ABD’li mimarlık şirketi SO-IL ile İngiliz yaşam stili şirketi MINI Living’in ortaklaşa gerçekleştirdikleri Breathe adlı proje, gelecekteki konut projelerinde çevresel unsurların nasıl kullanılabileceğini göstermesi bakımından büyük önem taşıyor.
Bu yıl Milano’daki Salone del Mobile adlı fuarda tanıtılan ev, yarı saydam bir yapıya sahip. Dolayısıyla ev güneş ışığını direkt alıyor. Modüler bir çelik yapı üstüne kurulan ve PVC benzeri bir materyaldan inşa edilen evde bulunan filtreleme sistemi dışarıdan gelen kirlere karşı koruma sağlıyor ve adeta ev kendi kendini temizliyor. Evin yarı saydam yapısı da evin gün içinde farklı oranlarda ve açılarda güneş ışığı almasını sağlıyor. Esnek yapısı sayesinde 6 odanın bulunduğu evde ufak bir botanik bahçesi bile bulunuyor. Bu bitkiler aynı zamanda havanın temizlenmesine yardımcı oluyor. Ayrıca evde buluna bir sistem sayesinde yağmur suyu biriktirilerek çeşitli amaçlar için kullanılabiliyor.
50 metrekarelik 3 katlı bir yapıya sahip olan ev, insan ve çevre arasndaki ilişkiyi artırmak ve karbon ayakizini minimize etmek için tasarlanmış. Modüler yapısı sayesinde oda kullanımlarında esneklik sağlanan yapı uygun yerlere taşınabilme özelliğine de sahip. Mimarlık şirketi SO-IL’e göre standart bir evin sabit bir yapısı vardır, yani her odanın kullanım amacı bellidir. Ancak Breathe adlı bu proje, esnek yapısı sayesinde istenen amaca göre ev sahipleri tarafından tekrar dizayn edilebiliyor. Böylece evin ve odaların atmosferi ve sağladıkları tecrübe farklılaşabiliyor.
Daha önce de buna benzer sürdürülebilir ev örnekleri görmüştük. 3D baskı ile yapılmış güneş enerjili evler ya da içbükey çatısıyla mevsim koşullarına daha iyi uyum sağlayan evler bunlardan birkaçıydı.
Sizce sürdürülebilir ev mimarisi alanında başka ne tür yenilikler yapılabilir? Mimari ve doğa arasındaki bağlantı nasıl daha pekiştirilebilir?