IKEA geçtiğimiz ay Growroom adındaki son projesini açıkladı. Çok katlı otoparkı andıran ve çok az yer kaplayan bu bahçe yapısı sayesinde, koca bir mahallenin besin ihtiyacı karşılanabiliyor. Bahçe planını buraya tıklayarak indirip inceleyebilirsiniz. IKEA Growroom fikri, şirketin kendi bünyesindeki Space10 adlı yenilik ve tasarım laboratuvarından çıkmış. Bu laboratuvarın asli görevi şirketin gelecekte piyasaya süreceği ürünleri tasarlamak.
IKEA Growroom tek bir üniteden oluşmuyor. Klasik IKEA mantığı ile üretilen bu yapı, 17 aşamada son haline getirilebiliyor. Ancak 17 aşama gözünüzü korkutmasın. Tahta, vida, tornavida ve birkaç arkadaşınızla bu yapıyı kurabilirsiniz. Mahallenizdeki marangozlardan tahtaların düzgün kesilmesi için yardım alabilirsiniz, ama tüm montajın maksimum bir hafta süreceğini söyleyebiliriz.
IKEA, Growroom’un büyük bir mahallenin besin ihtiyacını karşılayabileceğini söylüyor. Growroom’un işleviyle ters orantılı olarak ebatları da son derece makul. Yani bu yapıyı arka bahçenize kurabilirsiniz. Yapının ışık ve su dağıtımına müsait bir şekilde tasarlandığını belirtmekte fayda var. Bu sayede tüm katlar eşit derecede ışık ve su alabiliyor.
Growroom’u tasarlayan Space10 ekibi projeyle alakalı olarak şöyle diyor :
“Yerel besin üretimi, küresel besin modeline ciddi bir alternatif oluşturuyor. Besinlerimizin kilometrelerce mesafeden gelmesine gerek kalmıyor. Bu da çevreye verilen olası zararları önlemekte büyük bir adım teşkil ediyor. Geleneksel tarım çok fazla yer kaplıyor ve özellikle şehir ortamında mekan sorunu ciddi boyutlara ulaşmaya başladı. Ancak Growroom konsepti sayesinde birkaç metrekarelik bir alanda bir mahalleye yetecek kadar tarım yapılabiliyor.
Growroom hızın büyük önem taşıdığı şehir hayatına sakinlik katmak için tasarlandı. İnsanlara doğanın varlığını gösterme ve onlara yedikleri domatesi dalından koparma imkanı tanıyor. Küre biçimindeki bu yapı her yere monte edilebiliyor. Bununla birlikte çağdaş ve paylaşımcı mimarinin de örnek yapılarından biri olma özelliği taşıyor.”
IKEA’nın açıklamasına göre halihazırda Helsinki, Tayvan, Rio de Janeiro ve San Francisco şehirlerinden Growroom’a talep var.
Peki sizce şehir ortamında besin üretimi ve tarım konusunda bu fikir ülkemize de uygulabilir mi? Ne dersiniz?
