Homo economicus (İktisadi insan) terimi, insanın ideal bir karar verici olduğu anlamına gelir. Yani kişi kusursuz bir rasyonellikle, sınırsız bir zihin kapasitesiyle, tüm bilgilere erişim sağlayabilen ve kendi hedefleri peşinde yorulmadan usanmadan mücadele eden olarak tanımlanır bu izafi kavramda.
Yani “homo economicus” sadece karını ve kazancını maksimize etmeye çalışan, verdiği tüm kararları bu doğrultuda alan insan olarak tanımlanabilir.
Homo economicus modeli bir insanın süpermarketteki davranışlarını tahmin etmek için kullanıldığında bu kişinin marketteki her türlü ürünü bildiği, her türlü ürünün başka yerlerdeki satış fiyatlarını bildiği, bu bilgilerle ihtiyaçlarını karşılamak için en optimal kararı vereceği düşünülür.
Pek çok iktisadi ve farklı disiplinlere ait teoride “homo economicus” modeli kullanılır. Bu nedenle ku söz konusu konsepti bilmek ve anlamak oldukça önemlidir. Yazımızın amacı da size homo economicus konseptini anlatmak…
Homo Economicus’un Temel Özellikleri
Tarih boyunca “iktisadi insan” kavramı pek çok alanda kullanılmıştır. Homo economicus kavramının 6 adet tanımlayıcı (ve varsayımsal) özelliği vardır.
Kusursuz rasyonalite: Kişi tüm kararlarını rasyonel bir şekilde alır. Başkalarından ve duygularından hareket etmek. Saf bir mantıkla ve akılcılıkla hareket eder.
Sınırsız zihinsel kapasite: Homo economicus her türlü bilgiyi işleyip anlayabilir.
Tam bilgi: Homo economicus, bir konuda karar vereceği zaman o konuyla ilgili her şeyi bilir. Eksizsiz bilgi sahibidir.
Bencillik: Homo economicus sadece ve sadece kendi menfaatini düşünür.
Kar maksimizasyonu: Homo economicus’un temel amacı bir üründen maksimum verim almak, bir ürünü satarken maksimum kar etmektir.
Tutarlılık: Homo economicus’un tercihleri ve hedefleri hiç değişmez. Sağlam bir tutarlılık abidesidir “iktisadi insan.”
Örneğin yatırımından maksimum karşılık almak isteyen bir yatırımcı homo economicus’a bir örnektir. Yatırımının karşılığını maksimum oranda almak ister, bu karşılığı olabilecek en uygun zamanda elde etmek ister. Yatırım yaptığı ve yapacağı şirketlerle alakalı çok çok iyi bir araştırma yapmıştır. Yatırım yapacağı şirketleri seçerken duygusal davranmaz, insanların söylediklerine kulak asmaz.
Bu özelliklere sahip kişiler, bunu açıkça söylemez. Yani bir konuda belli bir biçimde davranırken “homo economicus” modelini uyguladığını söylemez, çoğu zaman bunu fark etmez bile. Diğer bir ifadeyle homo economicus modeline göre davranan bir kişi bunu içselleştirmiştir çoğu zaman.
Homo Economicus Modeline Yönelik Eleştiriler
Homo economicus terimi 1800’lü yılların sonunda John Stuart Mill’in teorilerini eleştirmek için ortaya atıldı. Oxford İngilizce sözlüğe göre bu terim ilk olarak 1883 yılında “The Groundwork of Economics” kitabında Charles Stanton Devas tarafından kullanıldı. Devas bu kitapta şu ifadeyi kullandı: “John Stuart Mill sadece homo economicus, yani para peşinde koşan bir hayvanı dikkate alıyor.”
Yine 1888 yılında John Kell de “A History of Political Economy” adlı kitabında şu sözlere yer verdi: “Bazıları gerçek insanla değil, hayali insanla, sadece para kazanma peşinde olan insanla ilgileniyor.”
O zamandan bugüne homo economicus terimi farklı ekonomik modellerde kullanıldı. Ve pek çok eleştirinin de hedefi oldu. Zira homo economicus modelinin insan davranışını yetersiz olarak ele aldığı, iyilikseverliği, etik değerleri, sosyal etkileşimi gözardı ettiği ifade edildi. Bugün homo economicus terimi genelde bu terimi benimseyen teorileri eleştirmek için kullanılıyor.
Homo economicus konseptini eleştirenler, bir karar verici olarak insanın ekonomik çıkarını düşünmesi düşüncesinin belli bir noktaya kadar geçerli bir yaklaşım olduğunu ifade etmekteler. Yapılan eleştiriler, homo economicus modelinin sınırlarını iyi çizmek gerektiği meselesine odaklanıyor.
Homo Economicus ve Davranışsal Ekonomi İlişkisi
2017 Nobel İktisat Ödülü’nü kazanan Richard Thaler ve Cass Sunstein’in “Dürtme: Sağlık, Zenginlik ve Mutlulukla İlgili Kararları Uygulamak” adlı kitabında şöyle bir pasaj var:
“Ekonomi ders kitaplarına baktığınız zaman, homo economicus’un Albert Einstein gibi düşündüğünü, IBM’in en hızlı bilgisayarları gibi bir hafızaya sahip olduğunu, Mahatma Gandhi gibi sağlam iradeli olduğunu görürsünüz. Ancak tanıdığımız insanların hiçbiri böyle değildir. Gerçek insan eşinin doğum gününü unutabilen, sarhoş olan, 3 haneli iki sayıyı çarparken hesap makinesine ihtiyaç duyan insandır. Bu kişiler homo ecomomicus değil, homo sapiens’tir.”
Homo ecomomicus modelinin insan davranışını kusursuz bir biçimde yansıttığı düşüncesi, davranışsal ekonomi alanında bireylerin ve grupların nasıl karar verdiği konusunda yapılan yüzlerce çalışmayla reddedilmiştir.
Örneğin, insanlar sadece kendi menfaatleri dışında da başka insanlarla etkileşime girer. Bu etkileşim bazı durumlarda kişinin maddi ve manevi olarak aleyhine olabilir. Yani insan, her zaman kendi menfaati peşinde koşmaz.
Başka bir mesele ise insanın sahip olduğu kısıtlı bilişsel kapasitedir. Yani çeşitli bilişsel önyargılar, varsayımlar, önyargılar nedeniyle mantıksız, optimal olmayan kararlar verebilmekteyiz. Önümüzde duran konuları yanlış anlayıp yanlış kararlar verebiliriz. Diğer bir ifadeyle bilgiyi işleme kapasitemiz kusursuz değildir.
Devekuşu etkisi (Ostrich effect) diye bir bilişsel önyargı türü var mesela. İnsanlar, hoşlanmayacakları şeyler görme ihtimali olan durumlardan kaçınır, yani başını kuma gömer… Borsada hisse senedi almış biri, “iflas etme ihtimali”ni nedeniyle yatırımlarını kontrol etmekten imtina edebilir. Halbuki bu kişi kötü bir durumla karşılaşsa bile zararını minimize edebilir, fakat nedense böyle bir eylem olmaz. Yani “zararın neresinden dönsen kardır.” sözüyle bile çelişen bir tutum içine girilir. Tam bir devekuşu gibi…
Belli bir etki altında karar vermenin her zaman kötü bir şey olduğu da doğru değildir. Yani belirsizliğin olduğu bir zamanda veya çok kısa süre içinde karar vermek gerektiğinde belli bir varsayımla hareket etmek olumlu sonuçlar verebilir. Buna karşın insanların olumsuz sonuçlar doğuran pek çok bilişsel önyargıya, mantıksız düşünceye sahip olduğunu, insanların sık sık mantıksız kararlar verdiğini de akıldan çıkarmamak lazım. Yani homo economicus modelinde olduğu gibi her şeyi akıl ve mantık çerçevesinde yapamayabiliriz.
Homo Economicus Modelinin Alternatifleri
Yukarıda da gördüğümüz üzere homo economicus modeline pek çok eleştiri söz konusu. Davranışsal ekonomi ve psikoloji alanında yapılan birçok çalışma, homo economicus modelini yanlışlayan bulgular ortaya koyuyor.
Homo economicus’a alternatif olarak öne sürülen modellerden bazıları şöyle:
Homo heuristics: “Sezgisel insan” adı üstünde sezgilerine, mental kısayollara ve mevcut tutumlarına göre karar verir.
Homo sociologicus: “Sosyolojik insan” %100 rasyonel değildir, çevresindeki etkilerden etkilenir.
Homo politicus: “Politik insan” kendini ahlaki saiklerle hareket eden bir gözlemcinin yerine koyar ve toplum için en iyisini yapmak için hareket eder.
Homo duplex: Homo dupleks, sosyal davranış bakımından iki tür bilince sahiptir. Birinci bilinçte kişi kendi hedeflerinin peşinden koşar, ikinci bilinç düzeyinde ise ait olduğu grunun hedeflerinin peşinden gider.
Homo reciprocans: İnsan iki taraflı ilişkiye girer. Çoğu konuda cömert olan insan başkalarının kendisini kullanmaya çalıştığını gördüğünde işbirliğini keser. Yani insan pozitif tutumları ödüllendirirken negatif tutumları cezalandırır.
Bu modellerin birbirini dışladığını düşünmek yanlış olur. Bu modeller insan davranışının farklı veçhelerine vurgu yapar. Yani bir durumda homo economicus olan insan, başka bir durumda homo politicus olarak hareket edebilir.
Sonuç
Homo economicus konseptini iyi anlamak önemli bir mesele çünkü insanlar genelde davranışlarını, stratejilerini bu modele göre düzenler. Bu da belli başlı sorunların ortaya çıkmasına neden olur.
Homo economicus modelinin belli sorunları olduğunu belirttik. Fakat bu modeli tamamen çöpe atmak da pek mantıklı olmaz.
İnsanların eylemlerini ve bir sonraki hamlelerini analiz ederken homo economicus modelinden yararlanabilirsiniz örneğin. Şayet bir kişinin neden A şeklinde değil de B şeklinde davrandığını anlamak istiyorsanız, bundan sonra nasıl davranacağını kestirmek amacındaysanız homo yalnızca economicus modelini baz almayın.
Ya da insan davranışlarının homo economicus modeline yüzde yüz uygun olduğunu öne süren bir teori ile karşılaşırsanız bu modelin sahip olduğu problemleri hatırlamak, hatayı sündürmemek bakımından önemlidir. Eğer bir insan başka bir kişinin eylemlerini sadece homo economicus modeli ile izah etmeye çalışıyorsa, bu tahminin doğuracağı ek problemleri fark etmek sizin için yararlı olacaktır.
Homo economicus modeli kusurlu olsa bile bazı durumlarda insanlar hakikaten “iktisadi insan” gibi davranır. Bazı durumlarda insanlar “homo economicus” gibi davranmaya zorlanabilir. Yani homo economicus modeli insan davranışını tam olarak izah edemese bile her insan biraz homo economicus’tur. Mühim olan halihazırda karmaşık olan insan davranışını sadece ekonomiye, menfaate indirgememektir.