Amerika Birleşik Devletleri Tarım Bakanlığı’nın yaptığı bir araştırmaya göre, yılda yaklaşık 66 milyon ton yiyecek ziyan edilirken, bu oranın yüzde 10’luk kısmını meyve sebze ürünleri oluşturuyor. Bu israfı azaltmak için daha önce birçok farklı yöntem denendi. Örneğin, büyük alışveriş merkezlerinin manav reyonlarında görüntü açısından bozuk meyveler satıldı ve gıda ürünlerinin sevkiyatı yiyecek artıklarından üretilen biyoyakıtla çalışan kamyonlarla yapıldı. Şimdiyse yeni bir teknoloji şirketi yiyecek artığı miktarını azaltabilecek bir sistem geliştirdi. Wasteless adındaki gerçek zamanlı takip sistemi, meyve sebze satan yerlere ürünün son kullanma tarihini baz alarak müşterilere farklı fiyatlar sunmasına imkân tanıyor.
Wasteless platformu, ürün fiyatlandırması yaparken 40 farklı etmeni göz önünde bulunduran radyo frekans tanımlama ile elektronik reyon etiketleme yöntemlerini kullanıyor. Sistem, herhangi bir ürünün fiyatını otomatik olarak değiştirebiliyor. Böylece müşteriler, son kullanma tarihi yakın olan ürünleri daha ucuz bir ücrete alabiliyor. Sistem ayrıca, tükenmekte olan ürünleri bildirebildiği için satıcılar bitmek üzere olan ürünün siparişini verip depolarında stoklayabiliyorlar. Wasteless’ın kurucusu ve operasyon direktörü Ben Biron şöyle diyor: “Dinamik fiyatlandırma sistemini havayolu sektöründe, otel rezervasyonlarında ve Uber uygulamasında kullanabiliyorsak, neden meyve sebze satan yerlerde de kullanamayalım? Sistem sayesinde müşteriler daha uygun fiyatlara ürün alabilecek, süpermarketler daha çok para kazanacak ve tabii ki perakende yiyecek artığı oranı hatırı sayılır bir miktarda azalacağı için gezegenimiz daha yaşanılır bir yer haline gelecek. Unutmayalım, dünyadaki yiyecek artığının %40’ını perakende yiyecek sektörü oluşturuyor.”
Wasteless sayesinde süpermarketler dijital çağa entegre olurken müşteriler de hangi ürüne ne kadar para ödeyecekleri konusunda esnekliğe kavuşacaklar. Peki sizce başka hangi sektörler dinamik fiyatlandırma sisteminden faydalanabilir?