Yapmanız gereken bir iş var ve teslim tarihiniz gittikçe yaklaşıyor… Hâlbuki siz çalışmak yerine kendinizi oyalamak için çeşitli uğraşlar buluyor, maillerinizi kontrol ederek, video izleyerek, bloglarda ve forumlarda dolaşarak zaman öldürüyorsunuz. Çalışmanız gerektiğini bilseniz de içinizden pek de gelmiyor açıkçası, yumurta kapıya dayanana kadar beklemeyi tercih ediyorsunuz desek yalan olmaz.
Herhalde hepimiz hayatımızın bir noktasında yapacağımız işleri ertelemişizdir. Boş zamanımızı eften püften şeylerle geçirip yapmamız gerekenleri son dakikaya kadar ertelemek hepimizin aşina olduğu bir durum olsa gerek. O son dakika gelince panikleyen keşke erken başlasaydım diye mızıldanan da sadece biz olamayız herhalde. Ertelemeyi hayat tarzı haline getirmiş olanlarımız da var tabii. Geciktirmek, ertelemek, kaytarmak, işten kaçmak.. Anca yumurta kapıya dayanınca masa başına oturmak tanıdık geliyor mu? Fark etmemiz gereken şu ki her ne kadar zararsız gözükse de ertelemek içten içe bizi tüketen ve potansiyelimizi sınırlayan çok kötü bir alışkanlık. Atasözümüz bile var bununla alakalı: “Bugünün isini yarına bırakma.”
Ertelemeyi alışkanlık haline getirmeyin. Hayatınızın ipleri sizin elinizde olsun yapılacaklar listesinin değil. Aşağıda bu alışkanlıktan kurtulmak için uyguladığım bazı yöntemleri paylaştık. Bu yazıyı sonuna kadar okumayı sakın ertelemeyin!
1- İşinizi küçük parçalara bölün
İşlerimizi ertelememizin en önemli sebeplerinden birisi aslında bilinçaltımızda yapılması gereken çok şey olduğunu ve altından kalkamayacağımızı düşünmemizdir. Yapmanız gereken şeyi küçük parçalara bölün ve her defasında parçalardan birine odaklanın. Eğer hala erteliyorsanız bu sefer daha da küçük parçalara bölün. Bir süre sonra yapmanız gereken şey o kadar kolaylaşacak ki: “Benim için sadece beş dakikalık bir iş.” demeye başlayacaksınız! Mesela ben şuan yeni bir kitap yazıyorum. Bir kitap yazmak çok uzun soluklu bir proje ve bana biraz ağır geliyor. Yine de ben pes etmek yerine bu uzun projeyi aşağıdaki gibi küçük parçalara böldüm:
- 1) Araştırma
- 2) Konuya karar verme
- 3) Taslak oluşturma
- 4) İçeriği şekillendirme
- 5) 1’den 10’a bölümleri yazma
- 6) Gözden geçirme
Bir anda oldukça basit gözükmeye başladı değil mi? Sırada birer birer her parçaya odaklanıp elimden geldiğinin en iyisini yapmak var. Elimdeki iş bitene kadar bir sonraki adım için endişelenmekse oldukça gereksiz… Nasılsa sıra daha ona gelmedi.
Mutlaka okuyun: Neden Erteliyoruz?
2- Ortamınızı yeniden yaratın
Çalıştığınız yerin üzerinizde oldukça büyük bir etkisi olduğunu fark etmiş miydiniz? Çalışma masanıza ve odanıza şöyle bir göz atın, içinizden uyumak mı geliyor yoksa çalışmak mı? Eğer tercihiniz ilkinden yanaysa çalışma ortamınızı değiştirmeniz gerek. Dikkat etmeniz gereken bir diğer noktaysa size önceden ilham veren bir dekorasyonun zamanla etkisini kaybetme ihtimali. Eğer bu sizin de başınıza geliyorsa bir şeyleri değiştirmenin zamanı gelmiş demektir.
Mutlaka okuyun: Çalışma Masası ve Ortamını Düzenleyerek Üretkenliği Artırmak
3- Kendinize detaylı bir zaman çizelgesi oluşturun
Bütün işi tamamlamanız gereken bir tarih olduğunda ertelemek oldukça kolay.. Bunun sebebiyse o tarih gelene kadar daha çok vaktim var hissiyatına kapılıp hiçbir şey yapmamaya yatkın olmamız. Peki ya birden çok tarih varsa? Projenizi parçalara bölün demiştik ya hani… Hah, işte o parçalar için bir tarih belirleyin şimdi. Bu şekilde her adımı tamamlamanız gereken bir tarih olacak. Kendinize karşı acımasız da olabilirsiniz tabii ‘bunu bugün yapmazsan her şeyi mahvedeceksin’ gibi notlar size harekete geçirmek konusunda tahmin ettiğinizden daha çok işe yarayabilir.
Ben kendi hayatımı aylara haftalara hatta günlere bölerek oluşturduğum yapılacaklar listeleriyle planlıyorum. Bu sayede neyi ne zamana kadar tamamlamam gerektiğini biliyorum hedeflerime daha kolay ulaşıyorum.
4- Sizi ertelemeye iten etkenlerden kurtulun
Eğer yapmanız gerekenleri son dakikaya kadar ertelemek hep yaptığınız bir şeyse belki de ertelemeyi çok kolay bir hale getirdiğiniz içindir. İnternette en çok zaman geçirdiğiniz adresleri veya oyunları belirleyin ve onları ulaşmayı zorlaştırın. Mailinizin bildirimlerini kapatın. Etrafınızda dikkatinizi dağıtan şeyler varsa onlardan kurtulun. Sosyal medyada çok zaman harcıyorsanız kesin çözüm için Facebook ve diğer sosyal medya hesaplarını dondurmayı düşünebilirsiniz.
5- Size ilham veren insanlarla takılın
Adım gibi eminim ki Bill Gates veya Steve Jobs gibi girişimcilerle geçireceğiniz on dakika sizi harekete geçmeye hayatınızdaki çoğu şeyden daha çok motive edecektir. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki; en çok zaman geçirdiğimiz 5 kişinin bir ortalamasıyız. 5 zengn kişiyle zaman geçirirseniz 6.sı siz olursunuz. Eğer 5 başarılı girişimciyle zaman geçirirseniz 6. sı siz olursunuz.
Size motivasyon veren insanları belirleyin. Onlarla daha çok zaman geçirmeye çalışın. Zamanla enerjilerinin size bulaştığını hissedeceksiniz. Bu tarz insanlarla illa yüz yüze görüşmenize de gerek yok. Bloglarını okuyabilir ve mailleşebilirsiniz. Bu da bir çeşit iletişim ve emin olun işe yarıyor.
Mutlaka okuyun: İş Hayatında Doğru Arkadaş Nasıl Bulunur?
6- Bir suç ortağınız olsun.
Emin olun bir ortağınız olması her şeyi daha eğlenceli yapıyor. Aslında suç ortağınızın da kendi hedefleri olsa hiç fena olmaz, birbirinizi hedefleriniz ve planlarınızdan sorumlu tutabilirsiniz böylece. İkinizin de aynı hedefe ulaşmaya çalışması çok da gerekli değil ama öyle olsa tadından yenmez. Hem böylece birbirinizden bir şeyler öğrenme şansı da yakalarsınız. Yakın arkadaşlarımdan birisiyle düzenli olarak birbirimizi arıyor ve hedeflerimiz, süreç konusunda ne durumda olduğumuzu kontrol ediyoruz. Bunun bize büyük bir motivasyon sağladığını söylememe gerek yoktur herhalde.
7- Başkalarınıza hedeflerinizden bahsedin
Aslında bu bir önceki maddeyle aynı mantıkta çalışıyor sadece biraz daha büyük bir ölçekte. Bütün arkadaşlarınıza tanıdıklarınıza ailenize iş arkadaşlarınıza neler yapmak istediğinizden bahsedin. Artık size her gördüklerinde ne durumda olduğunuzu ilerleme kaydedip kaydetmediğinizi soracaklar. Örneğin ben planlarımı hep blogumda Twitter ve Facebook hesaplarımda paylaşıyorum. Okurlarım da sürekli bana planlarımla alakalı sorular yöneltiyorlar. Ne yapmam gerektiğini kendime hatırlatmak için harika bir yöntem bence!
8- Hedefinize ulaşmış insanlar bulun
Ne yapmak istiyorsunuz? Peki, bunu daha önce kimler yapmış? Gidip onlarla tanışın konuşun. Hedeflerinizi çoktan gerçekleştirmiş bir başkasını görmek çalıştığınız takdirde ulaşamayacağınız hiçbir şey olmadığını kendinize hatırlatmanın en kolay yolu.
Mutlaka okuyun: Doğru Akıl Hocasını Bulmak İsteyenlere
9- Hedeflerinizi gözden geçirin
Eğer yapmanız gerekenleri uzun bir zamandır erteliyorsanız belki de gerçekten yapmak istediğiniz şey bu değildir… Çoğunlukla kendimizi tanıdıkça önceden koyduğumuz hedeflerin artık bizim için aynı şeyi ifade etmediğini fark ederiz ancak herkes hedeflerini değiştirecek kadar cesur davranmaz. İşinizden uzaklaşın (kısa bir tatil veya bir hafta sonu kaçamağı bile yeterli olacaktır) ve kendinizle baş başa kalın. Gerçekte ne yapmak istiyorsunuz, oraya varmak için neler yapmanız lazım, atılması gereken adımlar neler, şuan yaptığınız iş gerçekten yapmak istediğiniz şey mi… Eğer değilse bu konuda neler yapabilirsiniz?
10- Karmaşıklaştırmaktan vazgeçin
İşe koyulmak için en iyi zamanı mı bekliyorsunuz? Şuan en doğru zaman değil çünkü x y ve z size engel mi oluyor? Bu fikri aklınızdan atın: bir işe başlamak için asla en doğru zamanı bulamazsınız. Eğer beklemeye devam ederseniz asla ulaşmak istediğiniz yere ulaşamayacaksınız. Mükemmeliyetçilik bir şeyleri ertelememizin arkasındaki en büyük sebeplerden bir tanesi.
Mutlaka okuyun: Girişimcilikte Hızlı Hareket Etmenin Önemi
11- Yerinizden kalkın ve işe koyulun
Günün sonunda işe koyulmadığınız sürece bu tavsiyelerden hiçbirinin bir anlamı yok. Stratejinizi oluşturabilir planlama yapabilir hipotezler oluşturabilirsiniz ama işe koyulmadığınız sürece hiçbir şey olmayacak. Bazı okurlarım ve müşterilerim durumlarından sürekli yakınsalar da asla masanın başına oturmuyorlar. Dürüst olalım: şahsen ben daha önce, yapması gereken işi erteleyerek başarılı olmuş birisiyle tanışmadım. Yakın gelecekte de tanışacağımı düşünmüyorum açıkçası. Her neyi erteliyorsanız bilin ki hallolmasının tek yolu o masanın başına oturmak. O yüzden bence şimdi yerinizden kalkın ve işe koyulun!
2 Dakika Kuralı İle Ertelemekten Kurtulun!
Ayrıca sizinle bu 11 adım dışında son zamanlarda hayatıma uyarladığım yeni bir kuraldan da bahsetmek istiyorum. Son zamanlarda erteleme alışkanlığımdan kurtulmak ve yararlı alışkanlıklar edinmek için yeni bir yöntem denemeye başladım. Bu oldukça basit yöntem sizin de hayatınızda mucizeler yaratabilir. En iyi kısmı da hayatınıza uyarlamanın oldukça kolay olması! Huzurlarınızda 2 dakika kuralı!
Bu stratejiyi iki dakika kuralı olarak adlandırdım, ana fikirse şu yapmanız gereken şeyleri öncelik haline getirerek hayatınızı kolaylaştırmak! Yapmaya üşendiğiniz çoğu şey aslında o kadar da zor değil, gerekli bilgi birikimine ve yeteneğe sahipsiniz. Sudan sebeplerle üşendiğiniz çoğu şey aslında sizin için çocuk oyuncağı.
İki dakika kuralı erteleme ve tembellik alışkanlığınızı hayatınızı kolaylaştırarak yenmeyi amaçlıyor harekete geçmek o kadar kolay ki hayır diyemiyorsunuz. İki dakika kuralı iki parçadan oluşuyor:
1) Eğer iki dakikadan az zaman alacaksa şimdi yap
Bu kural David Allen’ın çok satan kitabından alıntı. İki dakika veya daha az sürecek o kadar çok şeyi erteliyoruz ki! En basit örneği bulaşıklarınızı yemekten sonra yıkamak, kirlileri direkt makineye atmak, çöpü çıkarmak, tezgâhı temizlemek, o maili göndermek gibi günlük angaryalar.
Eğer bir şeyi yapmak en fazla iki dakika sürecekse o zaman kurala uyun ve şimdi yapın.
2) Yeni bir alışkanlık ediniyorsanız iki dakikadan daha az sürmeli
Bütün hedeflerinize iki dakikadan kısa zamanda ulaşabilir misiniz? Tabii ki hayır. Ama her hedefe atılan ilk adım 2 dakika alabilir. Kuralın ana fikri de buradan geliyor zaten. Eğer bunun gerçekçi duyulmadığını büyük hayallerinize böyle ulaşamayacağınızı düşünüyorsanız bence fikrinizi değiştirmeye hazır olun. Bu kuralın her hedefe uygulanabilmesinin bir sebebi var: Fizik.
Isaac Newton’ın bize uzun süre önce öğrettiği gibi hareketsiz cisimler hareketsiz kalma eğilimi gösterirler. Bu elmalar için ne kadar geçerliyse insanlar için de o kadar geçerlidir.
2 dakika kuralı hem büyük hem küçük hedefler için geçerli olabilir çünkü değişmeyen bir gerçek vardır hedef büyük de olsa küçük de her zaman en zor adım ilk adımdır. Bir şeyi yapmaya başladığınızda devam etmek çok daha kolay hale gelir. Bu yüzden iki dakika kuralını çok seviyorum; kendinizde başlayacak gücü bulduğunuzda sonuçlarla aranızda hiçbir şeyin duramayacağını hatırlatıyor.
Daha iyi bir yazar mı olmak istiyorsunuz? Her gün bir cümle yazın (2 dakika) zaman içinde kendinizi bir saat boyunca yazarken bulacaksınız
Sağlıklı mı beslenmek istiyorsunuz? Bir meyve yiyerek başlayın (2 dakika) zamanla kendinizi sağlıklı salatalar için alışveriş yaparken bulacaksınız
Okumayı alışkanlık haline getirmek mi istiyorsunuz? Yeni bir kitabın ilk sayfasını okuyun (2 dakika) ve göz açıp kapayana kadar onlarca sayfanın geçtiğini fark edin.
Haftada üç kere koşuya mı çıkmak istiyorsunuz? Her pazartesi Çarşamba ve Cuma koşu ayakkabılarınızı giyip kapının önüne çıkın (2 dakika) ve zamanla nasıl koşu olmadan yapamayacağınıza tanık olun
Yeni bir alışkanlığa edinmenin en önemli noktası başlamaktır: sadece ilk defa değil her defasında yeniden kendinde başlayacak gücü bulmak. Bu performansla alakalı değil süreklilikle alakalı bir durumdur. Birçok yönden başlamak başarmaktan çok daha önemlidir. Özellikle başlarda performansı değil sürekliliğe özen göstermek daha akıllıca bir tercih olacaktır nasılsa gelişecek çok zamanınız olacak.
Lütfen siz de deneyin işe yarayıp yaramayacağına dair söz veremem ama denemezseniz işe yaramayacağına yemin edebilirim. Hayatınızı değiştirecek birçok karar alıyoruz ama sorun onları almaktan ziyade uygulamaya koymakta. Bu sefer farklı olsun bu sefer aldığınız kararları uygulayın iki dakikada yapacak bir şeyiniz mi var? Şimdi yapın!