Perşembe, Kasım 21, 2024
Ana SayfaGirişimcilikEn Verimli Çalışmanın Formülü

En Verimli Çalışmanın Formülü

Siz de bizim gibiyseniz kendinize sürekli “Mesai saatleri içinde daha fazla iş halletmem için ne yapmam lazım?” diye sorup duruyorsunuzdur. Peki gerçekten üretkenliğinizi nasıl zirveye çıkarabilirsiniz? Açıkçası biz yıllarca stres miktarımızı iyice azaltırsak daha verimli çalışabileceğimizi sanıyorduk. Ancak yakın zamanda bunun pek de doğru olmadığını fark ederek bir aydınlanma yaşadık. Evet, aşırı stresin sağlığınıza olumsuz etki ettiği yadsınamaz bir gerçek ve mutlu olup uzun yaşamak istiyorsak üzerimizdeki olumsuz enerjiyi mutlaka kontrol altına almalıyız. Fakat pek çok araştırmaya göre belli bir dozda yaşanan stres aslında performansınızı artırabilir.

Aşağıdaki tabloyu dikkatle inceleyin şimdi. “Yerkes-Dodson kanunu” olarak bilinen bir grafiğe göre fizyolojik ve mental anlamda uyarıldığımızda yani en basit tabiriyle hafiften stres yaptığımızda performansımız tırmanışa geçiyor. Stres seviyesi çok yukarılara çıktığında ise performansımız tepetaklak düşüşe geçiyor.

Yatay eksen stres seviyesini, dikey eksen performans seviyesini göstermektedir

Bununla da bitmedi: Yukarıdaki eğrinin şekli, icra edilen görevin karmaşıklığına, zorluk seviyesine ve sizin işinize aşinalık derecenize bağlık olarak değişim gösteriyor. Dolayısıyla her görev için ideal stres oranı ciddi ölçüde farklı olabiliyor. Örneğin zor ve bilmediğimiz türden işlerin üstesinden gelebilmemiz için stres miktarımızın çok daha az olması gerekiyor. Buna karşın detaylarını bildiğimiz ancak sabır ve metanet gerektiren cinsten işleri başarmak için az da olsa stres yapmak faydalı olabilir.

Stres ve performans arasındaki ilişkiyi kabaca açıkladığımıza göre hâlihazırda iş yerinizde çalışırken ne düzeyde stresle boğuştuğunuzu bilmeniz sizin için yararlı olacaktır. O hâlde gelin, şu soruları cevaplandırın:

1- Geçtiğimiz ay beklenmedik olaylardan dolayı moraliniz bozuldu mu? Cevabınız evet ise moraliniz ne kadar bozuldu?

2- Hayatınızdaki olayların çığırından çıktığını ve hiçbir şeyi kontrol edemediğinizi hissettiğiniz oluyor mu?

3- Ne sıklıkta gergin ve stresli hissedersiniz?

4- Kişisel problemlerinizi çözme konusunda ne sıklıkta kendinizi yeterli ve güvende hissedersiniz?

5- Ne sıklıkta “İşlerim yolunda gidiyor.” dersiniz?

6- Yerine getirmeniz gereken vazifelerin üstesinden gelemediğinizi hissettiğiniz oluyor mu?

7- Hayatınızdaki rahatsızlık verici durumları kontrol altına almayı başarabiliyor musunuz?

8- Ne sıklıkla “Her şeyin üstesinden gelebilirim.” diyorsunuz?

9- Ne sıklıkla kontrolünüz dışındaki şeylerden ötürü sinirlenirsiniz?

10- Ne sıklıkla “Önümde o kadar çok engel var ki ne yapacağımı hiç bilmiyorum?” diyerek havlu atarsınız?

Tahmin edebileceğiniz üzere olumsuz sorulara “çok sık” ya da “sürekli” gibi cevaplar verdiyseniz stres seviyeniz yüksek demektir. 4, 5, 6 ve 8 numaralı olumlu nitelikteki sorulara ise “çok sık” ya da “her zaman” gibi yanıtlar verdiyseniz stres miktarınız daha az diyebiliriz. Elbette eğitim verdiğimiz ortamlarda bu soruları sormayı ihmal etmedik ve genelde birçok insanın orta düzeyde stresli olduğunu belirledik. Orta düzeyde stres de yazımızın başında belirttiğimiz gibi dikkatinizi ve konsantrasyonunuzu yüksek seviyede tutmanızı sağlayıp iş ve iş hayatınızdaki başarınıza katkıda bulunabilir. Tekrardan Yerkes-Dodson kanununa dönecek olursak orta miktarda stresin en ideal düzeyde uyarılma ve performans seviyesine tekabül ettiğini söyleyebiliriz.

Lakin stres miktarınız aşırı derecede yüksek veya düşükse performansınızın olumsuz etkilendiğini de öne sürmek mümkün. Bilhassa 4, 5, 6 ve 8 numaralı sorulara “asla” şeklinde cevaplar veriyorsanız stres seviyeniz tavan yapmış demektir ki bu da ne yazık ki hiç iç açıcı değil. Benzer şekilde 4, 5, 6 ve 8 numaralı sorulara “çok sık” cevabını verip geri kalan olumsuz sorulara da “asla” dediyseniz o zaman da stres seviyeniz olması gerekenden daha düşüktür, bu da motivasyonunuzun eksik olduğunu ve çalışma şevkinizin yetersiz kaldığını gösterir. Eğer gerçekten bu durumdaysanız yani tabiri caizse vurdumduymaz tavırlar takınıyorsanız sizi zorlayacak ve yeni beceriler kazanmanızı sağlayacak türden görevler üstlenmeye çalışın, böylece “tatlı stres” dediğimiz duyguyu deneyimlemeye gayret edin. “İyi de ne diye bile bile stres yapayım?” demeden önce yukarıda bahsettiklerimizi tekrar okuyun ve ufak miktarda stresin hem motivasyonunuzu hem de verimliliğinizi gözle görülür ölçüde artıracağını hatırlayın.

 

Kontrolünüzü artırın.

Çok mu streslisiniz? O zaman rahatlamak için işinizin üzerindeki kontrolünüzü artırmanız yani dizginlerinizi elinize almanız lazım. Çoğu insan üst düzey mevkilerin daha fazla strese sebep olduğunu düşünür ancak araştırmalar bunun tam tersini gösteriyor, yani aslında sorumlulukları artan liderlerin stres düzeyleri ekiplerindeki diğer çalışanlara göre daha az. Bunun sebebi de liderlerin yaptıkları işleri kontrol altına alabilecek vasıflara ve olumsuzluk akıntısına kapılmalarını engelleyecek kapasitede çelik gibi iradeye sahip olmalarıdır. Şirket hiyerarşisinde hangi konumda olursanız olun yaptığınız işte dizginleri ele almanız lehinize olacaktır. Bunun için verdiğiniz kararların büyük önem arz ettiği konulara odaklanın, mesela “İlk olarak şu e-postaya cevap vereceğim.” ya da “Bitireceğim ilk proje bu olacak.” deyin ve önceliklendirme yapın.

Mutlaka okuyun: İş Hayatında Önceliklendirmenin Önemi

 

Benliğinizi dışarı vurmak için fırsatlar arayın.

Araştırmalara göre çoğu insan yaptığı işe ruhunu koyamıyor, yani bir yapaylık duygusu hissediyor. Bunun sebebi de kişilerin kendi düşüncelerini ve yöntemlerini ortaya koyamayarak başkalarının boyunduruğu altına girmesi. Yaptığımız çalışmalar doğrultusunda böyle durumların stres ve performans düzeyimizi son derece olumsuz etkilediğini tespit etmiş bulunmaktayız. İnsanlar kendi özlerini dışa vuramadıklarında endişelenip başarısız hamleler yapıyor. Buna karşın rahat davranıp benliklerini ortaya koyduklarında da ise başarı düzeyleri kayda değer miktarda artış gösteriyor. Uzun lafın kısası içinizdeki cevheri çıkarmanın bir yolunu bulun. Örneğin eşsiz yeteneklerinizi çekinmeden başkalarıyla paylaşın, “Bakın, bu X işte gerçekten kendime güveniyorum, bu sorumluluğu almak isterim.” deyin ve uzmanlık alanlarınızdan yararlanın. Ayrıca ufak bir taktik daha verelim; ofis ortamınızı ve masanızı kendi zevklerinize göre süsleyip düzenleyin, böylece kendinizi hem huzurlu hem de motive hissedin.

Mutlaka okuyun: İş Yerinizi Nasıl Eğlenceli ve Yaratıcı Bir Yer Haline Getirebilirsiniz?

 

Ritüellerden yararlanın.

Basketbol severler Chicago Bulls’un efsane oyuncusu Michael Jordan’ı tanıyorlardır elbette. Peki Jordan’ın North Carolina Üniversitesi’nde okuduğunu ve Chicago Bulls’tayken bile her maçta formasının altına North Carolina şortu giydiğini biliyor muydunuz? Üstelik Jordan bu ritüelini bozmuyordu yani istisnasız her maçta aynı şeyi yapıyordu! Belki size garip gelecektir ancak bu tarz alışkanlıklar aslında performansınızı olumlu anlamda etkileyebilir.

Anlatmak istediğimiz şeyi pekiştirmek için bilimsel bir örnekten de yararlanalım: Zamanında yapılan bir deneyde katılımcılara golf sopasıyla topa vurmaları söylendi. Katılımcıların bazılarına “şanslı” olarak tabir edilen cinsten bir top verildi. Diğerlerine ise sıradan golf topları verilerek atış yapmaları istendi. Sonuçlar ise cidden şaşırtıcıydı zira “şanslı” top yalanına inanan kişilerin kendi becerilerine güveni arttığı için performansları da yükseldi, böylece daha fazla atışı sayıya çevirdiler.

Benzer şekilde sporcu psikolojisi üzerine yapılan bir araştırmada da müsabaka öncesi konsantrasyonu artırıcı ve duygusal istikrar sağlayıcı rutinler uygulamanın performansı belirgin şekilde yükselttiği tespit edildi. Biz de son dönemlerde Yeni İş Fikirleri ekibi olarak zorlu görevlerden önce çeşitli ritüeller uygulayan insanların nispeten daha rahat ve daha az stresli olduğunu, neticede de daha yüksek performans gösterdiklerini bizzat gözlemleme şansına eriştik.

Sözün özü, ne gamsız olun ne de stresin sizi yiyip bitirmesine izin verin; her zaman kendinizi zihinsel anlamda en iyi şekilde hazırlayarak engeller karşısında göğsünüzü siper edin ve savaşmaya devam edin. Olur da bir gün “Mahvoldum, bunaldım!” derseniz de endişe etmeden bu yazımızı tekrardan okuyun ve verdiğimiz tüm önerileri bir bir uygulamaya koyulun. Mücadele dolu hayatlarınızda hepinize başarılar dileriz!

 

İlginizi çekebilir

İş Hayatında Stresi Azaltmanın Yolları
Başarılı Girişimcilerin 20 Üretkenlik Sırrı
Berkay BABAOĞLU
Berkay BABAOĞLU
Boğaziçi Üniversitesi " Çeviri Bilimi " bölümünden mezun olduktan sonra iş hayatına atıldı. Silverline, Coca Cola gibi birçok firmada üst düzey pozisyonda çalıştı. Şimdi ise Simfer firmasında uluslararası satış müdürü olarak görev yapmakta. Sizler için iş hayatında başarı yakalamakla ilgili rehber niteliğinde yazılar kaleme alıyor.
Mutlaka Okunması Gerekenler

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

En Çok Okunanlar