum:
“Pazar sadece onu yaratırsak var olur, aksi takdirde yoktur.”
Red Bull tam olarak ruhu, tarihi ve özü olan gerçek bir marka.