Netflix, televizyon dünyasının son yıllarda gördüğü en büyük dönüşümlerden birine imza atıyor.
DVD kiralama şirketi olarak hayatına başlayan Netflix, bugün ödüllü televizyon dizileri ve kendine özel filmler çekerek, milyonlarca saatlik içeriğini izleyenlerine ulaştırıyor.
Buna karşın Netflix’in başarısının ardındaki isim olan Reed Hastings’in adını, diğer bazı medyatik girişimciler kadar bilmiyoruz.
Şimdi isterseniz Netflix’in ardındaki isim olan Reed Hastings’in hayat ve başarı hikayesine biraz daha yakından bakalım.
Reed Hastings Kimdir?
Netflix’in kurucu ortaklarından ve şu anki CEO’su olan Reed Hastings, 1960 yılında ABD’nin Boston kentinde dünyaya geldi. Avukat bir babanın oğlu olan Hastings, Bowdoin College’da matematik eğitimi aldı. Ayrıca bir dönem deniz kuvvetlerinde astsubaylık da yaptı.
1983 yılında okuldan mezun olunca, ABD Hükümeti tarafından gelişmekte olan ülkelere ABD’li gönüllülerin gönderildiği Peace Corps aracılığıyla Svaziland’a gitti ve burada 1985’e kadar matematik öğretmenliği yaptı. Reed Hastings Afrika’daki deneyimlerinin onun girişimcilik ve risk alma becerilerini geliştirdiğini ifade ediyor.
Svaziland’da iki yıl kaldıktan sonra Stanford Üniversitesi’ne giren Hastings, 1988 yılında bilgisayar mühendisliği bölümünden yüksek lisans diplomasını aldı.
Adaptive Technology adlı bir şirkette yazılım mühendisi olarak işe giren Hastings, burada şirketin CEO’su Audrey MacLean ile yakın bir çalışma ortamında bulundu ve ondan odaklanmanın önemini öğrendi. Buradaki işinde 1991 yılında ayrıldı.
İçinde girişimcilik aşkı bulunan Hastings, kendi işini kurmayı çok istiyordu. Arkadaşları Mark Box ve Raymond Peck ile 1991 sonbaharında Pure Software adlı bir yazılım şirketi kurdu. Bilgisayarlardaki sorunları çözümleyen yazılımlar geliştiren şirket büyük bir hızla büyümeye başladı.
Ancak bu başarı Hastings için aynı zamanda bir problem de teşkil ediyordu. Çünkü o bu kadar hızlı büyüyen bir şirketi yönetmeye henüz hazır değildi. Mühendis tabanlı olduğu için CEO’luğun getirdiği sorumlulukları oldukça güç buluyordu.
Şirket 1995 yılında halka arz edildi ve Pure Software 1996 yılında Atria ile birleşti. 1997 yılında ise bu şirketi Rational Software satın aldı.
Reed Hastings, buradaki deneyimlerinin onu girişimcilik alanında epey yetiştirdiğini ifade ediyor. Bundan sonraki süreçte ise Marc Randolph ile birleşerek 1997 yılında Netflix’i kurdu. Film kiralama şirketi olarak yola koyulan Netflix, ABD genelinde müşterilerine kargo yoluyla film kiralıyordu.
Kiralama süresi başlangıçta 7 günlüktü, ancak 1999 yılında bu iş modeli değiştirildi. Artık müşteriler aylık bir ücret karşılığında sınırsız sayıda DVD kiralayabiliyordu.
Şirket bu süreçte düzenli bir şekilde büyüdü. Reed Hastings ise inovatif yönetimiyle şirketin bu başarısında büyük pay sahibi oldu. Şirketin sunduğu maaş ve özlük hakları piyasanın en yetenekli insanlarını Netflix’te çalışmaya yöneltti. Yine aynı şekilde şirket içinde performansı düşük olan kişilerle de yollar ayrıldı.
Agresif bir büyüme stratejsiiyle Netflix’i büyüten Reed Hastings, 2007 yılında 1 milyarıncı DVD’sini kargoladı ve 2015 itibarıyla toplamda 70 milyondan üyeye sahip oldu.
2007 yılında online mecraya giriş yapan Netflix, 2010 yılında 16 milyon üyeye ulaştı. 2011 yılında DVD kiralama ve online yayın departmanlarının şirket içinde ikiye ayrılması gibi hatalı bir strateji uygulayan Hastings, bu hatasından çabuk döndü.
2013 yılında Netflix, ilk kez kendi orijinal televizyon dizisi olan House of Cards’ı yayınladı. Yani artık Netflix yapım şirketlerinden dizi satın almanın yanı sıra, kendi dizisini de çeker hale geldi. Sayısız ödül alan House of Cards’ın da etkisiyle 2013’ün sonunda Netflix’in hisse senetleri 3 kat değer kazandı.
Ağustos 2015’te Netflix çalışanlarına sınırsız annelik babalık izni verildi. Ayrıca çalışanlarına sınırsız tatil imkanı da sunan şirket, çalışanlarının mutluluğunun şirketin başarısı için esas görmesi bakımından örnek bir harekete imza atmış durumda. Tabii bu stratejinin de arkasında Reed Hastings var.
Hastings’in Kaliforniya’daki Netflix binasında bir odasının olmadığı söyleniyor. Bunun yerine masaları gezen, gerektiğinde binanın çatısındaki kafeteryada kahvesini yudumlayan Hastings, çalışkan ve rahat bir insan olarak biliniyor.
2012 yılında Bill Gates ve Melinda Gates’in başlattığı Giving Pledge’e katılan Reed Hastings, ölmeden önce servetinin büyük bir kısmını bağışlama taahhüdünde bulundu.
Netflix Nasıl Başarılı Oldu?
2018 yılı itibarıyla 108 milyondan fazla üyeye sahip olan Netflix, 20 yıl içinde sıradan bir DVD kiralama şirketinden Google, Facebook, Coca Cola, Adidas gibi klasik bir markaya dönüştü. 2020 yılı itibariyle şirketin üye sayısı 200 milyona yaklaşmış durumda. Bu dönüşümün arkasında ise Reed Hastings’in dehası yatıyor.
Yapay Zeka ve Netflix
ABD’li ünlü yatırımcı Jim Cramer şu anda dünyada yapay zekadan en iyi Netflix’in istifade ettiğini belirtiyor. Tabii Hastings’in Stanford Üniversitesi’nde yapay zeka alanında yüksek lisans yapmış olduğunu da belirtelim.
Netflix’in yapay zeka alanındaki başarısı, insanlara ne izlemeleri gerektiğini önermesiyle alakalı değil. Netflix, insanların izledikleri dizi ve filmlerde sevdikleri unsurları analiz ederek buna uygun önerilerde bulunuyor. Şirket derin öğrenme ve yapay zeka teknolojileriyle insan beyninin nasıl çalıştığını çözmeye çalışıyor.
Makine öğrenmesinin yanı sıra, kullanıcının interneti yavaşladığında Netflix’in Dynamic Optimizer adlı algoritması görüntüyü sıkıştırarak kaliteden ödün vermiyor. Böylece internet hızınız düşük olsa bile Netflix içeriklerini kaliteli bir şekilde izleyebiliyorsunuz. Hatta görüntününü hızlı değiştiği sahnelerde bu algoritma iki kat daha fazla çalışarak seyir keyfine zeval getirmemesi gerektiğini bile biliyor. Zira görüntünün yavaş yüklenmesi demek Netflix’in sonu demek gibi bir şey. Bu nedenle her türlü koşulda görüntü kalitesini maksimum düzeyde tutmak için yapay zekadan çok iyi faydalanıyor Netflix.
Mutlaka okuyun: Yapay Zekâ ve Uygulama Alanları
Özgün İçerik
Reed Hastings, sanattan ve özellikle sinemadan anlayan bir isim. Bunun yanı sıra Netflix’in ürettiği dizilerin ve filmlerin kalitesini de göz önüne aldığımızda ünlü aktör ve aktrisler, Netflix yapımında yer almak için can atıyor!
Netflix, 2018 yılı içinde kendi bünyesinde üretilen orijinal dizi ve filmlere yaklaşık 8 milyar dolarlık bir bütçe ayırmış durumda. Bu kadar büyük bir bütçede, geçtiğimiz 4 yıl boyunca üretilen Netflix dizilerinin başarısı da etkili. Zira 2013’te başlayan Netflix Originals, o günden bugüne pek çok Emmy ve Oscar ödülü kazandı.
Stranger Things, Orange is the New Black, Narcos gibi diziler sayesinde günümüzde Netflix’in bir kültürel fenomen haline geldiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Doğru Fiyat Politikası
Hastings, 90’lı yıllarda Netflix’i kurduğunda sadece DVD kiralama hizmeti veriyordu. Ancak 2007 yılında online yayın dönemi başlayınca Reed Hastings, insanların aylık abone olması için doğru bir strateji geliştirdi.
Sunduğu kalite ve içerik, Netflix’in her halükarda normal sayılabilecek fiyatını gayet güzel gerekçelendiriyor. Ayrıca Ekim 2017’de premium abone ücretlerinde %2’lik bir artışa gidileceği haberi, Netflix’in borsadaki değerini %2 artırdı.
Netflix’in en pahalı abonelik seçeneği bile bugün pek çok kablolu televizyon seçeneğinden daha uyguna geliyor.
Eylül 2018 itibarıyla Netlfix’te temel üyelik 16 lira, standart üyelik 28 lira, premium üyelik ise 40 lira.
Mutlaka okuyun: Satışlarınızı Artıracak Fiyat Belirleme Stratejileri
Reed Hastings’ten Başarı Tavsiyeleri
Forbes dergisine verdiği bir röportajda Reed Hastings, Netflix’in başarıya ulaşmasında şu dört unsurun önem arz ettiğini belirtiyor.
Spesifik bir alanı hedefleyin: Bir yerde ağrı varsa, orada aspirin olmanız gerekir, vitamin hapı değil. Aspirin ağrıyı kısa süre içinde dindirir ve direkt etki eder. Buna karşın vitamin hapı dolaylı bir fayda sağlar. Netflix kurulduğu günden beri aspirin olmayı hedefliyor.
Esnek olun: Şirketin adını Netflix koyduk, DVDs by Mail de koyabilirdik. Ancak zaman içinde internet üzerinden de film dağıtımı yapacağımızı kestirebiliyorduk. DVD’nin sınırlı bir ömrü olduğunun farkındaydık. Kısaca öngörülü davranmayı becerebildik.
Rekabeti önemseyin: Rakiplerimizden Blockbuster’ın bize karşı rekabet edemeyeceğini düşünüyorduk. Ancak 2004 yılında bu işe ciddi paralar yatırdılar ve zaman zaman bizi terlettiler. Bu nedenle rakiplerinizi yakından takip etmeyi asla ihmal etmeyin.
Başarının kısayolu yoktur: Büyük servetler çok nadiren kısa süre içinde elde edilir ve bu durumlarda şans büyük rol oyar. Eğer bir şirketiniz varsa işi şansa bırakamazsınız. Ciddi ciddi çalışmalı, emek vermelisiniz. Bu çalışmanın karşılığını alabilirsiniz de alamayabilirsiniz de. Ama sadece şans faktörüne dayanmak asla doğru değildir.
