İş hayatında motivasyonumuzu nasıl sağlarız veya bu motivasyonu korumanın yolu nedir? Bizi motive edebilecek paranın da ötesinde bir şeyler bulmak mümkün müdür?
Davranışsal iktisatçı Dan Ariely, yazımızın sonunda tamamını bulabileceğiniz TED konuşmasında insanları iş hayatında motive eden şeyle ilgili şunları ifade eder: “İnsanların neden çalıştığını düşündüğümüzde, insanların bir labirentin içindeki, tek isteği peynire ulaşmak olan farelere benzediğini ve tüm ilgilendiklerinin para olduğu gibi yanlış bir kanıya sahibiz. İnsanlara para verdiğimiz an, onları o veya bu şekilde çalışmaya yönlendirebileceğimizi düşünüyoruz. Ancak para tek başına, iş hayatında motivasyonu açıklamak için çok cılız kalıyor.”
Bunun yerine, insanların çalışma yöntemlerini dikkatlice gözlemlediğimizde paradan çok daha fazlasını bulabileceğimizi fark ederiz. “Söz konusu olan emek olduğunda, genellikle motivasyon ve ödemeyi aynı şeylermiş gibi algılarız, ama gerçekte bu tanıma daha birçok farklı şey eklememiz gerekir: anlam, bir şey yaratma, zorlukların üstesinden gelme, gurur duyma… vb.” Ariely konuşmasında bunların yanı sıra çalışmalarımızın anlamlılık derecesinin, başkalarının onayını almanın(takdir edilme) ve ortaya koyduğumuz çabanın miktarının da bizleri motive edeceğine ilişkin kanıtlar sunmaktadır. Yani görevimiz ne denli zorsa, o işi kotarmış olmaktan o denli mutlu olur ve gurur duyarız.
Yazımızda, Ariely’nin çalışmalarının yanı sıra başka araştırmacılara ait bir dizi araştırmaya da yer vereceğiz.
Gelin iş hayatımızı kolaylaştıracak, bizi iyi hissettiren yani motivasyonumuzu yükselten şeylere ve bunlara ilişkin araştırmaların ilginç sonuçlarına hep birlikte göz atalım.
İş Hayatında Motivasyonu Artırmak İçin Yöntemler:
1- Emeğimizin meyvelerini görmek bizi daha üretken yapabilir.
Çalışma: İnsanın Anlam Arayışı kitabında yer alan Lego örneğinde, Ariely deney grubu ve kontrol grubundan oluşan katılımcılardan Lego’nun “Bionicles” serisinden karakterler oluşturmaları isteniyor. Her iki grupta da katılımcılara yaptıklar lego başına azalan miktarlarda bir ücret ödenmiştir: birincisi için 3 dolar, ikincisi için 2,70 dolar, vb. Ancak gruplardan birinin ürettiği legolar deneyin sonunda parçalanmak üzere masa altında saklanırken diğer grubun legoları oluşturuldukları anda sökülüp parçalanmıştır. Amaç, insanların gözlerinin önünde ürettikleri legoları parçalama hilesiyle esasen bu uğraştan alabilecekleri bütün keyfi kaçırmaktır ki bu kısa zamanda sonu gelmez bir kısır döngü halini almıştır.
Bulgular: İlk grup ortalama 11, ikinci grup ise işi tamamıyla bırakmadan önce yalnızca 7 adet lego yapabilmiştir.
Sonuç: Büyük bir anlam söz konusu olmasa da, ilk grubumuz legolarının çalışmanın sonunda imha edileceğini bilmelerine rağmen emeklerinin sonuçlarını kısa bir süre için olsa dahi görebilmek adına işe devam etmiş ve bu durum performanslarını çarpıcı bir şekilde iyileştirmeye yetmiştir.
2- Çalışmalarımızın takdir edildiğini ne denli az hissedersek söz konusu işe yönelik o denli fazla para talebinde bulunuruz.
Çalışma: Ariely bu çalışmanın katılımcılarına – üniversite öğrencilerine – rastgele harflerle dolu bir kağıt parçası vermiş ve onlardan aynı harf çiftlerini bulmalarını istemiştir. Öğrencilere her turda bir önceki turdan daha az bir para teklif edilmiştir. İlk gruptan katılımcılar, verilen kağıda isimlerini de yazmış ve onları kağıt yığınları arasına koymadan önce şöyle bir gözden geçiren ve “Hı hı” diyerek onaylayan bir deney uzmanına teslim etmişlerdir. İkinci gruptakiler ise kağıda isimlerini dahi yazmamıştır, dahası başlarındaki deney uzmanı kağıda en ufak bir bakış dahi atmaksızın diğerlerinin yanına yerleştirmiştir. Üçüncü gruptakilerin çalışmaları ise tamamladıktan hemen sonra kağıt imha makinelerine atılarak lime lime edilmiştir.
Bulgular: Teslim ettikleri kağıdın parçalandığına şahit olan katılımcıların söz konusu görevi sürdürmek için kağıtlarını teslim edebilenlere oranla iki kat daha fazla paraya ihtiyaç duydukları gözlemlenmiştir. Çalışmaların kurtarıldığı ancak görmezden gelindiği ikinci grup ise neredeyse çalışmaları parçalanmış olanlarla aynı miktarda bir para talebinde bulunmuştur.
Sonuç: “İnsanların performansını görmezden gelmek en az gösterdikleri çabayı gözlerinin önünde lime lime etmek kadar kötü bir durumdur. İyi haber şu ki, birinin yaptığı şeyi şöyle bir inceleyip, “hı hı” demek dahi yeterli bir motivasyon aracı olarak algılanabilmekte ve insanların motivasyonunu önemli ölçüde artırabilmektedir. Yani, motivasyonu artırmak o kadar da zor değildir. Kötü haber ise motivasyonu düşürmenin inanılmaz derecede kolay oluğudur ve eğer dikkatli davranılmazsa işin dozunu kaçırmanız an meselesidir.”
Mutlaka okuyun: Çalışanlarınızı Dikkate Aldığınızı Göstermenin 11 Basit Yolu
3- Bir proje ne denli zor olursa kendimizle o denli çok gurur duyarız.
Çalışma: Başka bir çalışmada, Ariely origami konusunda acemi sayılan bir grup insana bir dizi talimat eşliğinde origami kağıtları teslim edip ürün oluşturmalarını istemiş ve nihayetinde bir hayli çirkin formda ürünler elde edildiği gözlenmiştir. Origami projesine bizzat katılanların yanı sıra origami yapmayıp süreci yakından izleyenlere de söz konusu ürün için ne kadarlık bir ödeme yapabilecekleri sorulmuştur. İkinci bir çalışmada ise Ariely katılımcıların bazılarından origami talimatlarını gizleyerek süreci daha da zorlaştırmıştır- ancak çok daha çirkin ürünler elde edilmiştir.
Bulgular: İlk denemede, origami üreticileri yalnızca ürünü değerlendirmekle yetinen origami gözlemcilerinin beş katından da fazla bir ödeme yapabileceklerini taahhüt etmiştir. İkinci deneyde ise talimatların eksik oluşu bu farkı daha da artırmıştır: Origami üreticileri çirkin ancak zor ürünlere daha güzel ancak kolay olanlardan çok daha fazla değer verirken, origami gözlemcileri ise kolay olanları daha da az değerli bulmuştur.
Sonuç: Yaptığımız işe değer biçmek doğrudan harcadığımız çabaya bağlıdır. (Üstelik her daim diğer insanların da bizim yaptığımız işi aynı derecede değerli bulacağı yanılgısına düşeriz).
4- Yaptığımız iş sayesinde başkalarına yardımcı olacağımızı bilmek, bilinçaltı motivasyonumuzu artırabilir.
Çalışma: Psikolog Adam Grant, Michigan Üniversitesine bağlı çağrı merkezinin burs fonundan yararlanan öğrencileri 10 dakika boyunca arayanlarla konuşturduğu bir bağış toplama kampanyasına ilişkin bir dizi çalışma yürütmüştür.
Bulgular: Bir ayın sonunda arayanların telefonda yüzde 142 daha fazla zaman harcadıkları görülmüştür. Telefon üzerinden yapılan bağışların önceki yıllara oranla tam yüzde 171 oranında artığı gözlenmiştir. Ancak, arayanlar hali hazırda burs alan öğrencilerle yaptıkları konuşmanın bağış sürecini etkilemiş olduğu gerçeğine karşı çıkmıştır.
Sonuç: Burs alan öğrencilerle birebir konuşmanın yarattığı bu iyi duygular, telefonun diğer ucundaki katılımcıların bilinçli bilişsel süreçlerini dahi atlamış ve doğrudan bilinçaltı motivasyon kaynaklarına ulaşmayı başarmıştır. Katılımcılar bu dürtüyü elde etme konusunda kendilerini tetikleyenin ne olduğunu tam olarak belirleyememiş olsalar dahi, başarılı olmak için çok daha büyük bir çaba göstermiş oldukları kesindir.
5- Başkalarına yardım etme vaadinde bulunmak kurallara uyma ihtimalimizi daha da arttırır.
Çalışma: Grant, bir hastanenin tuvaletlerine üzerlerinde “El hijyeni hastalıklara yakalanmanızı önler” veya “El hijyeni hastaların hastalığa yakalanmasını önler” yazılı tabelalar yerleştirdiği bir başka çalışmaya daha imza atmıştır.
Bulgular: Doktor ve hemşirelerin hastalardan bahseden tabelalarla kaplı tuvaletlerde yüzde 45 daha fazla sabun veya el dezenfektanı kullandıkları gözlenmiştir.
Sonuç: “Olumlu sosyal davranış” kavramı, yani başkalarına yardım etmek bizi motive etmektedir.
Mutlaka okuyun: Çalışanlar, Anlamlı Bir İş İçin Daha Düşük Maaşa Razılar!
6- Yeteneklerimize ilişkin olumlu bir pekiştirmeye maruz kalmamız performansımızı artırabilir.
Çalışma: Harvard Üniversitesi lisans öğrencileri üzerinde çevremizden gelen olumlu ve olumsuz pekiştirmelerin, performansımız ve motivasyonumuz üzerindeki etkisini ölçmeye yönelik şöyle bir çalışma gerçekleştirilmiştir. Öğrencilerden bir konuda önceden belirlenmiş araştırmacılarla röportaj yapmaları istendi. Birinci gruptaki araştırmacılar öğrenciler röportaj esnasında onları başlarıyla onaylayıp güler yüzlü bir tavır takınırken ikinci gruptaki araştırmacılar kaşlarını çatarak ve kollarını çapraz bağlayarak röportajı gerçekleştirdiler.
Bulgular: Birinci gruptaki katılımcıların, kendilerine yöneltilen sayısal içerikli soruları ikinci gruptakilere kıyasla çok daha doğru biçimde yanıtladıkları ve çok daha kararlı oldukları gözlenmiştir.
Sonuç: Stresli durumlar kolaylıkla yönetilebilir ve bu nasıl hissettiğimize bağlıdır. Herhangi bir görevin üstesinden gelebileceğimizi düşündüğümüzde ve çevremiz tarafından olumlu olarak pekiştirildiğimizde (ilk grupta olduğu gibi) motive olur ve daha iyi performans gösteririz ; aksi durumda ise cesaretimiz kırılır ve performansımız düşer.
7- Olumlu duyguları tetikleyen görüntüler de odaklanmamıza yardımcı olabilir.
Çalışma: Hiroşima Üniversitesi araştırmacıları, üniversite öğrencilerinin el becerisi performanslarının bebek veya yetişkin hayvan resimlerine baktıktan sonra değişip değişmediğini test edilmiştir.
Bulgular: Performansın her iki durumda da( yetişkin veya bebek hayvanlara bakıldığında) gelişme gösterdiği ancak sevimli mi sevimli yavru kedi veya köpek resimlerine bakan katılımcıların performanslarını yüzde 10 oranında artırabildiği gözlemlenmiştir.
Sonuç: Araştırmacılar, “sevimlilikle tetiklenen bu pozitif duygu” nun odak alanımızı daraltmamıza yardımcı olduğunu ve bunun da dikkat gerektiren bir göreve ilişkin performansımızı daha da artırdığını öne sürmektedirler. Böylesi bir çalışma, her türden canlının bebek versiyonuna olan zaafımızı da doğrular nitelikte değil midir?
Daha detaylı bilgi için aşağıdaki Ted konuşmasını da izlemenizi şiddetle tavsiye ediyoruz: