Günümüzde artık minik bebekler yürümeyi, konuşmayı öğrenmeden tablet kullanmayı öğreniyor! Google ise internete erişimi olan küçük büyük hemen herkesin ilk durağı oluyor!
Peki bu Google’un kurucu ortağı Larry Page kimdir?
Bu yazıda kısaca Larry Page’i tanıyacağız ve daha sonra Larry Page’in insanlara ve özellikle de girişimcilere ilham veren bazı sözlerini irdeleyeceğiz.
26 Mart 1973’te doğan Larry Page, bilgisayar mühendisliği bölümünde akademisyen olan anne babası nedeniyle çocuk yaşta teknolojiyle haşır neşir olan bir isim. 12 yaşında Nikola Tesla’nın hayatını okuyan ve büyük hayranlık duyan Larry’i ondan ayıran bir özelliği vardı: Girişimcilik.
“Daha 12 yaşındayken ileride şirket kuracağımı biliyordum.”
Larry Page 13 yıl sonra, yani 1988 yılında Silikon Vadisi’nde üniversiteden arkadaşı Sergey Brin’le bir girişime başladı. BackRug adlı bu girişimi bugün Google olarak biliyoruz.
Şimdi gelin, Google’un ardındaki bu büyük vizyoner kişiliğin, Larry Page’in sarf ettiği bazı sözlere bakalım.
1. İş Fikri Geliştirmek İçin 100 Kişiye Gerek Yoktur
Apple…
Google…
Disney…
Amazon…
Sizce bu şirketlerin ortak özelliği ne?
Söyleyelim.
Hepsi de garajda kurulan şirketler…
İyi bir fikriniz varsa ve inancınız yüksekse ne durumda olursanız olun, ciddi şeylere imza atabilirsiniz.
Larry Page, Steve Jobs, Walt Disney ya da Jeff Bezos, yalnız oldukları gerekçesiyle bu şirketleri kurmasalardı bugün hayatımız daha yavan olurdu.
Yani hedefleriniz varsa ve bu hedefleri gerçekleştirmeyi gerçekten istiyorsanız bahanelere sığınmamalısınız. Hele bugün bilgiye erişimin bu denli kolay olduğu bir ortamda dilediğiniz pek çok kaynağa kolayca ulaşabiliyorken…
2. Esas Amacımız Büyük Veriyi Ulaşılabilir ve Faydalı Hale Getirmektir
Google’un başarısının sırrı burada yatıyor: Amacınızın tam olarak ne olduğunu bilirseniz, amacınızı kısa bir cümleyle izah edebilirseniz gideceğiniz yere daha kolay gidersiniz.
Siz de kurmak istediğiniz işin, yaratmak istediğiniz uygulamanın amacını tek bir cümle ile açıklamaya çalışın. Eğer birkaç cümle ile bunu anlatamıyorsanız henüz sizin de kafanız ve düşünceleriniz net değil demektir.
3. Rekabetten Korkmayın
Larry Page şöyle diyor:
“Google işine girdiğimizde çevremizdeki pek çok insan bize “Rekabet yeterince kızışık. Halihazırda 5 tane arama motoru var” dedi. Ancak biz şöyle cevap verdik: Biz arama motoru şirketiyiz ancak bizim mantığımız daha farklı.”
İş hayatının temel kuralı şudur: Ne kadar niş ve spesifik bir iş yaparsanız yapın, aynı işi yapan başkaları da vardır. Bu nedenle sizi farklı, özgün ve özel kılacak şeylere odaklanın. Sizi diğerlerinden ayıran özelliğinizi tespit edin.
Rekabetin sağlıklı ve gerekli bir şey olduğunu söyleyebiliriz çünkü rekabet olmadan ilerleme olmaz. Rekabet gelişmeyi teşvik eder. Bu bağlamda sizi rakiplerinizden farklı kılacak özellikler kazanmaya çalışın.
4. İnsanlar Şirketinizin En Büyük Değeridir
İnsanlara saygıyla yaklaştığınızda size olumlu geridönüş yapacaklarını görebilirsiniz. Çalışanlarınıza, müşterilerinize ve potansiyel müşterilerinize saygı çerçevesinde muamele ediyorsanız, onların da size aynı şekilde pozitif yaklaşacağına emin olabilirsiniz.
Ayrıca çalışanlarınızı performansları nedeniyle ödüllendirmeyi asla unutmayın. Bu onların motivasyonunuzu artırır, insanlarda yeteneklerini tam olarak sergileme isteği doğurur.
5. Salt Amacınız Para Olmamalı
Şirketinizin tutulması ve değer kazanması için sorunlara ve ihtiyaçlara cevap verebilmeniz şarttır. Bir şirketin, daha doğrusu bir girişimcinin tek amacı da bu olmalıdır. Para kazanmak, esas amacınız olduğunda şirketinizin kalıcılığı azalır. Amacınız sorunlara yeni çözümler üretmek ise para zaten kendiliğinden sizi bulacaktır.
6. Çalışanlarınızı Aileniz Olarak Görün
Tüm çalışanlarınıza değer verdiğinizi hissettirin. Onların ihtiyaçlarını ve isteklerini öğrenin. Hepsinin ailenin bir üyesi gibi hissetmesini sağlayın. İş hayatında aile kavramı mühimdir. Herkes elinden gelenin en iyisini yaparsa 5x başarı elde edersiniz. Ancak aynı kişiler koordine ve uyum içinde ekip olarak çalışırsa 10x başarı elde etmeniz daha olasıdır.
Şirketinizdeki personelin moral ve motivasyonunu mutlaka dikkate alın. Ekip içindeki bağları kuvvetlendirmeye çalışın. Birlikte zaman geçirin ve personelinizin birbirini daha iyi tanımasını sağlayın.
Mutlaka okuyun: Harika Bir Ekip Kurmak ve Yönetmek
7. Üniversite Şart Değil
“İş kurmak için okula gitmek şart değil. Ben bir raf dolusu kitap okudum ve tüm ihtiyacım olanı aldım.”
Büyük girişimlere baktığınız zaman ortak bir şey görürsünüz: Bu kişiler okula gitmemiş olsa bile daima kişisel gelişime büyük önem vermiştir.
Siz de kendi işinizi kurmak istiyorsanız bilgi ve becerilerinizi daima geliştirmeye çalışmalısınız.
Her gün birkaç sayfa kitap ya da işinizle alakalı birkaç blog yazısı okumak bile size iş hayatında ciddi bir bilgi birikini kazandırır.
Mutlaka okuyun: Okulu Bırakıp Dünyanın En Zenginlerinden Olan 8 Kişi
8. Merak Duygunuzu Kaybetmeyin
“Dünyada her şeyin kötüye gittiğini hissedebilirsiniz ve bu normal bir duygudur. Ancak tam olarak şu an biraz daha hareketlenmek, tutkularınızın peşinden gitmek için çok iyi bir zaman. Hayallerinizi terk etmeyin çünkü dünyanın size ihtiyacı var.”
Kişinin hayalini gerçekleştirmesi kadar tatmin edici bir duygu yoktur. Dünyanın en büyük şirketlerinin bir hayal ile kurulduğunu, ancak hayali olan insanların bir yere geldiğini, bir şeyleri başarabildiğini unutmayın. Şans da gerekli tabii ki ancak hiç kimse şans eseri milyar dolarlık işler kuramaz.
Mutlaka okuyun: Girişimcilikte Merak Duygusu Neden Çok Önemlidir?
9. Güven Her Şeydir
“İnsanlar bize güvenmezse ayakta kalamayız.”
İnsanların size inanmasını istiyorsanız onların güvenini ka-zan-mak zorundasınız.
Hedef müşteri kitlenizin ihtiyaçlarını tespit etmeli, onlarla etkileşime girmeli, onlara kaliteli içerikler ya da kaliteli müşteri hizmetleri sunmalısınız. Yani insanların durup dururken sizi sevmesini bekleme lüksünüz yoktur. Mutlaka ilk adımı siz atmalı, onlara kendinizi güven verici eylemlerle, içeriklerle tanıtmalısınız.
Mutlaka okuyun: Müşteri Güveni Nasıl Kazanılır?
10. Heyecan Veren Şeyler Üzerinde Çalışın
“Dünyayı değiştirmenin sırrını vereyim mi size? Daima aşırı derecede heyecan veren şeyler üzerinde çalışın.”
Rahatlık, atalet, rehavet girişimciliğin baş düşmanıdır. Rehabete kapılan bir insanın dünyayı değiştirme ihtimali sıfırdır. Bu nedenle yaptığınız her işe büyük özen göstermeli, yaptığınız tüm işlerini layıkıyla yapmaya çalışmalısınız. Çalıştığınız şeyi her gün biraz daha heyecan verici hale getirirseniz sizi kimse tutamaz.
Yani bir başarı elde ettiğinizde bunu kutlayın ve bir sonraki aşamaya geçin. Rahatlığa kapılmayın. Arayı soğutmayın. Önemli olan rekor kırmak değil, ufak adımlarla devamlı yürümektir.
Mutlaka okuyun: Yüzde 10 Kuralı: Küçük Adımlarla Büyük İlerleme Kaydetmek
