Perşembe, Kasım 21, 2024
Ana SayfaGirişimcilikHayat Amacınızı Nasıl Bulursunuz?

Hayat Amacınızı Nasıl Bulursunuz?

Birçoğumuz hayatta ne yapmak istediğimizi bilmeyiz. Okulu bitirip para kazanmaya başladıktan sonra bile durum aynıdır. 18 ve 25 yaş arasında, iç çamaşırımı değiştirmediğim kadar kariyer planlarımı değiştiriyordum. Ve bir işim olduktan sonra ne istediğimi net bir şekilde anladım.

Bu her yetişkinin yaşadığı bir sorun. ” Hayat amacım ne? “, ” Neleri yapmaktan hoşlanıyorum? ” veya “Tutkum ne? “.

Sorun “hayat amacı” konseptinin kendisinde. Her birimiz büyük bir amaçla doğduğumuza inanıyoruz ve şu anda ki kozmik amacımız bunu bulmak.

İşte size gerçek. Bu dünyada belirsiz bir süre kalıyoruz. Bu süre boyunca bir şeyler yapıyoruz. Bunlardan bazıları önemli, bazıları önemsiz. Ve bu önemli olan şeyler hayatımıza anlam ve mutluluk katıyor. Önemsiz olanlarsa sadece zaman kaybına neden oluyor.

Sonuçta insanlar ” Hayatımın amacı ne? ” veya ” Hayatta neler yapmalıyım? ” dediklerinde asıl sordukları şudur: ” Zamanımı kullanarak ne tür önemli şeyler yapabilirim? ”

Hiç şüphe yok ki bu sorulacak daha iyi bir soru. Daha gerçekleştirilebilir bir soru. Kanepenize oturup cips yerken hayatınızın kozmik değerini düşünmeniz için bir neden yok. Bunun yerine, yerinizden kalmalısınız ve önemli olduğunu düşündüğünüz şeyleri keşfetmelisiniz.

İnsanların bana en sık sorduğu sorulardan biri hayat amaçlarının ne olduğu ve ne yapmaları gerektiğidir. Bu cevaplanması imkansız bir soru. Sonuçta onları tanımıyorum. Ben kimim ki onlara onlar için doğru olanın ne olduğunu veya onlar için önemli olan şeyin ne olduğunu söyleyeyim?

Ancak biraz araştırma yaptıktan sonra, kendiniz için önemli olan şeylerin neler olduğunu ve hayatınıza nasıl anlam katabileceğinizi anlamanıza yardımcı olacak bir kaç soruyu bir araya getirdim.

Bu sorular hiçbir şekilde teferruatlı veya eksiksiz değiller. Aslına bakacak olursanız, biraz komikler. Ancak hayatımızın amacını keşfetmekte eğlenceli ve ilginç olduğundan bu şekilde yaptım.

 

1 – Hangi zorluklara göğüs gerebilirsiniz?

Her şey fedakarlık gerektirir. Her şey biraz maliyetlidir. Hiçbir şey her zaman memnun edici veya neşeli değildir. İşte soru: Hangi fedakarlıkları veya zorlukları tolere edebilirsiniz?

Harika bir teknoloji girişimcisi olmak istiyor ancak başarısızlıkla mücadele edemezseniz amacınıza ulaşamazsınız. Profesyonel sanatçı olmak istiyor ancak işlerinizin yüzlerce ve hatta binlerce kez reddedilmesini kaldıramayacaksanız başlamadan vazgeçin. Başarılı bir avukat olmak istiyor ancak iş haftasında 80 saat çalışamak istemiyorsanız sizin için kötü haberlerimiz var.

Hangi sevimsiz deneyimlerin üstesinden gelebilirsiniz? Kodlama yapmak için bütün gece ayakta kalabilir misiniz? Aile kurma düşüncenizi 10 sene erteleyebilir misiniz? Doğruyu yapana kadar insanların sizinle tekrar tekrar dalga geçmesini kaldırabilir misiniz?

 

2 – Sizi 8 yaşında ağlatabilecek kendinizle ilgili gerçek ne?

Çocukken hikayeler yazardım. Odamda kendi başıma saatlerce otururdum ve uzaylılar, süper kahramanlar, savaşçılar, ailem ve arkadaşlarım hakkında yazardım. Birisi okusun diye değil. Ailemi veya öğretmenlerimi etkilemek için değil. Tamamen eğlenmek için.

Ve daha sonra, bazı sebeplerle yazmayı bıraktım. Nedenini de hatırlamıyorum.

Çocukken sevdiğimiz şeylere karşı olan yeteneğimizi kaybetme eğilimindeyizdir. Ergenliğin sosyal baskısı ve genç erişkinliğin profesyonel baskısı tutkularımızı köreltir. Bize öğretilen, bir şey yapmak için ucunda bir ödülün olması gerektiğidir.

Yazmayı ne kadar çok sevdiğimi 20’li yaşlarımın ortasına geldiğimde yeniden keşfettim. Ve kendi işimi kurduğumda internet siteleri kurmaktan ne kadar çok keyif aldığımı hatırladım.

8 yaşındaki halim 20 yaşındaki halime ” Neden artık yazmıyorsun? ” diye sorsa  ” Çünkü çok iyi yazamıyorum. ” veya ” Çünkü kimse yazdıklarımı okumaz. ” veya ” Çünkü bunu yaparak para kazanamam. ” diye cevap verirdim. Ancak bu tamamen yanlış ve büyük ihtimal 8 yaşındaki versiyonum bu cevaplar üzerine ağlamaya başlardı.

 

3 – Yemek yemeyi unutmanıza ne neden olur?

Bir şeyleri halletmek için dakikaları saatlere dönüştüren, yemek yemeyi dahi unutturan deneyimler yaşamışızdır. Söylendiğine göre, Isaac Newton’un annesi düzenli olarak oğluna yemek yemesi gerektiğini hatırlatırmış çünkü sürekli çalıştığından yemek yemeyi unuturmuş.

Bende video oyunlarına bayılırdım. Bu muhtemelen iyi bir şey değildi. Aslına bakacak olursanız uzun yıllar bu benim için problemdi. Sınava çalışmak veya düzenli olarak banyo yapmak veya diğer insanlarla yüz yüze konuşmak gibi daha önemli şeyleri yapmak yerine video oyunları oynardım.

Tutkumun oyunlar olmadığını anlayana kadar oynamaya devam ettim. Tutkum geliştirmekti. Bir şeyde iyi olmak ve daha iyisini yapmaya çalışmaktı. Oyunlar harikaydı ancak onlar olmadan da yaşayabilirdim. Bu diğerleriyle ancak özellikle de kendimle yaptığım bir yarıştı.

Geliştirme ve rekabet saplantılarımı internet işinde uyarladığımda her şey çok iyi ilerledi.

Belki sizin için bu başka bir şey olabilir. Bir şeyleri daha etkin bir biçimde organize etmek veya hayal dünyasında kaybolmak veya birine bir şey öğretmek veya teknik problemleri çözmek olabilir. Ne olursa olsun, sadece sizi bütün gece ayakta tutacak faaliyetlere odaklanmayın. Bu faaliyetlerin arkasındaki kavramsal prensiplere de odaklanın. Çünkü herhangi bir şeye kolaylıkla uyarlanabilirler.

 

4 – Kendinizi daha iyi nasıl mahçup edebilirsiniz?

Bir şeyde iyi olmadan ve önemli bir şey yapmadan önce,  bir şeyleri berbat edin. Bu oldukça açık. Ve bir şeyi berbat etmek için kendinizi bir şekilde utandırmanız gerekir. Sizi utandıracak şeyleri engellerseniz, önemli hissettirecek şeyleri asla yapamazsınız.

Şimdi, yapmak istediğiniz bir şey var, yapmayı düşündüğünüz bir şey var ve hayalini kurduğunuz bir şey var ancak yapmıyorsunuz. Hiç şüphesiz, kendinize göre nedenleriniz de var. Ve sürekli olarak kendinize bu nedenleri hatırlatıyorsunuz. Ancak bu nedenler, diğerlerinin sizin hakkınızda ne düşüneceğine dayanıyorsa kendinize ihanet ediyorsunuz demektir.

Nedenleriniz “İş kuramam çünkü çocuklarımla zaman geçirmek benim için daha önemli” veya “bütün gün Starcraft oynamak müziğimi engeller ve müzik benim için daha önemli” gibiyse sorun yok. Bu kulağa iyi geliyor. Ancak nedenleriniz “Ailem bundan hiç hoşlanmayacak” veya “Arkadaşlarım benimle dalga geçecek” veya “Başarısız olursam salak gibi görünürüm” şeklinde olursa amaçlarınıza hiçbir zaman ulaşamazsınız.

Büyük şeyler doğaları gereği eşsiz ve alışılmadıktır. Bu nedenle, bunları gerçekleştirmek için sürü psikolojisini yenmek gerekir.

 

5 – Dünyayı nasıl kurtaracaksınız?

Dünyanın bir kaç problemi var. Ve bu birkaç problem “Her şey berbat ve hepimiz öleceğiz.” anlamına geliyor. Daha önce sürekli bu konu hakkında konuşuyor ve düşünüp duruyordum. Ancak mutlu ve sağlıklı bir yaşam sürmek için kendi memnuniyetimizden daha büyük olan değerlere sarılmamız gerekir.

Bir problem seçin ve dünyayı kurtarmaya başlayın. Seçebileceğiniz bir sürü problem var. Eğitim sistemleri, ekonomik gelişme, aile içi şiddet, zihinsel sağlık ve devletin yozlaşması gibi berbat durumda olan bir sürü şey var.

Önemsediğiniz bir problem seçin ve çözmeye başlayın. Açıkçası dünyadaki problemleri kendi  başınıza çözemezsiniz. Ancak katkıda bulunabilir ve fark yaratabilirsiniz. Ve fark yaratma duygusu mutluluğunuzu ve memnuniyetinizi arttırır.

 

6 – Evden her gün ayrılmak zorunda olsanız nereye gidersiniz ve ne yaparsınız?

Hepimizin rutinleri vardır. Kendi kendimizin dikkatini dağıtırız. Koltuklar rahattır ve televizyon bir nevi uyuşturucudur.

İnsanların birçoğu tutkunun eylemin bir sonucu olduğunu anlamaz.

Tutkunu olduğunuz şeyleri ve sizin için önemli şeyleri keşfetmeniz deneme yanılma sürecidir. Eylemi gerçekleştirene kadar eylemin bize ne hissettireceğini tam olarak bilmeyiz.

Kafanıza bir silah dayandığını ve uyku hariç her gün evi terk etmeye zorlandığınızı düşünün. Neyle meşgul olmayı tercih ederdiniz? Ve kahve dükkanına gidip Facebook’a bakmak yok. Muhtemelen bunu yapardınız. Faydasız internet siteleri, video oyunları ve televizyon yok. Yatağa gitme vakti gelene kadar her gün, bütün gün evinde dışında olmak zorundasınız. Nereye giderdiniz ve ne yapardınız?

Dans kursuna mı yazılırdınız? Kitap kulübüne mi katılırdınız? Afrika’daki binlerce çocuğun hayatını kurtaracak yeni bir sistem mi geliştirirdiniz? Planörle uçmayı mı öğrenirsiniz?

Bütün bu zaman boyunca ne yaparsınız?

Bu hoşunuza gittiyse birkaç cevap yazın ve daha sonra dışarı çıkıp harekete geçin.

 

7 – Bir sene sonra öleceğinizi öğrendiniz. Ne yaparsınız ve ne şekilde anılmak istersiniz?

Birçoğumuz ölümü düşünmeyi sevmeyiz. Bizi korkutur. Ancak kendi ölümümüzü düşünmemizin bir sürü avantajı vardır. Nelerin bizim için önemli olduğunu ve nelerin önemsiz olduğunu anlamamıza yardımcı olması bu avantajlardan biridir.

Üniversitedeyken, etrafta yürürdüm ve insanlara “Bir sene sonra ölecek olsanız, ne yapardınız?” diye sorardım. İnsanların birçoğu belirsiz ve sıkıcı cevaplar verirdi. Ancak bu insanların yaşamlarını farklı şekilde düşünmesini ve önceliklerini yeniden değerlendirmelerini sağlardı.

Mirasınız ne olacak? Siz öldükten sonra insanlar sizin hakkınızda neler söyleyecek?  Ya da ne söylemelerini isterdiniz?

Değerlerinizin neler olduğunu bilmiyorsanız, diğer insanların değerlerini ve diğer insanların önceliklerini kendinizinkilerin önüne koyarsınız. Bu sağlıksız ilişkiler ve muhtemel sefalet için gidiş biletidir.

Hayatınızın amacını bulmak için koltuğunuzdan kalkın ve harekete geçin. Kendinizin ötesini düşünün, kendinizden daha büyük şeyleri düşünün ve çelişkili bir biçimde kendinizin olmadığı bir dünyayı hayal edin.

Mutlaka Okunması Gerekenler

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

En Çok Okunanlar