Lamborghini, yüksek güçlü otomobiller klasmanında akla gelen sıradan bir marka değil, aksine lüks araçlar piyasasının önde gelenleri arasındadır. Lamborghini, son 50 sene içerisinde, kendisini, otomobil sektöründe en çok istenen ve saygı duyulan markalardan biri hâline getirmiştir. Ezeli baş rakibi Ferrari’de olduğu gibi Lamborghini’nin Sant’Agata’lı yüksek güçlü otomobil uzmanları da benzeri görülmemiş başlangıçlardan geçmiş, büyük mali krizleri atlatmayı bilmişlerdir.
Lamborghini, dünyaya en sıra dışı ve hafızalara kazınmış arabaları sunmuştur.
İşte Lamborghini’nin günümüzdeki ününe nasıl kavuştuğunun hikâyesi!
Lamborghini denilince birçok insanın aklına gelen görüntü bu oluyor; ancak her zaman için değil.
Ferruccio Lamborghini, ikinci dünya savaşından sonra, Avrupa’nın toparlanması sürecinde çiftçilik teçhizatları ve traktör üreterek büyük başarı elde etmiştir. Sonuç itibarıyla zengin girişimci Ferruccio, Avrupa’nın kendisine sunabileceği en şık spor araçlar filosuna sahip olmuştur.
Peki, Lamborghini traktör üreticiliğinden yüksek güçlü arabaların efsanesi hâline nasıl geldi? Bu sorunun birden fazla cevabı var gibi gözüküyor.
Hikâyelerden birine göre, Ferruccio Lamborghini, Ferrari model arabasının vitesinden sürekli şikayetçiydi. Ve bu şikayetini doğrudan Ferrari’nin kurucusu olan Enzo Ferrari’ye bizzat bildirmek istedi. Ancak Enzo Ferrari onu küçümseyerek ileride başına büyük dert açacak şu sözleri sarfetti: ” O traktör üretmeye devam etsin. Spor arabaları bana bıraksın. “ Bunun üzerine sorunu kendi çözmeye karar veren Ferruccio Lamborghini spor arabasında kullanılan vites aksamının kendi traktörlerinde kullanılan vitese oldukça benzediğini farketti. Ve sorun traktör fabrikasında, Ferrari spor arabasına Lamborghini üretimi vitesi takılmasıyla çözülmüş oldu.
Bir başka hikâyeye göre, Lamborghini spor araba işinin sağlam gelirler getirebileceğini fark eder ve sektöre giriş yapar. Gerçek ise iki hikâyenin ortasında bir yerde olsa gerek.
Boğa güreşlerini ömrü boyunca seven ve taraftarı olan Lamborghini aynı zamanda boğa burcuydu. Şirketinin logosu olarak da kızgın bir boğa sembolünü kullanmıştır. Hatta şirket prensibi olarak ürettikleri ve üretecekleri her arabanın adı veya özelliği boğa güreşleriyle ilgilidir.
Lamborghini’nin spor araba girişimi 1963 yılında, oldukça şık 350GT modeli ve daha sonrasında birçok 350 GTS tipi üstü açılabilen spor otomobiller ile başlar.
Ferruccio Lamborghini tam yetenek avcısıydı.
350GT’nin muhteşem kasasını geliştirebilmek için Milan’da Carrozzeria Touring şirketinden otomobil tasarımcılarını işe almıştır.
İşe aldığı tasarımcıların bulunduğu firma, James Bond filmlerinden hafızamıza kazınmış olan Aston Martin DB5 modelinin tasarımına imza atmış aynı zamanda Ferrari’nin ilk ticari başarısı olan 166 modelinin birçok parçasının tasarımını da yapmıştır.
Lamborghini, spor araçlarını güçlendirebilmek adına sıfırdan yeni motorlar dizayn edip üretmesi gerekiyordu. Yeni motorlar üretebilmek içinse Ferrari’nin eski baş tasarım sorumlusu olan Giotto Bizzarini’den faydalandı.
Bizzarrini Ferrari’deyken 250 GTO gibi efsanevi birçok arabanın tasarımını ve geliştirilmesini yönetti. Bizzarini tarafından tasarlanmış 3,5 litre hacimli V12 tipi motorları oldukça iyi neticeler almış ve mühendislere üzerine koyup geliştirebilecekleri muazzam bir altyapı sağlamıştır.
Sonraki yıllarda Bizzarini tipi motorlar daha da büyük, güçlü ve zarif hâle gelmiş, üstelik teknoloji açısından da ilerleme göstermiştir.
Aslına bakılırsa, Lamborghini, Bizzarrini’nin birçok motor tipini Murciélago modelinin üretimine son verildiği 2010 senesine kadar kullanmıştır.
Modaya uygun ama aynı zamanda oldukça geleneksel GT araçlarına kıyasla Lamborhgini, Miura modeliyle epeyce cesur davranmıştır.
Gerçek anlamda ‘ilk’ yüksek güçlü otomobil olarak da görülen Miura modeli, ismini İspanya Sevilla’da boğa güreşleri için uzun zamandır boğalar yetiştiren Miura adlı otlaktan alır.
Miura modeli, 1966 yılındaki Cenevre Motor Fuarı’nda tanıtıldı. Modelin fütüristik hatları fuara damgasını vurmuştur. Miura, daha önce kimsenin görmediği boyutta tasarım tarzlarına sahipti.
Bu kızgın boğanın egzotik şeklinin tasarımı, Bertone tasarım firmasından Marcello Gandini tarafından kaleme alınmıştır. Bu aracın tasarımı, Gandini’nin daha sonra tasarımını yapacağı sembolik hâle gelecek modeller arasında ilk olma özelliğindedir.
Şirketin diğer GT araçları gibi Miura da Bizzarrini V12 motorlarına sahipti.
Ancak diğerlerinden farklı olarak, motorlar aracın ortasına, şoför koltuğunun arkasına yerleştirilmişti. Bu dizayn zamanının geleneksel modasına göre motorların aracın ön kısmında yer almasına kıyasla büyük farklılık göstermiştir. Miura modeline olan rağbete rağmen Lamborghini ismini taşıyan şirketini ayakta tutabilecek mali kaynaklar bulmayı başaramamıştır. Feruccio Lamborghini, firmasını 1972 yılında İsviçreli bir otomobil üretici grubuna satmak zorunda kalmıştır.
Ferruccio şirketten ayrıldıktan sonra Lamborghini firması birçok defa el değiştirdi. Hatta birçok yıl boyunca tasfiye hâlinde kalmış sonrasında 1987 senesinde Chrysler tarafından satın alınmıştır.
Bu hareketli dönem boyunca Lamborghini şirketi, Espada, Jarama ve dört koltuklu ortadan motorlu model gibi birçok başarı getirmiş modeli piyasaya sürmüştür.
1974 senesinde Lamborghini, Countach modeliyle turnayı gözünden vurdu. Bu modelin yukarı doğru açılan kapıları Lamborghini markasıyla özdeşleşmiştir. Modelin isminin anlamı ‘vay canına’ şeklinde dilimize çevirebileceğimiz İtalyanca bir tabirden alır.
Countach modelini tasarlayabilmek için Lamborghini, Miura modelinin büyük başarısını sağlayan formüle geri döndü. Motoru daha büyük ve güçlü olan yıllar öncesinin tasarımı olan Bizzarrini tipi V12 motorlar kullanılmış, kasası ise bir kez daha Gandini tarafından tasarlanmıştır. Bundan sonraki 15 yıl içerisinde, Countach modeli Lamborghini’nin Ferrari ile dünya çapında en lüks ve pahalı fuarlarda başa baş rekabet edebilmesini sağlamıştır. Ancak konu gençlerin yatak odalarını süsleyen posterlere geldiğinde, Countach modeli Ferrari’yi açık ara geride bırakmıştır.
Aslında, Countach modeli eninde sonunda Lamborghini’nin en gösterişli ve bir bakışta Lamborghini marka olduğunu, piyasaya sürülmesinden 40 sene sonra dahi belli eder hâle gelmiştir.
1980lerin sonlarına gelindiğinde Contach modeli zamanının gerisinde kalmaya başlamıştı. Özellikle 323 km’ye çıkabilen Ferrari F40 ve Porsche’nin çığır açan 959 model yüksek güçlü otomobillerin piyasaya çıkışıyla Lamborghini’nin yeni bir amiral gemisi modele ihtiyacı olduğu kesinleşti.
Bekleyişin ardından 325 km azami hızıyla Lamborghini Diablo modeli piyasaya çıktı. Model ismini 1869 yılında yapılan bir boğa güreşinde matador ile saatlerce mücadele eden bir boğadan alır.
Miura ve Countach modelleriyle başarıya ulaşan Lamborghini tekrar çok denenmiş ve güzel sonuçlar veren gerçek formülüne dönüş yapar. Bir kez daha Lamborghini, itici güçlü motorlar için Bizzarrini’nin V12 tipi motorlarının geliştirilmiş bir versiyonuna, Marcello Gandini’nin ise yüksek güçlü otomobilinin pürüzsüz ve şık tasarımına başvurmuştur. İlginç bir şekilde, Chrysler, Gandini’nin ilk teklifine sıcak bakmamış, kendi tasarımcısı olan Tom Gale’e tasarımın rötuşlarını yaptırmıştır. Diablo modelinden sonra Gale, 1990lar ABD’ye özgü yüksek güçlü otomobil olan Doge Viper’ı tasarlamıştır.
Ferruccio Lamborghini için Diablo modeli, 1993 yılında 76 yaşında ölmeden önce tanık olabildiği son model olmuştur.
Lamborghini markası Chrysler’ın mülkiyeti altındayken kısa süreliğine ekonomik bir canlanma yaşasa da bu uzun sürmedi. 1993 yılında Chrysler, Lamborghini’yi Endonezyalı bir grup yatırımcıya sattı. 1998 senesinde Asya’da yaşanan mali kriz, şirketin Endonezyalı sahiplerinin Lamborghini’yi tekrar satılığa çıkarmasına neden oldu. Volkswagen Grubunun Audi markası ise fırsatı değerlendirip şirketi satın alır. Alman lüks otomobil üreticisinin Lamborghini’yi satın almasından önce Audi’nin CEO’su, Volkswagen Grubunun patronu olan Ferdinand Piech’den izin istemiştir. Piech, Porsche’un kurucusu olan Ferdinand Porsche’un soyundan gelmektedir. Durumu öğrendiğinde, bu satın alma işlemini açık bir şekilde destekleyemeyeceğini çünkü bunun ailesini üzeceğini söyler.
1998 yılının sonlarına doğru Audi, Lamborghini’yi 111 milyon dolara satın aldı. 2001 senesinde, Audi’nin artık sahip olduğu Lamborghini, Diablo modelinin veliahtı olacak Murciélago’yu piyasaya sürdü.
Murciélago modeli ismini, bir matador tarafından 24 kez mızraklar ile yaralanmış ancak bu mücadeleden sağ çıkmayı başarabilmiş bir boğadan alır. Bu isim şirketin Maranello’daki (Ferrari) rakiplerine açık bir mesaj niteliğindedir. Murciélago’nun tasarımı için Lamborghini, modelin kasasının tasarımını kendi imkanları dahilinde Luc Donckerwolke gözetimi altında yapmıştır. Ancak Bizzarrini tipi V12 motorlar bir kez daha göreve çağrılıyordu. En güçlü üretim formunda Murciélago LP 670-4 SuperVeloce modelindeki Bizzarrini V12 motorlar, 660 beygirgücünden daha fazla bir güç üretiyordu.
2004 yılında Lamborghini tasarım aşamasındaki Gallardo modelini sıraya aldı. Bu model, şirket tarihinin en çok satan arabası olacaktı.
Gallardo modeli ismini çok önemli bir boğa türünden almaktadır. Modelin motorları V10 yerine V12 olarak tasarlandı.
2005 senesinde Stephan Winkelmann, Lamborghini şirketinin genel müdürlük ve CEO’luk görevini üstlenmiştir. 2011 yılında ise Lamborghini, Winkelmann yönetimi altında ilk kez tamamen yeni olan Aventador modelini piyasaya tanıttı.
12 silindirli Aventador, Lamborghini’nin Bizzarini tipi V12 motorları taşımayan ilk amiral gemisi oldu. 349 km’lik azami hızıyla Aventador, ismini 1993 senesinde sert bir mücadelede yer alan bir boğadan alır.
2014 yılında Lamborghini Huracan adlı modelini piyasaya sundu. Bu model, şirketin hayli başarılı modeli olan Gallardo’nun devamı niteliğindeydi. Şaşırtıcı Huracan’ın ismi ise 1879 senesinde boğa güreşinde yer alan bir boğaya aittir.
Gallardo gibi Huracan da V10 motorludur.
2016 yılında Winkelmann Lamborghini’den ayrılır. Onun yerine ise şirket, eski Ferrari Formula 1 patronu olan Stefono Domenicali’yi firmanın yeni CEO’su yapar.
Terzo Millennio…
Lamborghini’nin sonraki hamleleri ne olacak? Yüksek güçlü çılgın otomobiller ve Centenario, Terzo Millennio gibi kavramlar geliştirmek dışında, Aralık ayında ‘Urus’ adında yeni bir sportif arazi aracı ürettiğini açıkladı. Lamborghini’nin açıklamalarına göre, Urus 305 km’lik azami hız ile dünyadaki en hızlı sportif arazi aracıdır.
Urus modeli Lamborghini’nin 1980li yıllarda ürettiği LM002 modeli dışında ürettiği ilk arazi aracı olma niteliğindedir. Bizzarrini V12 motorlu canavar arazi aracı aslında Lamborghini’nin askeri araç sektöründeki yarışmada Jeep markasının bir halefi olacak şekilde tasarlanmıştı. Bu yarışmayı Humvee kazanmıştır.
Lamborghini Urus modelinin dağıtımına 2018 baharında başlayacak. İsminin nereden geldiğini merak edenler için söyleyelim, modelin ismi günümüz boğalarının atası sayılan oldukça yabani bir boğa türüne aittir.
50 sene öncesiyle karşılaştırıldığında, günümüzdeki Lamborghini oldukça farklı ve yırtıcı bir hayvan şeklindedir. Aslında, Lamborghini şu anda birçok koleksiyoncunun eskiden yokluğunu hissettiği kendi mirasına ve nesline sahip durumdadır. İşte, Jay Leno’nun ünlü garajında yer alan üçlü Lamborghini takımı.
Şimdi, mali açıdan daha istikrarlı olan Lamborghini, çılgın ama oldukça havalı yeni yüksek güçlü otomobil dehasını otomotiv dünyasının içine salmak için hazır durumda.
İlginizi çekebilir
Enzo Ferrari’nin Hayat Hikayesi
Ferdinand Porsche’nin Hayatı ve Başarı Hikayesi