Kafanız yeni şeyler icat etmeye, inovatif fikirler bulmaya iş kurmaktan daha yatkın olabilir. Belki de ikisinde de beceriklisinizdir ancak tam zamanlı bir iş kurmak için gereken zamanınız ve paranız yoktur.
Öyleyse size iyi bir haberimiz var: Aklınızdaki iş fikrini satabilirsiniz.
Buna lisans verme (licensing) deniyor. Lisans verme temel olarak bir iş fikrini bir şahsa veya şirkete satmak, sonra ortaya konan ürün veya hizmetten belli bir pay almak anlamına geliyor.
Nasıl iş kurmanın belli aşamaları varsa fikrinizi lisanslamanın da belli aşamaları var. Bu yazımızda aklınızdaki iş fikrini nasıl satabileceğinize odaklanacağız biz de. Gelin, iş fikrinizi satmak için gereken 5 temel meseleye bakalım şimdi.
Bir İş Fikri Nasıl Satılır?
1. Olabildiğince Bilgi Toplayın
Bilgi çağındayız. Bu da şu anlama geliyor: Bir konu hakkında ne kadar çok şey bilirseniz, o kadar avantajlı olursunuz. Lisanslama da bu durumdan ayrı düşünülemez tabii ki. İş fikrinizi şirketlere satmaya çalışmadan önce bilmeniz gereken bazı konular var.
Öncelikle piyasayı bilmelisiniz. Aklınızdaki ürün veya hizmet fikriyle ilgili sıkı bir araştırma yapmalı, bu ürün veya hizmet fikrinin halihazırda uygulanıp uygulanmadığına bakmalısınız. Odak grupları üzerinde test yapmalısınız. Aileniz ve arkadaşlarınız aklınızdaki fikri sınamak için en ideal kişilerdir başlangıç için. Aklınızdaki ürün ya da hizmet fikrine benzer fikirleri araştırmalı, piyasada mevcut olan ürün-hizmetlerin özelliklerini iyice analiz etmelisiniz.
Daha sonra aklınızdaki fikrin patentinin alınıp alınamayacağına bakmalısınız. Yani işin telif ve patent ile ilgili kısmını araştırmalısınız. Bu konuda avukat bir arkadaşınız size nasıl bir yol izlemeniz gerektiğini anlatacaktır.
Aklınızdaki fikir, bir ürün ile alakalıysa, üretim yöntemleri hakkında bilgi sahibi olmanız da yine çok iyi olur. Örneğin aklınızdaki ürünü üretmek için çok özel bir metod ya da teknik gerekiyorsa üretim sürecini bilmeniz fikrinizi daha iyi pazarlayabilmeniz için lehinize olur.
2. Profesyonel Bir Sunum Hazırlayın
Gereken ön bilgileri topladıktan sonra fikrinizi potansiyel müşterilere pazarlamanız gerekir. Bunun için birkaç sayfalık bir sunum hazırlamalı ve şu konulara yer vermelisiniz:
Problem ne? Problemin neden olduğu zorluklar ne? Ürün bu zorluğa nasıl bir kolaylık sağlayacak?
- Ürünün özellikleri ve faydaları ne?
- Ürünün piyasadaki ilgi görme durumu ne?
- Üretimin önünde herhangi bir telif engeli bulunuyor mu?
- Üretim için gereken meblağ ne? Üretim süresi ortalama ne kadar?
Diğer bir deyişle, aklınızda iş fikri için bir “iş planı” hazırlamalı ve yatırımcılara bu fikrin neden önemli ve kazançlı olduğunu anlatmalısınız.
Mutlaka okuyun: Yatırımcı Sunumu Nasıl Hazılanır?
3. Hedef Müşteri Kitlenizi Tespit Edin
Fikrinizin geçerliliğini ispatlayacak bir hazırlık yaptınız. Sırada bu iş fikrini kimlere anlatmak gerektiğini tespit etmek var. İlk olarak 50 kişiden (şirketten) oluşan bir liste hazırlayın. İş fikrinizi ne kadar çok kişiye anlatırsanız, satış yapma olasılığınız o kadar artar. Bu 50 kişilik listedeki pek çok şirket size birtakım bahaneler ileri sürecektir. Ancak olsun, bu durum sizi yıldırmasın.
Peki fikrinizle ilgilenme ihtimali daha yüksek firmaları nasıl bulabilirsiniz?
Eğer aklınızda bir ürün fikri varsa, sokak sokak, AVM AVM gezerek sizin ürününüze benzer ürünler satan mağazaları tespit edebilirsiniz. Bu mağazalarda sizin ürününüze benzeyen bir ürün üreten firmanın bilgilerine ürünün paketinden ulaşabilirsiniz.
Örneğin “göz yakmayan yetişkin şampuanı” gibi bir fikriniz var. Bu fikri muhtemelen sağlık, bakım ve kozmetik sektöründeki firmalara anlatmak istersiniz. Google araştırması da yine size epey sonuç verecektir.
Mutlaka okuyun: Hedef Kitle Nedir? Nasıl Belirlenir?
4. Ciddi Adayları Belirleyin
50 kadar şirket tespit ettiniz ancak bunların içinde sizin ürün fikrinizi satın alma konusunda 50 şirketin de aynı düzeyde istekli olmasını beklemeyin. Kabaca 50 şirket içinde ürün fikrinizle ilgilenmesi en muhtemel 5 şirket belirleseniz bile çok iyi olur.
Adayları belirlemede bazı kıstaslardan da yararlanabilirsiniz.
Büyüklük: Büyük firmaların genelde şahane dağıtım ağları vardır. Ancak küçük şirketler de sizin ürün fikrinizden daha çok fayda sağlar ve genelde daha iyi bir müşteri olur size. Yine küçük şirketlerde bürokrasi daha az olduğu için yeni ürün fikirlerine daha açık olunur.
Coğrafya: İş fikrinizi satmak için yerel firmalarla sınırlamayın kendinizi. Fakat size yakın firmalarla yüz yüze görüşmenin, beraber iş yapmanın pek çok avantajı vardır.
Ürün gamı: Bir şirketin halihazırda ürettiği ürünler ile sizin aklınızdaki ürün fikri ne kadar örtüşüyorsa, o kadar iyi olur. Örneğin aklınızda “göz yakmayan yetişkin şampuanı” fikri varsa, bu fikri bir kozmetik firmasına anlatmanız çok daha iyi olur. İş yapma ihtimaliniz olan firmaların da belli bir saygınlığa ve bilinirliğe sahip olması yine lehinizedir.
Yetkili: Bir şirkette sizin fikrinizi satın alma konusunda en yetkili kişiye ulaşabilmeniz sizin için çok iyi olur. Birkaç arama ve e-mailden sonra şirketin konuyla alakalı yetkilisi size dönüş yapmıyorsa, diğer adaylara yönelmeniz de daha iyi olur.
5. Ve Satış Süreci…
Ürün fikrinizle ilgili bilginiz tam.
Sunum materyalleriniz hazır.
Size randevu veren birkaç şirket var.
İşler tam da hayal ettiğiniz gibi gidiyor bu noktada.
Şunu bir defa bilmeniz gerekir: Lisanslama konusunda belli bir kural yoktur. İki tarafı da memnun edecek anlaşmadır en iyi anlaşma. Bu yüzden her şey pazarlığa açıktır ve pazarlık iki tarafın da hakkıdır.
Ancak realist olmakta her zaman fayda vardır. Yani iş fikrinizi satıp 1 milyon doları ertesi gün banka hesabınızda bulacağınızı sanmayın. O kadar büyük paralar dönmeyecektir çok büyük ihtimalle.
Bu bakımdan şu üç unsur hakkında bilgili ve hazırlıklı olmanızı öneriyoruz.
Ön ödeme: Ürün fikrini sattınız diyelim. Bu noktada firma size bir ön ödeme yapar. Bu aşamada henüz bir üretim ve satış yoktur. Alacağınız ön ödeme miktarı değişim gösterir. Ürünün patentini alma konusunda yaptığınız masrafı kapatacak bir ön ödeme almayı bekleyebilirsiniz.
Telif ödemesi: Ürünün lisansı size ait olduğu için üretici firma sattığı ürün başına size bir telif öder. Örneğin %2’lik bir telif ödemesine karar kıldıysanız, satılan her üründen %2 kazanç elde edersiniz. Telif ödemesi genelde %2 ila %5 arasındadır. Ürün fikrinizi geliştirdikten sonra satmayı denerseniz, üretici firma için risk oranı daha az olur ve böyle bir durumda daha yüksek telif ücreti alırsınız. Bir lisanslama anlaşmasının en önemli konusu telif meselesidir. Çünkü piyasa ürüne ilgi gösterir ve üretici firma bu üründen bol bol satarsa, ürün fikrinin sahibi olarak sizin de en çok para kazanacağınız yer bu telif ödemeleri olur.
Yıllık sabit ücret: Ürünün satış miktarından bağımsız olarak fikir sahibinin yıllık aldığı ücrete verilen addır. Yıllık sabit ücret olduğu zaman üretici firma, ürünü geliştirip pazarlamak için daha çok çaba harcar. O nedenle bir firmanın yıllık sabit ücret ödemesi, bu ürüne gerçekten önem verdiği anlamına gelir.
Sonuç
Yani bu yazıda yer alan 4 maddenin de birbiriyle yakından ilgili olduğunu unutmamanızda fayda var. Her türlü pazarlıkta olduğu gibi bu tür bir pazarlıkta iki tarafın da ödün vermesi gerekebilir. Bu yüzden kısa ve uzun vadeli ihtiyaçlarınızdan hareketle bir anlaşmaya varın. Ve her zaman iki tarafı da memnun edecek bir anlaşmanın en ideali olduğunu aklınızdan çıkarmayın.