Spor yapmanız gerektiğini herhalde milyonlarca defa duymuşunuzdur. Ama eminim ki zihninizin de fit olması gerektiğini ilk defa duyuyorsunuz.
Bunu derken bunamayla savaşmak için bulmaca çözmekten bahsetmiyorum, zihnen daha güçlü olmaktan bahsediyorum. Zihnen daha güçlü hale gelmekten kastımız, düşüncelerinizi kontrol altında tutabilmek duygularınızı yönetebilmek ve üretkenliğinizi artırabilmek.
Bu yazıda size zihninizi güçlendirmek için deneyebileceğiniz on iki adımdan bahsedeceğim.
1- Minnettar olmayı öğrenin
Zihnen güçlü insanlar yükümlülüklerine veya sahip olmadıkları şeylere odaklanmak yerine sahip oldukları şeylere odaklanarak minnettar olmayı öğrenirler. Nasıl minnettar olacağını öğrenmenin birçok yolu var ama en kolayı her gün minnettar olduğunuz üç şey düşünmek. Bir günlük tutarak o gün başınıza gelen bütün güzel şeyleri yazabilir veya yemekten önce şükür duası edebilirsiniz.
2- Hayır deyin
Kaliforniya üniversitesinde profesör olan Travis Bradberry’nin San Fransisco’da yaptığı araştırma, hayır demekte zorlandıkça daha çok stres altına girdiğinizi, istemediğiniz şeyler yapmak zorunda kaldığınızı, hatta hatta depresyona sürüklendiğinizi ortaya koyuyor.
Hayır demek bazılarımız için problem olabilir ama manevi dünyanızı güçlendirmek istiyorsanız bunu nasıl yapacağınızı öğrenmelisiniz. Her sosyal daveti kabul etmek veya iş arkadaşlarınız her ihtiyaç duyduğunda yardıma koşmak yerine hayır deyin. Bu sayede kendi işinizi bitirecek zamanınız olduğu gibi kendinizi gerekli gereksiz birçok şeye adamaktan da kurtulursunuz.
Mutlaka okuyun: İşinizi ve İlişkilerinizi Etkilemeden Hayır Demenin Yolları
3- Kendinizi yargılamayı bırakın
Sizce her günü başarısız olduğunuzu düşünerek geçirirseniz ne olur? Evet, muhtemelen gerçekten de başarısız olursunuz. Neye inanırsanız gerçek olur derler ya, aynı öyle. Kaderinizi kötümser düşüncelere bağlamaktan vazgeçin.
Bunun yerine pozitif şeyler düşünmeye çalışın. Başarılı olacağınızı düşünün mesela. Bu bir süre sizi zorlayabilir ama eğer ne düşündüğünüze dikkat ederseniz imkansız değil. Negatif düşüncelerinizi yok sayın demiyorum tabii, elbette onların da farkında olun ama devamında pozitif bir şeyler yapın ve iyimserliğinizi korumaya özen gösterin.
Kendinizi soyut düşüncelerle kandırmaya çalışmayın, somut kanıtlara odaklanın. İyi ve kötü düşüncelerinizin somut kanıtlarını aradığınızda kötümserliğinizin biraz asılsız olduğunu fark edeceksiniz. Dengenizi bulun, kendinizi hırpalamak yerine kötü yönlerinize geliştirmeniz gereken etmenler olarak bakın.
4- Acı çekmekten kaçınmayın
Muhammed Ali bir zamanlar mekik çekerken kaçıncıda olduğunu saymadığını ancak canı acımaya başladığında saymaya başladığını söylemişti.
Zihnen güçlü insanlar amaçlarına giden yolda acı çekmeye razıdırlar. Zorlu bir antrenmanı sadece ne kadar güçlü olduklarını kanıtlamak için yapmazlar örneğin, işin ucunda gelişim vardır. Ayrıca, günün sonunda hepimiz biliyoruz ki: Acı yoksa kazanç da yoktur!
Mutlaka okuyun: Kazanç için acı çekmek gerekir!
5- Başarının size ne ifade ettiğini bilin
İlk işimi kurduğumda elbette beni zorlayan şeyler vardı, özellikle de batmak gibi. Üstelik benim için o kadar kötü bir dönemdi ki, sanki evren yarama tuz basıyordu: komşularım yeni arabalar almakla eski arkadaşlarım da tatillerde gezip tozmakla meşguldü.
Onlar için bunlar başarılı oldukları anlamına geliyordu. Bana göreyse her ne kadar batmış olsam da ben de başarılı sayılırdım. Mutlu bir ailem vardı, bir şekilde kendimi toparlamanın yolunu buldum ve bugün oldukça başarılı bir girişimciyim.
Bunları övünmek için söylemiyorum bu arada. Demek istediğim şey başarılı olmaktan bahsettiğinizde herkesin farklı bir şey anladığı. Herkesin başarı tanımı farklı. Örneğin kimi zaman evden çalışan insanlarla çalışıyorum: birçoğumuza göre çok da fazla para kazanmıyorlar. Hâlbuki onlar kendilerini oldukça başarılı buluyorlar, sonuçta sevdikleri işi oldukça esnek bir programda yapma şansını yakalamışlar.
6- Hazzı Erteleyin
Stanford üniversitesinde yapılan ünlü deneyi biliyorsunuzdur. Bir yönetici odaya marşmelov koyar ve bir çocuğu 15 dakika boyunca o odada yalnız bırakır. Odadan çıkmadan önce çocuğa isterse marşmelovu yiyebileceği ama eğer kendisi dönene kadar beklerse ikinci bir marşmelov kazanacağını söyler.
Bu araştırma tam 40 yıl sürdü. 40 yıllık çalışmadan sonra yöneticinin geri gelmesini bekleyen çocukların hayatta daha başarılı oldukları, sınavlardan daha yüksek notlar aldıkları, kariyerlerinde daha çok ilerledikleri hatta hatta daha düşük bir vücut kitle indeksine sahip oldukları ortaya çıktı.
Buradan çıkarmamız gereken sonuçsa sabredip alacağımız hazzı geciktirmenin başarıya ulaşmakta bize yardımcı olabileceği. Zihinsel olarak güçlü olan insanlar zevki bekletmeye razıdırlar. Zaman ve efor harcamadan sonuçlara ulaşamayacaklarını bilirler.
Mutlaka okuyun: Erteleme Alışkanlığından Kurtulmanın Yolları
7- Başkalarını suçlamayın
Zihnen güçlü insanlar asla ama asla kendi hataları ve problemleri için başkalarını suçlamazlar, mutlaka hatalarının tüm sorumluluğunu alırlar. Bu sayede hayatlarının iplerini diğer insanlara vermez, negatif insanlara takılı kalmaz ve daha kötüsü onlara dönüşmezler.
Mutlaka okuyun: Başarılı Girişimciler Neden Bahanelere İhtiyaç Duymazlar?
8- İyimser olun, ama gerçekçiliği de elden bırakmayın.
Zihnen güçlü insanların iyimser olduklarını bilmeyen yoktur herhalde. Diğer bir yandan, iyimserliğin çoğu da zarar tabii. Dr. Mara Karpel’in de dediği gibi sorunların mucizevi bir şekilde kendi kendine çözülmesini beklemek pek de üretken bir yaklaşım değil. Hiçbir şey yapmadan hedeflerinizin gerçek olacağına inanmak da gerçek dünyada değil hayal dünyanızda yaşadığınız anlamına geliyor.
Zihnen güçlü insanlar hayata iyimser bakıyorlar evet, ama gerçekçiliği de elden bırakmadan. Bu da şu anlama geliyor: Karşılaştıkları sorunları da hesaba katarak onları nasıl kabullenebileceklerini veya aşacaklarını düşünüyorlar. Birçoğu geleceğe yönelik programlar yaparak yapılması gereken şeyleri bir bir aşıyorlar. Bu sayede hayata pembe gözlüklerle bakarken aynı zamanda ayaklarının yere bastığından emin oluyorlar.
9- Sınırlarınızı bilin
Her ne kadar kendilerini zorlasalar da zihnen güçlü insanlar ne zaman pes etmeleri gerektiğini de biliyorlar. Zayıf yönlerinin farkındalar ve ihtiyaçları olduğunda yardım istemekten çekinmiyorlar.
Bazı liderler zayıflıklarını itiraf etmekte çekingen davranabilir ancak zayıf yönlerinizi kabullenmek, yeni şeyler öğrenmek ve kendinizi geliştirerek dünden bir adım daha ileri gidebilmenin ilk adımıdır. Yeteneklerinizi geliştirmek egonuzu korumaktan çok daha önemlidir.
Mutlaka okuyun: Girişimciler Ne Zaman Vazgeçmeli ya da Mücadeleye Devam Etmeli?
10- Kendinizi başkalarıyla karşılaştırmayın
Zihnen güçlü insanların zamanları ve enerjileri konusunda ne kadar hassas olduklarından bahsetmiştik sanırım. Neden zaten kısıtlı olan bir şeyi başkalarının ne yaptığını düşünerek harcayalım ki? Kıskançlık ve alınganlık gibi duygular sadece yorucu değil aynı zamanda gereksizler.
Bunun yerine diğerlerini kabullenmenin ve onların başarılarına onlarla beraber sevinmenin yollarını öğrenin. Bu iyimser olmanıza da yardımcı olacaktır, bu sayede bir taşla iki kuş vurmuş olursunuz. Harvard üniversitesinde yapılan bir araştırmaya göre iyimserlik duygusu kalp krizi gibi sebeplerle ölme riskinizi önemli bir oranda azaltıyor.
11- Korkmaktan çekinmeyin.
Birçok insan korkularından kaçar, ama zihnen güçlü insanlar değil. Zihinsel olarak güçlü olan insanlar korkularının peşine düşmekle kalmaz aynı zamanda korkmaktan zevk de alırlar.
Bu size biraz garip geliyor olabilir ama fark etmeniz gereken şey korku duygusunun sizi güven çemberinizin dışına ittiğidir. Bunun bir sonucu olarak yeni şeyler tecrübe edebilir yeni insanlarla tanışabilir ve kendinizi daha iyi tanıyabilirsiniz.
Korku aynı zamanda sağlığınıza da yararlı. Bu sayede beyninizi zinde ve hayatta tutabilir, bağışıklık sistemi gibi vücut fonksiyonlarınızı dengeleyebilir hatta hatta hedeflerinize ulaşmak için motive bile olabilirsiniz.
Mutlaka okuyun: Rahatınızı Bozup Risk Alabilmeniz için Denemeniz Gereken 10 Yol
12- Rakiplerinize saygı duyun, hatta onları sevin.
Zihnen güçlü insanlar rakiplerinden korkmazlar, kendilerini tehdit altında hissetmezler hatta kıskançlık bile duymazlar. Aslında onlara saygı duyarlar, dahası bazen onlara değer verirler.
Buradan çıkarmanız gereken şey rakiplerinizin aslında en büyük öğretmenleriniz olduğudur. Rekabetten neyi doğru neyi yanlış yaptığınızı öğrenirsiniz. Kendilerini diğerlerinden ayıran şeylerin ne olduğunu bilirler ve bu onlara bir sonraki adımlarını atmaları yolunda ilham verir.
Steve Jobs ve Bill Gates’in ilişkisi de aynen böyleydi. Birbirlerinin en büyük rakipleri olmaları birbirlerini sevmelerine engel değildi. İkisi de rakibine sonsuz destek verdi ve saygı duydu. Gates bir gün Steve’in estetik duygusuna sahip olmak için neler vermezdim demişti. Jobs ise Gates’e ve kurduğu şirkete hayranlık duyduğunu, rakibinin oldukça etkileyici işler başardığını ve geçmişte onunla çalışmaktan büyük bir keyif aldığını söylemişti. Jobs’a göre Gates çok zekiydi ve aynı zamanda oldukça da iyi bir mizah anlayışına sahipti.
Evet, bir gecede zihnen güçlü bir insan haline gelemezsiniz ama emin olun yolculuktan zevk alacaksınız. Bu sayede hem siz hem de işletmeniz karşısına çıkan engelleri aşmak konusunda bir Numara olacak.
Mutlaka okuyun: Rekabeti Kullanarak İşinizi Geliştirmenin Yolları
