Ekibinizi Dürüst ve Güven Verici Bir Şekilde Yönetin
Herkese mesaiye kalmasını söyleyen ama kendisi akşam 5’te evine giden patronları düşünün.
Çalışanları internette vakit geçiriyor diye onları azarlayan ama kendisi gün içinde internette sörf yapan müdürleri düşünün.
“Gereksiz harcamaların” önüne geçebilmek için birkaç kişiyi işten çıkarmayı öneren ama kendi ofisine yeni lüks ofis mobilyası alan mali işler müdürünü düşünün.
Hiç böyle birisini tanıyor musunuz?
Bir şirkete “dediğimi yap, gittiğim yoldan gitme” felsefesi güden liderler kadar zarar veren çok az şey vardır. Hal böyle olunca ofis ortamındaki coşkunun ve isteğin yok olduğunu görebilirsiniz. Bu bir balonun sönüşünü izlemeye benzer. Böyle durumlarda genelde hayal kırıklığı yaşanır.
Ne olursa olsun çifte standart uygulandığında ihanete uğramış hissedebilirsiniz. Bu politikanın oldukça yıkıcı etkileri olabilir. Başınıza böyle bir şey geldiyse hayal kırıklığı ve yarı yolda bırakılmanın nasıl bir şey olduğunu bilirsiniz.
Liderlik konumundaysanız ekibinize karşı sorumluluğunuzun olduğunu göstermelisiniz. Sizin onlara yol göstermenizi ve güç vermenizi istiyorlar. Lider olmak da zaten böyle bir şeydir. Kendi davranışlarınızla onlara örnek olarak sorumluluğunuzun büyük bir kısmını yerine getirebilirsiniz.
Mutlaka okuyun: İş Hayatında Dürüstlük ve İçtenliğin Önemi
Peki, örnek davranışlarla liderlik etmek neden bu kadar önemli ve bunu yapmazsanız ne olur?
Teoriyi Pratiğie Dökün
Yöneticilerle liderlerin arasındaki farkı anlatan aski bir söz vardır, “Yöneticiler işleri olması gerektiği gibi yapar. Liderlerse doğru şeyleri yapar.” (En iyisi ikisi birden olmaktır, sadece birbirinden farklı iki süreçtir.)
Bir lider olarak görevlerinizden biri de etrafınızdaki insanların kendilerini zorlamaya teşvik etmektir. Bunu yapabilmeleri için ilk olarak nasıl yapıldığını onlara kendiniz göstermelisiniz.
Dünyayı değiştiren ilham verici insanları düşünün. Örneğin, Mahatma Gandhi’nin yaptıklarıyla neler başardığını düşünün: Gandhi, yetişkinlik hayatının çoğunu başkalarına yapmalarını söylediği şeyleri yaşayarak geçirdi. Adaletsizliği protesto etmek için pasif direnişi savunmuştu ve insanlar da onun adımlarını takip etti. Onları ve Hindistan’ı bağımsızlığa götürdü. Onun hayatı başkalarına örnek olunduğunda insanlara liderlik yapılabileceğini gösterdi.
Gandhi’nin durumu sizin içinde bulunduğunuz durumdan çok farklı da olsa ikisi de aynı mantık üzerinde şekilleniyor. Eylemlerinizde başkalarına örnek olduğunuzda ve onlara liderlik ettiğinizde nelerin mümkün olabileceğini göstermiş olursunuz. İnsanlar size bakar ve ” O yapabiliyorsa ben de yaparım.” der. Eylemlerinizde örnek olduğunuzda insanların sizi takip etmesi kolaylaşır.
General Electric şirketinin efsanevi yöneticisi Jack Welch’ e bakalım. Welch şirketin ilerleyebilmesi ve büyük işlere imza atabilmesi için her şeyi alt üst etmesi gerektiğini biliyordu. O da bunu yaptı:
“Sınırsız kurum” kavramını ortaya attı. Bu kavram, çalışanların yukarıdan birisinin onu tercih etmesini beklemek yerine herkesin istediği gibi beyin fırtınası yapıp yeni fikirler üretebileceği anlamına geliyordu. Ekibine çok katı kurallar koymamıştı ve şirketteki herkesin fikrini dinleyeceğine söz vermişti. Bunu yaptı da. En aşağıdaki çalışanlardan en üst düzey yöneticilere kadar herkesi dinledi. Çünkü o, bir kişinin söylemek istediği ya da paylaşmak istediği fikrin şirketi daha ileriye taşıyabileceğine inanıyordu. Söyledikleri lafta kalmamıştı ve ekibi de bunu kısa sürede fark etti.
Welch, tutkularının ve doğru olduğunu düşündüğü şeylerin arkasından gitti. Sonuç olarak da şirket, onun yönetimi altında inanılmaz başarılar elde etti. Ekibi her zaman onu takip etmeye istekliydi çünkü herkes onun sözünü her zaman tuttuğunu biliyordu.
Bu sizin için ne anlama geliyor? Ekibinize kendinizi adarsanız ve onlara yolu gösterirseniz büyük ihtimalle nereye giderseniz gidin onlar sizi takip eder.
Davranışlarınızla Örnek Olmazsanız Ne Olur?
Eylemlerle örnek olup liderlik etmenin ne kadar güçlü bir şey olduğunu gördük. Peki bu kurala uymadığınızda ne olur? Ekibinize bir şey yapmayı söylediğinizde ama siz tam tersini yaptığınızda onlar kendilerini nasıl hisseder?
Daha önce de söylediğimiz gibi bu başınıza geldiyse ne kadar hayal kırıklığına uğradığınızı ve kızdığınızı muhakkak hatırlarsınız.
Liderler nasihat ettikleri şeyi kendileri yapmadığında ekiplerin bir arada başarılı bir şekilde çalışması neredeyse imkansız hale gelir. Söylediği şey başka, yaptığı şey başka olan liderlere nasıl güvenebilirsiniz ki?
Gandhi’nin karşıt göüşlerle fiziksel bir savaşa girdiğini düşünün. Büyük ihtimalle yaymaya çalıştığı pasif direniş mesajı yerle bir olurdu. Onu destekleyenler düşüncelerine şüpheyle yaklaşır ve ona güvenmezdi. Fiziksel bir mücadeleye girmeleri ya da birine şiddet uygulama ihtimalleri oldukça artardı.
Büyük İskender bir tepede oturup savaşın içine girmeseydi sizce askerleri onun için bu kadar canla başla savaşır mıydı? Büyük ihtimalle hayır. Bugün bildiğimiz başarılı liderdense tarih kitaplarımızda sıradan bir general olarak yerini alırdı.
Bu sizin ekibiniz için de geçerli. Söylediğiniz yaptığınızla uyuşmuyorsa sizi hevesle takip etmeyeceklerdir. Neden etsinler ki zaten? Söyleyeceğiniz şeyler onlarda şüphe uyandıracaktır. Doğru şeyi yaptığınızdan ya da doğru şeyi söylediğinizden emin olamayabilirler. Artık size inanmayabilirler.
İyi liderler, heyecan, ilham, güven vererek çalışanlarını kendilerini daha çok zorlamaya teşvik ederler. Size güvenmeyen bir ekibi yönetiyorsanız üretkenliğiniz düşecektir. Ekibinizin coşkusu kaybolabilir. Yaratmak için çok çalıştığınız vizyon çalışanlarınız size güvenmediği için kaybolabilir.
Temel Noktalar
İyi bir lider olabilmek için güçlü bir karaktere sahip olmanız, doğru zamanda doğru şeyi yapmaktan vazgeçmemeniz gerekir. Bu da bir şeyi yapacağınızı söylediğinizde bunu gerçekten yapmanız anlamına gelir. Ekibiniz size güvenmiyorsa büyük ihtimalle büyük başarılar elde edemezsiniz.
Eylemlerinizle örnek olup liderlik etmek kulağa geldiği kadar zor değil. Aslında bu, en kolay yoldur. Ekibinizden beklentilerinizi siz de yerine getirirseniz onlar da hedefinize ulaşmanız için ellerinden geleni yapacaktır.
Mahatma Gandhi ve Büyük İskender dünyayı değiştirdi çünkü eylemleriyle insanlara öncülük ettiler ve sonuç olarak da çok güzel şeyler başardılar.
Bunları Hayatınıza Uygulayın
- Çalışma arkadaşınızdan bir şey yapmasını istediğinizde kendi başınıza yapmaya istekli olduğunuzu gösterin.
- Ofis içinde yeni kurallar koyduğunuzda başkalarından nasıl bu kurallara uymasını isterseniz siz de aynı şekilde bu kurallara uyun. Örneğin, “işte özel telefon görüşmeleri yapmak yok” kuralı koyduysanız siz de gidip telefonda eşinizle konuşmayın. Bunu yaparsanız insanların gözünde güvenilirliğinizi kaybedersiniz ve çalışanlarınız kızabilir, dediklerinize uymayabilirler.
- Kendi davranışlarınızı da yakından takip edin. İnsanları sözünüzü bölüyor diye eleştiriyorsanız ama aynı şeyi siz de sürekli yapıyorsanız bunun üzerinde çalışmalısınız. İnsanların birbiriyle ilgilenmesini ve bütün fikirleri dinlemesini istiyorsunuz evet ama bu konuda siz de örnek olmalısınız.
- İyi niyet düşüncesiyle herkesin saat 5’te eve gitmesi kuralını koyduysanız bu kurala sizin de uymanız gerekir. Eğer geçe kalıp birkaç işinizi halletmeye kalkarsanız ekibiniz suçlu hissedebilir ve onlar da geçe kalmaya başlar. Bu da kuralın delinmesine yol açar. Aynı şey öğle yemeği için de geçerlidir. eğer ekibiniz dinlenmek ve rahatlamak için kendilerine bir saat ayırmak istiyorsa bunu sizin de yapmanız gerekir.
