Kaliteli bir uyku, büyük hayaller ve anlamlı sohbetler… Kendilerini “mutlu” olarak adlandıran şanslı azınlığın hayat rutinlerini işte bunlar oluşturuyor.
Mutluluğun sırrı nedir? Bu sorunun cevabı kişiden kişiye değişebiliyor. Ancak, mutlu insanların mutsuz hatta belki de sıkıntılarla dolu bir hayat yaşadıklarını düşünenlere göre farklı alışkanlıklara sahip oldukları ve farklı düşündükleri bir gerçek. Sizler de bu mutlu insanlardan biri olmaya mı çalışıyorsunuz? O halde size umut vaat edecek bir haber verelim, mutluluk arzusu içten geliyor yani bazı basit alışkanlıklar edinerek mutsuzluğunuzu alaşağı edip mutluluk dolu bir hayata kavuşmak için gereken güce sahipsiniz.
Gelin mutlu insanların ne yapıp ne yapmadıklarına birlikte bakalım:
1.Anın tadını çıkarırlar.
“Hayatın tadını çıkarmak” veya “hayattaki küçük mutluluklar” gibi eskiden beri dillerde olan klişeler gerçek bir mutluluğa neden olur mu? Cevabımız evet.
Araştırmacılar, bu duruma “anın tadını çıkarmak” diyor ki bu yaşanılan ana dikkat etmekle ilgili bir şey. Aynı anda birden çok işle meşgul olmak, geçmişe, geleceğe ya da bugünün olumsuzluklarına takılıp kalmak yerine güzelliklerin veya hayatın küçük, şaşırtıcı sürprizlerinin keyfini çıkarmak en doğrusu. Günün sonunda hayatlarından en memnun olanlar anı yaşamayı bilenler oluyor.
2.Düzenli aralıklarla meditasyon yaparlar.
Meditasyon, durgunluk ve farkındalık arayışında olanların başvurabileceği en etkili yollarından biridir. Zihninize onu işgal eden tüm endişe ve kaygılardan uzak kalabilme fırsatı verir. En süperi de tüm bu güzelliklerin her gün yalnızca birkaç dakikalık bir çalışma ile hallolabilmesidir.
Meditasyona hemen başlamak mı istiyorsunuz?
Mutlaka okuyun: Meditasyon Nasıl Yapılır?
3.Kin tutmazlar.
Söz konusu olan mutluluk ise affetmeyi ve unutmayı öğrenmeniz şarttır. Neden mi? Çünkü kin tutmak, mutluluğa engel olan öfke, kızgınlık, acı ve diğer olumsuz duygulara tutunduğunuz anlamına gelir. Kendinizi bu tarz duygulardan arındırarak olumsuz duygu ve düşüncelerden kurtulabilir, böylece olumlu duygular için yer açabilirsiniz.
4.Başkaları için de zaman veya para harcarlar.
Harvard Business’da pazarlama profesörü ve bir yazar olan Michael Norton, “Araştırmalar, başkalarına para vermenin insanları daha mutlu ettiğini gösteriyor” diyor. “Bu mutluluğun başlıca nedenlerinden biri ise başkaları için para harcamanın sosyal bağlantılar yaratmasıdır. Güzel bir araba ve büyük bir evinizin olduğu bir adada tek başınıza yaşıyor olmanız mutlu olmanız için yeterli değil, çünkü mutluluk için insanlarla bir arada olmaya ihtiyacımız var. Başka insanlarla bir şeyler paylaşarak karşınızdaki bu kişiyle bir çeşit bağlantı kurmuş, hatta bir sohbet ortamı oluşturmuş oluyorsunuz ki bu şeyler mutluluk için birebir. ”
Ben hayattan gerçek dostlukların yatırım gerektirdiğini öğrendim. Üstelik yatırım yapmanın tek yolu para da değil. Zamanınızın çoğunu karşı taraf için harcamak da bir çeşit yatırım sayılabilir. Gerçek anlamda mutlu olabilen insanlar ilişkilerine zaman (ve para) harcayabilenlerdir.
5.Meşgul olurlar ancak aceleci davranmazlar.
Araştırmalar “aceleci veya telaşlı” hissetmenin stres ya da mutsuzluğa yol açabileceğini göstermektedir. İnsanlar meşguliyet düzeylerini orta seviyede tutmanın yollarını ararlar. Sonuç olarak, yapılan tüm diğer araştırmalar sağlıklı bir iş-yaşam dengesinin elzem olduğu görüşünü destekliyor. Malum, can sıkıntısı taşıması güç bir yüke dönüşebilir.
Aşırı bağlanan ya da dikkati son derece dağınık biri iseniz şu kuralı takip edebilirsiniz:“Bir şey yapıp yapmayacağınıza karar verirken ‘Vay be!’,‘Bu harika olurdu!’, ‘ Kesinlikle!’,‘Kesinlikle evet!’ den daha az yoğunlukta bir şey hissediyorsanız, söylenenlere “hayır” deyin.
6.Etraflarını doğru insanlarla kuşatırlar.
Mutluluk bulaşıcıdır. Yani, etrafınızı mutlu ve sizden desteklerini esirgemeyecek insanlarla kuşatırsanız öz güveninizi geliştirebileceğiniz, yaratıcılığınızı arttırabileceğiniz ve çok daha fazla eğleneceğiniz bir ortam yaratabilirsiniz. Madalyonun diğer yüzüne bakarsak negatif insanlarla takılmanız acı çekme ayinlerinin bir parçası olacağınız anlamına gelir ki bu durum eğlenceli olmaktan çok yorucudur.
7.Küçük şeyleri dert etmezler.
Mutlu olan insanlar tüm enerji ve çabalarını sadece gerçek bir önem arz eden ve kontrolleri altında olan şeylere harcarlar. Unutmayın, kontrolünüz altında olmayan şeylerin sizi tüketmesine izin vermeniz hayatın mutluluktan uzak, sefil yanına doğru yönelmenize sebep olacak bir zaman kaybıdır. Başka bir deyişle, boş vermeyi öğrenmeniz gerek.
8.Başkalarının başarısını kabullenip takdir ederler.
Hem zengin bir sosyal yaşantıya hem de sağlıklı ilişkilere sahip olmanın mutluluğun önemli bir parçası olduğu herkesçe bilinen bir gerçektir. Ancak, mutlu insanlar, ilişkilerini “aktif ve yapıcı” yanıtlar vermek yoluyla geliştirirler. Bu tarz bir tavır başkalarının başarısını takdir edebilme yeteneğini de beraberinde getirir.
Umursadığımız tüm insanlar bize sık sık kazandıkları bir zaferden, bir başarıdan veya en az bunlar kadar önemli pek çok güzel şeyden bahsederler. Vereceğimiz tepkiye göre ilişkimiz ya sağlamlaşır ya da zayıflayarak kopar. Dört tür tepki vardır ve bunlardan yalnızca bir tanesi bir ilişkinin devamını sağlayabilir.
9.Herkese karşı saygılı ve şefkatli davranırlar.
Nezaket de tıpkı mutluluk gibi bulaşıcıdır. Hatta bu bulaşıcılığın bir adı da var: “Yüksek ahlak seviyesi”. Yapılan tüm araştırmalar nezaket eylemlerine tanıklık etmenin içimizde tarifi imkansız, sıcacık hislerin uyanmasını sağladığını gösteriyor.
Bu ahlaki yükselme hissini bir kez tattınız mı daha iyi bir insan olup başkalarına yardım etmek istediğinizi söylemekten başka bir şey gelmiyor elinizden. Tabii fırsatını bulduğunuzda yapacaklarınızın sınırı yok.
10.İyimser bir tavır sergilerler.
Kabul edelim: Kötü şeyler herkesin başına gelebilir – gezegendeki en mutlu ve hatta en ayakları yerden kesilmiş insanın bile. Aramızdaki fark şu ki mutlu insanlar aksiliklerle karşılaştıklarında söylenmiyor, şikâyet etmiyor, karamsarlığa kapılmıyor ya da karamsarlığın kendini gerçekleştiren kehanete dönüşmesine müsaade etmiyorlar. Problemin çözümüne odaklanıp sahip oldukları şeyler için minnet duyarak iyimser bir tavır sergiliyorlar.
11.İlişkiler konusunda temkinli davranırlar.
Araştırma sonuçları çoğu ilişkinin (özellikle evliliklerin) zamanla kopma noktasına geldiğini göstermektedir. Ancak, mutlu insanlar bu tarz ilişkileri sürdürmek için ellerinden geleni yapıyor, sevdiklerini koruyup kolluyor, ağzı iyi laf yapan birer narsist olmak yerine aktif ve yapıcı dinleyiciler olmaya çalışıyorlar.
12.Yeterli miktarda uyurlar.
Kaliteli bir uykunun ne denli önemli olduğunu binlerce kez duyduğunuza eminiz. Ancak, bu konunun ne denli elzem olduğunu belirtmeden geçemedik. Canlanmaya ihtiyacınız mı var? Uykusuzluğun sağlığınızı, verimliliğinizi veya stresle başa çıkma becerinizi olumsuz etkileyebileceğinin farkında mısınız? İyi bir gece uykusu çekmede sorun yaşıyorsanız bir an önce bir uyku rutini belirleyip bu rutine uymaya çalışın. Gün ışığından yararlanın. Uyumadan önce parlak ışıklı ortamlardan kaçının. Uyku öncesi egzersiz yapmayın ya da yemek yemeyin.
Mutlaka okuyun: Uyku kalitesini geliştiren cihaz üretildi!
13.Doğayla iç içe olurlar.
Doğa sakinleştirici bir etkiye sahiptir ve bize yavaşlamamızı, derin bir nefes almamızı ve anın tadını çıkarmamızı hatırlatır. İnsanların doğayla haşır neşir olmak suretiyle yaşadıkları bu derin deneyim yüzyıllardan beri tartışılan bir konu. Günümüzde ise beynimizdeki değişimleri yakınen gözlemliyor ve doğa ile etkileşimde bulunmuş olan bir bedenin hem fiziksel hem de zihinsel olarak daha sağlıklı olacağına inanıyoruz.
Lafı daha fazla uzatmayıp zamanınızı parkta ufak bir gezinti yapmaya ya da sahil kenarlarında veya yürüyüş yollarında yapacağınız uzun yürüyüşlere harcamanız gerektiğini belirtelim.
14.Sorunları birer fırsat olarak algılarlar.
Mutlu insanların zihinleri öyle bir programlanmıştır ki yaşadıkları sorunları birer meydan okuma olarak algılar ve yaşam standartlarını daha da iyileştirmek için yepyeni bir fırsata sahip olduklarını düşünürler. Aslında işin sırrı “sorun” kelimesini akıllardan tamamen silmekten geçiyor.
Mutlaka okuyun: Kriz Nasıl Fırsata Çevrilir?
15.Kendilerini ödüllendirirler.
Kendini ödüllendirmek kulağa şımarıkça hatta anlamsız bir strateji gibi gelebilir, ama aslında öyle değil. Çünkü iyi alışkanlıklar edinmeye çalışmak son derece bunaltıcı olabiliyor, bu denli zor bir aktivitenin ödül sistemi ile taçlandırılması alışkanlıkların kazanılmasında önemli bir rol oynayabilir.
Kendimize ödüller verdiğimizde daha enerjik ve tatminkar hissederiz, ilgi açlığımız azalırken irade gücümüz artar-irade gücümüz sağlıklı alışkanlıklar edinmemizi sağlayan şeydir.
Araştırmalar, ödül almış insanların sürpriz bir hediye almaları veya komik bir video izlemeleri durumunda kendilerini çok daha kararlı bir biçimde kontrol edebileceklerini gösteriyor. Gelin size bir sır verelim: Kendimiz için ne denli fazla şey yaparsak karşılığında kendimizden o kadar çok şey talep edebiliriz. Anlayacağınız öz saygı kavramı bencillik demek değildir.
16.Şükranlarını ifade ederler.
Yapılan araştırmalar, şükran ve minnettarlık duygularını ifade etmenin ruh haliniz veya enerjiniz üzerinde olumlu etkileri olduğunu ve bu kişilerin kaygı düzeylerinde kayda değer miktarda bir düşüşün yaşandığını göstermektedir. Bu durumun büyük olasılıkla düşük kortizol seviyelerinden kaynaklanıyor. Bu nedenle her sabah minnettarlığınızı dile getirin, minnettar olduğunuz şeyleri yazın ve sevdiklerinize ya da meslektaşlarınıza sıklıkla teşekkür edin.
Mutlaka okuyun: Teşekkür Etmenin Bilinmeyen Faydaları
17.Büyük hayaller kurarlar.
Mutlu insanlar büyük hayallerin peşinde olur ve bu hayalleri ulaşılabilir hedeflere dönüştürmek için çok çalışırlar. Hedeflerine tutkuyla bağlı ve disiplinli olurlar ve önceliklerini bilirler. “Hayır” demeyi bilir, sağlıklarına dikkat eder, rahatlarını bozma pahasına da olsa baştan başlamak zorunda oldukları gerçeğini kabul edebilirler.
Mutlaka okuyun: Hayalinizi Gerçekleştirmenin Yolları
18.Tek başlarına zaman geçirmeyi de severler.
İlişkiler kişinin mutluluğu için son derece önemli olsa da, hepimiz hayatı yakalamak için zaman zaman da olsa yalnızlığa ihtiyaç duyarız. Yalnız başına zaman geçirmeniz endişe veya kaygılarınızı rafa kaldırmanıza, minnettar olduğunuz şeylere odaklanmanıza ve hayallerinizin izini sürebilmek için gereken gücü toplamanıza olanak verir. Ben yalnız kalma rutinimi genellikle sabahları kimse uyanmadan önce gerçekleştiriyor, bu süreyi kendimi dinleyerek geçiriyorum.
19.Mazeret üretmezler.
Başarısızlıklarınız için başkalarını suçlamak son derece kolaydır. Sorun şu ki bu tarz bir tavır başarısızlıklarınızı geride bırakıp yeni girişimlere odaklanmanıza izin vermez. Mutlu insanlar hatalarının sorumluluğunu üstlenir ve bu başarısızlığı hayatlarını değiştirebilecek bir fırsat olarak görmeyi tercih ederler.
20.Büyüme odaklı bir zihniyete sahipler.
Kişilik söz konusuysa bireyleri iki gruba ayırmak mümkündür: Sabit fikirli olanlar ve gelişime açık bir zihniyete sahip olanlar. Sabit bir zihniyete sahip insanlar neyseniz o olduğunuza inanır ve bununla ilgili yapabileceğiniz hiçbir şey olmadığını düşünür. Bu ciddi bir problemdir çünkü bu tarz bir tavır büyümenizi veya değişmenizi engeller.
Gelişime açık, büyüme odaklı bir zihniyete sahip insanlar ise az biraz çaba sarf ederek kendilerini daha da geliştirebileceklerine inanırlar. Bu durum onları mutlu eder çünkü zorluklarla başa çıkmaya veya tüm problemlerin üstesinden gelmeye son derece hazır hissederler.
Mutlaka okuyun: Kendini Geliştirmenin Yolları
21.Maddi şeylere değil, gerçek deneyimlere para harcarlar.
Araştırmalar, maddi şeyler yerine deneyimlere para harcayan insanların daha mutlu olduğunu göstermektedir. Bunun nedeni, deneyimlerin zaman içinde kişiyi geliştirme eğilimi göstermesidir; insanlar bu deneyimleri daha sık tekrar ederler; deneyimler eşsiz olabilir üstelik sosyal etkileşimi de içerirler.
Ayrıca, materyalizmin olumsuz etkileri de olabilir. Materyalizmin mutluluğu tükettiğini, kurduğumuz ilişkilerden tatmin olma duygumuzu tehlikeye attığını, çevreye zarar verdiğini, bizi dost canlısı, sevilen ve empatik biri olmaktan uzaklaştırdığını, dahası insanlara daha az yardımda bulunup topluma çok daha az katkı sağlayan bireylere dönüşmemize sebep olduğunu ispatlayan sayısız araştırma mevcut.
Mutlaka okuyun: Mutlu Olmak İçin Alışveriş Yapmayı Bırakın, Deneyimlere Odaklanın!
22.Sabah ritüeli oluştururlar.
Sabah ritüelleri yatıştırıcıdır ve günün geri kalanını nasıl geçireceğinizi belirler. Meditasyon yapın, yürüyüşe çıkın, ilham verici bir kitap okuyun, minnettarlığınızı yazıya dökün, sağlık fışkıran kahvaltılar hazırlayın ya da e-postalarınızı okuyun. Ne yapacağınız size kalmış, bir sabah ritüeli yaratıp ona bağlı kalmanız yeterli.
Mutlaka okuyun: Güne Mükemmel Bir Şekilde Başlamak İçin Sabah Rutini Oluşturma
23.Kendilerine iyi bakarlar.
Beden ve zihin birbirine bir zincirin halkaları misali bağlı olduğundan, fiziksel olarak kendinize iyi bakamamanız durumunda zihinsel veya duygusal açıdan da sıkıntı çekersiniz demektir. Uyku düzeninizi sağlamlaştırmakla işe başlayın. Dengeli bir diyet uygulayın, düzenli egzersiz yapın ve stresinizi azaltmak veya bastırmak için size sağlıklı bir hayatın kapılarını açacak yeni yollar keşfedin.
24.Karakterlerinin güçlü yanlarına odaklanırlar.
Araştırmalar, güçlü yanlarımıza odaklanmanın bizi daha mutlu ve tatminkar hissettirdiğini göstermiştir. Yapılan bir araştırmada 577 gönüllü, özel yeteneklerinden birini seçmeye ve bunu bir hafta boyunca kullanmaya teşvik edildi. 1 hafta sonunda bu kişilerin çok daha mutlu hale geldikleri ve depresiflikten bir hayli uzaklaştıkları tespit edildi.
Güçlü yeteneklerinize odaklanmanın faydaları bunlarla da sınırlı değildi: Deney bittikten altı ay sonra bile mutlulukları artarak devam etti. Anlayacağınız, günlük hayatınızda en güçlü olduğunuz yanlarınızı ne kadar sık kullanırsanız o denli mutlu oluyorsunuz.
25.Derin ve anlamlı konuşmalar yaparlar.
Mutlu insanlar havadan sudan konuşmayı önemsemez, derin sohbetler peşinde koşarlar. Üstelik bu araştırmalarla da desteklenmiş bir gerçektir. Araştırmalarda mutlu katılımcıların başkalarıyla konuşmaya daha fazla zaman ayırdığı görülmüştür ki bu mutluluğun sosyallikle olan bağlantısı göz önünde bulundurulduğunda hiç de şaşırtıcı bir bulgu değildir. Aynı araştırmada basit konuşmaların kapsamı gereği mutluluğu olumsuz anlamda etkilediği gözlemlenmiştir. İçi dolu, derin sohbetlerin ise mutluluk üzerinde olumlu bir etkiye sahip olduğu bu yüzden de mutlu insanların daha aktif bir sosyal hayata sahip oldukları belirlenmiştir.
Sonuç olarak, daha mutlu olmak istiyorsanız – kim istemez ki? – yukarıda listelenen alışkanlıkları günlük hayatınıza yansıtmakla işe başlayın. Bunu keyifli bir deneyim haline getirmek için bir seferde tek bir alışkanlık edinin ve ardından bir sonraki hedefe geçin. Ne kadar mükemmel hissedeceğinize siz dahi inanamayacaksınız!