Mikro yöneticilik, çok yakından (gereğinden fazla) idare veya kontrol etmek anlamına gelir. Yani bir mikro yönetici, çalışanlarının ensesinden ayrılmaz ve tabiri caizse sürekleri çalışanlarını darlar.
Oldukça stres verici ve moral bozucu bir durum olan mikro yöneticilik, çalışanlardan maksimum verim almak isterken onların verimliliğini düşüren başlıca faktörlerden biridir.
Mikro yönetici bir kişi, çoğu zaman böyle bir karaktere sahip olduğunun farkında değildir. Mikro yöneticilik açısından en net belirtileri şöyle sıralamak mümkün:
- Ortaya çıkan sonuçtan asla memnun olmazsınız.
- Verdiğiniz görevlerin tamamlanma şeklinden memnun olmazsınız, çünkü siz olsaydınız başka türlü yapardınız.
- Detaylara çok takılırsınız ve en ufak detayları düzeltmekten büyük gurur duyarsınız.
- Çalışanların nerede olduklarını ve ne yaptıklarını sürekli olarak bilme isteği duyarsınız.
- Sürekli olarak güncelleme istersiniz.
- Şirket içi tüm e-maillerin bir kopyasının size de gönderilmesini istersiniz.
Kabul edelim, detaylara önem vermek ve işlerin yolunda olup olmadığını öğrenmek önemli bir şeydir. Yukarıda saydığımız mikro yöneticilik özelliklerinin hepsi bir noktaya kadar gereklidir. Ancak belli bir sınırı aştıktan sonra işler doğal olmaktan çıkıp baskıcılığa doğru evrilir.
Mikro yöneticilerin en temel sorunu, en büyük projelerden en sıradan işlere kadar her zaman aynı yoğunlukta beklenti içinde olmalarıdır. Yani projenin tesliminden ofisteki bitkilerin yerinin değiştirilmesi konusuna kadar her olaya müdahil olmak isterler.
Böyle bir yaklaşıma sahip bir mikro yönetici, ekibine fayda sağlamak yerine zarar verir; çalışanların sürekli “Ahmet Bey, bugün neyi eleştirecek acaba?” diye diken üstünde olması, ekibin verimliliğine ve moraline ket vurur.
Türkiye’nin önemli kurumsal şirketlerinden birinde çalışan üst düzey bir yöneticiye yönelik çalışanlarının gizli olarak verdiği feedback’lere baktığımızda bu kişi şöyle nitelendiriliyor:
- “Her şeye müdahil olmak istiyor ve kolayca halledilecek süreçlerin uzamasına neden oluyor.”
- “X Bey, aslında hepimizden çok daha başarılı ve yetenekli bir insan. Ama o sürekli gündelik işlere karışıyor ve dolayısıyla üst düzey stratejik konulara harcayacağı zamanı bir anlamda boşa harcıyor. Şirketin menfaati açısından önceliklerini tekrar gözden geçirmeli ve ufak detaylarla zaman kaybetmemeli.”
- “Detaylara gereğinden fazla takılıyor. Ufak tefek konuların onun alanına girmediğini fark etmeli. Çalışanlarını daha iyi tanımalı ve onlara hangi konularda %100 güvenebileceğini bilmeli. Zira ofisteki çalışanları hiç gereği yokken strese soktuğu zamanlar oluyor.”
Mikro yöneticilik, kısa süreli olarak birtakım olumlu sonuçlar elde etmeyi sağlasa bile uzun vadede çalışanların, şirketin ve bizatihi yöneticinin aleyhine sonuçlara neden olur. Verimlilik ve üretkenlik düşer, ufak detaylara takılmaktan büyük fırsatlar gözden kaçar. Çalışanların sabah uyanıp işe gelme istekleri günden güne düşer.
Peki bu noktada, mikro yöneticiliğe son vermek için neler yapılabilir? Şimdi mikro yönetici olmaktan kurtulmak için bazı önerilerde bulunuyoruz.
Mikro Yönetim Belirtilerini Aşmak İçin Tavsiyeler
1. Bahane Üretmeyi Bırakın
Neyi niçin yaptığımızı, ne yaptığımızı birtakım gerekçelerle mantığa bürüyebiliriz. Aynısı mikro yöneticiler için de geçerlidir. Örneğin bir mikro yöneticinin ağzından çıkan sözler ile gerçekten söylemek istedikleri arasındaki fark şu şekildedir:
Mikro yöneticinin söylediği: Bunu kendim daha çabuk yaparım.
Mikro yöneticinin gerçekten söylemek istediği: Bunun nasıl yapıldığını stajyere öğretmeye gerek yok. Nasıl olsa anlamayacak.
***
Mikro yöneticinin söylediği: Bunun yanlış yapılmasına müsaade edemem.
Mikro yöneticinin gerçekten söylemek istediği: Kendi standartlarıma göre çalışanlarıma bu konuda güvenmiyorum.
***
Mikro yöneticinin söylediği: Başlarında durmazsam bunun altından kalkamazlar.
Mikro yöneticinin gerçekten söylemek istediği: Bir sefer kendi başlarına bıraktım, çuvalladılar. Buna tekrar izin veremem.
***
Mikro yöneticinin söylediği: Büyük patron takım çalışmasına bizzat katılmamı istiyor.
Mikro yöneticinin gerçekten söylemek istediği: Eğer takımın çalışmasına katılmazsam patrona değerimi nasıl kanıtlayabilirim ki…
***
Bu tür bahaneler çalışma arkadaşlarınızın moral ve motivasyonunu kırar. Niçin mikro yöneticilik yapmanız gerektiğine yönelik bahane bulmak yerine, mikro yöneticilikten vazgeçmek için gerekli sebepler bulmaya çalışmanız herkes için daha hayırlı ve yararlı olur.
Mutlaka okuyun: Başarılı İnsanlar Neden Bahanelere İhtiyaç Duymazlar?
2. Serbest Bırakmayı Öğrenin
Mikro yöneticilikten kurtulup yönetici olmaya giden yolda en önemli husus, ufak detaylara takılmamayı öğrenmektir. Bu zor olabilir, ancak zamanla küçük ayrıntılara yönetici olarak bizzat karışmamanız gerektiğini öğrenebilirsiniz. Bunun için yapmanız gerekenler listesinde, çalışanlarınıza paslamaya en uygun işleri bulun ve bu görevleri ekibinize dağıtın. Verdiğiniz görevlerin ne tür bir özenle ve detayla hazırlanması gerektiğini önceden belirtin ve çalışma esnasında sürekli müdahil olmayın. Bir proje üzerinde hangi sıklıkla görüşme yapacağınızı önceden belirtin ve süreç esnasında gereksiz yere müdahil olmamaya çalışın. Özetle siz yönetici olarak önceliklerinizi belirlemeli, şirkete ve kuruma en çok fayda sağlayacak konulara yönelmelisiniz.
Mutlaka okuyun: Çalışanlarınıza Özgürlük ve Otonomi Vermenin Yolları
3. Beklenti ve Dikte Arasındaki Farkı Anlayın
Bir insan bir şey beklemek ile o kişiye bir şey dikte etmek arasında dağlar kadar fark vardır. Yönetici olarak sizin işiniz, verdiğiniz görevlerin başarıyla tamamlanması için nasıl bir süreç izlenmesi gerektiğini belirtmek. Bu sonuca ulaşmak için her adımı “Şöyle yap, o öyle olmaz, bunu böyle yap.” şeklinde dikte etmenin kimseye bir yararı olmaz. Yani çalışanlarınıza ne istediğinizi belirtin, ancak bunu nasıl yapmaları gerektiği konusunda baskı yapmayın. Onların kafası sizden farklı çalışmasına rağmen dilediğiniz sonuca daha farklı ve belki de daha yararlı bir şekilde ulaşabilirler. Velhasıl, çalışanlarınıza güvenmeyi öğrenin.
4. Başarısızlıktan Korkmayın
Çalışanların tepesine tüneyip onların her hareketini kontrol etme ihtiyacı, temel olarak başarısızlık korkusundan kaynaklanır. Bu da personel üzerinde “öğrenilmiş çaresizlik” oluşmasına neden olur. Artık sizin kontrolünüz olmadan hiçbir şeyi doğru yapamayacakları algısına kapılırlar. Bu da kısır bir döngüye neden olur ve zamanla şirket içinde verimlilik, üretkenlik sıfıra doğru yakınsar.
Beklediğiniz sonuca ulaşmak için gerekli kaynakları, bilgileri ve desteği temin edin. Zaman içinde yaşanan bazı başarısızlıkların, uzun vadede çalışma arkadaşlarınıza ve size faydalı dersler verdiğini göreceksiniz.
Unutmayın, kimse bu denli baskıcı bir yöneticiyle çalışmaktan hoşlanmaz. Ancak büyük resme odaklanır ve çalışanlarınızı biraz daha özgür bırakıp onları motive ederseniz, daha etkili bir yönetici olma yoluna büyük bir adım atmış olursunuz. Mikro yönetici olarak gereksiz konulara harcadığınız enerjiyi, herkesin faydasına olacak kritik konulara harcadığınız zaman hem siz hem çalışanlar hem de şirket bundan olumlu etkilenecektir.
Mutlaka okuyun: Çalışanlarınızı Gözünüz Arkada Kalmayacak Şekilde Özgür Bırakmak