Şu anda dünyanın en önemli 3 web sitesini saymanız istense muhtemelen Youtube ilk 3 arasına girecektir…
Peki Youtube’ın arkasında bir kadın CEO bulunduğunu biliyor muydunuz?
Evet, internet dünyasının en güçlü kadını olan Susan Wojcicki’den bahsediyoruz. 2014’ten beri Youtube CEO’luğu görevini yürüten Wojcicki, Google’dan sonra dünyanın en çok tıklanan sitesinin CEO’su.
Bu yazımızda onu biraz daha yakından tanıyacağız:
Gençlik Yılları
Susan Wojcicki soyisminden de anlaşılacağı üzere Polonya asıllı bir Amerikan ailenin çocuğu olarak 5 Temmuz 1968’de Kaliforniya’da doğdu. Babası Stanford Üniversitesi’nde fizik profesörü, annesi ise Creative Commons yönetim kurulu başkanıydı.
Silikon Vadisi’ndeki Gunn High School’da lise eğitimi alan Wojcicki, okuldayken yaşına göre oldukça başarılı yazılar yazıyor ve hatta okulun gazetesinde çalışıyordu.
1986 yılında Harvard Üniversitesi’nde tarih ve edebiyat eğitimi alan Wojcicki 1990 yılında mezun oldu. Onun hedefi akademisyen olmak ve ekonomi alanında doktora yapmaktı. Ancak o dönemler teknoloji ve internetin yükseliyor olması onun kararını değiştirmesine neden ldu.
Buna karşın yine de 1993’te University of California Santa Cruz’da ekonomi yüksek lisansı ve 1998’de yine aynı üniversitede MBA yaptı.
Kariyeri
Wojcicki kariyerine Bain & Company ve R.B. Webber & Company şirketlerinde yönetim danışmanı olarak başladı. Aynı zamanda Intel’in pazarlama bölümünde de bir süre çalıştı.
Eylül 1998’de evinin garajını Larry Page ve Sergey Brin adlı iki arkadaşına kiraladı. Bu ikili ise garajda bugün Google adını verdiğimiz şirketi kurdular. Evet, Google Wojcicki’nin garajında kuruldu.
1999 yılında Google’un ilk pazarlama direktörü olan Wojcicki, Google doodle’ın da arkasındaki isim oldu. Şirketin viral pazarlama programlarını yöneten Wojcicki aynı zamanda Google Images ve Google Books gibi bugün çok sık kullandığımız hizmetlerin de yaratıcısı.
Google’un gelişmesine büyük katkıları olan Wojcicki kısa süre içinde Google’ın reklam ve ticaret departmanının başına geçti. Google Analytics, Adwords ve Adsense programları da yine onun zamanında hizmete girdi.
Şirketin tüm kademelerinde önemli görevler üstlenen Wojcicki daha sonra Google’un reklam hizmetlerine geçti. 2005 yılında Google Video’ya rakip olarak piyasaya giren ve Chad Hurley, Jawed Karim ve Steve Chen tarafından kurulan Youtube’ı satın alma fikrini de ilk olarak Wojcicki öne sürdü.
Kasım 2006’da Google’ın o zamana kadarki en büyük satın alımı olan Youtube için 1.65 milyar dolar ödeme yapıldı. 2007 yılında ise yine Google’un en büyük satın alımlarından biri olan DoubleClick, 3.1 milyar dolara Google bünyesine katıldı. Bu satın almaların ikisinde de Wojcicki büyük rol oynadı.
Şubat 2014’te Youtube CEO’su olan Wojcicki’nin ilk işlerinden biri şirket içindeki kadın çalışan sayısını %24’ten %30’a çıkarmak oldu. Yine oyun, müzik ve çocuklara yönelik olarak Youtube’un stratejilerinden geliştirmelere ön ayak oldu.
Ücretli Youtube servisi Youtube Red’in kuruluşunda da etkin rol oynayan olan Wojcicki, 2015 yılındaki rapora göre onun göreve gelişinin ardından 1.5 milyar kullanıcıya ulaştı.
CEO olduktan sonra Youtube’ın yayın politikasında da düzenlemelere giden Wojcicki, bir İngiliz gazetede çıkan haber sonrası Youtube’da terör örgütlerini destekleyen videolar yükleyen kişilerin bilgilerini İngiliz Hükümeti’ne iletti.
2015 yılında Time Dergisi tarafından dünyanın en etkili 100 isminden biri olarak seçilen Wojcicki yine bu listede internet dünyasının en güçlü kadını olarak adlandırıldı.
28 Eylül 2017’de kendi Youtube kanalını kuran Wojcicki’nin 40.000 abonesi bulunuyor.
Özel Hayatı
23 Ağustos 1998’de Dennis Troper ile evlenen Wojcicki’nin 5 adet çocuğu bulunuyor. Hem annelik hem de kariyer yapmak deyimi sanki Susan Wojcicki için söylenmiş durumda.
İş ve özel hayat arasındaki dengeye büyük önem veren Wojcicki, ücretli ebeveyn izni konusunun en büyük destekçilerinden biri.
Hem ABD hem de Polonya vatandaşlığı bulunan Susan Wojcicki’nin iki kız kardeşi bulunuyor. Janet Wojcicki, Kaliforniya Üniversitesi’nde profesör iken Anne Wojcicki ise genetik ve biyoteknoloji şirketi 23andMe’nin CEO’su. Anne Wojcicki 10 yıl kadar Google kurucularından Sergey Brin ile evliydi.
Susan Wojcicki’den Öğrenebileceğimiz 5 Önemli Ders
Harvard’da edebiyat ve tarih okuyan Susan Wojcicki’nin, ilk gençlik dönemlerinde teknoloji alanında bir kariyer yapma hayali yoktu. Ancak 90’ların sonunda yakın iki arkadaşının onun Menlo Park’taki evinin garajında bir fikrin peşinden gitmeleri, onu da teknoloji dünyasının içine çekti.
Şu an 50 yaşında olan Youtube CEO’su Susan Wojcicki, kadınların iş hayatında neler yapabileceklerine dair en büyük örneklerden birini teşkil ediyor.
Her şeyi bir kenara bırakalım; kaç tane teknoloji şirketi lideri hem 5 çocuğa annelik yapıyor, hem de dünyanın en çok tıklanan 2. web sitesini yönetiyor?
Susan’ın hayatını inceleyince bilhassa kadınlar olmak üzere tüm insanlara ve girişimcilere çok önemli dersler çıkarmak mümkün.
1- Yeni Fırsatlara Açık Olun
Susan Wojcicki hem edebiyat hem de tarih alanlarında eğitim gören bir insan olarak daima okuyan, kendini geliştirmeye çalışan bir insan. Harvard yıllarında çeşitli yerlerde staj yapan Wojcicki, bir keresinde atık toplama şirketinde sekreter olarak dahi çalıştı. Bu stajlar neticesinde bilgisayar ve yazılıma merak salan Wojcicki, Harvard’da bilgisayar mühendisliği bölümünden seçmeli bir ders alarak teknolojiye geçiş yapacağının sinyallerini verdi adeta.
Keza Intel’de çalışırken güvenli ve iyi bir işi olmasına karşın istifa ederek MBA yapmaya karar verdi. Bu dönemlerde kurulan Google adlı minik startup’a dahil olan Wojcicki şirketin ilk pazarlama direktörü ve 16. çalışanı oldu.
Susan Wojcicki’nin akademide kalmayı tercih ettiğini düşünelim. Belki de muhteşem bir akademisyen olabilirdi, ancak bugün olduğu noktaya gelmesi pek de mümkün olmazdı. Bu durum aslında yeni fırsatlara ve ihtimallere açık olmanın önemini anlatıyor. Daha önce açılmamış yollardan yürümek, konfor alanında hapsolmamak ve zorluklarla mücadele etmek için can atmak… İşte bu denli bir azim, sonunda muhteşem meyveler verebiliyor.
2- Başkalarını da Düşünün
Google’a katıldıktan 4 ay sonra hamile kalan Wojcicki, şirket içinde doğum iznine ayrılan ilk isim oldu. O dönemlerde başta teknoloji dünyası olmak üzere iş dünyasında uzun süreli annelik izni pek bilinen bir durum değildi.
Susan görevine döndükten sonra şirket içindeki annelik iznini 12 haftadan 18 haftaya çıkardı. Bu durum çeşitli çevrelerden homurtulara neden olsa da o annelik izninin bir hak olduğunu savunmaya devam etti.
Çalışan kadınlar ve doğum/annelik izni konusunda iş dünyasında örnek teşkil eden böyle bir durum, esasında işinin sadece kendi hakları için değil, diğer insanların hakları için de mücadele etmesinin önemini işaret ediyor. Bu örnekte Susan Wojcicki’nin çalışan kadınların sahip oldukları bir hakkın seslendirilmesi ve daha yaygın bir şekilde görülmesi için büyük bir iş yaptığını söylemek mümkün.
3- Diğer Kadınlara Şans Verin
Kadınlar iş hayatında pek çok ayrımcılığa maruz kalabiliyor maalesef. Susan Wojcicki kadınlara yönelik ayrımcılığın kabul edilemez olduğunu düşündüğü için CEO olduktan sonra şirketteki kadın çalışan sayısını artırmaya çalıştı. En alttan en tepedeki pozisyona kadar her kademede kadınların da olmasına önem veren Wojcicki bu konuda şöyle diyor:
“Çalışmalar iş yerinde çeşitliliğin artmasının daha iyi sonuçlara, daha inovatif çözümlere, büyümeye yardımcı olduğunu gösteriyor. Yani bir ortamda çeşitlilik varsa orada sürü psikolojisi yoktur.”
Wojcicki’nin bu girişimi ve düşünce yapısı da kurumsal sektörde kadın haklarının korunması gerektiğini düşünen ancak bu konuda kılını kıpırdatmayan şirketler için de örnek niteliği taşıyor. Bugün kadın hakları ve iş hayatı dendiğinde Susan Wojcicki ismi mutlaka en az bir kere zikrediliyor.
4- İş Hayatı ve Özel Hayat Dengesine Dikkat Edin
Dünyanın en güçlü kadın girişimcileri bile iş hayatı ve özel hayat arasındaki dengeyi kurarken zorluk çekebilir. Susan Wojcicki’nin örneğin 5 çocuğu var. Evet, tam olarak 5 çocuk! Buna karşın akşam yemeklerine mutlaka evde oluyor, akşam 6 ile 9 arasını mutlaka çocuklarına ve eşine ayırıyor.
Susan Wojcicki iş hayatı ve özel hayat arasındaki dengenin tesis edilebilmesi için sadece kadınların değil, erkeklerin de sorumlulukları olduğunu belirtiyor.
Yine annelik konusunda ise şu sözleri sarf ediyor:
“Hayatımdaki gelişmeler ve bulunduğum nokta beni sanırım daha iyi bir anne kılıyor. Daha iyi bir anne olmak ise iş hayatında farklı bakış açılarına sahip olabilmeme olanak sağlıyor.”
5- Zorlukların Üstüne Gidin
Bir şirketteki ortam, çalışanların ruhsal durumunu da etkiler. Yani şirket kültürü, çalışanların kültürünü de şekillendirir. Eğer şirket içinde statükocu bir anlayış varsa çalışanlar da sorumluluk ve inisiyatif almak istemez. Wojcicki de CEO koltuğuna oturduğu dönem, şirketteki çalışanların müzik, çocuk ve oyun alanlarında Youtube’da topluluk oluşturma konusunda zorluklar yaşadığını fark etti.
Zorluklardan kaçmayan, bilakis zorlukların üstüne giden Susan ise bu konuyla bizzat ilgilendi ve şirketin reklam politikasına farklı bir gözle baktı. Nihai olarak gamerlar, amatör müzisyenler ve aile içerikleri alanında Youtube en cazip platformlardan biri haline geldi.