Yeni bir iş kurmak her zaman iyi bir fikirdir. Eğer şöyle bir araştırma yapacak olursanız, başarılı şirketlerin kuruldukları dönemlerin arasında hiçbir benzerlik olmadığını göreceksiniz. Kimi şirketler ekonominin en güçlü olduğu zamanlarda kurulmuşken kimi sektör liderleriyse kriz zamanlarında kapılarını açmıştır.
Bize göre burada önemli olan şey işe ne zaman başladığınız değildir. Tam aksine, ne iş yaptığınızdır. Ekonominin iyi veya kötü olması, döviz kuru, faizler sizi etkileyecektir evet, ne yazık ki ekonominin bu sistemik risklerinden kaçmanın bir yolu yok. Ama, eğer bir iş kurarken tercihlerinizi doğru yapar ve belli kriterleri sağlarsanız, emin olun yaptığınız yatırımı geri almakla kalmayacak, başarılı ve uzun yıllar boyunca size para kazandırmaya devam edecek bir şirket için ilk adımları da atmış olacaksınız.
Sizin için bu kriterlerin neler olduğunu araştırdık ve 3 maddede başarılı bir şirket kurmanın ilkelerini derlerdik. Eğer kendi şirketinizi kurmak istiyor, ama nereden başlayacağınızdan emin olamıyorsanız, sizi yazımızın kalanını okumaya davet ediyoruz!
1) Sizi rakiplerinizden ayıran şey nedir?
Yeni bir iş planı geliştirirken sorulması gereken en önemli sorunun “neden siz?” olduğunu düşünüyoruz. Sektörde birbirinin aynısı onlarca (hatta bazen yüzlerce) şirket ve işletme varken, neden siz tercih edileceksiniz? Neden başarı merdiveninin basamaklarını rakipleriniz değil de siz tırmanacaksınız? Sizi diğerlerinden ayıran şey ne? Eğer bu sorulara bir cevabınız yoksa, başarılı olma hayallerinizin şimdiden suya düştüğünü söylemek zorundayız. Sizin kopyanız olan bir sürü farklı şirket ve işletme varken, potansiyel müşterilerin sizi tercih edeceğinden emin olamazsınız ve başarınız tamamen şansa kalır. Diğer bir yandan, müşterilerinize rakiplerinizin sunduğundan farklı bir şey sunarsanız; müşteri deneyimini geliştiren, ürünü özelleştiren, müşteri hizmetlerini kişiselleştiren adımlar atarsanız, potansiyel alıcılara sizi tercih etmeleri için bir sebep vermiş olursunuz.
Bu yüzden yeni bir şirket kurarken, sizi diğerlerinden ayıracak şeylerin ne olduğuna odaklanmalısınız. Neyi herkesten daha iyi yapıyorsunuz? Hangi alanda uzmanlığınız ve deneyiminiz rakiplerinizinkine ağır basıyor?
Bu adım, özellikle restaurantlar gibi servis sunulan bir işletme açmayı düşünen girişimciler için oldukça önemli. Zira, yeni açılan birçok restaurantın, kafenin ve barın sektöre tutunamadan batmasının sebebi tam olarak bu. Servis sektöründe hiçbir tecrübesi olmayan, özellikli ve farklı bir menü yaratamamış, alanında deneyimli garsonlarla anlaşmayan işletmeler, birkaç ay (ya da iyi ihtimalle birkaç yıl) çabaladıktan sonra sektörden silinip gidiyorlar. Sizi ilk defa tercih eden müşterinin aklında kalmanın bir yolunu bulmazsanız, sizi tekrar tercih edeceğinden emin olamazsınız değil mi?
Mutlaka okuyun: Rekabetten Sıyrılmak İçin İpuçları
2) Hitap ettiğiniz bir ihtiyaç ya da çözdüğünüz bir problem var mı?
Markette yer alan bir ihtiyaca cevap veren ya da tüketicilerin sıklıkla karşılaştığı bir problemi çözen işletmelerin başarılı olma ihtimali rakiplerinden daha fazladır. Çünkü insanlar, paralarını zaten var olan ürünlere değil, yeni, problemlerini çözen ürünlere harcamaya yatkındır. Bunun en basit örneğiyse şu: yaşadığınız mahallede bir market yok diyelim, bu yüzden mahallenin yerlileri sürekli 20 dakika uzaklıktaki bir markete gitmek zorunda kalıyor. Eğer mahallenize yeni bir market açılırsa, ona gitmeyi mi tercih edersiniz, yoksa 20 dakika uzaklıktaki markete gitmeyi sürdürür müsünüz?
Çözdüğünüz problemin/karşıladığınız ihtiyacın boyutuyla şirketinizin başarılı olma ihtimali arasında doğru orantı olduğunu da belirtelim bu noktada. Tabii istisnalar da yok değil. Birçok eğlence ve sosyal medya uygulaması, aslında bir ihtiyaca cevap vermiyorken yıllar içinde multi milyardolar şirketler haline geldiler. Tabii madalyonun bir de diğer yüzü var, aynı amaçla aynı sektörde yola çıkan birçok girişim de battı. Karar size kalmış, ister şansınıza güvenin ister emin adımlarla ilerleyin.
Mutlaka okuyun: Harika Bir İş Kurmak İçin 10x Kuralı
3) Şirketinizi fonlamak için gerekli kaynaklara/araçlara sahip misiniz?
Ne kadar yenilikçi bir fikriniz olduğu önemli değil. Aklınızdaki projenin ne kadar zekice olduğu, sektördeki ihtiyaçlara cevap vermesi, harika bir fırsat yakalamış olmanız da fark etmez. Ne iş yapmayı planlarsanız planlayın, her şekilde bir yatırıma ihtiyacınız olacak. Eğer şirketinizi fonlayamazsanız, ne yapmayı ve nasıl yapmayı planladığınızın hiçbir önemi yok.
İdeal bir iş planı oluşturmanın ilk adımı, en azından şirketin ilk kurulduğu dönem boyunca kendinizi fonlayabileceğinizden emin olmaktır. Bu fon sizin kendinizden gelmese de, finansal bir destekçiniz olması, bir yatırımcıyla çalışmak, kredi almak gibi farklı yollar tercih edebilirsiniz. Önemli olan, elinizde nakit para olması. Tabii, gereken yatırım miktarı da bu konuda önemli bir ölçüt. Şunu demeye çalışıyoruz: 21. Yüzyıldaki en iyi girişim fırsatıyla da karşılaşmış olsanız, eğer işe koyulabilmek için 100 milyon dolara ihtiyacınız varsa, hayallerinizin suya düşmesi kaçınılmaz. Yatırımcılar henüz ilk aşamasında olan bir girişime büyük meblağlarda para yatırmaktan kaçınacağı gibi, herhangi bir mal varlığınız ve gelir kaynağınız yokken bu miktarda kredi çekme ihtimaliniz de oldukça düşük.
Tabii bahsetmemiz gereken bir şey daha var. Eğer finansal ihtiyaçlarınızı kendiniz karşılamak yerine dışarıdaki kaynaklardan yardım almayı düşünüyorsanız, iş planınızın bu yönde yapılandırıldığından emin olun. Yani yatırımcılara tekliflerle gittiğinizde, size yaptıkları yatırımın karşılığını nereden, ne zaman ve nasıl alacakları konusunda net olmalısınız. Potansiyelinizin ne kadar olduğu fark etmez, eğer bir yatırımcı verdiği parayı geri alamayacağını düşünüyorsa, o parayı vermeyecektir. Karşınızdaki insanları ikna etmeye çalıştığınızı unutmayın: güçlü argümanlarla ve iyi bir sunumla karşılarına çıkın.
Bu üç faktörü aklınızda tutarsanız, girişiminizi hangi sektörde yaptığınız, işe ne zaman atıldığınız fark etmeyecektir. Eğer iş planınız 3 şartı da sağlıyorsa, çok başarılı olmanızın önünde hiçbir engel yok! O yüzden durmayın, işe koyulun!