İş hayatında başarısızlıktan tamamen kaçamazsınız. Siz ne kadar hazırlıklı olsanız da aldığınız kararlardan bazıları şirketinizin aleyhine olabilir. Özellikle ekonomik kriz gibi büyük olaylarda kontrol sizin elinizde değildir. Ekonominin durgunluk ya da kriz yaşanması küçük işletmelerin korkulu rüyasıdır.
Ekonomik kriz, şirket olarak aldığınız kötü kararlardan ve kötü yönetimden de kaynaklanabilir, daha küresel unsurlar nedeniyle de olabilir.
Ancak şunu söyleyebiliriz ki bir şirketin ekonomik kriz karşısında çaresiz kalmasında şirketin yaptığı hataların ve önlem almadığı hususların etkisi büyüktür.
Gereksiz harcama, mali disiplinsizlik, kaynakların kötü kullanımı, işe alım süreçlerinin hatalı olması vb. faktörler sayabiliriz.
Biz de bu yazımızda özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin ekonomik bir sıkıntı durumunda iflas bayrağını çekmelerini önlemek için neler yapabileceklerine bakacağız.
1. Sorunla Yüzleşin
Söylemesi kolay tabii. Ancak ekonomik bir kriz anında yapmanız gereken ilk şey sakin kalmaya çalışmaktır. Krizin şirketinizi iflasa sürükleyeceği gibi bir korkuyla hareket ederseniz paniğe kapılırsınız ve problemle baş edebilmek adına enerjinizi boşa harcarsınız.
Bu nedenle ortada bir mali kriz varsa önce durum değerlendirmesi yapın.
İş işten geçtikten sonra birçok bahane üretilebilir fakat önemli olan kriz esnasında sakin kalıp durumu kurtarmaya yönelik hamleler yapmaktır.
Mutlaka okuyun: Yaşadığınız Zorluklara Karşı Direncinizi Artırmanın Yolları
2. Hızlı ve Zeki Davranın
Mali bir krizin geldiğini hissettiğiniz zaman boşa vakit geçirmeyin ve bir an evvel harekete geçin. Ancak eylemlerinizde aceleci davranmayın. Çabuk karar alın ve bu kararın o anki durumda alınabilecek en doğru karar olduğundan emin alın.
Bu süreçte büyük kararlar vermeniz gerekir ve bu kararların pek çoğu büyük riskler taşır. Ancak mükemmel bir çözüm bulmayı beklerseniz işleri daha kötü hale getirebilirsiniz. Eskilerin deyimiyle “Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olabilirsiniz.”
Mali kriz anlarında ortaklarınızla, iş arkadaşlarınızla ve mentor’unuzla iletişim haline olun. Sorunu farklı perspektiflerden değerlendirin. Şirketin patronu olarak sizin gözünüzden kaçan bir detayı bir çalışanınız yakalayabilir ve bu detay sizi iflasın eşiğinden döndürebilir.
Mutlaka okuyun: İş Hayatında Problemleri Çözmenin Yolları
3. İş Modelinizi Gözden Geçirin
Krizin geldiğini hissettiğiniz zamanlarda mevcut iş modelinizi değerlendirin ve optimize edilmesi gereken yönlerini belirleyin. Pazarlama stratejinizi, müşteri hizmetlerini, AR-GE’yi sıkı bir denetime tabi tutun.
Ayrıca kriz dönemlerinde piyasa araştırması yapmak da iyi bir fikirdir. İnsanların harcama ve alışveriş alışkanlıklarındaki mevcut durumu öğrenerek ona uygun hareket edebilirsiniz.
Mutlaka okuyun: Kriz Dönemlerinde Yapılacak İşler
4. Başka Şirketlere Havale Edebileceğiniz Konuları Tespit Edin
Küçük şirketler arasındaki en büyük yanılgılardan biri, outsourcing’in (bir işi başka bir şirkete yaptırmak) sadece büyük şirketlere özgü olduğunu düşünmektir.
Fakat gerçek odur ki küçük şirketler ve startup’lar da kendileri için hayati önem arz etmeyen ancak yapılması gereken işlerini başka şirketlere paslamaktadır.
Farklı şirketlerle çeşitli işbirliklerine girerek pek çok masraf ve maliyetten bu şekilde kurtulmak mümkündür. Ayrıca işin havale edildiği şirketler, kendi alanlarında uzman oldukları için alacağınız hizmetin kalitesi de artar.
Örneğin bir fırınsınız diyelim. Temel olarak poğaça ve ekmek satıyorsunuz. Yaş pasta sizin uzmanlık alanınız değil ancak siz yaş pasta da satmak istiyorsunuz. Sırf bu iş için fırına “yaş pasta ustası” almak sizin için makul değildir. Bu kişinin maaşı, sigortası derken satacağınız 30 pasta için 35 pastalık bir maliyete girersiniz.
Ancak şehrinizde bulunan bir pastaneden günlük birkaç yaş pasta sipariş ederseniz satacağınız kadar yaş pasta almış olursunuz ve pastane de yaş pasta konusunda uzman olduğu için daha kaliteli olur.
5. Tedarikçilerinizle Masaya Oturun
Yaklaşan bir kriz karşısında küçük bir şirket olarak size maliyeti olan hemen her şeyde kesinti yapmayı düşünürsünüz. Personel çıkarmak, personel servisini 3’ten 2’ye düşürmek, aylık iş günü sayısını düşürmek…
Bu tür şeylerle maalesef her gün karşılaşıyoruz. Bu kadar büyük ve olumsuz kararlar almak yerine, diğer bir deyişle günü kurtarmak yerine daha kapsamlı ve etkili bir strateji izlemeniz gerekir.
Örneğin poşet üreten bir firmasınız. Ekonomik bir darboğaz döneminde size plastik hammadde sağlayan tedarikçinizle tekrar masaya oturmalı, mevcut sözleşmenizi yeniden gözden geçirmelisiniz.
Eğer o güne kadar bu firmayla sıkı ve güven esasına dayalı bir ilişki kurmuşsanız bu firma size daha müsamahalı davranacak, sizi sıkıntıya sokmayacak bir ödeme planı teklif edecektir.
Mutlaka okuyun: Tedarikçilerle Pazarlık Yaparken Kullanabileceğiniz 13 Yöntem