Richard Branson, ne açıdan bakarsanız bakın, hayatta başarıyı simgeleyen her şeyi tek bir bedende toplamayı başarmış gibi gözüküyor. Multi milyarder bir girişimci olan Branson, ilk işini daha sadece genç bir adamken kurmuş. 20 yaşına vardığında mail aracılığıyla sipariş vermek üzerine uzmanlaşan bir girişime imza atan Branson, bu işte o kadar başarılı olmuş ki 22 yaşında bir zincire dönüştürerek işleri büyütmeye karar vermiş. O günden bu yana birçok farklı şirket kuran ve geliştiren Branson’ın altına imza attığı markalar arasında çok tanınan Virgin grubu da var: Virgin Records, Virgin Airlines, Virgin Express, Virgin Mobile, Virgil Hotels, Virgin Cruises ve Virgin Galactic hep Branson’ın çabasıyla bugünlere gelmiş şirketler.
Onu diğer iş adamlarından ayıran tek şey girişimcilik konusundaki ileri görüşü ve üstün başarısı değil elbette. Branson hep mutlu olmaya programlanmış gibi! Bir dış mekan sporu yapmadığında ya da ekstrem hobileriyle uğraşmadığında zamanını ailesine ve arkadaşlarına ayıran Branson, çevresindeki herkesi çok seviyor, sosyal çevresindeki her bir kişiye ayrıca değer veriyor gibi görünüyor.
Branson’a göre, böylesine mutlu bir hayat yaşamak hiç de zor değil. Tek yapılması gereken, çevrenizdeki insanları severek, sahip olduğunuz şeylere şükrederek, alçak gönüllü bir hayat tarzı benimsemek. Kibar olduğunuz sürece, dünyanın da size kibar olacağına inanan Branson, yapılan röportajlarda bu hayatta benimsediği tek kuralın “Başarana kadar asla durma, asla hayır deme” olduğunu söylüyor.
Biz de bu yüzden bu yazımızda size, başarının ve mutluluğun anahtarını elinde tutan adam Branson’dan birkaç öneri getirdik! Bu 8 tavsiyeyi hayatınıza uyarlayarak kendi hayatınızı bir adım ileri taşıyabilir, siz de Branson gibi mutlulukla ve başarıyla dolu bir hayatın kapılarını aralayabilirsiniz!
1) Ne kadar para kazandığınız başarınızın bir ölçütü değildir, mutlu olmaya odaklanın
Genellikle insanlar her ay kazandıkları paranın miktarını bir sosyal statü ölçütü olarak görürler. Diğer bir yandan, kazandığınız para ne kadar başarılı olduğunuzu, sosyal statünüzün ne kadar yüksek olduğunu gösteren bir şey değildir aslında. Bunun kapitalizmin etkisiyle kazandığımız büyük bir yanılsamadan başka bir şey olmadığını fark etmek, sizi özgürleştirecektir. Branson’a göre eğer hayatınızdan keyif alıyorsanız, dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için çabaladığınızı düşünüyorsanız ve her yeni güne mutlu bir şekilde uyanıyorsanız, para bir şekilde sizi bulacaktır. Yaptığınız işi sevdikçe ve sevdiğiniz işi yaptıkça, para kazanmak bir zorunluluk olmayacak, tam aksine severek çalışmanın bir artısı haline gelecektir.
Branson kendi LinkedIn profilinde paylaştığı makalesinde şöyle diyor: “Birçok kişi, bir girişimcinin ne kadar başarılı olduğunun en önemli ölçütünün para olduğu düşünülüyor. Bu, oldukça yaygın bir kanı olmasına rağmen bir o kadar da yanlış. Hiçbir girişimci başarısını kazandığı parayla ilişkilendirmez, ki ilişkilendirmemelidir de zaten. Ben yaptığım hiçbir işe sadece para kazanmak amacıyla başlamadım, her zaman kendi hedeflerim, amaçlarım doğrultusunda çabaladım.”
Hayatta neye ulaşmak, nereye varmak istiyor olursanız olun, her zaman hedefinizden de ilerisi olduğunu hatırlamalısınız. Hayattaki motivasyonunuz bir noktaya ulaşıp orada kalmak olmamalı. Tam aksine, başarı aslında hedefe ulaşıp orada kalmak değil, ilerlemeye devam etmek demektir. Her zaman gelişmeye, büyümeye, ilerlemeye devam etmelisiniz. Ama bunu hırsla, kıskançlıkla değil, o aşamada sahip olduklarınıza minnettar olarak, daha fazlasına ulaşabileceğinizi bilmenin getirdiği özgüvenle yapmalısınız.
Mutlaka okuyun: Para Mutluluk Getirir mi?
2) Sosyal medyadan kopun ve yüz yüze iletişim kurmaya çalışın
Birçoğumuz gibi Branson da teknolojiyle iç içe bir hayat yaşıyor, o da sosyal medya platformlarını aktif kullanan, telefonunu yanından ayırmayan birçok kişiden bir tanesi. Fakat onu teknoloji bağımlısı olarak tanımlamak da doğru olmaz, zira Branson sınırlarını biliyor ve teknolojinin sevdikleriyle arasına girmesine izin vermiyor. Branson’a göre, hiçbir telefon konuşması veya yazışma, sevdiğiniz birisiyle yüz yüze muhabbet etmenin verdiği mutluluğu ve o anı yaşamanın getirdiği keyfi vermiyor. Bu yüzden her gün en azından birkaç saatimizi telefonumuzu bir kenara koyarak, sevdiklerimizle baş başa geçirmemiz gerektiğini düşünüyor.
Burada dikkat edilmesi gereken asıl nokta, Branson’ın bunu yapmak için gerçekten çaba sarf ediyor olması. O sırada beraber olduğu kişiye odaklanmak ve dikkatini ona vermek için çabalayan ünlü girişimci, konuşurken aktif bir dinleyici olmaya ve not almaya özen gösteriyor. Akşam yemeklerinde masaya asla telefonla oturmadığını söyleyen Branson, tüm dikkatinin ailesinde olmasını istediğini belirtiyor: “Her ne kadar önemli bir mail gelmiş olursa olsun, o sırada ailemle yemek yiyorsam yemek bitene kadar beklemek zorunda.” Masada telefon yok kuralını uygulayanın sadece kendisi olmadığını, aile üyelerini de benzer şekilde hareket etmeye teşvik ettiğini söyleyen Branson, toplantılarda da iş arkadaşlarından aynı özeni beklediğini ekliyor. Herkesin toplantı sonuna kadar telefonuna bakmadan oturamayacağının da farkında üstelik, ama en azından çabalıyor olmaları, Branson için yeterli.
“Teknoloji artık öyle bir noktaya geldi ki, çoğu zaman kendi hayatımızda mevcut bile değiliz. Başkalarının fotoğraflarına bakarak yemek yiyoruz. Bir yandan online alışveriş yaparak arkadaşımızla dertleşiyoruz… O anı dolu dolu yaşamanın başarılı ve mutlu olmanın en önemli etmenlerinden birisi olduğunu düşünüyorum. Sürekli telefonunuza bakıyor olmak hem ilişkilerinizi olumsuz etkileyecek, hem de sizi yetersiz hissettirecektir”
Mutlaka okuyun: Teknoloji Bağımlığından Kurtulmanın Yolları
3) Yaptığınız her şeyde eğlenmeye çalışın
“Eğer yaptığınız şeyden keyif almıyorsanız yanlış yapıyorsunuzdur. Ne yapıyor olursanız olun, ondan keyif almaya bakmalı, hayatınızın her bir dakikasını dolu dolu yaşamalısınız” diyor Richard Branson. Başka bir deyişle, yaşamak için çalışmak yerine, çalışmak için yaşamalısınız, sizin için çalışmak eğlenceli, keyif veren, iple çektiğiniz bir aktivite olmalı.
“Yaptığınız işte eğlenmek aslında başarının en önemli (ve en küçümsenen) parçasıdır” diye ekliyor. Branson’a göre, bir projeden keyif almayı bıraktığınızda, yolunuza devam etmeniz gerektiğini anlamalısınız. “Eğer yaptığınız işte artık eğlenmiyorsanız kısa bir zamanda ondan bıkacaksınız ve ayaklarınız geri geri gitmeye başlayacaktır. Bu yüzden canınızın sıkılmaya başladığını fark ettiğinizde, yeni bir şeyler aramaya koyulmalı, zamanınızı sizi sıkan ve nefret ettiğiniz şeylerde harcamak yerine, severek yaptığınız işlerle yolunuza devam etmelisiniz. Sevmediğiniz bir şirkette tıkılıp kalmak sadece mutsuz olmanıza yol açacaktır, ne kadar para kazandığınız bunu değiştiremez. Önceliğiniz maaş çekinin kabarıklığı değil, mutluluğunuz olmalı.”
Mutlaka okuyun: İş Yerinizi Nasıl Eğlenceli ve Yaratıcı Bir Yer Haline Getirebilirsiniz?
4) Sizi kapıdan dışarı çıkaracak bir hobi edinin
Branson: “Başarılı ve mutlu bir hayata giden yolun en önemli yapıtaşlarından bir tanesi de sizi yataktan kalkıp dışarıda zaman geçirmeye teşvik eden hobilere sahip olmak” diyor. Açık havada olmak stresinizi azaltacağı gibi deşarj olmanızı da sağlayacak, sizi ertesi gün işe gitmeye motive edecek ve modunuzu yükseltecektir. Açık havada birkaç saat geçirerek deşarj olmanın bir diğer faydası da, tüm zamanınızın iş ve ev arasında geçtiği algısını yıkarak hayatınızın kontrolünün sizin ellerinizde olduğunu fark etmenizi sağlamasıdır.
Bu hobi tırmanmaktan tutun, bisiklet binmeye, sörf yapmaya, yürüyüş yapmaya kadar birçok farklı şey olabilir. Belki de sadece daha önce gitmediğiniz semtleri, yerleri keşfe çıkabilir, kafelerin bahçelerinde kahve içerek kitap okuyabilir, ailecek pikniğe giderek kurduğunuz hamakta minik bir şekerleme yapabilirsiniz. Gökyüzüne bakarak geçirdiğiniz birkaç dakika sizi televizyon izlemekten çok daha fazla rahatlatacaktır, emin olun. Dışarı çıkın ve göğe bakın. Kendinizi özgür hissettiğinizde yaratıcı olmak çok daha kolaydır.
Mutlaka okuyun: Girişimciler İçin Aileyle Vakit Geçirmeye Zaman Ayırmanın Yolları
5) Büyük hayaller kurun
Branson, aktif olarak Twitter kullanan girişimcilerden bir tanesi. Geçtiğimiz günlerde attığı tweetlerden bir tanesinde çıtayı yükseklere koymanın öneminden bahseden girişimci, şöyle diyor: “Büyük hayaller kurmadığınız sürece karşınıza çıkan fırsatları değerlendirmek için gerekli cesarete sahip olamazsınız. Büyük hayaller kurun ki, dünyayı değiştirebilecek fırsatlarla karşılaştığınızda korkmak yerine yola koyulun.”
Richard Branson’ın başarı hikayesinin nasıl başladığına şöyle bir bakmak, aslında ne kadar haklı olduğunu fark etmek için yeterli. 20 yaşında bir genç için ulaşılamaz gibi duran hayalleri sayesinde bugünlere gelen Branson, Virgin Records’u kuracak cesareti kendinde bulamasaydı belki de bugün bambaşka bir yerde olacaktı.
Çevresindeki herkesin, hem arkadaşlarının hem de ailesinin kendisine pes etmesini, yapamayacağını söylemesine rağmen onları dinlemediğini belirten girişimci “Başarılı olacağımın garantisi olmasa da denemeseydim kendime ihanet etmiş gibi hissederdim” diyor. Bu yola baş koymasını sağlayan motivasyonun kendine olan inancından başka hiçbir şey olmadığını bize gösteren Branson, bizi biz yapan şeyin hayallerimiz olduğunu vurguluyor ve ekliyor: “ Eğer hayallerinizi gerçekleştirecek adımları atmaya cesaretiniz yoksa asla gerçek kapasitenizi öğrenemezsiniz.”
Mutlaka okuyun: Milyar Dolarlık Büyük Bir Şirket Kurmak
6) Yolunuza devam ederken öğrenmeyi es geçmeyin
Hayata bir mücadele olarak değil de, her adımda, her yeni günde bir şeyler öğrendiğiniz bir yolculuk olarak bakmamız gerektiğini düşünüyor Branson. Her yeni güne başlarken kendimizi geliştirecek, zihnimizi açacak, bize yeni bir bakış açısı kazandıracak fırsatları değerlendirmeli, elimizden gelenin en iyisini yaparak o günü başladığımızdan bir adım ileride bitirmeliyiz. Üniversiteye gitme fırsatı olmadığını belirten girişimci, hayallerini gerçekleştirmek için liseyi de terk etmek zorunda kaldığını, ama bunların asla onun için bir engel olmasına izin vermediğini, tam aksine öğrenmeye devam ettiğini belirtiyor. Hayata bir okul gözüyle bakan Branson’a göre, her gün bir yeni şey öğrenmeli, kendinize yeni bir şey katmalısınız.
Yıllara yayılmış uzun kariyeri boyunca birçok girişime imza atan, kendini daha önce hiç bulunmadığı sektörlere girmeye zorlayan Branson’a göre işin anahtarı, yeni bir ortama girdiğinizde hızlı öğrenmek zorunda olmanız. “Yeni bir sektörde işe başladığınızda süreçlerin nasıl işlediğini, rakiplerinizin nasıl çalıştığını hızla öğrenmek zorundasınız, yoksa başarısız olur ve oyun dışı kalırsınız, bu yüzden hep motive kalmalı, her gün tüm potansiyelinizi kullanarak çalışmalısınız.”
Branson’ın ilkelerinden bir tanesi de “Bir fırsatla karşılaştığında her zaman değerlendir.” Ünlü girişimci, bu fırsat karşısına hiç tanımadığı bir alanda çıksa bile gözünün korkmasına izin vermediğini, yeni bağlantılar kurarak mümkün olan en hızlı şekilde adapte olmayı amaçladığını, bu sayede kendini zorlayarak geliştiğini söylüyor.
“Önemli olan şey, hayatın sizin için doğru yeri ve zamanı beklemediğini fark etmek. Hayatınızın en büyük fırsatı karşınıza en hazırlıksız olduğunuz zamanda çıkabilir, kendinizden ve yeteneklerinizden şüphe ederek onu kaçırmak yerine değerlendirmelisiniz. Kendinize güvenin, hangi yöne gideceğinizi yola koyulduktan sonra da öğrenebilirsiniz.”
Mutlaka okuyun: Hayat Boyu Öğrenmeyi Benimseyerek Başarılı Olmak
7) Yeni şeyler denemekten korkmayın
Branson yeni konseptlere, fikirlere ve amaçlara evet demekten hiç korkmuyor. Tam olarak da bu yüzden Virgin Grup şuan 200’den fazla şirketten oluşan bir imparatorluk haline gelmiş durumda. Eğer Branson kendini ve şirketini tek bir alanla kısıtlasaydı şu an bir imparatorluğun değil, sadece bir sektör liderinin başında olurdu. Kendini bir alana kısıtlamak yerine elinden gelenin en iyisi yapmaya odaklanan Branson, şirketinin dallanıp budaklanmasını sağlayarak bugünlere geldiğini söylüyor. Çevresindeki herkesi de benzer şekilde düşünmeye yönlendiren Branson, ancak bu şekilde potansiyelinizi tamamiyle gerçekleştirebileceğinize inanıyor.
“Bunu tüm dürüstlüğümle söylüyorum; konfor alanınızda kalmak hayatınıza hiçbir şey katmayacak. Bugün hayatımda minnettar olduğum ne varsa bunların hepsini kendimi zorlayarak, yeni bir şeyler deneyerek başardım. Zorlandığınızı hissettiğiniz anlarda, “İşte şimdi yandık” dediğiniz dakikalarda, pes etmek üzereyken aklınıza gelen fikirler sizi geliştirir. Denize atlamadan yüzmeyi öğrenemezsiniz. Size yemin ediyorum, kendinizi ne kadar zorlarsanız o kadar gelişirsiniz.
Mutlaka okuyun: Rahatınızı Bozup Risk Alabilmeniz için Denemeniz Gereken 10 Yol
8) Mutlu olmayı bir alışkanlık haline getirin
Her gün en azından birkaç dakikanızı mutlu olmaya ayırın. Bir süre sonra bunu günde birkaç defaya çıkarın. Mutluluk başarılı olmanın bir sonucu değildir, ama mutlu olmak başarıya giden yolda sizi çok destekleyecektir, diyor Branson.
“Şanslı olduğumun farkındayım, karşıma harika insanlar, muhteşem fırsatlar çıktı, bu sayede olağanüstü bir hayat yaşadım. Beni gören birçok insan çok başarılı olduğum ve maddi sıkıntı çekmediğim için mutlu olduğumu düşünüyor. Ama aslında tam tersi geçerli. Başarılıyım ve zenginim, çünkü mutluyum.”
Branson’a göre, insanların mutsuz olmasının asıl sebebi, mutluluğun ulaşılamaz bir hedef olduğu algısı. Hepimizi mutluluğu kovalama düşüncesinden kurtulmaya davet eden Branson, mutluluğun kovalanacak bir hedef değil, tam tersine hayatınızın her anında orada olan, sadece ulaşmanız gereken bir şey olduğunu söylüyor. “Mutluluk aslında hep önünüzdedir. Sadece ona ulaşmanız ve tutmanız gerekir. Bir dakikalığına durun ve derin bir nefes alın. Sağlıklı olduğunuzu fark edin, sevdiğiniz insanları düşünün. Onlara zaman ayırın, sizin yanınızda olmalarına izin verin, onların yanında olun. Derin bir nefes daha alın. Cesaret edin, adım atın. sadece bir dakika da olsa, hayal ettiğiniz her şeye ulaşabileceğinize inanın.”
Mutlaka okuyun: Mutlu Olmanın Bilimsel Olarak Kanıtlanmış 10 Yolu