Yeni İş Fikirleri ekibi olarak rutinlere, kişisel hedeflere, disipline ve sistemli çalışmaya adeta bayılıyor, iyi kurulmuş bir düzenin hayatımızın çoğu alanını kolaylaştırdığını düşünüyoruz. Gününüzün nasıl başlayıp biteceğini bilmek ve tatsız sürprizlerle karşılaşmayacağınızdan emin olmak gerçekten de rahatlatıcı bir his değil mi?
Hayatınızı maksimum verimlilik üzerine kurarsanız her iş günü sizin için daha anlamlı ve tatmin edici hâle gelir.
İnsanların hem sabah hem de akşam rutinleri başarılı bir hayatın temelinde yatan yapı taşlarıdır. Sadece sabah ve akşam rutinlerinizin verimli olmasını sağlarsanız beyninizi günlük bazda karşınıza çıkan zorluklara mücadele etmeye daha iyi hazırlarsınız. Sabah rutinlerinin gerçekten işe yaradığına inancınız tam ise kendiniz için birtakım akşam rutinleri de yaratabilirsiniz.
İlk cümlemizden beri rutinlerin öneminin altını çiziyoruz ancak bunları sıfırdan oluşturmanın hiç de kolay olmadığının pekâlâ farkındayız. Kendi rutinlerinizi yaratmak için öz disiplin, sabır ve ziyadesiyle pratiğe ihtiyacınız olduğu su götürmez bir gerçek. Yine de bunlar gözünüzü hiç korkutmasın zira kendinizi bir ideale adayıp aynı şeyleri tekrar tekrar yaptığınızda bir süre sonra hepsi hayatınızın vazgeçilmez bir parçası hâline gelir.
Peki gerçekten faydalı rutinlere sadık kalırsanız ne olur? Tabii ki de hayatınız kökünden değişir!
Gerçekten de akşam rutinleri, kendinizi yarınlara çok daha iyi hazırlamanızı sağlayabilir. Fakat “Her rutin faydalıdır.” diye bir kaide de yok! Eğer akşam rutininiz apar topar işten eve gelip yemek yedikten sonra koltuğa yayılarak bir elinde telefon diğer elinde kumanda Netflix izlemek ise geçmiş olsun. Bu rutinin size fazla katkısı olmayacağı bariz bir şekilde ortada. Üstüne üstlük her akşam bu rutini uyguluyorsanız muhtemelen doğru düzgün uyuyamıyorsunuz ve ertesi sabah yeteri kadar dinlenememiş bir biçimde kalkıyorsunuzdur.
Öyle ki çoğu zaman daha haftanın ortasına bile gelmeden bitap düşüp kendiniz için koyduğunuz hedeflerin hiçbirine ulaşamıyor bile olabilirsiniz. Peki kendinizi bu durumdan nasıl kurtarabilirsiniz? Cevabımız ziyadesiyle basit: tabii ki sabah ve akşam rutinlerinizi daha doğru şekilde planlayarak. Mesela akşam uygulayacağınız rutinlerin sınırlı zamanınızı daha iyi yönetmeniz anlamına geldiğini sakın unutmayın.
“Günün hangi anında olursa olsun sağlıklı alışkanlıklarınızdan ödün vermeyerek kendinize iyilik yaparsınız. Fakat bazı alışkanlıklar vardır ki bunları ancak akşam yatmadan hemen önce uygularsanız emeklerinizin karşılığını tam olarak alırsınız.”
Ülkemizde 2014’te “Günlük Ritüeller” (Daily Rituals: How Artists Work) adıyla yayınlanan kitabın yazarı Mason Currey, aralarında Benjamin Franklin, Karl Marx, Charles Dickens, Pablo Picasso, Ernest Hemingway gibi dünyaca ünlü kişilerin ritüellerini ve alışkanlıklarını enine boyuna incelemiştir. Currey’in araştırmalarına göre bahsettiğimiz tüm bu şahısların günlük ritüelleri inanılmaz derecede farklılık göstermektedir.
Lakin uyguladıkları sıkı rutinler sayesinde kendilerini her gün en verimli düzeyde çalışacak birer makine misali programlamışlardır. Currey bu hususta şu yorumlarda bulunmuştur: “Doğru kurgulandığında rutinler, elimizdeki sınırlı kaynaklardan maksimum derecede faydalanmamızı sağlar. Söz konusu sınırlı kaynakların başlıcaları zaman, irade gücü, öz disiplin ve iyimserliktir. Birey, sağlam bir rutin ile zihinsel enerjisini tam anlamıyla kullanabilir ve ruh hâli değişikliklerinin yıkıcı etkilerinden kendini koruyabilir.”
Güzel başlayan her günün aynı şekilde iyi bitmesi en büyük temennilerimizdendir. Tabii bunun için çaba göstermeniz ve belirli alışkanlıklara sahip olmanız elzemdir. O hâlde lafı daha fazla uzatmadan birbirinden önemli 8 alışkanlığı tek tek ele alalım:
1. Bugünün işini yarına bırakmayın ve tüm işleriniz için gereken hazırlığı bir gün önceden yapın.
Yarın sabah uzak bir yere gideceksiniz ama oraya nasıl ulaşacağınızı bilmiyor musunuz? O zaman vakit kaybetmeden hemen araştırmaya koyulun! Bir gün önceden ön planlamanızı yapın.
Yarınlarınızı doğru planlarsanız hayatınız çok daha kolaylaşacaktır. Mesela her gün yatmadan önce 20 dakika sakince düşünüp ertesi gün neyi hangi sırayla yapacağınızı planlayabilir, kaçınılmaz olan pek çok işi önceliklendirebilirsiniz. Ayrıca bu sayede gününüzü anlamlı bir şekilde noktalar, rahat uyursunuz.
Düzenli insanlar eve geldiklerinde bir sonraki gün işte giyecekleri kıyafetleri hazırlar. Ancak kendimizden ya da çevremizden de bildiğimiz üzere pek çok insan bundan daha fazlasını yapmaya üşenir ve tabiri caizse yan gelip yatar. Bu konuda eve geldikten sonra ertesi sabah yapmanız gerekenleri ufak bir kağıda yazmanızı şiddetle tavsiye ediyoruz. Böylelikle kalktığınızda ne yapmanız gerekeceğini zaten bilir ve ona göre hareket ederek hayatınıza düzen kattığınız gibi zamandan da ciddi ölçüde tasarruf sağlarsınız. Düşünsenize, aksi bir durum olmadığı sürece yapacağınız şeyler az çok belli ve siz de kendiniz için belirlediğiniz görevlere mental olarak hazırsınız! Bundan daha büyük bir rahatlık olabilir mi?
Şimdi bir de tam tersini ele alalım: Hem uyuşuk hem de programsız birisiniz. Akşamdan hiç planlama yapmadınız, üstüne bir de sabah geç kalktınız ve tamamen doğaçlama hareket ediyorsunuz. Kıyafetlerinizi seçmekte zorlanıyor, ofisteki toplantıya götüreceğiniz evrakları bulamıyorsunuz. Kısacası tam anlamıyla bir kabus yaşıyorsunuz! Böyle tatsız olaylar yaşamak istemiyorsanız bugünün işini yarına bırakmayın ve sabahlarınızı bir önceki akşamdan planlamaya çalışın.
Mutlaka okuyun: Erteleme Hastalığı İle Nasıl Baş Edebilirsiniz?
2. Motorunuzu kapatmayı öğrenin.
E-postalar, mesajlar, aramalar… Günümüzde çalışma hayatı öyle bir hâl aldı ki öğlen aramızda ya da eve gittiğimizde bile motorumuzu kapatamıyor, pasif de olsa çalışmaya devam ediyoruz. Saat 18:00’dan sonra bile gereksiz e-postalar alıyor veya art niyetli olmasalar da çalışma arkadaşlarımız tarafından rahatsız ediliyoruz. Elbette bunları yapan pekâlâ siz de olabilirsiniz…
Mesai saatlerinden sonra mutlaka iş modunuzu kapatıp akşamlarınızı rahatlayarak geçirmelisiniz. Ofiste yetiştiremediğiniz işleri eve hatta yatağınıza kadar taşırsanız bir süre sonra hayat kaliteniz dibe vurur ve artık doğru düzgün uyuyamazsınız. Bu duruma düşmek istemiyorsanız iş yerinde son e-postanızı okuyup önemli konuları hallettikten sıcacık yatağınıza girene kadar iş ile ilgili meselelere mümkün mertebe kafa yormamaya çalışın.
İşten arta kalan zamanınızı da verimli kullanmak için akşamlarınızı önceden planlamayı ihmal etmeyin. Şayet akşam ne yapacağınızı az çok belirlerseniz hem iş çıkışı kafa dağıtır hem de sistemli hareket edeceğiniz için hedeflerinize daha kolay ulaşırsınız.
Özetle saat 18:00’dan sonra kafanızı işten kaldırmanızı ve yatağınıza girdiğinizde zihninizin nispeten rahat olmasını tavsiye ediyoruz. “Kendinize yapabileceğiniz en büyük kötülük, başınızı yastığa koyduktan sonra işkolik ve sürekli iş buyuran patronunuzun gece geç saatte size gönderdiği o e-postayı düşünmektir.”
Bu gibi durumlardan uzak durmak için eve geldiğiniz anda uygulayabileceğiniz ve işten tamamen kopmanızı sağlayacak ritüeller hazırlamanızda fayda var. Evinize adım atar atmaz bu ritüelleri uygulamaya koyun ve böylece stres dolu gününüzden bir kuğu misali süzülerek uzaklaşın. “Güzel ama akşamları ne yapabilirim ki?” diyorsanız bu dünyada envaiçeşit aktivite olduğunu unutmayın. Ailenizle konuşarak vakit geçirebilir, ara sıra dışarıda yiyebilir, sinemaya gidebilir, türlü türlü hobilerle ilgilenebilir, koşuya çıkabilir, arada dizi ya da film seyredebilir veya dil öğrenebilirsiniz. Bunlar dışında da aklınıza gelebilecek her türlü kişisel gelişim ve rahatlama unsurunu da rutinlerinize dahil edebilirsiniz.
Gerçek anlamda başarılı insanların çoğunun yatmadan önce işle ilişiklerini tamamen kestiklerini biliyor muydunuz? Televizyonlarda ya da internette başarı hikâyelerinde görüp tanıdığımız bu bireyler saplantılı şekilde e-postalarına bakmak yerine kendilerine zaman ayırmayı tercih ediyorlar.
Çok satan yazarlardan Daniel Pink de Türkiye’de “Drive” adıyla yayınlanan kitabında doğru planlanan ritüeller sayesinde akşamları daha iyi ve dolu dolu geçirdiğimizi vurguluyor. O hâlde ne duruyorsunuz? Hemen motorunuzu kapatmanız için bir ritüel oluşturun ve yoğun iş günlerinin ardından kendinizi rölantiye alın.
Kendinizi denetim altında tutmanızı sağlayacak ve size olumlu tesirlerde bulunacak bir ritüel yaratırsanız her gününüze neşe katabileceğinizi asla aklınızdan çıkarmayın.
3. Rahatlayıp gevşeyebileceğiniz bir yer bulun.
Bütün gün ekran karşısında kendini harap eden beyaz yakalılardan mısınız? Eğer öyleyseniz mesai saatlerinden sonra kendinizi hem zihinsel hem de fiziksel olarak dinlendirecek faaliyetlerde bulunmak zorundasınız desek yeridir. Şayet zihinsel olarak yorgun iseniz bütün gece oturup televizyon izlemek hiç de etkili bir dinlenme yöntemi olmayabilir. Bunun yerine kendinizi rahat, huzurlu ve dinç hissetmenizi sağlayacak mekânlar keşfederek buralarda 20-30 dakika zaman geçirmeye bakın. Peki böyle bir mekân nasıl olmalı? Bu tamamen sizin tercihlerinize bağlı. İsterseniz hiçbir şey yapmayıp sadece oturacağınız bir parka gidin. Ama bir konuyu açıklığa kovuşturalım; kesinlikle tek başınıza kalmak zorunda değilsiniz. Dilerseniz seçtiğiniz mekânda yakınlarınızla ya da arkadaşlarınızla da vakit geçirebilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey içinizde kopan o fırtınaları dindirmek için tasalarınızdan uzaklaşarak ruhunuzu dinginleştirici düşüncelerin akışına teslim etmek… Elbette beyniniz misilleme yapıp “İşi düşün! Yarın iş var, unutma!” naraları atarsa olumsuzluğa kapılmayın ve bu düşünceleri de paniklemeden kafanızın içinden kovun!
“Eve gelir gelmez üstünüzü değiştirir ya da duş alırsanız beyninize o günün bittiğine dair sinyal gider. Ufak tefek ev işlerini de yük olarak görmüyorsanız onlar da rahatlamanızı sağlayabilir.”
Mutlaka okuyun: Başarının Gizli Anahtarı: Dinlenmek ve Rahatlamak
4. Düşünmek için kendinize zaman ayırın.
“Her günün sonunda performansınızı değerlendirmelisiniz. Buna göre ya kendinizi takdir etmeli ya da daha iyisini yapmaya teşvik etmelisiniz.”
Kişisel gelişime büyük önem veren Benjamin Fraklin her akşam kendine “Bugün ne işe yaradım?” diye sorarmış.
Zaman zaman sakince düşünerek hayatınızda olup bitenlere farklı bir gözle bakabilirsiniz. Her gün sadece 5 dakikanızı ayırarak yarınlarınızı çok daha aydınlık hâle getirebilirsiniz. Ayrıca çağımızın hastalıklarından olan olumsuzluktan kendinizi kurtarıp gün içerisinde yaşadığınız olumlu hadiselere odaklanır ve elde ettiğiniz başarılardan ötürü kendinizi ödüllendirirseniz hayatınızın daha da güzelleşeceğini sakın unutmayın.
“Gün içinde kendinize sadece birkaç dakika zaman ayırıp yolunda giden şeyleri düşünürseniz hâlinize şükreder ve mutlu olursunuz.” Araştırmalara göre bir sonraki gün yapmanız gerekenleri bir kağıda not alırsanız hem akşamlarınızı daha rahat geçireceğinize hem de endişe miktarınızın azalacağına dair bulguların mevcut olduğunu da yeri gelmişken söyleyelim.
Akşamları düşüncelere dalarak hayatınıza anlam katmak istiyorsanız kendinize şu birkaç soruyu sorabilirsiniz:
Bugün neleri hallettim? Neleri yapamadım?
Yaptıklarım konusunda içim rahat mı?
Bugün yaptığım işleri aslında daha kısa sürede tamamlayabilir miydim?
Gün içerisinde “acil” kisvesi altında mecburen yerine getirdiğim ama gerçekte katma değeri olmayan ya da önemsiz vazifeler neydi?
Yarın daha verimli ve üretken olmak için neleri değiştirirdim?
Mutlaka okuyun: Verimliliği ve Üretkenliği Artırmanın Yolları
5. En azından bir konuda uzmanlaşmaya çalışın.
Yazımızın başından beri üzerine basa basa söylediğimiz bir noktanın tekrar altını çizmekte fayda var: İşten sonra kesinlikle özgürsünüz ve kalan zamanı nasıl idare edeceğiniz sizin elinizde. Bazı insanlar mesai sonrası tutkularına zaman ayırıp hayallerini gerçekleştirmeye çalışırlar. Kimileri de hangi alanda olursa olsun kariyerlerine ya da yaşam kalitelerine katkıda bulunacak şekilde kişisel gelişim faaliyetlerine önem verir.
Peki ya siz ne yapıyorsunuz? Yeni bir beceri edinmek ya da dil öğrenip ufkunuzu genişletmek gibi düşünceleriniz var mı? Neticede akşamlar, kendinizi geliştirip hayat kalitenizi arttırmak için ideal zaman dilimleridir. Dolayısıyla akşamlardan ne kadar çok istifade ederseniz o kadar yol alırsınız. Bu doğrultuda amiyane tabiriyle “tembel teneke” olmayın, mutlaka bir ya da birkaç hobi edinin.
Pek çoğumuzun edebiyatçı olmak, blog yazmak, yeni diller öğrenmek, e-ticarete girmek, sanatla uğraşmak, enstrüman çalmak, yazılımcılığa soyunmak ya da antika objeler toplayıp bunları mezatlarda satmak gibi hobi veya hedefleri vardır mutlaka. Ancak gün içerisinde bazen o kadar yoğun çalışıp stres altında kalırız ki saydığımız bu etkinlikleri akşamları icra edecek takatimiz kalmaz. Eğer iş sırasında başımıza gelenler bizi sevdiğimiz uğraşlardan alıkoyacakmış gibi hissedersek kendimize bu tarz faaliyetlerin akıl sağlığımız için elzem olduğunu, kafamızı rahatlatacağını ve hatta bunların yanı sıra ertesi gün işe gittiğimizde verimimizi arttıracağını hatırlatmalıyız. Hakikaten akşamları kendinize sadece yarım saat bile ayırsanız ruh sağlığınızı koruduğunuz gibi kendinize değer vermiş de olursunuz.
Uzun lafın kısası, tutkuyla bağlı olduğunuz faaliyetlere artık yeteri kadar zaman ayırmaya gayret edin ve “Ama hiçbir şeye vaktim yok ki!” gibi sudan bahanelerin arkasına sığınmayı bırakın.
6. Hoşunuza giden şeyler okuyun.
Genellikle aydın bireyler bol bol kitap, dergi ya da makale okur. Araştırmalar da birbirinden ilginç başarı hikâyeleriyle sitemizi süsleyen çoğu lider, girişimci ya da iş insanının yatmadan hemen önce gerçekleştirdiği en son aktivitenin kitap okumak olduğunu açık şekilde ortaya koymaktadır.
Şunu aklınızdan asla çıkarmayın: Okuma, stres dozunuzu azaltıp rahatlamanızı sağlayan faaliyetlerin başında gelir. Okumak, adeta eşsiz bir akşam ritüelidir. Düşünsenize, işten eve gelip uzanmış, dikkatinizi dağıtan her şeyi bir kenara itmiş pür dikkat kitap okuyorsunuz. Bundan daha zevkli ne olabilir ki? Her gördüğünüz kitabı okumak zorunda da değilsiniz elbette. Dolayısıyla mutlaka ilginizi çekecek ve bakış açınızı genişletecek kitaplar seçmenizi tavsiye ederiz.
Kurgu, biyografi, dram… Ne isterseniz okuyun. Önemli olan bu zevkiniz için zaman ayırıp bir şeyler öğrenirken kafanızı da rahatlamanız. Ayrıca siz uyurken beyninizin yatmadan hemen önce okuduğunuz şeyleri anlamlandırıp hafızanıza kazıdığını da unutmayın. Yani beynimizin bu bedava özelliği sayesinde pek çok yeni bilgiye haiz olabilirsiniz!
Eğer yatağa uzanıp keyif çatarak okumayı sevenlerdenseniz basılı kitapları tercih etmenizde fayda var. Kağıdın yumuşak dokunuşuyla sakinleşir, günün yorgunluklarından arınır ve daha kolay uyuyabilirsiniz.
Bununla birlikte e-kitaplara karşı olduğumuzu düşünmeyin sakın! Ama e-kitap okuyucuların da belirli bir miktarda ışık salınımı yaptığını ve bu sebeple uykunuzu kaçırma ihtimallerinin bulunduğunu da belirtmeden geçmeyelim.
Mutlaka okuyun: Etkili Kitap Okuma Tekniği: Bir Ceo Gibi Okuyun!
7. Mavi ışığı kesin!
Yine çağımızın sorunlarından biri olan mavi ışıkla karşı karşıyayız. Kullandığımız tabletler, bilgisayarlar, akıllı telefonlar gibi bilimum cihaz maalesef etrafına serotonin hormonumuzu baskılayan mavi ışık yayıyor. Peki serotonin eksikliği ne yapıyor dersiniz? Tabii ki de uyumamızı engelliyor ya da uyku kalitemizi düşürüyor.
Bahsettiğimiz türden cihazlar “uyarıcı” nitelikte olup uykudan bir süre önce mutlaka bir kenara atılması gereken cinstendir. Şayet akşamları bazen acil durumlar sebebiyle bilgisayarınızı açmanız gerekiyorsa f.lux yazılımını kullanmayı sakın ihmal etmeyin. Söz konusu uygulama, bulunduğunuz konuma göre saat diliminizi takip ederek ekranınızın mavi ışığını ayarlıyor.
Bunun haricinde kullandığınız her nevi cihazın ışığını en alt seviyeye indirmeyi de deneyebilirsiniz. Yakın tarihte gerçekleştirilen bir araştırmada ekran parlaklığını %50 civarına indirerek mavi ışığın uykumuz üzerindeki tesirini azaltabileceğimizin belgelendiğini de belirtelim. Her ne kadar sanki tek suçlu elektronik cihazlarmış gibi serzenişte bulunsak da en basitinden evlerimizde kullandığımız lambaların da uykusuzluğa sebep olduğunu eklemezsek olmaz. En azından renk sıcaklığı düşük lambalara geçiş yaparsak uykumuzun kaçma ihtimalini biraz da olsa azaltabiliriz.
Yapılan araştırmalara göre, “Akıllı telefonunuzu burnunuzun ucuna dayayıp 10 dakika kullanmanızla günlük güneşlik bir havada yaklaşık bir saat yürümeniz arasında hiçbir fark yok. Parlak gün ışığı altında bir saat yürüyüp sonra hemen uyumaya çalıştığınızı düşünün. Tabii ki de şıp diye uyuyamazsınız…”
Kısacası yatmadan en az bir saat önce her türlü dijital cihazla temasınızı kesin ve gözlerinizi dinlendirmeye bakın.
Mutlaka okuyun: İyi Uyumanızı ve Başarılı Olmanızı Sağlayacak 10 Uyku Ritüeli
8. Uykuya öncelik verin!
“Üç-beş saat uyku bana yeter!” demeyin zira gün gelir çökersiniz! Uykunun önemini hazmedin ve hayat tarzınızı bu doğrultuda şekillendirin.
Düzenli ve kaliteli uyku akıl, ruh ve vücut sağlığınız için son derece mühimdir.
O zaman hayatınızda ani ve zaruri değişiklikler olmadığı sürece aynı yeterli uyku düzenini sürdürmeye çalışın.
Son olarak da işle ilgili düşünceleri aklınıza getiren tüm unsurları yatak odanızdan kaldırın!
Mutlaka okuyun: Girişimcilerin Başarısında Uykunun Önemi Nedir?