Yaratıcı ve analitik düşünce yapısına sahip olmanın yanı sıra, reklamcılar değişen pazarlama dünyasını da gün be gün takip etmek zorundadır. Eğer bir işletme sahibiyseniz de, bu alan oldukça zorlu bir dünyadır. Günümüz dünyasında pazara hakim olmak için yeniliklere göre hareket etmek şarttır. Öncü olmak, en azından ilklerden biri olmak, çekişmede avantajlı olmak anlamına gelir. 2020 yılı itibari ile, pandemi birçok şeyi değiştirdi ve aşağıda, pazarlamanın olası geleceği ile ilgili birkaç fikir bulunuyor.
Teknoloji, sosyo ekonomik durumlar, çevre, iklim ya da yaşamakta olduğumuz pandemi dönemi gibi nedenler müşteri alışkanlıklarında ve dolayısı ile pazarlama alanında değişikliklere neden oldu.
Bu bağlamda, pazarlamanın geleceği ile ilgili düşüncelerim şu şekilde sıralanabilir.
Yarının Müşterileri: Alfa Jenerasyonu
Milenyum nesli ya da Z kuşağı yeni değil. Eğer yarının müşteri profilini merak ediyorsanız, alfa Jenerasyonuna dikkat etmeniz gerekir. Peki kim bu insanlar?
“Alfa jenerasyonu 2010 ile 2025 arasında doğan, şimdiye kadarki en eğitimli, en fazla teknolojiye sahip ve küresel anlamda en zengin nesil” olarak tanımlanıyor.
Kesin olan bir şey var ki, Alfa Jenerasyonu tam anlamı ile teknolojinin içine doğan bir nesil. Dijital okur yazarlığa yüksek olan bu nesilin, her şeyin oyun formatına dönüşümünü isteyeceği ve kısa dikkat sürelerine sahip olacağı bekleniyor.
Ekran nesli olarak da anılan bu kuşağın, gerçek dünya yerine sanal dünyayı tercih etmesi de beklentiler arasında. Ellerinin altındaki teknoloji, benliklerin bir tür uzantısı durumunda. Onlara sunulan, yapay zeka, otonom araçlar ve benzeri diğer çözüm ve kolaylıklar neticesinde, Alfa Jenerasyonu daha önceki nesillerden çok daha faza kişisel bakıma önem verecektir. Bu tür kişisel bakım içerisinde ruhsal denge, hobiler ve değer kişisel gelişim alanları bulunuyor.
Günümüzdeki en yaşlı alfa kuşağının halen çocuk olduğunu göz önüne alırsak, onların müşteri olarak karakterlerini sağlıklı ve doğru bir şekilde tayin etmek için henüz erken olduğu kabul edilebilir.
Öte yandan Alfa Jerenerasyonunun pazarlama yöntemi halihazırda hayatımızda.
Ryan’ın oyuncak incelemeleri kanalı, şimdiden Youtube’da 18 milyon aboneye sahip. Onu bu kadar önemli ve etkili kılan nedir?
Alfa Jenerasyonunun nasıl evrileceğini sadece zaman gösterebilir.
4P Yerine 4E
4P: Product (ürün), Price (Fiyat), Place (Yer), Promotion (Promosyon),
4E: Engagement (Sorumluluk), Experience (Deneyim), Exclusivity (Ayrıcalık), Emotion (Duygu),
Yıllar boyu pazarlama stratejileri üzerine çalışıp onları öğrenebilmek için onca emek harcadıktan sonra, artık geçersiz olduklarını duymak istemezsiniz. Fakat, ünlü KP birleşimi, artık geçerliliğini yitirdi.
Peki bunun yerine elimizde ne var? Müşteri değer önerisi sunan yeni 4E yaklaşımı.
İnsanlar sadece ürünü satın almaz. Bunun yerine deneyim ve duygu da satın alırlar. Düşünce yapınızı, “Ne satmalıyım?” ya da “Nasıl satmalıyım?” yerine “Neden satmalıyım?” sorusuna odaklayarak düzenlemeniz gerekiyor. Duygusal markalaştırma, bir işletmenin öne çıkmasını sağlar.
En başarılı firmalar sadece fiziksel ürün ya da servis değil, deneyim, duygu ve kalıcı bir hikaye pazarlar. Coca Cola ya da Disneyland firmaları mutluluk satar, Adidas ya da Nike hayallerinizin peşinde koşacak cesareti sunar, L’Orêal güzellik, Apple ise düzen aykırı olmayı pazarlar.
Bu, Coca Cola’nın kitlesi ile konuşma tarzını belirler. Sundukları sadece bir kutu kola olmaktan çıkıp mutluluk olarak gösterilir.
Yapay Zeka
Yapay zeka uzun süredir hayatımızda. Pazarlamacılar, günlük olarak yapay zeka teknolojisinden yararlanır ve bunu e posta ile pazarlama, içerik ya da analiz amaçlı kullanırlar. Yapay zeka, karar, filtreleme ve çözüm önerisi araçlarını çalıştıran temel parçalardan biridir.
Bunun yanı sıra yapay zeka, tüketicileri de daha aktif bir şekilde denkleme dahil ederek onlara yardım ve rehberlik ediyor, hatırlatma, öneri ve kişisel çözümler ya da ürünler sunuyor.
Yazışma aracılığı ile müşteri hizmeti veren “chatbot” adlı yapay zeka uygulamaları bir süredir hayatımızda olsa da, yeni nesil sesli asistanlar ve sesli etkileşim hizmetleri de artık hayatımızın bir parçası olmaya başladı. Şu anda Amazon Echo, Siri ve Google Assistant gibi hizmetler, günlük rutinimizde bize yardımcı oluyor. Görünen o ki, yakın bir gelecekte bu sesli asistanlar İnternet sitesindeki menülerde dolaşmamıza, sıkça sorulan sorularda desteğe ve hatta bu hizmeti yönetmeye başlayacak.
Ardından ise, yarışın kazananı kimin yapay zeka çözümlerinin tüketiciler ile daha iyi bağ kurduğu ile belirlenecek.
Yapay zekanın pazarlama alanındaki gelişimi, doğal sürecin bir getirisi olacaktır. Tüketicilerin daha kişisel ve kullanışlı deneyimler istemesinin yanı sıra, yapay zekanı müşteriler hakkındaki bilgileri derlemede tek ve en etkili araç olması da buna etken.
Eğer pazarlamada yapay zeka kullanımı konusunda geride kalmak istemiyorsanız, “martech” terimine aşina olmanız gerekiyor. Martech (Marketing and Technology), pazarlama ile teknoloji arasındaki ilişkiyi tanımlamak amacıyla kullanılan bir terim. Teknolojik gelişimin içerisinde, yaratıcılık kavramı hariç, pazarlamacıların özellikle yapay zeka ile güçlendirilmiş araçlar hakkında bilgi ve kullanım becerisine sahip olması gerekiyor.
Mutlaka okuyun: Yapay Zeka Küçük İşletmeler İçin Nasıl Bir Gelecek Vadediyor?
Çoğu Tüketici Markaların Yüzde 73’ünün Ortadan Kaybolmasını Umursamaz
Bu durumu kabul etmek güç olsa da, yapılan araştırmalardan çıkan sonuç, var olan markaların yaklaşık 4’te 3’ü ortadan yok olsa, tüketicinin bu durumu umursamayacağını gösteriyor.
Eğer bir noktada memnuniyetsiz kalırsa tüketiciler kolaylıkla başka bir markaya yöneliyor. Sonuçta, benzer işler yapan ve bir diğerinin boşluğunu doldurabilecek birçok firma aynı anda piyasada bulunuyor.
Peki tüketiciler, tercihlerini değiştirmeye neden yatkınlar?
Günümüzde tüketiciler, markaların onların duygusal ihtiyaçlarına cevap vermelerini, yerel ve uluslararası topluluklara destek olmasını, bir amaca sahip olmasını ve önemli bir fikri desteklemesini istiyor.
Yukarıdaki örnekte Coca Cola, toplumumuzun önemli bir sorununa parmak basıyor. Farklı yaşam tarzlarına sahip insanları karanlık bir odada buluşturup sohbet etmelerini sağlıyor ve en sonunda ışıklar yanıyor. Günlük hayatta sırf görünüşlerinden dolayı birbiriyle konuşmayacak kişiler arasında çok keyifli bir sohbet havası oluşuyor. Bu deney, kendi dışımızdaki farklı yaşam tarzlarına karşı ne kadar da önyargılı olduğumuzu gözler önüne seriyor. Kola ise sadece ek bir mesaj olarak duruyor.
Markalar sadece derin bir duygusal bağ kurmakla kalmayıp müşteri deneyiminin her adımında da eşsiz olmalı.
Günün sonunda, en önemli şey yine ürünün kendisidir. Sadece önemli hikayeler, amaçlar ya da değer katan ayrıntılar, kötü bir ürünün satılmasını sağlayamaz. Ürün beklentileri karşılayamadığı zaman, tüketici ikinci kez düşünmeden diğer seçeneklere yönelir.
Dijital Medya Takibi ve Analizi, Öngörü İçin Cevher Niteliğindedir
İster manavlık, ister kasaplık isterseniz de mezar taşı oymacılığı yapıyor olun, günümüzde hemen her işletme, çevrimiçi dünyada yer almak zorundadır.
Sadece çevrimiçi yollardan iş yapan ve müşterileri de çevrimiçi hizmet alan birçok şirket bulunuyor. Bu da demek oluyor ki, ürün ya da marka ile ilgili iletişimin çoğunluğu internet üzerinden sağlanıyor.
Tüketiciler marka ve ürün ile ilgili görüşlerini sosyal medya üzerinden paylaşıyor, sektörel uzmanlar ve haber kanalları incelemelerini, rakipler de ürünleri ile ilgili son haberleri bu yolla veriyor. Çevrimiçi sesler heryerde ve işler için önemli bir gösterge.
İş ile ilgili yapılan bu paylaşımlar firmalara, stratejilerini geliştirme, marka tanınırlığını kontrol etme, rekabet analizi, piyasa araştırması, müşteri geri dönüşü, hedef kitle araştırması, pazarlama, ürün tasarımı ya da yönelim değerlendirmesi gibi birçok başlıkta yardımcı olabilecek öngörüyü sunabilir.
Bu noktada da sosyal medya izlemesi ve analizi, bu bilgileri toplayıp analiz etmek amacıyla devreye giriyor. Medya izleme araçları, önceden belirlenmiş anahtar kelimeler doğrultusunda, kamuya açık içerikleri topluyor. Bu araçlar, gerçek zamanlı olarak internet sitelerini, blogları, tartışma forumlarını, değerlendirme sitelerini, sosyal medyayı, podcastleri ve bültenleri takip ediyor.
Medya Takibi ve Analizi araçlarının, elde ettiğiniz verileri anlamanıza yardımcı olacak birçok analiz özelliği bulunuyor. Bu araçlar çevrimiçi dünyada iş, ürün, hizmet, rekabet, yönelim ve tüketiciler ile ilgili neler söylendiğini anlamaya yardımcı yegane araçlardır.
Yakın ve Birebir İlişkiler Kurun
Birden fazla kişiye yönelik pazarlama çalışmaları geçmişte çok işe yarıyordu. İşlemin kendisi ise oldukça kolaydı. Pazarlamacılar, hedef kitlenin derinlemesine analizini yapıyor, karakterini ve temel özelliklerini belirliyordu. Ardından bir iletişim yöntemi ve mesaj belirleyerek bunu hedef kitleye sunuyorlardı. Geri dönüş oranları etkileyici olmasa da, bu sistem iş görüyordu.
Dijital medyanın gelişimi ile bu model bir miktar değişti. İnternet sayesinde kullanıcıların temel bilgilerini toplamak daha kolay hale geldi ve sonrasında pazarlamacılar, benzer ilgi alanlarını, sosyal gruplara ve alışkanlıklara sahip, daha küçük hedef kitleler oluşturarak mesajlarında bu grupları hedef almaya başladı. Bu yöntem tüketiciye ulaşmak için çok daha kesin bir yoldu, fakat birkaç yıl öncesine göre artık daha az etkili bir hale geldi.
Bulut tabanlı bilgi işlem, pazarlama dilinde devrime yol açtı. Günümüzde eldeki veriler sayesinde tüketici davranışları, tercihleri ve ilgi alanları konusunda detaylı bilgi sahibi olabiliyoruz. Bu bilgiyi, kişiye özel ve çok daha kişisel pazarlama çalışmaları yapmak amacı ile kullanabilirsiniz.
Fakat, eğer diğer rakiplerinizden farklı olma ve bir adım öne çıkmak istiyorsanız, bu işi daha da ileri taşımanız gerekiyor. Günümüz tüketicisi hemen her alanda kişisel hizmet ve yaklaşım talep ediyor. İnsanlar, müşteri hizmeti konusunda daha fazlasını veren firmaları takdir ediyor. Müşterilerinize onları umursadığınızı göstermeniz, onlarla daha sıkı ilişkiler kurmanızı ve markanıza bağlı kalmalarını sağlar. Buradaki en önemli nokta ise, bahsi geçen ilişkilerin kişisel olmasıdır.
Örneğin WestJet firması, 250’den fazla yolcusundan topladığı istek listesi ile, uçağın inmesinin ardın onlara güzel bir sürpriz yaptı.
Yüzeysel Olmayın
Çoğu firmanın iletişim kurmaya çalıştığı hedef kitlesi ile arasında neden bir bağ olmadığını biliyor musunuz? Çünkü derin ve sağlam ilişkiler kuramıyorlar. Bu firmalar sadece yüzeysel bir şekilde hedef kitlelerine ulaşıyorlar. Tüketiciler duygusaldır ve deneyimleri severler. Eğer mesajınızın iletilmesini ve hedef kitlenizi kazanmak istiyorsanız, onların kalplerine dokunmanız gerekir.
Aşağıdaki Polish Havayolları firmasının reklamı, bu duruma güzel bir örnek olarak gösterilebilir.
Gerçek bağlılık sosyal medya hesaplarındaki, beğeni karşılığı ödül aracılığı ile gelmez. Bu yöntem size takipçi kazandırsa da, duygusal bağ kuramadığınız sürece, insanlar sizi terk edecektir.
Mutlaka okuyun: Müşterilerle Duygusal Bağ Kurmak ve Satışları Artırmak
Fenomenler Aracılığı ile Pazarlama, Y Kuşağının Dünyasına Giriş Anahtarı
Blog yazarları, video yayıncıları ve diğer fenomenler tüketicilerin fikirlerini şekillendirebilecek güce sahip. İnternet kullanıcıları, markanın kendisinden ziyade, favori Youtube içerik üreticisinin yorumlarına daha fazla güveniyor. Fenomenler daha içten ve güven verici olduğu için, insanlar da onların söyleyeceklerine kulak veriyor.
Her geçen gün daha fazla marka fenomenler ile işbirliğindeki gücü kabul ediyor ve fikir önderleri ile bir araya gelerek kampanyalar düzenliyor. Gözle görülür etki yaratan bu yöntemin potansiyelini firmalar günden güne daha fazla anlıyor.
Popüler insanları kampanyalarınıza dahil etmenin birçok yolu bulunuyor. Firmanızla ya da sunduğunuz değerlerle ilgilenebilecek bir fenomen bulmak için, İnternet araştırması yapmanız yeterlidir. Tabii ki, o kişinin de sizin ve hedef kitlenizin beklentilerini karşılaması gerekiyor. Sonrasında, bu kişi ile birlikte bir reklam çekimi yapabilir ya da bahsi geçen fenomen ile birlikte içerik oluşturabilirsiniz. Önünüzde birçok seçenek bulunmakla birlikte, sonucun ne olacağı tamamen sizin yaratıcılığınıza bağlı.
Örneğin aşağıda, Emirates Havayolları’nın Jennifer Aniston ile birlikte çalıştığı reklamı bulunuyor.
Gerçek İnsanlar Hakkında Anlamlı Hikayeler Talep Ediliyor
Yapay bir gerçeklik üzerine kurulu bir dünya imajına maruz kalıyoruz. Medya bize, ünlülerin, aktörlerin ve tanınmış kişilerin mükemmel hallerini gösteriyor. Bunları izlemekten keyif alıyoruz fakat, diğer yandan da bize yakın hayatları görmek istiyoruz. Yaptıkları işte dürüst ve gerçekçi olan insanları, daha da önemlisi bizim gibi olan insanları görmek istiyoruz.
İşte bu nedenle, odasında videolar çekip YouTube’a yükleyen bir gencin ulaştığı kitle, gençlere yönelik çalışmalar yapan markalardan daha fazla olabiliyor. Bu durumun muhtemel sebebi, hitap ettiği kitle ile aynı dili konuşmaları, doğrudan bir mesaj veriyor olmaları ve izleyicilerin onlarla doğrudan bağ kurabiliyor olması.
Bir marka olarak siz de, hedef kitlenizin gerçek sorunlarına ve dikkat ettikleri noktalara odaklanmalısınız. Onları ilgilendiren durumlar ile bağ kurun. Bu tip bir mesaj ile, tüketiciler için bir anlam ifade edebilirsiniz.
Yeni Uygulamaları Takip Edin
Sürekli bir değişimin yaşandığı dönemler, pazarlamacılar için sorun teşkil edebilir. Bir uygulama ya da bir sosyal medya platformunda uzmanlaştığınız sırada o platformların yerine yenileri gelebilir. Bu nedenle, tepede yer almak istiyorsanız, yeni teknolojileri ve hedef kitlenizin kullandığı platformları takip etmeniz gerekir.
Gençler artık Facebook platformunda eskisi kadar aktif kullanmıyor. Yerini önce Snapchat ve Vine aldı. Periscope da yer edinmeye başladı. Sonrasında ise Tiktok gibi birçok farklı uygulama hayatımıza girdi. Fakat bunlar da bir iki yıl içerisinde yerlerini yenilerine bırakacaktır.
Bahsi geçen platformlarda yapılan reklam çalışmaları ilk başlarda ses getirmese de, bir süre sonra ilgi odağı konumuna gelebiliyor. Örneğin Audi firması gelecekte müşterileri için Snapchat kullanmaya başlamıştı ve haber ve bazı ilginç bilgileri, farklı bir perspektiften bu aracılıkla paylaşmıştı. Audi’nin paylaşımları da oldukça olumlu karşılanmıştı.
Genç Tüketiciler Markalara Güvenmiyor
Günümüzde geleneksel medyadan bize sunulanlar ile başka araçlar ile öğrendiklerimiz arasında büyük farklar bulunuyor. Bu tutarsızlık, tüketiciler özellikle de genç tüketiciler için kafa karışıklığı yaratıyor. Haberler ve geleneksel medya tarafından sunulanlar, genellikle yalan olarak görünüyor. Bu nedenle ne haberler ne de markalar tüketicilere güvenilir geliyor.
Onlarca yıldır gerçek olmayan bilgilerle dolu reklamlar her yerde karşımıza çıkıyordu. Bu nedenle, tüketicilerin sizin mesajınızla ikna olmamasına şaşırmamanız gerekiyor. Tüketiciler, internette ya da diğer yollarla edindiği bilgilere karşı artık daha şüpheci ve irdeleyici bir tavra sahip. Tüketicileri markanıza çekmek için ikna etmek istiyorsanız en önemlisi samimi ve dürüst olmanız. Bunun da ötesinde, tüketicilerin güvenini kazanmak için onlara ilk sizin ulaşmanız ve hedef kitlenizle uyumlu bir değer yaratmanız gerekiyor.
Pazarlama ve Reklamcılık Alanında Müziğin Rolü Büyük
Aklınıza gelen başarılı reklam çalışmalarının neredeyse tamamında iyi bir müzik vardır.
Geçtiğimiz onlarca yıldır müzik, pazarlama ve reklamcılık alanında güçlü bir silah olarak kullanılıyor. Müzik, markaların hedef kitle ile güçlü bağlar kurmasına ve marka tanınırlığı ile bağlılığı artırmasına katkı sağlayan bir araçtır. Müzik, düşüncelerin, bakış açılarının ve fikirlerin iletilebildiği evrensel bir araçtır. Ruh hali ve duygular üzerinde inanılmaz bir etkisi vardır.
Sesli içerik ile anlatmak istediğiniz hikayeyi zenginleştirmeniz mümkün. Doğru marka, doğru görüntü ve doğru müzik bileşimi, pazarlama çalışmalarınızı başarıya ulaştırmak için etkili olacak bir birlikteliktir.
Aşağıdaki P&G firmasının hazırladığı ve gerçek hikayelerle etkileyici müziklerin kullanıldığı reklam çalışması, bahsettiğimiz müzik etkisine örnek olarak gösterilebilir.
https://youtu.be/1SwFso7NeuA