Sıradan ve dikkat çekici olmayan bir mağaza/dükkan tabelasına sahip olmak demek, müşterilerin dikkatini çekememek ve dolayısıyla yeterince satış yapamamak demektir. Tabela tasarımına yeterince önem vermezseniz uzun vadede çok büyük kayıplarla karşı karşıya gelebilirsiniz.
Tabela tasarlamak, tasarımdan ziyade doğru bir planlamaya gerçekleştirilir. Bu nedenle pek çok kişi meseleyi tam olarak anlamakta zorlanır. Bu rehber sayesinde siz de tabela tasarımı konusunda daha net ve daha açık fikirlere sahip olacaksınız.
Bu yazımızda mağaza/dükkan/kafe/restoran gibi işletmeler için ideal bir tabelanın nasıl hazırlanacağına odaklanacağız. Bu yazıyı okuduktan sonra işletmenizin marka kimliğini, logosunu ve tabelasını daha ilgi çekici ve anlaşılır hale getirmeye öğrenmiş olacaksınız.
O halde lafı daha fazla uzatmadan hemen başlayalım. İşte sizlere başarılı bir tabela tasarlamada yardımcı olacak ipuçları:
1. Neden Tabelaya İhtiyacınız Var?
Basit bir soru. Eğer bu sorunun cevabını dikkatlice düşünürseniz bulacağınız yanıt size aydınlatma yaşatacaktır.
Mağazalar, kafeler, hastaneler, okullar, camiler derken hemen hemen her dükkan ve işletmenin tabelaya ihtiyacı vardır. Örneğin bir mağaza, müşteri çekmek için tabelaya ihtiyaç duyar. Bir hastane, acil durumlarda insanların rahatlıkla görebilmesi için tabelaya ihtiyaç duyar. Yani tabela söz konusu olunca amaçlar ve hedefler farklılık gösterebilir.
Tabela Tasarımı Yapmadan Önce Kendinize Sormanız Gereken Sorular
Bu noktada siz de kendi hedefinizi belirlemelisiniz.
- Bir işletme olarak kimin dikkatini çekmek istiyorsunuz?
- Hedef müşteri kitleniz kimlerden oluşuyor?
- Tabeladaki yazı kimleri hedef alıyor? Çalışanlar mı? Müşteriler mi? Öğrenciler mi? Hastalar mı? Yatırımcılar mı?
- İnsanları etkilemek? Reklam yapmak? Satış yapmak? Uyarmak? Bilgilendirmek?Yönlendirmek? İlham vermek?
- Tabelanız sokaktan geçen insanları mağazanıza geçmek için göz alıcı ve dikkat çekici mi olmalı?
- Özel bir indirim ya da etkinlik haftası mı yaklaşıyor?
- Profesyonel bir tasarımla daha büyük ve kurumsal müşterileri mi etkilemek istiyorsunuz?
- “Acil çıkış” gibi devletin zorunlu tuttuğu tabelalar sizde de mevcut mu?
- Yeni tabelanız sayesinde insanlar mağazanızı daha rahat bulabilecek mi?
- Markanızın daha bilinir ve daha yaygın olmasını, şehrinizde önemli bir cazibe merkezi olmasını istiyor musunuz?
- İnsanları durduk yere alışveriş yaptırmak mı istiyorsunuz?
- İnsanları kazalarda korumak mı istiyorsunuz?
- Ziyaretçiler için ekstra yönlendirici tabelalara ihtiyacınız var mı?
- Tabelanız insanlara yeni bir şeyler öğretecek mi?
Eğer tabela ile ilgili hedeflerinizi yazarsanız, temel olarak şöyle bir tablo çıkmalıdır.
Hedef Müşteri Kitlesi: Mağazanın önünden geçen insanlar
Temel Amaç: Yoldan geçen insanların dikkatini çekip mağazaya girmelerini sağlamak
İkincil Amaç: Mağazamın daha profesyonel bir görünüşe sahip olmasını sağlamak ve bu şekilde rakip mağazalardan ayrı bir konumda olmak
Bu tür bir şema ile tabela tasarımı konusunda önünüz ve kafanız daha rahat olur, sürece daha kolay devam edersiniz.
2. Tabelanızın Mesajı Ne Olmalı?
Tabeladaki en önemli tasarım unsuru sözcüklerdir. Bu sözcüklerin nasıl bir karaktere sahip olduğu, sözcüklerin nasıl yerleştirildiği tasarımın başarılı olup olmadığını belirler. Başarısızlık da genelde yukarıdaki “amaç” kısmının ihmal edilmesinden kaynaklanır.
Temel amacınızla uyum sağlayan sözcükler seçtiğiniz zaman mesajınız daha net ve anlaşılır olur.
Bu konuda üç tavsiye sıralayabiliriz:
1. Sadece 3 Saniyeniz Var!
Caddeden geçen insanların mağazanızın tabelasını görmek için 3 saniyesi vardır. Bu nedenle aşırı karışık, çok yazı olan bir tabela bu kadar kısa bir sürede fark edilemez, seçilemez. Kalabalık bir tabelayı insanlar okumayı tercih etmez.
2. Az Çoktur
Başarılı bir tabela, mesajınızı doğru ve etkili bir biçimde ileten tabeladır. Bu nedenle daha az sözcük kullanmaya gayret edin. 7 veya daha az sözcük idealdir. Onu da yazayım, bunu da yazayım diyerek tabelayı kalabalık ve karmaşık bir hale getirebilirsiniz. Yani kaş yapayım derken göz çıkarabilirsiniz.
3. Az Derken Çok da Az Değil!
Zaffron’s… Ne mağazası olduğunu anlayabiliyor musunuz? Belki terzi dükkanı belki de perdeci ya da belki fast food restoranı. Bilemiyoruz. Bu nedenle tabelanızda dükkanın, mağazanın ne üzerine olduğunu belirtmek de oldukça önemlidir.
İnsanlar tabelanıza bakarak ne iş yaptığınızı anlayabilmeli. Aksi halde ev yemeği yapan bir restoran olmanıza rağmen bunu belirtmediğiniz için ev yemeği arayan kişileri fast food restoranlarına kaptırabilirsiniz…
4. Mesajınız Net Olmalı!
İnsanlar tabeladan mağanızın ne üzerine olduğunu anlayabilmeli. Aksi halde potansiyel müşteriler dükkanın önünden geçip gider. Halbuki dükkanın züccaciye mi yoksa kırtasiye mi olduğunu bilmiş olsalar, belki de mağazaya girip bir şeyler satın alacaklardı!
Bu nedenle mağazanızın tabelasına mağaza isminin yanı sıra, mağazanın ne üzerine olduğunu belirten bir ifade de eklemeniz çok iyi olur. Örneğin sadece Ünal yazmak yerine Ünal Kuruyemiş ya da Ünal Kırtasiye yazabilirsiniz.
3. Ne Tür Bir Tasarım Yapmalısınız?
Mağaza tabelası, müşterilerle ve sokaktan geçen insanlarla “konuşmanıza” olanak sağlar. Sizin sesinizi, tarzınızı temsil eder. Bu bakımdan sizi temsil edeceğine inandığınız bir tasarıma sahip olmanız gerekir.
Bazı örneklere bakalım:
Buradaki restoran tabelaları her bir restorana farklı bir hava katıyor. Kimi restoranın lüks olduğunu gösteriyor, kimi de fast food restoranı olduğunu gösteriyor.
Ne Tür Bir Font Kullanmak Gerek?
Her font kendine özgü bir duygu yaratır.
Sokaktan geçen kişiler ve müşterileriniz kullandığınız fontu bilinçli bir şekilde fark edemeyebilirler. Ancak bilinçaltı açısından kullanılan font, insanlara bir mesaj iletir. Bazı fontlar bir mekanın gençlere özgü olduğunu ima eder, bazı fontlar ise bir mekanın daha ziyade orta yaşlı insanlara uygun olduğunu gösterir.
Bu açıdan fontları iki gruba ayırmak mümkündür:
- Sıcakkanlı, samimi ve neşeli fontlar
- Ciddi, geleneksel ve resmi fontlar
Bazı fontlar ise hem resmi hem de samimi olabilir. Bunda fontun nasıl kullanıldığı daha önemlidir. Tabii resmiyetin de belli dereceleri olduğunu unutmamak gerekir.
Örneğin özel bir aile polikliniği açarken aşağıdaki font kullanıbilir.
Bu örnekte ise mekanın bir aile polikliniği olmaktan çok uzak olduğunu görürüz. Yani fontun değişmesi bir mekanın ciddiyetini ve profesyonelliğini direkt olarak etkileyebilir.
Bu tür basit değişiklikler bile insanların gözünde sizin konumunuzu anında değiştirebilir. İkinci örnekteki bir polikliniğe giderken insanların iki kere düşüneceklerini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Font Konusunda En Çok Yapılan Hatalar
Kalabalıklardan sıyrılmak, rakiplerden bir adım öne çıkmak için genelde yanlış font seçimi yapılır. Özel hazırlanan tasarımcı fontları kartvizitlerde güzel görünse bile tabela için pek de uygun olmayabilir. Örneklerle inceleyelim.
Hatalı Font Kullanımı #1
El yazısı ya da script font olarak bilinen bu tür fontları belli bir mesafede sonra okumak imkansızdır. Bu tür fontları ancak kartvizit, broşür gibi insanların ellerine alacakları basılı metinlerde kullanmanızı tavsiye ederiz.
Hatalı Font Kullanımı #2
Tam bir kaos… Capslock’un açık olması ise TAM BİR FELAKET.
Bu tür fontları kullanmamak makul gözükse de grafik tasarım alanında deneyimi ve bilgisi olmayan kişiler maalesef bu tür fontları seçip tabelalarda kullanabiliyor.
Hatalı Font Kullanımı #3
Yanlış efektler de başarılı bir fontu gölgeleyebilir. Tabelalarda bu tür fantazilere girmek de pek doğru olmaz diyebiliriz.
Doğru Font Seçimi Nasıl Yapılır?
Her fontun kendine özgü bir aurası vardır. Bu nedenle işinize en uygun fontu seçmeniz büyük önem taşır.
Peki ama okunurluğu en yüksek fontlar hangileridir?
Sans serif fontları, harf sonunda çentiği olmayan fontlar olarak düşünebilirsiniz. Bilgi içeren metinlerde sans serif font kullanımı okunurluğu son derece kolaylaştırır.
Serif fontlarda ise harf sonunda çentik vardır. Özellikle uzun metinlerde serif font okumayı kolaylaştırır. Basılı yayınlarda, kitaplarda ve resmi evraklarda serif font kullanımı daha uygun olur.
Görüldüğü üzere her fontun kendine özgü karakteristik özellikleri mevcut. Büyük markaların tabelalarına baktığınızda da genelde okunması kolay fontlar tercih ettiklerini görürsünüz.
Fontlarla İlgili 3 Pratik Bilgi
Genelde bir tasarımda 2’den fazla farklı font kullanmaktan kaçınınız. Bir broşürde ya da tabelada 5 farklı font olursa bu metnin anlaşılırlığı ve ciddiyeti zarar görebilir.
Tabelanızdaki ana ifadeyi güçlü bir fontla belirtmelisiniz. Bazen mağazanın adı güçlü yazılabilirken bazen de mağazanın ne üstüne olduğu vurgulanabilir. Buna siz karar verirsiniz ancak.
Tasarımı yaptıktan ya da yaptırdıktan sonra grafik tasarım konusunda zevk sahibi kişilere gösterin. Taze bir göz size faydalı geri bildirimler verebilir.
Tabelada vermek istediğiniz mesajı belirledikten sonra tabelanın nasıl bir görünüme sahip olması gerektiği konusunda da kafanızda belli bir imaj oluşur. Örneğin bir hukuk bürosu ile bir kreş tabelası arasında çok fark olmalıdır. Kreş renkli ve eğlenceli bir tabela tercih etmeli, hukuk bürosu da daha ciddi bir tasarım tercih etmelidir.
Bu konuda birtakım önerilerimiz var.
Profesyonel
Avukat, doktor ve şirketlerin ofis tabelalarında aşağıdaki fontların daha uygun olduğunu söylemek mümkün.
Muhafazakar
Düz çizgili fontların daha muhafazakar olduğunu söylemek de mümkün.
Klasik
Rafine ve ölçülü fontlara örnek verilebilir.
Retro
Geçmişe yönelik bir konsepte sahip olan mağaza tabelalarında bu tür fontlar kullanılabilir.
Uçarı – Eğlenceli
Biraz daha eğlenceli ve uçarı fontlara örnek verilebilir.
Çocuksu
Çocukluğu anımsatan, özellikle çocuklara yönelik mağazalarda kullanılabilecek fontlar.
Burada verdiğimiz örnekler font dünyasının %0.1’lik bir kısmını ancak oluşturuyor. Dolayısıyla burada size fikir vermek için seçtiğimiz fontlardan çok daha fazlasını ücretsiz olarak internetten bulabilirsiniz. Unutmamanız gereken tek şey, yaptığınız işe katkı ve uyum sağlayacak font seçmenizdir.
4. BÜYÜK HARFLER OKUMAYI KOLAYLAŞTIRIR MI?
Başlıktan da anlayacağınız üzere büyük harfler kullanmanın okunurluğu artıracağını, tabelanın uzak bir mesafeden de fark edilebileceği düşünülür.
Ancak görsel olarak yapılan bilimsel araştırmalar, büyük ve küçük harflerin birlikte kullanılmasının, sadece büyük harflerle yazılan metinlerden daha kolay okunabildiğini, zira insan beyninin büyük küçük ayrımını daha kolay algıladığını gösteriyor.
Yani şöyle denebilir: Bahar Aile Kasabı ifadesi BAHAR AİLE KASABI ifadesinden daha kolay algılanıyor.
Bu bakımdan mağaza ya da dükkan önünden geçen ve tabelayı fark etmek için 3-4 saniyesi olan kişilerin işini kolaylaştırmak için büyük harf kullanımını sınırlandırmak daha mantıklı olacaktır.
Etkili tabela tasarımında sadece BÜYÜK HARFLERİN kullanılmasının da bir yeri var elbette. Ancak daha güvenilir ve sağlıklı bir tasarım istiyorsanız büyük-küçük uyumuna dikkat etmenizi öneriyoruz.
5. Harf Aralığı (Kerning) Neden Önemlidir?
Kerning olarak bilinen ve harf aralığını ifade eden tasarım unsurunu daha önce duymamış olabilirsiniz. Ancak harfler arasındaki aralıkla oynamak, tabela tasarımını daha etkili hale getirebilir.
Kerning, bir sözcükteki harflerin aralığını artırmak ya da azaltmak demektir. İnsan gözü harfler arasındaki fazla boşluğu ya da fazla bitişikliği çabucak fark eder ve bu durum “göze takılır.”
Kelimeler arasındaki boşluğu ayarlayarak metnin daha akıcı okunması sağlanabilir. Doğru bir kerning uygulaması, bir sözcükteki karakterleri tek bir ünite haline getirir. Photoshop gibi tasarım programları kerning konusunu çoğu zaman otomatik olarak halletse de yine de bazen elle müdahale yapmak gerekebilir.
Örneğin aşağıdaki örneklerde kerning uygulanması okunurluğu olumlu etki yapmaktadır.
Birçok fontta büyük harfler ile sonrasında gelen küçük harf arasında kerning uygulanılarak iki harf arasında uyum sağlanabilir.
Aşağıdaki örneklerde ise harflerin aralığı artırılarak görsel bütünlük sağlanmıştır.
Buradaki örneklerde de harf aralığı çok azaltılarak bilinçli bir görsel tasarım yapılmıştır. ebay logosu bu konuda en ideal örnektir.
6. Tabela Renkleri Nasıl Seçilmelidir?
Renk kullanımı, bir tabelanın etkisini tabiri caizse rezil de edebilir vezir de.
Peki renkleri nasıl daha etkin bir biçimde kullanmalısınız? Burada anahtar kelime: karşıtlık (kontrast) Peki karşıtlık nedir? Karşıtlık, bir tasarımın aydınlık ve karanlık bölgeleri arasındaki farktır.
Örneğin sarı bir arka planın üzerine koyu renkli harfler çok güzel oturur ve güzel bir karşıtlık oluşturur. Yani arkaplan ve metin arasında karşıtlık ne kadar yüksekse, okunurluk o kadar yüksek olur.
Birbirine yakın renkleri kullanmak, örneğin gri bir arkaplanın üstüne siyah harflerle bir şey yazmak, okunurluğu azaltır.
Karşıtlık
Yukarıdaki örneğe bakalım. İki S harfi de eşit büyüklükte olmasına rağmen kırmızı arkaplana sahip olan daha büyük görünmektedir.
Koyu bir arkaplanın üstüne açık renkli bir harf yazımı, bu harfin daha büyük görünmesine neden olur. Açık renkli harfler yaklaşırken, koyu renkli harfler uzaklaşır gibi bir illüzyon yapmaktadır.
Genel olarak konuşursak da beyaz arkaplanın en kullanışlı arkaplan çeşidi olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü beyaz arkaplanın üstüne yazılan hemen hemen her türlü metin doğal bir karşıtlık oluşturur. Bu bakımdan beyaz arkaplanın daha işlevsel olduğunu söylemek mümkün.
Ancak beyaz dışında bir arkaplan seçerseniz, renk seçimi konusunda kendinizi sınırlandırmış olursunuz. Zira kırmızı bir arkaplan seçtiğinizde onun üstüne yerleştireceğiniz metnin renginde belli bir daralma söz konusu olur. Bu doğru-yanlış gibi bir yaklaşım değildir. Ancak aklınızda bulunmasında fayda olduğunu düşünmekteyiz.
Aşağıda 14 farklı kombinasyon mevcut. ABD’deki açık hava reklamcılığı derneği tarafından yapılan bir araştırmada görünürlüğü en yüksek olandan en düşük olana 14 farklı renk kombinasyonu şu şekilde belirlenmiş durumda.
7. Tabelayı Daha İlginç Kılmak İçin Neler Yapılabilir?
Karşıtlık tabelayı daha görünür kılmak için kullanılabilecek prensiplerden bir tanesi. Ancak karşıtlık dışında başka teknikler de var. Zira tasarımınızdaki, tabelanızdaki her şeyin karşıtlık prensibi üzerine kurulmasını istemeyebilirsiniz. Böyle olursa tabelaya bakan kişiler, hangi ifadenin daha önemli olduğunu anlamakta zorlanabilirler.
Tabelayı daha ilginç, daha etkili ve daha dikkat çekici kılmak için aşağıdaki yöntemlere başvurulabilir.
- Boyut
- Font türü
- Vurgu
- Renk
- Değer
- Şekil
Örneğin aşağıdaki logo tasarımlarına bakalım. Tek bir tabela tasarımı için birbirinden farklı tasarımlar yapılabilir. Her tasarımda vurgu başka yerdedir.
Bir finans şirketi olduğunu varsaydığımız “The Professional Group”u ele alalım.
Yukarıdaki örnek oldukça sıkıcı, değil mi? Her şey aynı font, aynı boyut, aynı vurguya sahip.
Tasarımı büyüklük anlamında vurgu katılıyor ve ana ifade kalınlaştırılıyor.
Şimdi de tipografi ile farklı fontlar kullanılıyor. Sans serif ve serif fontlardan bahsetmiştik.
The ve group kelimelerini italik, yani eğik olduğunu fark ettiniz mi? Karşıtlık eğik harflerle bile elde edilebilir.
Karşıtlığı sağlamak için burada da mavi renk kullanılmış. The ve group ifadeleri hem küçük hem de italik olduğu için neredeyse gri gibi gözüküyor. Koyu mavi ile gri de neredeyse benzer renklerdir.
Yukarıda ise mavinin tonları kullanılarak karşıtlık elde edilmiş gibi görünebilir. Ancak professional ifadesinde mavinin tonu daha koyu. Burada bu ifadeyi vurgulamak için benzer bir rengin daha koyusu kullanılmış.
Mavi ve yeşilin karşıtlık oluşturduğunu kesinlikle söyleyebiliriz. Hem renk olarak hem de hissiyat olarak karşıtlık mevcut. Mavi soğuk bir renk iken yeşil taze bir renktir.
Yani ilk logo ile son logo arasında ciddi bir fark olduğunu söyleyebiliriz. Görüldüğü üzere karşıtlık basit, sıkıcı bir logoyu daha ilginç hale getirebiliyor. Birkaç ufak değişiklikle tarz, hissiyat ve görünüş değiştirilebilir.
8. Grafik Unsurlar Tabelayı Nasıl Güçlendirebilir?
Her tabelanın grafik unsura ihtiyacı yoktur. Ama yukarıdaki tabeladaki PAWS ifadesi güçlü bir grafik elemandır ve veteriner tabelasını güçlendirir.
Pennsylvania Üniversitesi Optometri Fakültesi’ne göre de grafik unsur bir tabelaya hem görsel ilgi katar hem de ekstra bir renkle kullanıldığında %78 oranında insanların daha çok ilgisini çeker.
Grafik unsurlarda fotoğraf kullanımı da fotoğrafsız tabelalara göre %300 oranında daha çok ilgi çeker.
Tabelaya ve görsele çerçeve eklemek ise okuma hızını %26 oranında artırıyor. Özellikle trafiğin yoğun olduğu yerlere yerleştirilen tabelalara çerçeve yerleştirmek, insanların odaklanmasını ve tabelayı okumasını kolaylaştırmaktadır.
9. Ne Tür Bir Şekil Daha İdealdir?
Şekilde derken esasında şu üç geometrik unsurlardan bahsediyoruz.
- Yatay dikdörtgen
- Dikey dikdörtgen
- Kare
Elbette daire var, oval var, üçgen var; üçgenin çeşitleri var. Ancak hem verimlilik hem de etkinlik bağlamında bu üç şekle odaklanmak daha doğru olacaktır.
10. Punto Nasıl Olmalı?
Punto, yani font büyüklüğü söz konusu olunca kafalar genelde karışır. Genelde matematiksel bir yaklaşım yerine “göz kararı” tercih edilir.
Ancak umut bir strateji değildir.
Tabelanızı doğru bir biçimde tasarlamak istiyorsanız, tersine mühendislik yapmanız gerek. Yani tabelanın büyüklüğüne karar vermeden önce metnin büyüklüğüne karar vermeniz gerek.
İnsanlar kitap okur gibi tabela okumaz. Tabeladaki sözcükleri okur. Tabii o da tabeladaki sözcükler uzaktan okunabilir ise… Harfler çok küçükse ya da renk seçimi kötüyse, insanlar tabelayı okumak için ekstra bir çaba gösterme zahmetine katlanmazlar.
Bu nedenle önce harflerin boyutunu belirlemeli, daha sonra tabelayı bu harflerin üzerine inşa etmelisiniz.
Not: ” ifadesi inç’i belirtir. 1 inç = 2.54 cm’dir.
Önce harflerin boyutunu belirmelisiniz.
Sonra tabelanın tahmini boyutunu görmelisiniz.
Göz kararı yerine metre ile ölçüm yapmanız çok iyi olur.
Son olaraksa harfleri tabelanın içine sığdırmalısınız.
Harflerin Büyüklüğünde Hangi Faktörler Etkilidir?
Harflerin büyüklüğü (puntosu) konusunda temel olarak 2 faktör mevcuttur.
- Mesafe
- Hız (otomobille yoldan geçenlerin tabelayı okuma hızı)
Mesafe: Önce tabelanın ne kadar uzaktan net bir biçimde okunabileceğine bakmak gerekir. Bu konuda göz kararıyla hareket etmek kumar oynamak demektir. Gereksiz risk almaya gerek yoktur.
Ne kadar mesafeden tabelanın rahat bir biçimde okunduğu gördükten tabela tasarımı konusunda sıkça kullanılan bir hesap cetvelinden yardım alabilirsiniz. ABD’deki tasarımcılar bu cetvelden yararlanmakta. Penn State Üniversitesi, Pennsylvania ulaşım genel müdürlüğü ve ABD tabela yönetmeliği bu cetveli geliştiren kurumlar arasında.
Bu cetvel, size tabelanın ne kadar büyüklükte olması gerektiğini, puntonun nasıl olması gerektiği gibi konularda doğru bir yol gösterir.
Örneğin, bir tabelanızı bir binanın üstüne yerleştireceksiniz diyelim. Kaç metre ötedeki insanlar bu tabelayı okuyabilir?
Örneğin bir tabelanın 18 metre öteden okunmasını istiyorsunuz. Bu cetvele göre harflerin minimum boyutu ve optimal görünebilirik açıdan minimum boyut konusunda iki öneri sunulur.
Eğer tabelanızın 18 metreden okunmasını istiyorsanız, harflerin minimum 7 cm yükseklikte olması gerekir. Optimal görünebilir için ise bu yükseklik 14 cm’dir.
Hız: Tabeladaki harflerin ve sözcüklerin punto büyüklüğüne etki eden diğer bir faktör de hızdır. Yani otomobille caddeden geçen insanların tabelanızı görmesi için belli bir büyüklükte olması gerekir.
Örneğin bir caddede hız sınırı 70 km olsun. Siz de tabelanızın 3 saniye boyunca okunabilmesini istiyor olun.
70 km hızla giden bir aracın bir tabelayı 3 saniye boyunca net bir biçimde okuyabilmesi için yaklaşık 60 metrelik görüş mesafesi gerekir. Letter Sizing Calculator bu konuda da iki öneri sunar.
- Harflerin okunabilmesi için minimum boyut
- Kolay okunabilirlik içi optimal boyut
Bu örnekte minimum boyut yaklaşık 15 cm, optimal boyut ise yaklaşık 48 cm’dir.
Bir diğer örnek de şu şekilde:
Aşağıdaki illüstrasyonda da mesafelere göre bir tabelanın nasıl göründüğü gösterilmeye çalışılmıştır.
11. Negatif Alan Nasıl Kullanılmalı?
Beyaz alan ya da negatif alan, bir grafik tasarımda metnin ya da şekillerin bulunmadığı “boş alanı” temsil eder. Bir tabelada kullanılan resimler, yazılar ne kadar önemliyse negatif alan da o kadar mühimdir. Fakat nedense bu alanları israf olarak düşünme, dolayısıyla bir tasarımda hiç boş alan bırakmama eğilimi vardır ki bu pek de doğru bir düşünce değildir.
Örneğin burada tüm tabela tıka basa doldurulmuş halde.
Burada ise metnin ve grafik unsurların boyutu küçültülmüş durumda. Tabela daha az kalabalık gözüküyor. Boyutun küçülmüş olması ise etkiyi azaltıyor.
Burada ise tabela biraz daha büyümüş halde. Mesaj net ve tasarım kalabalık değil.
Negatif alan, neden önemli diye soracak olursanız bunun hem psikolojik hem de fiziki nedenleri var. Yeterince boşluğa sahip olmayan bir yazı, insanlara klastofobik bir deneyim yaşatabilir.
Metin çok kalabalıksa okunurluk düşer.
Tasarım yaparken bir süre ara vermeli ve daha sonra tasarıma bakıp fazla kalabalık olup olmadığını kontrol etmelisiniz. Başka insanlardan ve mümkünse grafik tasarımcılardan yardım almak işinizi oldukça kolaylaştırır tabii ki.
12. Tabela ve Çevre İlişkisi Nasıl Olmalı?
Başarılı bir tasarım kadar onun yerleşimi de çok önemlidir. Kırmızı bir binanın altında faaliyet gösteriyorsanız kırmızı bir tabelaya sahip olmanız, tabelanızın binanın içinde kaybolmasına neden olabilir örneğin.
Tabela tasarlarken içsel tasarım unsurları kadar dışsal unsurlara da dikkat etmek gerekir. Tabelanın aşılacağı duvarın rengi bunda oldukça kritiktir.
Renk, tabela tasarımında şüphesiz büyük rol oynar.
Aşağıdaki örneklerin ilkinde duvar ve tabela açık renklerde olmaları bakımından birbirinin içinde kaybolmaktadır.
Ancak koyu renkli duvara asılmış bu tabela ve duvar arasında karşıtlık vardır ve tabela daha dikkat çekici bir biçimde görünmektedir.
13. Tabelanın Görsel Merkezi Neresidir?
Son olarak başarılı bir işletme tabelası için optik merkez kavramını anlamak gerekiyor. Optik merkez, bir insanın web sitesine ya da broşüre bakarken gözünün en çok kaydığı nokta olarak açıklanabilir. Normalde insan gözü sayfanın matematiksel olarak merkezinin biraz daha üstüne kayar. Yani sayfanın tam ortasını 50 olarak kabul edersek insan gözü genelde 46’lık bölgeye doğru bakmaya daha eğilimlidir.
Bu teori tabela tasarımına iki şekilde uygulanabilir.
İlki tabela tasarımıdır. Eğer metni ya da logoyu tabelanın tam ortasına yerleştirirseniz, vereceğiniz mesaj bir miktar düşük etkiye sahip olacaktır. Buna karşın optik merkeze yerleştirilen logo ve metin insanlar tarafından daha kolay algılanacaktır.
Optik merkez kavramının ikinci uygulanışı ise tabelanın asılışı ile alakalıdır. Bir tabelanın tam duvarın tam merkezine yerleştirilmesi durumunda tabelanın etkisi bir miktar düşmektedir. Aşağıdaki örnekte birkaç santimetre daha yukarıda olan tabelanın daha etkili olduğunu gözlemleyebilirsiniz.
Tabela Tasarımında Dikkat Edilmesi Gereken 3 Ana Konu
Şimdi gelin, tabela tasarımıyla öğrendiklerimizi toparlayalım ve dikkat etmeniz gereken hususların üzerinden kısaca tekrar geçelim.
Tenoloji merkezli, çok hızlı akan dünyamızda reklam, pazarlama gibi konular da daha çok önem kazandı diyebiliriz. Ancak insanların dikkatini çekmek, onların bir şeye odaklanmalarını sağlamak da bir o kadar zorlaştı. İnsanların dikkat ve konsantrasyon süreleri azaldı. Bu bakımdan özellikle mağaza ve dükkan tabelaları, yoldan geçen kişilerin işletmenizi fark etmesi için hala önemini koruyor.
ABD’de 500’den fazla küçük işletme üzerinde yapılan bir araştırmaya göre 18-34 yaş aralığındaki genç patronların %64’ü mağaza tabelasında yaratıcılığa önem veriyor. Buna karşın 55 yaşından büyük patronlar ise tabelaların daha sade olması gerektiğini savunuyor.
İster yaratıcılık ister sadelik olsun; temel amaç ise hep aynıdır. Yoldan geçen kişilerin dikkatini çekmek ve bu kişilerin dükkana girerek alışveriş yapmasını sağlamak…
Ünlü elektronik perakendecisi Best Buy, müşterilerinin %17’sinin sırf tabelayı gördükleri için mağazaya giriş yapan kişilerden oluştuğunu söylüyor. Best Buy stratejik pazarlama direktörü Sapna Budev, insanların Best Buy tabelasına ve kurumsal kimliğine dair bir çekime kapıldıklarını da ifade ediyor.
Bu bağlamda Budev, mağaza tabelası, broşür, reklam panosu gibi hususlarda 3 temel tavsiye sunuyor:
1. İlgi Çekici Renk:
İyi bir tabelanın ardında renkleri doğru kullanmak yer alır. Coca Cola kırmızısı, McDonald’s sarısı, Apple grisi gibi renk tarifleri, bu markaların renk kullanımının çok başarılı olduğunu gösteriyor.
Best Buy pazarlama direktörü Sapna Budev yaptıkları araştırmada, bir markanın tanınmasında rengin %80 oranında etkili olduğunu söylüyor.
Buna ek olarak trend olan, o dönem popüler olarak renkler de yine oldukça önemli. Bazı işletmeler, tabela tasarımında modern ve moda renkleri kullanıyor. Ancak Budev uyarıyor: “Stratejik açıdan tabelanın uzun ömürlü olması tercih edilmelidir. Bugünün moda rengi, yarın insanların gözünü kanatabilir.”
2. Kontrast – Okunabilirlik
Bir tabelanın karşıtlığı (kontrastı) o tabelanın okunabilirliğine direkt etki eder.
Budev’in bu konuda söyledikleri oldukça önemli:
“Pek çok tabelanın ön planında metin ya da grafik bir unsur yer alır; arkaplanda ise tek bir renk kullanılır. İnsanların bu tabelaya dikkat etmeleri için karşıtlığın ideal düzeyde olması gerekir.
Örneğin koyu lacivert bir arkaplanın önüne, beyaz bir yazı yazılması karşıtlık oluşturur ve okunmayı kolaylaştırır. Ancak karşıtlık ideal düzeyde değilse ve birbirine yakın renkler ön ve arkaplan olarak kullanıldıysa burada da gölge ve kontur gibi grafik tasarım unsurlarıyla karşıtlık oluşturulabilir. Ayrıca tabelanın etrafına çerçeve serilmesi de yine okuma hızını artırır, çünkü bakan kişi sınırını daha iyi anlar.”
3. Boyut
Tabeladaki harf ne kadar büyükse, okunması o kadar kolay olur. Özellikle otoyol kenarına yerleştirilen tabelalar için bu durum çok daha önemlidir.
Buna ek olarak font seçimine de dikkat etmek gerekir. El yazması bir font kullanılabilir, ancak bunu okumak oldukça zor olacağı için boyutunun da yüksek tutulması gerekir.