Her dakika internette milyonlarca kitlesel fonlama kampanyası başlatılıyor. Binlerce gereksiz ve tuhaf projeyi sadece Kickstarter ya da Indiegogo gibi sitelere bir göz atarak bulabilirsiniz. Ancak bunların yanında hazine değerinde projeler ve iş fikirleri de karşımıza çıkabiliyor. Stres çarklarının ve tuhaf iPhone kılıflarının arasından eleyerek bulduğumuz en iyi fikirlerin bazılarını sizler için derledik:
İş fikri 1: Quartz — kendi kendini temizleyen su şişesi
Su şişeniz bir kaç gün kullandıktan sonra kokuyor ve tadı tuhaflaşıyor mu? O zaman Quartz’a bir göz atın. Quartz UV-C ışığını kullanarak hem suyunuzdaki hem de şişenin yüzeyindeki bio-kirleticileri yüzde 99.9 oranında temizliyor. Bu da şişeden çıkan suyun, şişeye koyduğunuz sudan bile daha temiz olacağı anlamına geliyor.
UV-C LED ışığı 280nm dalga boyunda yayılıyor. Bunun, bakteri ve virüsleri ortadan kaldırmak için ideal dalga boyu olduğu söyleniyor. Bu teknolojiyi harekete geçirmek ise çok kolay; sadece Quartz’ın kapağının üstündeki butona basmanız yeterli. Bu sayede UV ışığı çalışmaya başlıyor, koku yapan zararlı bakteri ve virüsleri öldürüyor. Temizleme özelliği siz butona basmasanız bile otomatik olarak 4 saatte bir aktive oluyor. Bu sayede hem şişe hem de şişenin içindekiler her zaman temiz ve taze kalıyor.
Quartz bu temizleme teknolojisini kullanan ilk araç değil tabii ki. Ultraviyole ışıklar uzun zamandır tüm dünyada hastanelerde, laboratuvarlarda, yüzme havuzlarında ve içme suyu arıtma tesislerinde kullanılıyor. Ultraviyole ışıklar, kimyasal arıtma tekniklerinin yan etkileri olmadan güvenli, temiz ve endüstriyel ölçekte su arıtma imkanı sunuyor. Suyunuzu ultraviyole ışığına maruz bırakmak şişenizde yaşayan bütün mikropların DNA’sını bozarak çoğalmalarını engelliyor. Bu sayede temiz içme suyuna kavuşuyorsunuz.
İş Fikri 2: Taro — otomatik dengeleme halkası
Bugün kamera stabilizer teçhizatları her yerde. Daha bir kaç yıl öncesine kadar ihtiyaçlarınızı karşılayacak uygun fiyatlı bir stabilizer bulmak çok zordu. Bugün ise ister amatör olsun ister profesyonel olsun bütün film meraklıları için 50 bin dolarlık Red kamerasından tutun da akıllı telefonlara kadar çeşitli stabilizerler bulunmakta. Taro bu patlama yaşayan ürün kategorisine eklenen yeni bir icat. Hareketi takip etmek için tasarlanmış Taro, kendisini yönlendirecek bir insana da ihtiyaç duymuyor. Otomatik çalışan Taro, hareketi takip etmek için otomatik olarak yönünü değiştiriyor.
Taro’nun yaratıcıları Kickstarter sayfasında cihazı şöyle anlatıyor: “Taro’nun sırrı kızılötesi kamerası bulunan takip modülü (M1) ile yanıp sönen kızılötesi yönlendirme imini tek cihazda birleştirmesinde yatıyor. İkisi birlikte çalışarak çerçevenin hangi kısmının dinamik hareket sekansının parçası olduğunu bulup aynı anda objenin tahmini konumunu belirliyor. Daha sonra güçlü bir öğrenme algoritmasıyla objenin kesin konumunu buluyor. Sonuç: verimlilik ve hassasiyet arasındaki mükemmel denge.”
İş Fikri 3: Archisketch — iç mimari tasarım aracı
Her ne kadar özellikle iç mimari için piyasada düzinelerce uygulama ve özel yazılım bulunsa da, odanın haritasını çıkarıp planlama için sanal bir versiyonunu yaratmak hala oldukça zor bir iş. Eğer Google Skechup üzerinde odanın tam boy modelini yapmaya çalıştıysanız büyük ihtimalle neyden bahsettiğimizi biliyorsunuz. Eğer bu işi profesyonel olarak yapmıyorsanız evinizin ya da odanızın dijital bir versiyonunu yaratmak harcayacağınız çabaya değmiyor. Peki size yüksek seviye tasarım ya da yazılım becerilerine sahip olmadan iç mimari için modeller yaratabileceğinizi söylesek?
Archisketch tam da bu noktada devreye giriyor. Archisketch, akıllı telefonunuza takabileceğiniz bir dizi sensör ve bir adet uygulamadan oluşuyor. Ürünün yaratıcılarının iddiasına göre yapmanız gereken tek şey sensörleri akıllı telefonunuza takıp uygulamaya açmak ve odanın köşelerini işaretlemek — ve BAM! Cihaz her köşe arasındaki uzaklığı otomatik olarak hesaplayarak dakikalar içinde odanın 2 boyutlu, 3 boyutlu ya da sanal gerçeklik modellemesini yapıyor. Bundan sonra uygulama üzerinde modele sanal yapılar, renkler ve mobilyalar yerleştirebiliyorsunuz.
İş Fikri 4: Empower Me — Artırılmış Gerçeklik Koçu
“Otistik spektrumda olan insanlar için, çoğumuzun çok da dert etmediği günlük sosyal etkileşimler büyük ölçüde zorlayıcı olabiliyor. Erken çocukluk döneminde ortaya çıkan bu durum, okul yıllarından iş hayatına kadar kişinin her döneminde farklı zorluklar yaratabiliyor.”
Brain Power (Beyin Gücü) adı verilen bir startup ise, bu insanlara yardımcı olmanın bir yolunun olduğunu düşünüyor. Empower Me sistemi, adından da anlaşılacağı üzere, otizmli kişilere yardımcı olmak için tasarlanan dünyanın ilk akıllı gözlük platformu olarak karşımıza çıkıyor.
Yıllardır popülerliğini koruyan ‘beyin eğitimi’ uygulamalarına benzer olarak gözlük, dijital bir yaşam koçu görevi görüyor. Google Glass ile çalışan cihaz, kullanıcıya çeşitli oyunlar sunarak otistik spektrumda bulunan kişilerin ihtiyaç duyacağı yaşam becerilerini oyunlar üstünden kazanmasını sağlıyor.
Brain Power Kurucusu ve CEO’su Dr. Ned Sahin verdiği bir demeçte: “Karşılaştığımız zorluklardan bazıları, başkalarının duygularını anlama, yüze bakma, dil, bağlama uygun konuşma becerileri, davranışları kontrol etme ve genel bilişsel gelişmeyi içeriyor” diyor. “Uygulamalarımız oyunlaştırıldığı için ilgi çekiciler ve akıllı gözlük teknolojisini kullanıyorlar. Bir tablet veya telefonun aksine, kişi karşıya bakabiliyor, ekrana gömülmüyor. Bu yüzden uygulamalarımız diğer insanlarla sosyal etkileşime girmeye teşvik ediyor.”
İş Fikri 5: StarkBoard — kontrol gerektirmeyen elektronik kaykay
Son bir kaç yılda elektrikli motorlar gittikçe küçülürken piller daha güçlü ve küçük hale geldi. Bu iki trend kişisel ulaşım araçlarının rönesansı haline geldi. Sürekli yeni sürülebilir araçlar ortaya çıktığı için yeni teknolojilerin takibini yapmak da zorlaştı. Ve her geçen ay daha da gelişmiş modeller karşımıza çıkıyor.
Bu gelişen teknoloji trendine en son eklenen StarkBoard, her gün işe giden insanlar düşünülerek baştan aşağı sıfırdan tasarlanmış elektrikli bir kaykay. Cihazın özellikleri onu şehir içi ulaşım için oldukça uygun hale getiriyor. Öncelikli olarak en önemli özelliği elle kontrol edilmesine ihtiyaç duymaması. Sadece kaykaya atlayıp öne doğru eğilmeniz yeterli — cihazın baskı sensörleri ağırlığınızı algılayarak eğildiğiniz yöne göre hareket ediyor, hızlanıp yavaşlayabiliyor. Kolay taşıma için sapları ve geceleri güvenli bir şekilde seyahat etmeniz için farları bulunuyor.
