Hedef kitleniz kim? Peki ya hedef pazarınızı belirleyebildiniz mi?
Bu sorulara spesifik yanıtlar veremiyorsanız, başınız büyük belada olabilir.
“Herkese ulaşmayı hedefliyoruz” veya “Geniş bir müşteri yelpazesine sahibiz” vb. bir yanıt mı verdiniz? Üzgünüz, ama durumunuz sandığınızdan da vahim olabilir.
Bir işletmenin herkese ulaşmayı hedeflemesi aslında hiç kimsenin hedef alınmadığı dolayısıyla hiç kimseye ulaşılamayacağı anlamına gelir. Zira herkesin gözünde vazgeçilmez olabilmek imkansızdır.
“Peki ya Amazon şirketi? Amazon dünya genelindeki herkesi hedef alıyor! “ dediğinizi duyar gibiyiz.
Yanlış anlamalara mahal vermeksizin duruma açıklık getirelim.
E-ticaret devi Amazon şirketi, kuruluşunun ilk yıllarında-1994 ile 1998 arasındaki dört yıl boyunca- yalnızca kitap sattı. Ve şirket o zaman bile satışlarını yalnızca çevrim içi platform üzerinden yapıyordu -1994 yılı için son derece niş bir kitleye hitap etmekteydi.
Anlayacağınız, Amazon’un kurulduğu ilk günden bu yana iyi tanımlanmış ve son derece spesifik bir hedef pazarı vardı.
Kurucu Jeff Bezos, şirketini ancak dört yıllık sıkı bir çalışmanın ardından büyütebildi. Amazon, hüküm sürdüğü bu küresel pazarı ancak bugün yani kuruluşundan tam yirmi dört yıl sonra yaratabildi. İlham verici, öyle değil mi?
Şimdi şöyle bir durun ve kendi şirketinizi düşünün. Aynı durumun sizin için geçerli olduğunu söyleyebilir misiniz? Henüz bu denli büyük bir başarıya imza atamadınız, öyle değil mi? Daha yolun başındasınız. Dolayısıyla şirketiniz Amazon ile bir tutulacak konumda değil. Siz daha çok Amazon’un 24 yıl önceki halini temsil ediyorsunuz, bu nedenle tıpkı Jeff Bezos’un zamanında yaptığı gibi küçük ama emin adımlarla ilerlemenin yolunu bulmalısınız.
Nasıl mı?
Yazımızda hedef pazar ve hedef kitle kavramlarına değinecek ve şirketinizi büyütmek ya da geliştirmek için kullanacağınız hedef kitleyi/pazarı nasıl belirleyeceğinizi göstereceğiz.
Hemen başlayalım.
Hedef Pazar Nedir?
Hedef pazar, bir şirketin ürünlerini / hizmetlerini sunmayı planladığı önceden tanımlanmış tüketici segmentini ifade eder.
Hedef pazarın belirlenmesi ürünlerin, hizmetlerin ve onları tanıtmada kullanılacak pazarlama çabalarının geliştirilmesi için önemli bir adımdır. Zira hedef pazar genellikle ürün veya hizmetlerin nihai kullanıcılarını temsil eder.
Pazarlamanın temelinde müşteriyi iyi tanımak ve anlamak vardır, sonrasında ürününüzü / hizmetinizi müşteriye uyarlar ve zahmetsizce satılmalarını sağlarsınız.
Bu denklemi anlamanız son derece önemlidir.
Böylece kuru gürültülere kulağınızı tıkar ve zamanınızı iyi tanımlanmış bir grup insan için ürün, hizmet ya da pazarlama kampanyaları oluşturmaya harcayabilirsiniz.
Peki, ya bunu yapmazsanız ne olur?
En iyi ihtimalle, müşterilerinizin ihtiyaçlarını ve isteklerini tam olarak karşılamayacak kötü ürün ya da hizmetler sunmuş olursunuz. En kötüsü de hiç kimsenin bunları satın almayacak olmasıdır.
Unutmayın, pazarlama söz konusu olduğunda kazanç garantili tek bir strateji vardır. O da hedef pazarı dikkatlice tanımlamak ve pazarınıza kendisi ile birebir uyumlu, benzersiz bir teklif sunmaktır.
Hedef pazarınızı coğrafik, demografik ve psikografik özelliklerine göre bölümlere ayrılabilirsiniz.
Gelin hedef pazar kavramını şöyle bir örnekle somutlaştıralım:
McDonald’s, dünyanın en değerli fast food markalarından biridir ve harika bir demografik hedef pazarlaması örneği oluşturur.
McDonald’s aynı anda birden çok pazarı ve kitleyi hedefleyerek bugünkü başarısını yakalamış bir şirket olsa da, her segmente özel ürün ve pazarlama kampanyası oluşturmayı ihmal etmemiştir.
Şirketin hedef pazarlarından birini çocuklar oluşturur. Bu nedenle, bu segmente özel oyun alanları, oyuncaklarla tamamlanan mutlu yemekler ve Disney karakterlerini de içeren pazarlama kampanyaları sunulur. Şirketin bugünkü başarısı düşünüldüğünde pazar segmentine özgü tüm çalışmaların ne denli etkili olduğu ortadadır. Öyle ki hedef pazar anlayışı ve agresif fiyatlandırma, McDonalds’ın fast food sektöründeki gelmiş geçmiş en büyük pazar payını korumasına yardımcı olmuştur.
Ama ne değişmeden kalmış ki?
Son yıllarda satışlarında ciddi bir düşüş yaşayan şirket, hedef pazarlarındaki değişime tepki vermek zorunda kaldı.
Ne mi oldu?
Y kuşağı en kalabalık nüfus haline geldi ve avokado takıntılı bu nesil sağlıklı beslenmeye önceki nesillerden çok daha çok önem verir oldu. Dolayısıyla fast food ürünlerine yönelik talep azaldı.
McDonald’s, hedef pazarlarındaki bu değişime yanıt olarak ürünlerini ve hizmetlerini güncelleme yoluna gitti. Şirket artık müşterilerine çok daha sağlıklı ve taze menü seçenekleri ile seçkin kahve ürünleri de sunuyor.
Hedef Kitle Nedir?
“Hedef kitle” kavramı hedef pazardan çok daha dar anlamlıdır. Hedef kitle, pazarlama mesajlarının özellikle hedeflediği tüketici grubu, yani marka mesajına olumlu yanıt verme konusunda ciddi bir potansiyele sahip grubu ifade eder.
Hedef kitleniz, ürününüzün/hizmetinizin nihai kullanıcıları olabilir ya da olmayabilir; önemli olan onların pazarlama çabalarınızı yönlendirmeyi planladığınız asıl kişiler olduğunu bilmenizdir.
Hedef kitlenizle etkili bir iletişim kurmak için kim olduklarını ve gerçek anlamda neye ihtiyaç duyup neleri arzuladıklarını da anlamalısınız.
Neden mi?
Çünkü sunduğunuz ürün/hizmet ne olursa olsun, nihayetinde bir eğitimci mantığı ile çalışmanız gerekir. Müşterilerin şirketinizle iş yapmanın avantajlı yanları, sunduğunuz ürünlerin etkili kullanımı veya söz konusu ürün ya da hizmetle hayatlarına nasıl dokunup iyileştirebileceğinize ilişkin sürekli olarak eğitilmeleri şarttır. Unutmayın, müşteriler ürün ya da hizmetlerinizi sizden şahsi nedenlerden ötürü satın alırlar.
O halde hedef kitle kavramını da bir örnek üzerinden somutlaştıralım.
Bir önceki bölümde bahsi geçen McDonald’s örneğini yeniden gözden geçirmeye ne dersiniz?
McDonalds’ın hedef pazarlarından birinin çocuklar olduğunu hatırlarsınız. Ancak, bu hedef pazara ilişkin ciddi bir problemden söz edilebilir: Çocukların herhangi bir satın alım gücü yoktur.
Başka bir deyişle, McDonald’s ürünlerini satın alan asıl kitle çocuklar değil, ebeveynlerdir.
McDonald’s, çocuk pazarına hizmet etmek adına “Happy Meal / Mutlu Yemek” kampanyasını yaratmıştır. Ve asıl hedef olan ebeveyn kitlesine yönelik ise bu kampanyayı destekleyecek reklamlardan yararlanılmıştır. Reklamlar çocukların ilgi alanına girmeyen ancak ebeveynler için önemli birkaç noktayı vurgulamaktadır: “Ürünlerimiz yapay renklendirici, tatlandırıcı veya koruyucular içermez” ifadeleri gibi.
Peki, çocuklar en çok neyi önemser?
Tabii ki oyuncakları! Ancak reklamlarda bu unsurdan çok daha az bahsedilmektedir.
“Happy Meal / Mutlu Yemek” kampanyası için çocuklar McDonald’s şirketinin hedef pazarı sayılabilir, ancak hedef kitle olmaları söz konusu değildir.
Hedef Pazar ve Hedef Kitle Arasındaki Temel Farklar Nelerdir?
Hedef pazar ve hedef kitle birbirine benzeyen, hatta pek çok yönden birbiri ile örtüşen terimlerdir. Ancak, her birinin işletmeniz üzerindeki etkisi-özellikle de uygulama bazında- farklıdır.
Hedef pazar, küçük bir işletmenin vereceği tüm kararı etkiler.
Ürün veya hizmetlerin tamamı hedef pazarın ihtiyaç ve isteklerini karşılayacak şekilde geliştirilir. Hedef pazara hitap edecek türden ambalaj kullanma ya da fiyatlandırma yapma kararları alınır. Satış süreçleri dahi hedef pazarın alışveriş tercihleri temelinde yapılandırılır.
Ancak, hedef kitle işletmelerin yalnızca belirli pazarlama mesajına ilişkin kararlarını etkiler.
Bu nedenle, hedef pazarlar genellikle bir ürün veya hizmetin nihai kullanıcılarını temsil eder, ancak aynı şey hedef kitleler için her daim söz konusu olmayabilir.
Hedef Pazar ile Hedef Kitle Aynı Grup Olabilir Mi?
Bir pazarlama mesajının hedef kitlesi genellikle hedef pazar olarak tanımlanan grupla aynıdır.
Örneğin, yoga taytları satan bir marka düzenli olarak spor salonlarına giden ve yogaya ilgisi olan 24-34 yaş arası bekar kadınları hedef pazarı olarak seçebilir.
Bu örnekte hedef kitle, yani ürünü satın alması beklenen grup hedef pazarla aynı olacaktır.
Ancak yine de pazarlamacılar hedef kitleye daha çok odaklanmayı tercih edebilir. Örneğin, onlara daha kolay ulaşmak adına Instagram reklamlarından yararlanmaya karar verebilirler. Artık hedef kitleyi Yoga temalı hesapları takip eden ve yakın zamanda çevrim içi platformlardan ürün satın almış Instagram kullanıcıları olarak tanımlamak mümkündür.
Dilerseniz biraz da hedef kitle ya da pazar belirlemenin işletme başarısı için neden bu denli elzem olduğundan konuşalım.
Hedef Belirlemek Neden Önemlidir?
Çoğu insan daha çok balık yakalamak için geniş bir ağ kullanmanın yeterli ve gerekli olduğuna inanır.
Ancak, işinin ehli balıkçılar ise henüz balık avına çıkmadan ne tür balıkları yakalayacaklarını planlamış olurlar. Ağlarını da hedefledikleri bu özel boyuttaki balıkları göz önünde bulundurarak hazırlarlar. Ve bu balıkları tam olarak nerede bulacaklarını ya da onları yakalamak için ağ atılacak en stratejik zamanı bilirler. Nihayetinde ise belirledikleri bu hedef verimli bir avlanma süreci geçirmelerine sebep olur.
Aynı şey pazarlama çabaları için de geçerlidir; hedeflendirilmiş reklamların hedef kitlesine kavuşamamış olanlara kıyasla ortalama iki kat daha etkili olması tam da bundandır.
Açıkça tanımlanmış hedef pazarlara ve hedef kitlelere sahip olmanız müşteri satın alımlarının fitilini ateşleyecektir.
Bir marka / işletme ya da pazarlama mesajını 35 yaşında ve ortalama bir orta sınıf çalışanı olan iki çocuklu bir anneye iletmeniz zordur. Ancak dört yaşın altında iki çocuğu olan, avukat olarak çalışan ve her daim pratik ama sağlıklı yemekler arayışında olan ve çocuklarıyla daha fazla zaman geçirip ev işlerine daha az zaman ayırmanın yollarını arayan bir X hanıma bu mesajı göndermeniz çok daha kolay olacaktır.
Açıkça tanımlanmış bir hedef pazar ya da kitleyle, bir ürüne/hizmete ilişkin aklınıza gelebilecek her detayı pazar ihtiyaçlarına ve taleplerine göre düzenleyebilirsiniz. Nihayetinde, aldıkları hizmetten son derece memnun müşteriler ve büyük ölçüde olumlu geri bildirimlerle karşılaşacağınıza eminiz.
Ayrıca, iyi tanımlanmış bir hedef kitle sayesinde pazarlama kampanyalarına dair her ayrıntıyı hedef kitlenizin bireysel ilgi alanına, duygularına ve dünya görüşüne hitap edecek şekilde yapılandırmanız mümkündür.
Unutmayın, gerçek hayatta hiç kimse reklamları okumaz. İnsanlar yalnızca ilgilerini çeken şeyleri okurlar. Bu da ilgi çekici unsurlara reklamlarınızda da yer vermeniz gerektiği anlamına gelir.
Hedef kitlenizle gerçek anlamda uyumlu bir pazarlama mesajını nasıl oluşturacağınızı bildiğiniz vakit çok daha yüksek dönüşüm oranları elde eder ve güçlü bir marka olmayı başarırsınız.
Hedef belirlemenin işletmelere sunacağı avantajlar bununla da sınırlı değildir.
Hedef belirleme çalışmaları aynı zamanda pazarlamacıların dijital çağın nimetlerinden ve sunduğu muazzam veri akışından olabilecek en verimli şekilde yararlanmasını da sağlar.
Üstelik bu veriler tahmin edemeyeceğiniz boyuttadır.
Bugünün dijital pazarlama araçlarının hedef belirlemedeki marifetlerini görmek adına yalnızca beş dakikanızı alacak bir Facebook reklamı oluşturmanız yeterlidir.
Siz siz olun, ne yapıp edip hedef belirlemenin gücünden yararlanmaya bakın.
Hedef Kitle Nasıl Belirlenir?
Artık hedef pazar ve hedef kitlenin ne olduğunu tam olarak anladığınıza göre, şimdi hedeflemeniz gereken pazar segmentlerinin neler olduğuna ve bunu nasıl yapacağınıza hep birlikte bakalım.
Adım 1: İşletmenizin Müşteriye Sunacağı Faydayı / Avantajı Belirleyin.
Bu işi doğru yaparsanız ideal hedef kitleniz kendini göstermekte gecikmeyecektir.
İşletmenizi ulaştırmak istediğiniz nihai sonucu belirlemekle işe başlayın. Temel hedefiniz müşteri ihtiyaçlarını ve isteklerini karşılamak olmalıdır.
Pazarlamacılık, ürettiğiniz şeyi satma sanatı değil, ne üreteceğinizi bilmektir. Pazarlamanın temelinde müşteri ihtiyaçlarını belirlemek ve anlamak yatar. Böylece müşteriler için memnuniyete, üreticiler için kara ve paydaşlar için türlü avantajlara kapı açacak çözümler üretmiş, bir taşla tam üç kuş vurmuş olursunuz.
Bunu gerçekleştirmek istiyorsanız, listeleyeceğimiz şu soruları net bir şekilde cevaplayabilmelisiniz:
- Müşterinin hangi problemini çözüyorsunuz?
- Hangi ihtiyaçları karşılıyorsunuz?
- Müşterinin hangi arzusunu yerine getiriyorsunuz?
Harvard profesörü ünlü ekonomist Theodore Levitt’in da dediği gibi
İnsanlar farklı çaplarda uçları bulunan bir matkap satın almazlar. Farklı çaplarda delikler satın alırlar.
Ürün özellikleri yalnızca konuşulur. Ürün ya da hizmeti satmanızı sağlayan asıl şey, faydadır. Bu yüzden ne yaptığınızı veya nasıl yaptığınızı tanımlamaktan kaçının, örneğin “Çevrim içi platformda ev egzersiz ekipmanları satıyoruz” demek gibi. Bunun yerine, müşterilerinize sağladığınız faydaya odaklanın:
“İnsanların kilo vermelerine ve formda kalmalarına yardımcı oluyoruz, bu da onların öz güvenlerini artırıp kendilerini geliştirmelerine olanak tanıyor. Ayrıca, internetten rahatlıkla satın alabilecekleri egzersiz ekipmanlarını kullanarak kendi evlerinin konforunda, yani sıkılganlıktan uzak bir ortamda spor yapmalarına yardımcı oluyoruz. “
Şemsiye satışı mı yapıyorsunuz? Şemsiyenizin çanta boyunda ya da kırılmaz oluşuna değil, müşteriyi aşırı güneş ve yağmurun zararlı etkilerinden koruyacak olmasına odaklanmalısınız.
Ürün özelliği yerine fayda satmaya odaklanmış bir şirket örneği de verelim: Apple. İlk iPod reklamını düşünün. iPod’un temel özelliği 1GB boyutundaki MP3 dosyalarını saklayabilmesiydi, öyle değil mi?
Ancak Apple bu özelliği vurgulamadı. Bunun yerine, bu özelliğin sağladığı faydaya odaklandılar:
Cebinizde 1.000 şarkı.
Yaptığınız şeyin faydalarını net bir şekilde belirlemenin ardından ürününüze veya hizmetinize en çok kimin ihtiyaç duyduğunu da açıkça belirtmelisiniz.
Apple örneğine geri dönersek hedef pazar açık bir şekilde bu yeni teknolojiyi geç kalmaksızın benimseyecek gençler ile geniş bir müzik koleksiyonuna sahip olan ve hareket halindeyken müzik dinlemeyi seven kişiler olacaktır.
Apple buradan yola çıkarak ürününü bu temel parametrelerle birebir uyumlu çok daha küçük insan gruplarıyla da test etmiş ve hedef pazarlarını daha da geliştirebilmiştir.
Peki ya siz? Siz kimin ihtiyaçlarını ya da taleplerini karşılıyorsunuz?
Orta yaşlı, aşırı kilolu erkeklerin kilo vermesine mi yardım ediyorsunuz? Yaşlıların bahçe düzenlerini sağlamalarına mı? Yoksa genç yaşta baba olanlara özgü mutfak gereçleri sunarak onlara mutfakta zaman kazandırmayı mı amaçlıyorsunuz?
2. Adım: Hedef Pazarınızı Belirleyin.
Bu aşamada, ürün veya hizmetinizin kime fayda sağladığına dair temel bir anlayışa sahip olup hedeflediğiniz pazar segmentini daha da daraltmanız gerekir.
Mümkün olduğunca spesifik olmalısınız.
İlk olarak hedef pazarınıza ait demografik özellikleri tanımlayın.
Demografi, yalnızca nüfusun belirli bir bölümünü ifade eder. Yani hedef pazarınızı yaş, konum, cinsiyet, medeni durum veya aile durumu, meslek, gelir seviyesi, eğitim seviyesi gibi demografik bilgileri kullanarak da segmentlere ayırabilirsiniz.
Ardından, ürününüzden veya hizmetinizden en büyük faydayı sağlayacak kitlenin psikografik özelliklerini belirlemelisiniz.
Psikografi, tüketicilerin tutumları, değerleri, ilgi alanları, yaşam tarzları ve davranışları gibi psikolojik özelliklerini kapsar.
Bu işlemlerin ardından mutlak surette bir alıcı personası/karakteri tanımlamış olmanız gerektiğini de unutmayın.
Mutlaka okuyun: Müşteri Profili Nedir? Nasıl Oluşturulur?
3. Adım: Objektif Olun.
Bu adım, hedef kitle belirleme sürecinin en zor kısmı olabilir.
Çünkü bu aşamada varsayımlardan kaçınmak son derece zordur. Dahası, çoğu kişi istemeden de olsa mevcut inançlarını veya hipotezlerini doğrulayacak bilgileri arar, hatırlar veya yorumlar. Buna “doğrulama ön yargısı” adı verilir.
Yeterince dikkatli olmaz, ön yargılarınıza kapılırsanız hedef pazarınızı ya da hedef kitlenizi net bir şekilde tanımlamak için yaptığınız tüm girişimleri bir anda rayından çıkarabilirsiniz – bu da işletmenizin/şirketinizin geleceği için felaket demektir. Ve bundan kaçış yoktur. Öyle ki günümüzde girişimlerin yüzde 42’si finansman eksikliğinden değil, pazar ihtiyacının karşılanmamasından ötürü başarısız olmaktadır.
Girişimciler, ürünleri veya hizmetlerine öylesine büyük bir tutkuyla bağlanmışlardır ki piyasanın söz konusu ürüne / hizmete gerçekten ihtiyaç duyup duymadığını doğrulamayı ihmal ederler.
İşletmelerin yaptığı bir diğer hata ise sayısız araştırma yapsalar dahi gerçek bir test yapmayı göz ardı etmeleridir.
Araştırma ileriye dönük fikirler sunar. Bu fikirlerin ne derece geçerli olduğunu kanıtlayacak olan ise testtir.
Ürününüzü / hizmetinizi kullanacaklarını ya da satın alacaklarını beyan eden kişi sayısı önemli değildir. Önemli olan asıl şey, ürününüzü / hizmetinizi gerçekte kaç kişinin satın aldığıdır. Beyanlara değil, nihai rakamlara güvenmelisiniz.
Bu yüzden insanlara ürününüzü beğenip beğenmediklerini veya satın alıp almayacaklarını sormanız gereksizdir. Bunun yerine asgari uygunlukta bir ürün/hizmet yaratmalı ve onu müşteriye sıcağı sıcağına satmaya odaklanmalısınız.
Gerçek bir pazar ihtiyacından söz edilip edilemeyeceğini ancak bu şekilde anlayabilirsiniz.
Anlayacağınız, aksi kanıtlanmadıkça hiçbir hedef pazarın işletmeniz, markanız, ürünleriniz veya hizmetlerinizle ilgilenmediğini varsaymalı ve her daim objektif bir bakışa sahip olup rakamsal verilere odaklanmalısınız.
4. Adım: Pazar Segmentlerinizi Değerlendirmeye Tabi Tutun.
Artık gerçek bir iç görüye sahip oldunuz. Bu aşamada kime ne satmayı planlıyor olursanız olun, bunun hizmet etmeye değer bir pazar olduğunu doğrulamalısınız.
Kendinize şu soruları sorun:
- Hedef pazarda işinizi sürdürülebilir kılmaya yetecek sayıda insan mevcut mu?
- Mevzu bahis pazar segmentine mensup kitlenin ürün veya hizmetinizi satın alacak parası var mı?
- Ürünüz/hizmetiniz tekrar tekrar satın alınır mı yoksa sürekli olarak yeni müşteriler mi bulmanız gerekir?
- Pazar segmentinizin rekabet oranı nedir?
- Eğer rekabet oranı düşükse neden?
- Rekabet oranı yüksek ise işletmenizi rakiplerinden ayıran şey nedir – müşteriler neden sizin ürün veya hizmetlerinizi tercih eder?
- Hedef pazarınızın erişilebilirlik oranı nedir?
Bir kez daha hatırlatalım. Araştırma sizi yalnızca bir yere kadar götürebilir. Bu soruları kesin olarak cevaplamak için, potansiyel hedef pazarınızla gerçek bir etkileşim kurduğunuz, gerçek yaşam testleri oluşturmalısınız.
Mutlaka okuyun: Müşteri Segmentasyonu Nedir? Nasıl Yapılır?
Son Söz
Hedef pazar veya hedef kitlenin net bir biçimde tanımlanmış olması işletmelerin uzun vadeli başarısı için hayati önem arz eder.
Bu tanımlamayı yapmada kullanacağınız araştırmacı yaklaşımı sizi yalnızca bir yere kadar götürebilir- tabi bu da başlangıç aşamasını geçmeyi başarabildiğiniz sürece mümkün olacaktır.
Öyleyse, işletmenizin kime hizmet ettiğini ve bu kitlenin neden sunduğunuz ürün veya hizmetle ilgilenmesi gerektiğini anlamaya çalışın. Hedef kitlenizin kim olduğunu belirlemenin en garanti ve en doğru yolunun testler olduğunu unutmayın.
Hedef pazarınızı tanımladıktan sonra, ürünlerinizin veya hizmetlerinizin söz konusu pazarın ihtiyaçlarını veya isteklerini karşıladığından emin olun. Ardından, pazarlama mesajınızın hedefi olan spesifik grubu yani hedef kitlenizi tanımlayın.
Unutmayın, başlangıç aşamasında geniş bir kitleye hitap etmeniz ölüm fermanınızı imzalamakla eş değerdir.
Şimdi şöyle bir durup işletmenizi düşünün. Tüketicilere sağladığınız en önemli fayda nedir? Hangi gruba hitap ediyor ya da kimin ihtiyaçlarını karşılıyorsunuz? Hedef kitle belirleme yolunda ilk adımı attınız bile!