Günümüzün iş ortamı her zamankinden daha karmaşık olup sayısız bilinmezlik ve belirsizliklerle doludur. Her lider sürdürülebilir sonuçların elde edilmesi için çözüm üretme, en etkili ekipleri oluşturma ve yüksek performanslı bir çalışma ortamı yaratma baskısını tüm ağırlığıyla omuzlarında hisseder. Aynı şekilde çalışanlar da belirsizlikten ya da ellerindeki bir avuç şeyle çok daha fazlasını yapmak zorunda bırakılmaktan bıkmış durumdadırlar ki tüm bunlar çalışanlar arasında öfke patlamalarının yaşanmasına dolayısıyla da ofis içi memnuniyetsizliğin artmasına neden olur. Yaşanan bu durum çalışanlar üzerinde B planları olmaksızın hatta gelecek günlerin getireceklerinden habersiz bir biçimde iş yapmaları konusunda ekstra bir baskı oluşturur ve hem onların hem de yöneticilerinin sabrını sınar.
Son günlerde iş yerlerinde ağır bir hava hakim. Yoğun baskının oluşturduğu bir atmosfer bu. İşletmeler bir yandan kendilerini yeniden yaratmakla meşgulken diğer taraftan da liderlerine karşılaştıkları ek baskıları etkin bir şekilde yönetmek, doğru kararların alınmasını sağlamak ve en iyi çalışanları elde tutmak için uygun kaynakları, eğitimi ve araçları sağlamak adına var gücüyle çalışıyorlar. Aynı şekilde liderler de çalışanlarının sahip olduğu zihniyeti anlamaya ve bugünün modern ofis hayatı gereksinimlerinin çalışanlarının tutumlarını, isteklerini ve sadakatini nasıl etkileyeceğine yönelik çok daha özenli bir tutum sergilemelidirler.
Hepimiz “sabrın bir erdem olduğu” gerçeğinin farkındayız -eğer iyi bir insan olmak istiyorsak, sabırlı olmak için uğraşmalıyız.
İş yerlerindeki sorunlar, siyasi meseleler veya toplumsal konular nedeniyle her geçen gün daha fazla gerildiğimiz bugünlerde bizleri kendimizi veya sevdiklerimizi savunma şeklimizi değiştirmeye zorlayan pek çok farklı etmen mevcut. Başkalarının bizden faydalanmaya çalışmadığına emin olmak veya çocuklarımızı zorbalıktan korumak ya da onları zarar görmekten uzak tutmak vb. sebeplerle bu değişime zorlanırız. Anlayacağınız sabırla çalışmaya ilişkin ortak çabamız bugünlerde her zamankinden çok daha fazla test ediliyor – ve başarılı liderlerin bu meşakkatli yol boyunca sabrını yitirenlerden doğan açığı kapatmak için daha fazlasını yapması gerekiyor.
Bir zamanlar sabırdan yoksun bir yöneticim vardı. Kendisi asla yeterli zamanı olmayan ya da çalışanlarının endişelerini duymak istemeyen yaşlı bir beyefendiydi. Öylesine sonuç odaklıydı ki başkalarına karşı empati göstermeyi bir türlü başaramıyordu. Başkalarının güvenebileceği ya da inanabileceği etkili bir lider olmaktan son derece uzaktı çünkü bunun için sahip olması gereken duygusal zekadan tümüyle yoksundu. Zor zamanlarda şöyle bir durup sorunları çözmenin yollarını aramak yerine ekip üyelerine bağırıp çağırmak gibi kötü bir eğilimi vardı. Başarısızlığa karşı en ufak bir toleransı yoktu ve herkesin en yüksek verimlilikte çalışmasını bekliyordu. İyi niyetli ve hedefleri olan bir insandı ancak sert tavırları zor zamanlarda ona danışabilmeyi imkansız kılıyordu. Çünkü o kendine yeten bir ekip yaratmayı amaçlamış ve ekip üyelerinin yolundan çekilmesini istemişti.
Yöneticimizin sahip olduğu bu tek yönlü iletişim tarzı işe yarayabilirdi. Tabii yalnızca problemlerinizi her daim yardım almaksızın çözebileceğiniz konusunda kendinize yeterince güveniyorsanız. Ne yazık ki söz konusu yöneticinin beklentilerini karşılamayanlara karşı sabrı yoktu ve bu nedenle hem çalışanlarının hem de kendi kariyerini ilerletme yeteneği iyiden iyiye sınırlanmıştı. Sonuç olarak ekipteki pek çok kişi işletmeden ayrıldı ve yöneticimiz de erken emekliliğe zorlandı.
Anlayacağınız sabırlı bir tutum sergileyemeyen liderlerin uzun ömürlü bir kariyere sahip olacaklarını söylemek oldukça zordur. Piyasalar sabırlı olmayı gerektirir ve çalışanlar bu tarz bir tutumu liderlerinin daha merhametli, açık fikirli ve her türlü durumun üstesinden gelmeye istekli olmalarının bir işareti olarak görürler.
Peki, ya siz? Yeterince sabırlı bir lider olduğunuza inanıyor musunuz?
Yazımızda liderlerin sabırlı bir tutum sergilemelerine yardımcı olacak beş yöntemden bahsettik:
1.Olaylara Başkalarının Gözünden Bakın.
Başkalarının belirli koşulları nasıl yönettiği hakkında düşüncelerinizi çabucak dile getirip onları yargılamak her daim en kolayıdır. Lider olarak geri adım atıp öznel görüşlerden kendinizi uzaklaştırmanız ve mevcut durumu başkasının gözüyle görmeye başlamaya yetecek kadar objektif olmanız gerekiyor.
Amaçsızca uğraşan insanların sabırsızlanmaya daha yatkın olduklarını ve soğukkanlılıklarını yitirdiklerini unutmayın. Baskıyı kontrol altına almak, sorumluluğunu layıkıyla yerine getirebilmek veya sorunları çözmek için yeterince akıllıca davrandığınızdan emin olmalısınız. Büyük resmi görün ve çalışanlarınızın parçaları birleştirip nihai bir çözüme ulaşmalarına yardımcı olun –tüm bunları gerçekleştirirken de kendinize güven geliştirmeyi ihmal etmeyin.
2.Gerilim Noktalarını Tarafsız Bir Biçimde Değerlendirin.
Sabır, bir liderin sorunlu noktaları dikkatlice değerlendirmesini gerektirir. Krizlerin başkaları tarafından nasıl yönetildiğini anlamak beklenmedik durumları tahmin etmemizi sağlar ve sorunların temel nedenlerini tespit etmeye daha fazla yaklaşmanıza yardımcı olabilecek sorun çözme modellerini ortaya çıkarır. Ancak bu durumun asla ama asla çalışanlarınıza karşı empatik olmanın ve onların özel ilgi alanlarına veya gerilim noktalarına önem verdiğinizi göstermenin bir alternatifi sayılamayacağını bilmeniz gerekir.
Ön yargılarınızdan sıyrılın ve taraf seçmeyin. Lider olarak daha önce görülmemiş bir fırsatı görebilmeniz için son derece açık fikirli ve sabırlı olmalısınız. Örneğin son zamanlarda bir müşteriye ilişkin benim görebildiğim belirli bir gerçeği fark edemediğini düşündüğüm bir çalışanıma aşırı derecede sinirlenmiştim. Ancak, bir yandan sabrım sınanırken bir yandan da bu çalışanın sorunlara yaklaşma şeklindeki benzersizliği kavramak beni kendime getirdi. Böylelikle çalışanımın niyetini veya stratejik düşünce sürecini daha iyi algılayıp takdir edebilme imkanı buldum.
Bu nahoş karşılaşma çalışanımın düşünme yapısını ve becerilerini her zamankinden daha net görmeme izin verdi. Kendisi şimdilerde daha önce fark edilememiş yeteneklerini kullandığı ve muhtemelen kariyerinde ciddi bir sıçrayışa ön ayak olacak yeni bir projenin ortak liderliğini yürütüyor. Yani sabırlı davranmak uzun vadede hem onun hem de benim işime yaradı.
Bu nedenle sizler de her zaman başkalarının özel ihtiyaçlarına, olaylara yaklaşımlarına ve tarzlarına dikkat edin.
3.Olumlu Bir Tutum İçinde Dinleme ve Soru Sorma Becerileri Edinin.
Sabırlı bir turum sergilemek harika bir dinleyici olmanızı ve sorular sormanızı gerektirir. Derin bir nefes alın ve herhangi bir problemi gerçekten çözmek istiyorsanız içinizdeki sabırsızlığın buharlaşıp uçmasına izin verin. Acele etmeyin. Sürece saygı duyun ve deneyimlediğiniz bu süreci benimsemeyi öğrenin.
Aynı derecede önem arz eden bir diğer konu da olumlu bir tutuma sahip olmanızdır. Geçen gün dört saatten fazla trafikte kaldıktan sonra ofise gerisin geri dönmek zorunda kaldım. Yalnız kalmak ve o gün yaşadıklarım üzerine biraz düşünmek istedim; kendimi toplamak için buna ihtiyacım vardı. Bunun yerine ofiste beklenmedik misafirler beni karşıladı- şehir dışından müşterilerim o günü birlikte geçirmek üzere şirketimize gelmişti! Derhal bir karar vermem gerekiyordu: a) yaşadığın günün tüm hayal kırıklığını vücut dilime veya ses tonuna yansıtarak onlara göster (Mağdur ol) ya da b) gülümse ve sürpriz ziyaretleri için onlara teşekkür et (Lider ol).Neyi mi seçtim? Elbette ki bir lider olmayı!
Her ne kadar gücümü toplamam bir saatten fazla sürse de dikkatim ve misafirperverliğim takdir edildi. Bu şartlar içinde ve bu denli kısa sürede dahi ilişkimizi geliştirme ve farklı bir düzeye getirme imkanı bulabildik.Hiçbirimizin unutamayacağı bir gündü.
Sizler de basit bir gülümsemenin veya sergileyeceğiniz olumlu bir tutumun sabır geliştirmeye yönelik çabalarınız üzerinde inanılmaz bir etkiye sahip olduğunu görebiliyor musunuz?
4.Güvenilir Kaynaklar Üzerinden Farklı Bakış Açıları Arayın.
Tüm cevapları bildiğiniz sanrısına kapılmayın. Sabrınız tükenmiş olsa da yalnızca var olan bir problemi hasır altı etmek adına yetkinizi başkalarını zorlamak için kullanmayın,çünkü bu şekilde problemin tekrarlaması kaçınılmazdır. Savaş silahlarınızı neye göre belirleyip seçmeniz gerekeceğini öğrenin – ama en önemlisi destek arayışına girmek için en doğru zamanı belirleyin.
Kendinizi belirli bir durumla başa çıkamayacak kadar sabırsız hissediyorsanız size değer katabilecek ve gerekli perspektifi sağlayabilecek bir mentordan veya güvenilir bir başka kaynaktan tavsiye alın.
Her anınızı sabırlı bir tutum edinme ve bu konuda kendinizi geliştirmeye yönelik yeni bir fırsat olarak görün. Perspektif kazanmak için sabır egzersizleri yapın, böylelikle hem kendiniz hem de başkaları hakkında bilgi edinebilirsiniz.
5.Sorumluluk Almaktan Kaçınmayın.
Liderler olarak sözlerimize kulak asmayan dediklerimizi yapmayı reddeden veya her daim bir mazeret gösteren çalışanlara karşı sabırsız tutumlar sergileyebiliyoruz. Bir dahaki sefere sabrınızı sınayan bir durumla karşılaştığınızda duruma uygun hassasiyeti gösterin ve hatanızı kabullenmeye hazır olun. Böyle bir durumda sabır göstermeniz güç savaşınızı bir anlayış ve ortak problem çözme yolculuğuna dönüştürmenizi sağlayacaktır.
Sorumluluk almaktan korkmayın – bir karara vardığınızda bu kararın mesuliyetini alın ve ekibinizi bu konuya ilişkin bilgilendirin. Saygınlık kazanın.
Bir lider olarak yüksek standartlara sahip olmanız doğaldır, bundan olacak ki talepleriniz de aynı derecede yüksektir. Ancak ekibinize yönelik beklentilerinizi çok geniş tutmamanızda fayda var Çalışanlarınızı potansiyel gerilim noktalarını önceden tespit edebilecek kadar iyi tanımalısınız. Davranış modellerini incelemeli, gözlemlerinizi not almalı ve nihayetinde başkalarını başarmaya motive eden şeyler konusunda çok daha dikkatli olmalısınız.
Sabrınızın bir sonraki sınanışında bunu bir lider olarak amacınızın, hassasiyetinizin veya olgunluğunuzun değerlendirilmesi için bir fırsat olarak kullanın. Unutmayın, ne kadar çok sabrederseniz, o denli becerikli, soğukkanlı, şefkatli ve dikkatli bir lider olursunuz.