Çoğu insan, biraz rekabetin iyi bir şey olduğu konuusunda hemfikirdir. Peki ya bu rekabet başa çıkılması imkânsız bir hal alırsa?
Bu meseleye çözüm bulmak için bazı uzmanlara şu soruyu yönelttik: “Eğer kendinizi büyük bir işletmeyle rekabet halinde bulursanız yapacağınız ilk şey ne olurdu?” Uzmanların yanıtlarının işinize yarayacağını ümit ediyoruz. İşte sizlere küçük işletmelerin büyük firmalarla başa çıkma stratejileri:
Daha büyük bir işletmeye karşı mücadele mi veriyorsunuz? Büyüklüğü kendi yararınıza kullanın.
Yapacağınız ilk şey, sizden daha büyük bir işletmenin illaki rakibiniz olması gerekmediğinin farkına varmak. Karşı taraftan farklı hangi özelliklere sahip olduğunuzu düşünün. Eğer rakibiniz sizden büyükse nüfuzu sayesinde müşterilere sizin sunamayacağınız şeyleri sunabilecektir. O halde rakibinizle boy ölçüşemeyeceğiniz noktaları zorlamaktan vazgeçin. Büyük rakibinizin yapmaya cesaret edemeyeceği şeyleri yapmaya daha müsait olduğunuzun farkına varın. Örneğin, müşteri talebine göre kendinizi değiştirip yeniliklere uyum sağlayabilirsiniz. Ayrıca, müşterilerinizle daha özel ilişkiler kurabilirsiniz. Bu farklılıkları kendi lehinize kullanarak ilerleme kaydedebilirsiniz.
Rakipleri kendi lehinize kullanın.
Rekabete, kendi işletmenizi güçlendirmek ve genişletmek için bir fırsat olarak bakın. İşte başarılı girişimcilerin başvurdukları bazı yöntemler:
Kendinizi, bir müşteriyi elde etmek için büyük bir rakiple kafa kafaya çarpışır konumda bulursanız rakibinizin güçlü ve zayıf yönlerini değerlendirin. Muhtemel müşterinin ihtiyaçlarını belirleyin ve işletmenizin hangi alanda kuvvetli olduğuna karar verin. Örneğin, daha kişisel bir hizmet sunabilir, ürünü veya hizmeti müşterinin ihtiyaçlarına göre değiştirebilir ya da daha uyumlu davranarak müşteri gereksinimlerine daha hızlı yanıt verebilirsiniz.
Büyük şirketle ortaklık kurabilir ya da taşeronluk yapabilirsiniz. Şirketinizin, iki işletmeye de fayda sağlayacak ne gibi şeyler ortaya koyabileceğini iyice belirleyin.
Ayrıca, daha büyük bir şirketle rekabet halinde olmak, sizi diğer işletmelerle stratejik ittifaklar kurmaya yönlendirebilir. Böylece güçlerinizi birleştirerek bir ekip şeklinde ürün ve hizmet yelpazenizi genişletebilirsiniz.
Piyasadaki varlığınızı sürdürebilmek için daha büyük işletmenin yaveri olmayı deneyebilirsiniz. Neticesinde, büyük bir şirket piyasadaki varlığını güçlendirirse müşterilerin sizin ürünlerinize veya hizmetlerinize gösterdiği talep de artabilir. Şirketinizi farklı kılan unsurlar üzerine yoğunlaşın, sektördeki diğer herkesten iyi yapabileceğiniz bir konu bulun ve genişlemek için fırsat kollayın.
Mutlaka okuyun: Rekabeti Kullanarak İşinizi Geliştirmenin Yolları
Büyük rakipler karşısında hayatta kalmanın formülü: Herkesten farklı olun.
Yapacağınız ilk şey böyle bir durumun başınıza gelebileceğini kabullenmek. Her birkaç yılda yeni bir dünya devi ortaya çıkıyor. Dolayısıyla faaliyete geçtiğiniz ilk günden itibaren büyük bir rakiple boy ölçüşmeniz gerekeceğini bilmelisiniz. Bu mücadeleden alnınızın akıyla çıkmanın yolu ise, ürününüzü veya hizmetinizi özel, farklı ve eşsiz kılmaktan geçiyor.
IBM ve Microsoft birçok farklı model üretirken Apple kendi yolundan giderek tamamen farklı bir şey üretmeyi tercih etti. Porsche, 1950’lerin ortasında VW-Beetle’dan ilham alarak tasarladığı yeni spor arabaları piyasaya sürerken General Motors, Porsche’un bir yılda ürettiği toplam araba sayısını Corvette modeliyle bir ayda geçti. Corvetteler çok daha hızlı tedarik edilip çok daha ucuz olmasına rağmen Porsche farklı olduğunu için hayatta kalmayı başardı.
Yeni bir işletme olarak bir şeyi büyük ve nüfuzlu şirketlerden çok daha iyi, ucuz, hızlı veya farklı biçimde sunmanız gerekiyor. Kim IBM veya General Motors gibi devlerin karşısında Apple ya da Porsche gibi nispeten yeni markaların bu kadar çabuk başarıya ulaşacağına inanırdı? İşte büyük fikirlerin gücünün ispatı karşınızda…
Mutlaka okuyun: İşinizi Rakiplerinizden Farklılaştırmanın 8 Yolu
Büyük işletmelerin göz ardı edilemez bir dezavantajı var: Büyük olmak.
Esnekliğin ve uyum sağlayabilirliğin işe yarayacağı alanlarda büyük rakiplerinizi sollayın. Büyük işletmelerin yüzleştiği en önemli sorunlardan biri fazla büyük olmaları. Zara’nın akıl almaz başarısının sebebi küçük bir işletme gibi hareket etmesine dayanıyor ve müşterinin istediği şeyi olabildiğince hızlı şekilde sunmaya çalışıyor. Şirket, revaçta olan ürünleri seri üretime geçirip beklenileni veremeyen ürünleri ise en kısa sürede vitrinlerden kaldırıyor. Yılda 12 bin tasarım üreten şirket 2 haftada bir giyim koleksiyonu çıkarıyor. Diğer çoğu büyük işletme bu kadar yetenekli değil.
İyi bir küçük işletme, müşteri hizmeti, trend belirleme, ürün verimi ve nicelik kontrolü gibi konularda büyük rakibinin önüne kolaylıkla geçebilmeli.
Büyük giyim şirketleri, butik işletmeler tarafından başlatılan en son trendleri bulmak için AR-GE’ye milyonlarca dolar harcıyorlar. Eğer bir ürün üretmeye karar verirlerse, süreç birçok farklı kişinin kontrolünden geçiyor. Ve eğer ürün hayal kırıklığı yaratırsa ellerinde işe yaramaz bir ürün yığınıyla kalıyorlar. Küçük işletmelere tavsiyem kendilerine güvendikleri alanlara yoğunlaşmaları ve avantajlı oldukları noktalarda büyük şirketlerle yüzleşmeye cesaret etmeleri.
Küçük bir işletme esnek bir işletmedir.
Şunu asla unutmayın: Küçüklük bir çeviklik belirtisidir ve son derece önemli bir avantajdır. Örneğin küçük bir tiyatro daima kendi seyrini değiştirebilir. Büyük tiyatrolar gibi bütün oyun takvimini üç yıl öncesinden belirlemediği için senaryolarını revaçta olan konulara ve kişilere göre ayarlayabilirler.
Büyüklük bazen hantallıkla eş anlamlı olabilir. Aşırı çalışan sayısı, aşırı bütçe, geniş bir izleyici kitlesi ve daha büyük bir kayba uğrama ihtimali kararların geç alınmasına ve risksiz olmasına sebebiyet veriyor. Küçük işletmeler ise zorluklara karşı esnek davranıp çevik hareketlerle uyum sağlayabilecekleri için risk alarak fırsatları değerlendirebilirler.
Mutlaka okuyun: Girişimcilikte Hızlı Hareket Etmenin Önemi
Girişimcilerin, iş dünyasının devlerinden korkması için hiçbir sebep yok.
Hemen hemen her küçük işletme bir devle yüzleşiyor. Bu dev bazen siz şirketinizi kurduğunuzda çoktan sektörü yönlendirirken bazen de siz işletmenizi kurduktan sonra ortaya çıkabiliyor. Şu anki iki işletmem de devlerle yüzleşiyor.
Bilmeniz gereken ilk şey, sektörünüzde bir dev var ve eğer ürününüz kaliteliyse, bu durumu kendi yararınıza çevirebileceğiniz. Şunu unutmayın: “Kasabaya bir sirk geldiğinde, bütün satıcılar daha çok balon satar.” Bir başka deyişle, eğer bahsi geçen dev sizin sektörünüzde faaliyet gösteriyorsa sizin ürününüz ve hizmetiniz de bu durumdan olumlu etkilenecektir. Yani sadece onların işleri değil, sizin işleriniz de ilerleyecek.
İkincisi, en iyi girişimciler daima rekabete hazır olmalıdır. Her küçük işletme sahibi girişimci, devlere kıyasla çok daha esnek ve hareketlidir. Yorulmadan ve çevikliğinizden ödün vermeden yolunuza devam edebilmelisiniz.
Eğer dev rakibiniz, en yeni ürününüzü hedef alıyorsa daha iyi ve daha yeni bir ürün üretmeye çalışın, sizden daha ucuza hizmet veriyorsa müşterilerle kişisel olarak iletişime geçmeye yoğunlaşın, müşterilerinizi sizden çalmaya çalışıyorsa müşterilerinize eşi benzeri olmayan bir kullanıcı tecrübesi yaşatın. Bütün bunlar büyük rakiplerinize karşı savaşmanızı sağlayacak altın değerinde öneriler. Müşterileriniz sizi sıradan bir satıcı olarak değil, kendi hayatlarının bir parçası gibi görecekler ve sizden vazgeçemeyecekler.
Mutlaka okuyun: Küçük işletmelerin dev şirketlerle rekabet etme yolları
Sağlıklı bir rekabet işletmenizi büyütmenize yardımcı olacaktır.
Hem kendinize hem de ürününüze güvenin. Neticesinde, küçük işletmenizin büyük rakiplerle başa çıkabilecek potansiyelde olmasının bir sebebi var. Demek ki piyasanın ihtiyaçlarına hitap edebiliyorsunuz. Küçük işletmeler sürekli gelişen, kendine yeni hedefler koyan ve büyük rakipleriyle beraber anılmak isteyen işletmelerdir. Ortada bir rekabet durumu varsa, müşterilerinizi kaybetmemek için ürününüzü ve/veya hizmetinizi sürekli olarak geliştirmelisiniz. Küçük işletmelerin değişikliklere daha kolay uyum sağlayabilmesini kendi lehinize kullanın. Müşterilerin taleplerine yanıt verebilirseniz başarıya ulaşabilirsiniz. Müşterileri kendi ayağınıza beklemek yerine siz onların ayağına gidin ve büyük rakiplerle boy ölçüşecek bir işletme olun.
Küçük işletmelerin gizli silahı: Müşteri ilişkileri
Eğer büyük olan her zaman iyi olsaydı, herkesin koca bir köpeği, kocaman yüzükleri veya Hummer marka arabası olurdu. Elbette terrier köpeklerini, Porsche arabaları ve küçük elmasları seven insanlar da var. Yani boyut, her satışın belirleyici unsuru değil.
Rakibiniz kim olursa olsun, yapmanız gereken ilk şey işletmenizin iş tanımını iyice belirlemek, ne sattığınıza karar vermek ve müşterilere daha iyi hizmet verebilmek için onların profilini çıkarmak.
Bu arada, sunduğunuz ürün veya hizmet faturada yazılanlarla aynı olacak diye bir kaide yok. Örneğin, FedEx geceleri nakliyat yapıyor fakat asıl sattığı şey güvenilirlik. Starbucks kahve servisi yapıyor ama esas sattığı şey yarattığı ortam. Apple telefon ve iPad üretiyor ama sattığı şey moda ve tasarım. Müşterileriniz sizden ne bekliyor? Onlara sunacağınız şeye karar verdiğinizde, rakiplerinizle nasıl başa çıkacağınıza da karar verebilirsiniz.
Müşteri kitleniz sahip olduğunuz en değerli varlık. Sektörünüze büyük bir işletme girdiğinde, müşterilerinizi anlamak ve onların ihtiyaçlarının farkında olmak her zamankinden daha önemli bir hal alıyor. Büyük bir dev piyasaya girmiş olsun veya olmasın, müşterilerinizle irtibat halinde kalmanız, ürünleriniz ve hizmetleriniz hakkında onları bilgilendirmeniz son derece önemli.
Fiyat konusunda büyük rakiplerimizle kapışamayacak olsak da, müşterilerimizle kurduğumuz ilişkiler, sunduğumuz seçkin ve kaliteli hizmet bizi iş dünyasında ayakta tutuyor.
İşletmenizin boyutu fark etmeksizin, ilk olarak daima müşterilerinizi düşünmelisiniz. Sizden asla vazgeçmemelerini istiyorsanız onlara unutamayacakları bir deneyim yaşatmalısınız.
Mutlaka okuyun: Müşteri Sadakati ve Memnuniyeti Nasıl Sağlanır?