“Yarın hallederim bugün canım istemiyor.”
“Şimdi yatayım sabah erken kalkıp çalışırım”
“5 dk daha uyayım kalkarım.” Sürekli bir şeyleri erteleyip duruyoruz.
Bu yazıyı okumayı asla ERTELEMEYİN!
Siz de bir şeyleri sonraya bırakıyorsanız, erteleme alışkanlığından muzdaripsiniz demektir.
Ertelemek kısa süreliğine de olsa size keyif verebilir ancak uzun vadede kendinize kötülük yaparsınız. İşleri sürekli ertelemek hem stres seviyenizi artırır hem de son dakika yapılan işler vasat bir hal alır.
Bu bakımdan erteleme alışkanlığından kurtulmak büyük öneme sahiptir. Biz de bu yazımızda erteleme hastalığından nasıl kurtulabileceğinizden bahsedeceğiz.
1. Hedef Belirleyin
Düzenli olarak hedef belirliyor ve bu hedefleri kontrol ediyor musunuz? Eğer böyle bir tutum içinde değilseniz erteleme alışkanlığına sahipsiniz demektir.
Çoğu zaman ertelemek, ne yapacağını bilmemekten kaynaklanır. Spesifik bir hedef belirlediğinizde bu hem size bir motivasyon sağlar hem de yapılacak spesifik görevler verir. Yani hedeflerini yönetilebilir adımlara bölerek neyi ne zaman yapacağınızı bilmiş olursunuz.
Spesifik hedefler belirlemek ve bu hedefleri gerçekleştirmeye çalışmak, erteleme alışkanlığından kurtulmak için çok iyi bir yöntemdir.
2. Muhtemel Kazanımları Düşünün
Erteleme alışkanlığından kurtulduğunuzda hayatınızın nasıl bir şekil alacağını hayal etmek de yine şahane bir motivasyon kaynağıdır.
Erteleme alışkanlığı, kariyerinizi hangi açılardan olumsuz etkiliyor?
Bu alışkanlık olmasa kariyerinizde neleri gerçekleştirebilirdiniz?
Bu sorulara yanıt vermek çok iyi bir başlangıç olacaktır. Yani son dakikaya bıraktığınız bir projeyi yarım yamalak yapmak, patrondan azar işitmek ve sonuç olarak berbat bir hafta geçirmek kesinlikle kötü bir deneyimdir.
Eğer projeyi son dakikaya bırakmasaydınız daha iyi bir sunum yapacak, patrondan tebrik ve hatta terfi alacaktınız…
3. Rutin Geliştirin
Belli alışkanlıklara, yani belli bir rutine sahip olmamak da kişiyi tembel yapan nedenlerden biridir. Eğer belli bir rutine sahip olursanız daha disiplinli bir yaşamınız olur ve ertelemekten vazgeçersiniz.
Örneğin başarılı insanların erken kalma alışkanlığı vardır. 5’ten 7’ye kadar olan zaman dilimini verimli bir şekilde değerlendiren bu kişiler güne 1-0, bazense 5-0 önde başlar.
Bir rutine sahip olmak size bir altyapı sağlar. Bu rutini her gün uygulamak zorunda değilsinizdir . Fakat erken kalkmak, sabahları 5 km koşmak gibi alışkanlıklar hayatınıza daha yapıcı bir bakış açısıyla yaklaşmanızı sağlar. Bu da erteleme alışkanlığından kurtulmanızda önemli rol üstlenir.
Mutlaka okuyun: Hayatta Sahip Olmanız Gereken En İyi Alışkanlıklar
4. İlk Olarak En Zor İşleri Halledin
Oldukça ünlü bir söz var: “Sabah ilk iş olarak canlı bir kurbağa yiyin.” Yani güne bir kurbağa yiyerek başlarsanız gün içinde başınıza daha kötü bir şey gelme olasılığı sıfırdır.
Bu nedenle günün en zorlayıcı, en yorucu işlerine öncelik verin ve bu işleri tamamlayın. Zira günün geri kalanındaki işler, bu işlere nazaran daha kolay gelir size.
Sabahları zihnin ve bedenin daha dinç olması da yine zorlu işlere girişmek için ideal bir durumdur. Tabii sabahları dikkat dağıtan şeylerin görece daha az olması da bu işlere daha iyi odaklanmanızı ve daha verimli çalışmanızı sağlar.
Yani sürekli ertelediğiniz bir proje varsa, her sabah yarım saat boyunca bu işle ilgilenmeye çalışın. Birkaç hafta sonrasında bu projede epey mesafe kat eder ve ertelemenin anlamsızlığını idrak edersiniz.
Mutlaka okuyun: Zamanı Etkili Kullanabilmek İçin ” Ye O Kurbağayı! “
5. Kendinizi Ödüllendirin
İnsanın kendini motive etmesinin en iyi yollarından biri de ödül kavramıdır. Yani sürekli ertelediğiniz bir iş var diyelim. Bu işe koyulmak için kendinize bir hedef belirleyin.
“Dosyayı cuma akşamı 7’ye kadar tamamlarsam kendime nefis bir yemek ısmarlayacağım.”
Bu tür ödüller, erteleme durumu olmadığında güzel şeylerin gerçekleştiği mesajını bilinçaltınıza kazır. Tabii bu da verimliliği, üretkenliği artırır, stresi azaltır.
Mutlaka okuyun: Nasıl Motive Olunur?
6. Dikkatinizi Dağıtan Şeyleri Tespit Edin
Sosyal medya başta olmak üzere her insanın dikkatini dağıtan bazı şeyler vardır. Sosyal medya, goygoy, siyaset muhabbeti gibi şeyler kişiyi işinden alıkoyabilir.
Bu bakımdan sizin en fazla zamanınızı alan şeyleri tespit etmeli ve bu şeylerden kurtulmalısınız.
Örneğin sosyal medya gün içinde çok fazla zamanınızı alıyorsa indireceğiniz bazı uygulamalar aracılığı ile sabah 10 akşam 5 arası sosyal medya hesaplarınızı kilitleyebilirsiniz. StayFocused adlı Google Chrome uygulaması bu konuda oldukça başarılı bir eklenti.
Ya da iş ve okul arkadaşlarınızın yaptığı gürültüler sizi çalışmaktan alıkoyabilir. Bu noktada bir çift kulaklık işinize yarayabilir, gürültüyü duymanızı önleyebilir. Kulaklık takan bir insanı rahatsız etme eğilimi genelde daha azdır.
Buna ek olarak zamanınızı nerelere harcadığınızı da takip etmelisiniz. Erteleme alışkanlığı nedeniyle gün içinde kaç saatinizin boşa gittiğiniz tespit etmek için yaptığınız her şeyi not almanızı tavsiye edebiliriz. Trafikten duşa, sosyal medya kullanımından asansör beklemeye kadar her şeyi not edin.
Buradaki temel nokta, bir gün içindeki zamanınızı alan şeylerin genel bir resmini çıkarmaktır. Gün içinde zamanınızın boşa geçtiği anları tespit edin ve bu anları ortadan kaldırmaya çalışın.
Mutlaka okuyun: Odaklanma Konusunda 8 Etkili Tavsiye
7. Verimlilik Uygulamaları Kullanın
Akıllı cep telefonu çağında verimsizlik ve erteleme alışkanlığı ile mücadele konusunda çok başarılı zaman yönetimi uygulamaları bulunuyor.
“to-do list” (yapılacaklar listesi) uygulamaları, gün içinde yapmayı planladığınız şeyleri listelemenize imkan sağlar. Böyle bir listeye sahip olmak da gününüzü planlamanıza ve odaklanmanıza büyük katkı sunar. Yani akıllı telefonunuzu akıllı bir şekilde kullandığınızda büyük fayda görebilirsiniz!
Mutlaka okuyun: Hayatı kolaylaştıran mobil uygulamalar
8. Kestirme Yollar Bulun
Bill Gates “tembel kişileri işe almayı tercih ettiğini, zira tembel insanların kısayol bulma konusunda daha başarılı olduğunu” ifade ediyor.
Tembelliği bir erdem olarak göstermek doğru olmasa da kısa ve kestirme yollar bulmak bakımından istifade edilebilecek bir özellik olduğunu yadsıyamayız.
Örneğin aylık Excel raporu hazırlarken elle tek tek girdiğiniz verileri direkt olarak aktaran bir kısayol bulduğunuzda 5 saatlik bir işi 1 saatte yapmış olursunuz.
Tabii bu tür kısa yolların işin kalitesine olumsuz yansımadığından emin olmanız şart.
9. Başarıyı Görselleştirin
Bir şeyi başardığınızda yaşanacak olayları görselleştirmeyi denediniz mi?
Kurgusunu bir türlü tamamlamadığınız kısa filmin, İstanbul Film Festivali’nde ödül aldığını hayal edin… Ne kadar müthiş bir deneyim.
Bu bakımdan sürekli savsakladığınız önemli işleri tamamladığınızda nasıl bir rahatlık yaşayacağınızı tahayyül etmek, size büyük bir motivasyon sağlayabilir.
Mutlaka okuyun: Hayal Kurmanın Önemi ve Faydaları
10. Hayat Tarzınızı Gözden Geçirin
Ertelemeyi bırakmak ve motivasyon bulmak için yaşam tarzınızı incelemeniz de gerekebilir. Beslenme, spor, uyku gibi şeylerden bahsediyoruz.
Kötü beslenme, sıfır spor ve düzensiz uyku, ertelemeye davetiye çıkarır. Hayatınızda bu tür olumsuz unsurlar varsa gereken düzeltmeleri yaparak; daha sağlıklı beslenerek, abur cuburu hayatınızdan çıkarıp meyve-sebze-balık gibi besinlere yönelerek, her gün 30 dakika yürüyüş yaparak, günde en az 7 saat uyuyarak daha enerjik olmanız mümkün olabilir.
11. İşinizi Ufak Parçalara Ayırın
Çalışmayı daha kolay kılmak için en etkili stratejilerden biri işinizi ufak parçalara bölmektir.
Örneğin 8 gün sonra teslim etmeniz gereken 15 sayfalık bir ödev var. Bu ödevi araştırma, giriş, sonuç, imla kontrolü gibi unsurlara ayırırsanız her gün bir bölümü yaparak zamanında teslim edebilirsiniz.
Ancak ödevi son 2 güne bırakırsanız bu kadar fazla şeyi yapmanız pek mümkün olmaz. Yapsanız da vasat bir ödev teslim edersiniz.
Bu nedenle yapmanız gereken işleri ufak parçalara ayırmak, gelişme hissine sahip olmanızı sağlayarak sizi motive eder.
Büyük bir işi parçalara bölerek halletmeye “fil alışkanlığı” adı da verilir. Büyük ve zaman alan işleri parçalara bölerek istikrarlı bir şekilde emek verdiğiniz sürece gözünüz daha az korkar.
Mutlaka okuyun: Yüzde 10 Kuralı: Küçük Adımlarla Büyük İlerleme Kaydetmek
12. Acil Durumları Savsaklamayın
Erteleme alışkanlığı eğitim ve iş hayatını olumsuz etkileyen bir alışkanlıktan daha fazlasıdır. Kişinin sağlığına da olumsuz etki edebilir.
Bazen yaptığımız işi bırakıp vefat eden bir aile üyesinin cenazesine gideriz, çocuğumuzu acile götürürüz, fena halde grip oluruz. Bu tür durumlar derhal halledilmesi gereken acil durumlardır.
Diğer yandan hafif belirtiler halinde başlayıp birkaç hafta içinde büyük sorun olan durumlar da söz konusudur. Örneğin göğüs ağrısı hissetmek, gecenin yarısında depresyona girmiş bir arkadaşınızdan telefon almak gibi şeyler…
İlk bakışta bu durumların hiçbiri “acil” gibi gözükmemektedir. Özellikle meşgul bir insansanız “Bir şey olmaz” diye geçiştirmeniz mümkündür.
Ancak erteleme alışkanlığı olan biriyseniz bu tür olaylar siz fark etmeden çığ gibi büyüyebilir.
Göğüs ağrısını önemsememek kalp krizine yol açabilir. Arkadaşınıza vakit ayırıp onla dertleşmemek bu kişinin intihar etmesine yol açabilir.
- Bu nedenle acil durumda kendinize şu soruları sormanız büyük önem taşır?
- Bu meseleyi ihmal edersem en kötü ne olabilir?
- Potansiyel bir acil durum ailemi ve arkadaşlarımı nasıl etkiler?
- Bu meseleyi çözmek için bugün neler yapabilirim?
- Bu meseleyi çözmek için bugün erteleyebileceğim önemsiz işlerim neler?
- Eğer ölüm-kalım meselesi değilse, bu olaya en yakın ne zaman müdahale edebilirim?
Günlük meşguliyetler içinde önemsiz görünen bazı olaylar giderek acil ve sorunlu bir hal alabilir. Bu nedenle önceliklendirme konusuna büyük önem vermenizi tavsiye ederiz.
Hiçbir toplantı, hiçbir randevu sizin ya da sevdiklerinizin sağlığı, mutluluğu, başarısı kadar önemli değildir.
Bu nedenle acil bir durum söz konusu olduğunda;
- Eşinizle ya da ailenizle samimi ve açık bir şekilde konuşun.
- İyi hissetmiyorsanız doktora gidin.
- Depresyonda olduğunu anladığınız arkadaşınızla dertleşin
- Vergi dairesinden geldiğini anladığınız zarfı açın ve durumu net bir biçimde öğrenin.
13. Eisenhower Matrisinden Faydalanın
34. ABD Başkanı Dwight Eisenhower, bu görevden önce 2. Dünya Savaşı’nda ABD ordusunda general olarak görev yapıyordu. Bu dönemde sürekli karar vermek zorunda olan Eisenhower, vereceği kararları ve yapacağı işleri aciliyet ve önem sırasına göre koymak üzere bir matris geliştirdi.
- Hemen yap (hemen yapmanız gereken görevler)
- Yapacağın zamanı planla (sonra yapmak için zaman ayırmanız gereken görevler)
- İşi başkasına pasla İşi başkasına pasla (bir başkasından yardım isteyeceğiniz görevler)
- Yapma (elimine edeceğiniz görevler)
1. Hemen yap: Bu kategoride yer alan işler hayatınız ve kariyeriniz açısından birincil öneme sahiptir ve derhal yapılması gerekir. Yani en çok önceliği bu işlere vermeniz gerekir.
Yani hemen cevaplanması gereken bir e-maile cevap vermek, raporu zamanında teslim etmek gibi şeyler bu kategoriye girer.
Ağlayan bir bebekle ilgilenmek, ayağı kırılan bir kişiyi hastaneye götürmek, evden çıkarken açık bıraktığınız fırını kapatmak üzere eve koşmak gibi şeyler de yine kişisel hayatınızda birincil öneme sahip olan şeylerdir.
2. Yapacağın zamanı planla: Aşırı aciliyete sahip olmasa da planlanması çok önemli olan işleri ifade eder. Yani daha ziyade uzun vadeli hedeflere yönelik işler bu kategoridedir. Ve aslında zamanınızın büyük bir kısmını bu işlere ayırmanız sizin için son derece faydalı olur. Buna karşın işin içinde aciliyet olmadığı için sıkça ihmal edilen işler ve görevler de yine bu kategori içindedir.
Örneğin spor yapmak sağlık için olmazsa olmazdır. Aynı şekilde başarılı olmak, kariyerinizde ilerlemek için X sertifikasını almak da yine son derece önemlidir. Ama bu işler genelde uzun vadede etkisini gösterdiği için genelde ihmal edilmeye daha yatkındırlar.
3. İşi başkasına pasla: Acil ve çok önemli olmayan işler bu kategoridir. Bu nedenle bizzat zaman ayırmak yerine başkalarına havale etmeniz daha uygun olacaktır.
Bu kategorideki işler size hedeflerinize ulaşma konusunda çok bir şey katmaz. Amiyane tabirle angarya ve yapılması gereken işlerdir. Örneğin iş seyahati için uçak bileti ve otel rezervasyonu yapmak gerekir ancak bir iş adamı bunlarla bizzat uğraşmamalı, bu işleri sekreteri halletmelidir.
4. Yapma: Önemli olmayan ve aciliyet içermeyen şeyler bu kategoride yer alır. Tabiri caizse zaman kaybından başka bir şey değildir.
Proje dosyası hazırlamanız gerekirken amaçsızca Twitter’da dolanmak, Youtube’da kedi videosu izlemek gibi şeyleri örnek verebiliriz. Dinlenmeye de ihtiyacınız olduğu bir gerçektir ancak bu kategoride olabildiğince az zaman harcamanız sizin için en faydalısı olacaktır.
14. Pomodoro Tekniğini Uygulayın
Verimli çalışma konusunda uzman kişiler kısa sürede daha verimli çalışmayı iyi bilirler, ne zaman dinlenip ne zaman çalışmaya devam edeceklerinin farkındadırlar.
Bu noktada Pomodoro tekniği son derece yararlı olabilir. “Zaman bloklama sistemi” olarak adlandırabileceğimiz bu teknik 1980’li yıllarda Francesco Cirillo adında bir girişimci tarafından bulundu.
Cirillo, insanların bir konuya belli bir süre odaklanabildiğini, daha sonra dikkatin dağıldığını tespit etti. Bu nedenle çalışma esnasında belli aralıklarla mola vermenin verimliliği artırdığını gözlemledi.
Bu tekniği şöyle uygulayabilirsiniz:
- Bir görev seçin. (Sınava çalışma, proje dosyası hazırlama, kod yazma vs)
- Kronometreyi 25 dakika sonra alarm çalacak şekilde ayarlayın.
- 25 dakika başka hiçbir şeyle uğraşmadan çalışın.
- 25 dakika sonunda 5 dakika mola verin, ayağa kalkın, biraz yürüyün, gerekirse telefonunuzu kontrol edin.
- 5 dakika sonunda tekrar çalışmaya devam edin.
- Bu şekilde her 4 çalışma blokundan sonra 20-30 dakika uzun mola verin.
Pomodoro tekniği bu şekilde dikkatinizin dağılmasını önler, tam dikkatinizin dağılmaya başladığı anda size mola imkanı sunar. Bu da çalışmanızın kalitesini ve verimliliğini artırır. 25+5 dakikalık bir blok yapısı, procrastination yapma ihtimalinizi minimize eder.
Mutlaka okuyun: Üretkenliği ve Verimliği Artırma Tekniği: Pomodoro
15. Rahatsızlığa Alışın
İşinizi ertelemeyi, eyleme geçmekte kararsız kalmayı önleyen en başarılı stratejilerden biri rahatsızlık olmaktan rahatsızlık duymamaktır. Yani konfor bağımlısı olmaktan kurtulmaktır. Bu alışkanlık sayesinde istediğiniz her konuda başarılı olabilirsiniz.
Hepimiz rahatı, sıcak yatağı, konforu tercih ederiz. Rahatımız kaçacak diye ödümüz kopar.
Fast food’a alışkın bir insan için sebze yemekleri tatsız tuzsuz gelir. Zira bu kişinin tat algısı zamanla değişmiştir. Ancak sebze yemeklerinin tadına alışmaya çalışmak, zamanla sizi hem daha sağlıklı yapar hem de tat algınızın normalize olmasını sağlar.
Bu nedenle konforsuzluğun sanıldığı kadar kötü bir şey olmadığını belirtelim. Günlük rutininizde olmayan şeyleri yapmak olarak niteleyebiliriz konforsuzluğu. İnsanlar konforsuzluktan kaçtıkça hayatlarını değiştiremezler ve bunun bedelini farklı şekillerde öderler.
Burada önemli olan şey konfordan biraz ödün vermenin hem sağlıklı hem de yeni fırsatlar açan bir deneyim olduğunu unutmamaktır. Sabah 6’da uyanıp 1 saat boyunca koşmak size işkence gibi gelebilir, ancak bunu 15 gün denedikten sonra sabah sporunun hayatınızı ne kadar olumlu etkilediğini bizzat göreceğinize emin olabilirsiniz.
Mutlaka okuyun: Rahatınızı Bozup Risk Alabilmeniz için Denemeniz Gereken 10 Yol
16. Birilerine Karşı Sorumlu Olun
Hayattaki hedeflere ulaşmak için daima bir sorumluluk bilincine sahip olmak gerekir. Kişisel olarak “Bunu yapacağım” demek yeterli gelmeyebilir. Sağlam bir irade, planlama ve destek sayesinde dilediğiniz başarabilirsiniz. Ancak gün sonunda neler yaptığınızı dinleyen, size destek veren, sizi motive eden birilerinin olması da son derece önemlidir.
Örneğin diyet yapıyorsanız bunu sosyal medya hesabınızda duyurabilirsiniz. Böylece sizi takip eden kişilere karşı mahcup olmamak için diyetinize daha sadık kalırsınız.
Bunun için çeşitli mobil uygulamalar bile mevcut. Örneğin Beeminder, hedeflerinizi gerçekleştirme yoluna atacağınız adımları size hatırlatıyor. Öyle ki yapmanız gerekenleri yapmadığınız zaman size para cezası bile verebiliyor! Yani bir hafta içinde 2 kez spor salonuna gitmeye söz verdiniz ancak bu süre boyunca spor salonundan check-in yapmadığınız zaman Beeminder sizi cezalandırıyor!
Ancak siz bu işi kendi arkadaşlarınızla halletmek de isteyebilirsiniz. Yaşadığınız zorlukları, planlarınızı ve eylemlerinizi birileriyle paylaşmak, size itici bir güç olarak geri döner. Diğer bir ifadeyle değer verdiğiniz kişilerin yüzünü kara çıkarmamak için daha verimli ve düzenli çalışırsınız…
Mutlaka okuyun: Hesap Verebilir ve Sorumlu Biri Olmak İsteyenlere
17. Eyleme Geçin!
Ertelemenin kökeninde şüphe ve belirsizlik vardır.
Tim Ferris’in “5 Saniye Kuralı” da burada işe yarayabilir.
“5 Saniye Kuralı” ise oldukça basittir. Yapmanız gereken bir iş varsa 5 saniye içinde işe koyulmanız gerekir. Aksi halde beyniniz bahaneler üretmeye başlar. Hemen işe koyulmak ise beynin şüpheye, fazla düşünmeye, korkuya, ertelemeye eğilim göstermesini engeller.