“İşten ayrılıp yeni bir işe girmemin zamanı geldi mi acaba?” sorusunun cevabını vermek hiç kolay değildir. Üstelik çalıştığınız yerde kendinizi rahat hissediyorsanız her şey mükemmel olmasa bile orada kalmak için muhtemelen birçok sebebiniz vardır. Gelin, Merve adında bir müşterimi inceleyelim. Merve birkaç ayda bir benimle temasa geçip öz geçmişini allayıp pullar, iş aramaya başlardı. Sonra işvereni sanki Merve’nin iş aradığını biliyormuş gibi maaşına zam yapar veya onu terfi ettirirdi ya da Merve işinde büyük bir başarıya imza atar ve kalmaya karar verirdi.
Ancak ne olursa olsun çalıştığı yerde mutsuzdu. Patronu ona kötü davranıyordu, mesai saatleri çok uzundu ve üstüne üstlük şirket kültürü Angela’nın kariyerinde ilerlemesini engelliyordu. Neredeyse iki yıl boyunca bu duruma katlandıktan sonra şirketten ayrılma kararı aldı.
Onu anlayışla karşıladım.
Yeni bir şirkette işe başlamak elbette büyük bir risk, bu yüzden hâlihazırda çalıştığınız yerde kalmak için geçerli sebepleriniz vardır mutlaka. Ama işiniz gerçekten canınızı sıkıyorsa emin olun o işin zararı yararından fazladır. Peki ayrılıp yeni bir iş bulmak için doğru zamanın geldiğini nasıl anlayabilirsiniz? Çoğu zaman iç sesimiz iş hayatımızdaki gerçekleri anlamamızı sağlar, her şeyi gözlerimizin önüne serer. Dolayısıyla olan biteni anlamak güç değildir.
İş değiştirme konusunda tereddütte kaldıysanız aşağıda verdiğimiz beş maddeyi göz önünde bulundurarak kararınızı verebilirsiniz.
İşten Ayrılmak İstiyorum Diyenler İçin Bahaneler:
1. Çalıştığınız şirkette ilerleme şansınız yok.
Çalışanlar, ilerlemek için fırsat kovalarlar. Bir ankete göre Y kuşağının %87’si, kariyer gelişiminin kendileri için önemli olduğunu düşünüyormuş. Mevcut pozisyonunuzun vazgeçilmez ismi haline gelirseniz kariyer çıkmazına girmeniz kaçınılmazdır. Yani üç yıldır aynı işi yapıyorsanız, kariyerinizde ilerlemek istiyor ama çalıştığınız şirkette bunu yapma imkanı bulamıyorsanız başka yerlere yönelme zamanınız gelmiş demektir.
2. Geri bildirim alamıyorsunuz.
İş hayatında geri bildirim almak son derece önemlidir. Daha önceki tüm işlerinizde, hatta öğrencilik hayatınızda bile aldığınız geri bildirimler gelişim ve öğrenme sürecinize mühim katkılar sağlamıştır. Ancak şu an çalıştığınız şirkette işe başladığınızdan beri yaptığınız hiçbir şey hakkında geri bildirim almadınız. Aslına bakarsanız bunun şirket kültürüyle alakası da yok. Yöneticiniz performans değerlendirme formlarıyla uğraşmaktan nefret ediyor, “Hata yaparsan ben zaten sana söylerim” deyip geçiyor.
3. Yeni beceriler kazanmıyorsunuz.
Herkes kendini verebileceği ve hoşuna giden bir iş yapmak ister. Ama gelin görün ki çalıştığınız yerde durum böyle değil. Yaptığınız hiçbir iş sizi zorlamıyor, size yeni bir şey öğretmiyor. Hiçbir şey öğrenmediğiniz gibi sahip olduğunuz becerileri de kullanma şansınız yok. Kariyer açısından yerinizde saydığınızı anladınız, bu yüzden çeşitli kurslar, konferanslar ve seminerlere gidip yeni beceriler kazanmaya, kendinizi geliştirmeye çalışıyorsunuz. Hatta daha da kötüsü sıkıldınız ve çalışma hevesinizi yitirdiniz. Eğer gerçekten bu saydıklarımızı yaşıyorsanız çalıştığınız şirket kariyerinize katkıda bulunmuyor demektir.
4. Çalıştığınız yer artık yeni eleman almıyor.
Masanızda biriken dosyalar ve artan iş yükünüzden dolayı şirketiniz yeni elemanlar almak yerine sizden daha fazla çalışmanızı bekliyor. Arkadaşlarınız işten ayrılıyor ama yerlerine kimse alınmıyor, sonra bir bakmışsınız artık iş yükünüzü kaldıramıyorsunuz. Çalıştığınız şirket yeni başlayanlar için oryantasyon düzenlemekten ziyade ayrılanlar için veda partileri vermeye başlamışsa bilin ki ters giden bir şeyler var. Acaba perde arkasında neler dönüyor? Şirket maddi bir sorunla karşı karşıya kalmış olabilir mi? Etrafınızdaki mutsuz çalışanların sayısı artarsa insanların sürekli kendi aralarında konuştuğunu görürseniz veya ayrılan elemanların yerine yenileri alınmıyorsa öz geçmişinizi güncelleyip başka şirketlere yönelme vaktiniz gelmiş demektir.
5. İşinize bağlılığınızı yitirdiniz.
Yaptığınız işin veya çalıştığınız şirketin beklentilerinizi karşılamadığını zaten fark ettiniz ama bunun dışında iç sesiniz de size artık ayrılma zamanınız geldiğini söylüyor. Çalışma ortamını en iyi kendiniz biliyorsunuz, kendinizi de tanıyorsunuz. Unutmayın, sizi uçurumdan düşmekten kurtaran, tehlikeli sulara girdiğinizde size haber veren şey içgüdülerinizdir. Günümüzde “ikinci beyin” olarak da nitelendirilen içgüdüler genellikle sizi yanıltmaz, tereddütte kaldığınızda doğru yolu bulmanızı sağlar.
Bahsettiğimiz bu beş hususu göz önünde bulundurun, herhangi biriyle karşı karşıya kalıp kalmadığınızı düşünün. Bu senaryolardan biri veya birkaçı başınıza geldiyse işten ayrılma zamanınız gelmiş olabilir. Eğer öyleyse sakın canınızı sıkmayın.
“Peki Angela ne yaptı?” diye soruyorsunuzdur şimdi. Ne demişler, “İnsan özgürlüğe kavuşana kadar çektiği acının farkına varmaz”.
Daha erken harekete geçmediği için pişman oldu tabii ama şu anda çalıştığı yerden çok memnun, hatta hayalindeki işi yapıyor dersek fazla abartmış olmayız. Siz de iş ararken kendinize zaman tanır ve kararlı davranırsanız hayalinizdeki işi mutlaka bulursunuz.
Şunu asla unutmayın: Cesur bir adım atmaktan daha tehlikeli olan tek şey pes edip teslim olmaktır.