Perşembe, Kasım 21, 2024
Ana SayfaGirişimcilikBaşarılı Girişimcinin Gizli Silahı: Azim

Başarılı Girişimcinin Gizli Silahı: Azim

Girişimcilik aslında sanıldığı kadar şaşaalı bir kariyer yolu değil. Büyük idealler ve parlak fikirlerle ilgili de değil. Hele hele hayallerle ve rüyalarla hiç alakası yok. Cesur olmakla ve görkemli olmakla da ilgisi yok. İnovasyonlarla ve buluş yapmakla bile o kadar da alakalı değil aslında. Şan, şöhret, ün, para arayışı mı diyeceksiniz? Hayır, bunlarla da bir alakası yok.

Girişimcilik her şeyden çok bir ölüm kalım savaşı. Olan biten arasında yıpranmamak, pes etmemek için verdiğiniz bir savaş. Girişimcilik azimli olmak, disiplinle çalışmak, ve sonuçları görene kadar pes etmemekle alakalı aslında. Yolda pes eden arkadaşlarınızı görüp dişlerinizi sıkıp sonuna kadar sabrettiğinizde, karşınıza çıkan engellere yenik düşmediğinizde ve o cephede ayakta kalan son kişi olduğunuzda ancak ben bir girişimciyim diyebilirsiniz.

Beni yanlış anlamayın lütfen. Başkalarının göz ardı ettiklerini fark etmenizi sağlayan bir bakış açısına sahip olmak, kendinizi ve çevrenizdekileri enerjik tutacak bir ateşle yanıp tutuşmak, bir iş kurup büyütecek güce kuvvete sahip olmak ve size doğru kararları verdirecek bir deneyime sahip olmak… Bunların hepsi sizi bir girişimci yapan şeyler, evet. Ama bütün bu özellikleri birleştiren, birbirine bağlayan ve her yeni doğan gün sizi pes etmekten alıkoyan şey azminiz. O olmadan uzun yıllar boyunca bu tempoya dayanmanız imkansız.

Dikkatinizi çekmek istediğim bir nokta daha var: Başarılı şirketlerin bir sonu bucağı yoktur. Evet, yoktur cidden. Asıl amacımız engelleri aşmaya devam etmek, satışlarımızı hep arttırabilmek, para kazanmaya devam etmektir: sonsuza dek. Eğer bunu okumak size ürküttü ve biraz canınızı sıktıysa, belki de yalnız olmadığınızı duymak hoşunuza gider. Bütün bu topları düşürmeden çevirmeye devam etmek, işinizi sonsuza dek büyütmek bütün girişimcilerin gözünü korkutuyor.

Azimli olmayı son noktaya kadar götürüp işine çok bağlanan ve her sabah yataktan heyecanla kalkıp işine koşan, ortasına düştükleri kaosa dört kolla sarılanlar da yok değil tabii… İşte aslında bu insanlar gerçek girişimciler: Çünkü her sabah işe giderken kendilerine neden bu işi yaptıklarını söylemek zorunda hissetmiyorlar, yaptıkları iş zaten benliklerinin bir parçası haline gelmiş durumda. Bu yazımızda girişimcilik dünyasında azimli olmanın ne kadar önemli olduğunu anlatan birkaç noktaya değineceğiz:

 

Kimse işinin ilk gününde Google’ı kurmadı

Adım gibi eminim ki Larry Page ve Steven Brin’in Andy Bechtolsheim’dan $100,000 dolarlık bir yatırım almadan önce uzunca bir süre Silikon vadisinde yatırımcı aradığını ve durumdan hiç de umutlu olmadıklarını bilmiyordunuz. 1999’da google arama motorları arasında 7. sıradaydı, piyasanın sadece % 7.8’i google kullanıyordu. Girişimin büyük kitlelere ulaşması ancak yıllar sonra gerçekleşti, piyasayı domine etmesi içinse daha da fazla zaman geçmesi gerekti. Uzun lafın kısası,  Google bugün gördüğümüz dünya çapındaki popülerliğini bir gecede kazanmadı: bu yıllar süren bir süreçti.

Mutlaka okuyun: Google’ın Başarı Hikayesi ve Başarı Sırları

 

Jeff Bezos’nun Amaç Odaklı Darwinizmi

Jeff Bezos 1994’te Amazonu kurduğunda sanal ticaret sektörüne görkemli bir giriş yapmış olabilir, ama Seattle merkezli şirketi doksanların .com krizinden kurtaran ve 2007’nin mortgage krizini aşmasını sağlayan güç tanrı vergisi bir ticaret yeteneği ya da ileri görüşlülük değildi. Şirketi bu yıkıcı krizlerden koruyan ve bugünlere gelmesini sağlayan şey oldukça rekabetçi ve sonuç odaklı marka kültürüydü: Bezos bu kültürü ünlü bilim adamı Darwin’in ortaya attığı doğal seleksiyondan uyarlamış ve adını amaç odaklı darwinizm koymuştu.

Mutlaka okuyun: Jeff Bezos ve Amazon Hakkında Şaşırtıcı Gerçekler

 

Jobs: “Azim başarılı girişimcileri diğerlerinden ayırır”

1995’te kendisiyle yapılan bir röportajda Steve Jobs: “Başarılı girişimcileri başarısız olanlardan ayıran şeylerin büyük bir kısmının başarılı olanların azminden kaynaklandığını düşünüyorum” demişti. Jobs sözlerine “Tabii bu çok zor bir süreç, kimse bunu inkar edemez. Hayatınızı işinize adıyor; zaman, enerji ve efor harcıyorsunuz… Kimi zaman karşınıza engeller çıkıyor ve insanların büyük bir kısmı bu zor anları atlatamayıp pes ediyorlar. Onları suçlamıyorum, bu süreçleri yaşamak duyulduğundan çok daha zor oluyor” diye devam etmişti. Gerçekten de Apple’ın yıllardır ayakta kalmasını sağlayan şey Jobs’ın azmiydi, Jobs CEO koltuğuna geri döndüğünde (1997 yılında) şirket batmak üzereydi.

Daha da ilginç olansa Apple’ın tarih sahnesine nasıl çıktığıydı: Şirket aslen kişisel bilgisayar piyasasının öncüsü olarak tanınmıştı. Mp3 çalarlar, akıllı telefonlar, tabletler, kulaklıklar, yani yıllardır Apple ürünü olarak kullandığımız her şey Apple bu alanlara el attığında çoktan mevcuttu: ama Apple yapılamayanı yapmış, üstün bir ürün tasarımıyla hayal edilebilecek en yüksek standartları birleştirerek bu ürünlerde de piyasanın önde gelen markası olmayı başarmıştı. Şirket hep yaptığı işin en iyisini yapmaya, sektörün öncüsü olmaya çalışıyordu.

Mutlaka okuyun: Steve Jobs’tan Gerçek Liderlik Dersleri

 

“Girişimcilerde en değer verdiğim şey kararlılıkları”

Yatırımcı Fred Wilson geçtiğimiz günlerde başlığı “Kararlılık” olan bir yazı yayınladı: Wilson’a göre liderlerde en çok hayran olduğu özellik kararlılıklarıydı. “Kariyerimin bir noktasında çalıştığım bütün başarılı şirketler işlerin yolunda olmadığı dönemler geçirdi. Kimi zaman sorunları çözmek o kadar uzun zaman alıyordu ki insanlar problemlerin hallolmayacağından endişelenmeye başlardı.” Wilson sözlerine şöyle devam ediyor: “Çalışanlar inançlarını yitirmeye başlar, medya acımasız yorumlar yapmaktan geri durmaz ve şirketin yöneticisi olarak siz bütün bunlarla savaşmak zorunda kalırsınız.”

Wilson bunları uydurmuyordu tabii… Ünlü sermayedarın bu alanda hatırı sayılır deneyimi vardı, Wilson sadece yılların ona öğrettiği şeyleri özetliyordu okuyanlarına. Wilson’ın şirketi bu günlerde Twitter, Zynga, Etsy, Tumblr, Feedburner ve Foursquare gibi geniş kitlelerce tanınan firmalara yatırım yapmış olmasıyla tanınıyor. Bütün bu şirketler bugün oldukları yerlere zor günlerden geçerek vardılar tabii.

Son olarak Wilson’un değindiği üzere sanıldığı gibi yıllar ilerledikçe bir şirket yönetmek kolaylaşmıyor, aksine zorlaşıyor. İşte bu aşamada azminiz ve kendinize olan güveniniz devreye girerek size ve takımınıza ihtiyacınız olan kıvılcımı ve devam etme gücünü vermeli.

Gerçekten de, hem hayatta hem de iş hayatında unutmamanız gereken şey bütün bu yolculukların kısa deparlar değil uzun maratonlar olduğu gerçeği. Bir bitiş çizgisi yok, bu hep devam eden bir yolculuk ve buna uyum sağlamalısınız. Yazımın ilerleyen kısmında size asla pes etmemek için 6 başarılı girişimcinin uyguladığı stratejilerden bahsedeceğiz.

Yeni bir işe başlarken kendinize olan güveninizi inşa etmek zor olabilir: sonuçta bu daha önce hiç yapmadığınız bir şey ve belirsizlikler göz korkutucu. “Belki de bu iş bana göre değil” veya “Vaz mı geçsem?” düşünceleri her yeni girişimcinin aklından geçen şeyler, emin olun.

Yazımızın bu kısmında size 6 başarılı girişimcinin nasıl azimli kaldıklarından ve içlerindeki ateşi nasıl canlı tuttuklarından bahsedeceğiz.

 

 

1- Engellerden kaçmayın

Birçok insan girişimci olduğunu iddia eder ama aslında değildir.  Ama genelde girişimcilik sektöründe işler böyle işliyor: aslında girişimcilik ruhundan yoksun olan birçokları kendilerinin ne kadar başarılı bir girişimci olduklarından bahsederler.

Lisede fen bilimleri dersinden kaldığımda küçük yatak odamda oturduğumu ve okulu boşverip bir iş adamı olmaya karar verdiğimi hatırlıyorum. (daha o zamanlarda girişimci olmak bu kadar cool bir kariyer yolu değildi.) Başıma her ne gelecekse razıydım: pazarlama yeteneğim sayesinde öne çıkacağımdan da emindim…

İçimden bir ses bana: “Sana muhteşem haberlerim var. Yüzde yüz haklısın, çok başarılı olacaksın, hepsi haksız çıkacak.” diyordu. Aslında ihtiyacınız olan tek şey bu sarsılmaz irade ve kendine güven. Eğer bundan yoksunsanız, ayağınıza takılan ilk engelde ya da yediğiniz ilk yumrukta pes edersiniz ve girişimcilik kariyeriniz başladığı gibi biter.

Bir boks maçı izlediğimizde hepimiz aynı şeyi düşünürüz: “Bu yumruklardan sadece birini ben yemiş olsaydım şimdiye çoktan nakavt olmuştum.” Ama unutmayın ki o boksörler yumruklarla başa çıkabilmek için saatlerce antrenman yapıyorlar.

Girişimcilik de tıpkı bunun gibi: Eğer bütün çalışanlarım aynı anda istifa etmeye karar verirse o zaman ne yapacağımı çoktan biliyorum. Peki ya en iyi 10 müşterim benden vazgeçerse… Onun için de bir B planım var. İhracatlarda sorun mu çıktı, olur böyle şeyler. İşe ilk başladığımızda da bu kadar çok ithalat yapmıyorduk zaten. Gördüğünüz gibi, karşıma çıkabilecek her engele karşı bir b planım var, sonsuza dek engellerle başa çıkabilirim çünkü ben safkan, %100 girişimciyim.

Girişimcilik sektöründe birçokları bir hevesle bu işe başlayıp karşılarına çıkan ilk engelde pes edenlerden oluşuyor: gerçek bir girişimciyse fırtınalarda batmayan, yüzmeye devam eden bir geminin kaptanı gibi, engellerle başa çıkabilecek bir iş kurmalıdır. Bu yüzden, içinizden geleni yapın, normal olmaktan çok kendiniz olmaya odaklanın ve hayallerinizin peşinden gidin.

 

 

2- Başarıyı taklit edin

Eğer beyninizin psikolojisinin nasıl çalıştığını araştırırsanız insanoğlunun bir şeyleri taklit ederek öğrendiğini göreceksiniz. Dolayısıyla eğer bir gün kendi kendinize özgüven inşa etmeyi bekliyorsanız size zaman harcamaktan kurtarayım: muhtemelen başarısız olacaksınız. Başarıyı aramalı, bulmalı ve taklit etmelisiniz. Başarıyı bulabileceğiniz en temel üç yerse otobiyografiler ya da biyografiler, videolar ve size bire bir yol gösterebilecek olan akıl hocaları.

Ben bu yöntemi kendim uygularken ilk adım olarak gün içerisinde çeşit çeşit kitap okurken akşamları biyografi ya da otobiyografi okudum. Teknik bir dilden çok günlük bir dille yazılmış olmaları bu tür kitapları gece uyumadan önce okumamı kolaylaştırıyordu. Bana ihtiyacım olan ilhamı ve sağlam bir özgüven inşa etmem için gerekli olan cesareti veriyordu. Başka insanların sizin yürüdüğünüz yolda daha önce yürüdüğünü bilmek, yolun sonunu görebilmek ve kolay olmasa da üstesinden gelinebildiğini bilmek size iyi gelecektir. Elbette onların da karşısına tümsekler, engeller, kasisler çıktı ancak sıkı bir çalışma ve sarsılmaz bir azimle onlar bu engelleri aştılarsa bu sizin de aşabileceğiniz anlamına geliyor.

Mutlaka okuyun: İlham Veren Başarı Hikayeleri

İkinci olarak da: videolar izlemek başarıyı taklit etmek için uygulayabileceğiniz en kolay yöntem çünkü insan beyni gerçekten de gördüğünü taklit etmek üzere evrimleşmiş bir yapı. Başarılı insanların verdiği konferans kayıtlarını bulun ve izleyin: TED konuşmaları, açılış dersleri veren milyarderler veya belgeseller… Bunların hepsi size ihtiyacınız olan azmi bulmak konusunda yardımcı olacaktır.

Mutlaka okuyun: Girişimcilikle İlgili İlham Veren TED Konuşmaları

naSon olaraksa bire bir akıl hocaları bulabilir ve yolculuğunuz boyunca onlardan destek alabilirsiniz. Karşınıza bir engel çıktığında size “Hey, bu benim de başıma gelmişti, endişelenecek bir şey yok, üstesinden geliriz”. Demeleri size düşündüğünüzden daha çok enerji verecek. Profesyonel atletlere bakın: Hepsinin zorlu yollardan geçmiş antrenörleri vardır. Kendinize görmüş geçirmiş, her şeyi tecrübe etmiş bir akıl hocası bulun. Yoksa bu yolculukta karşınıza çıkan engelleri aşmanıza yetecek azmi kendi kendinize oluşturamazsınız.

Mutlaka okuyun: Doğru Akıl Hocası Nasıl Bulunur?

 

 

3- Kendine güvenen bir lider ol ve büyük düşün

İlk olarak: bir lider olacaksanız kendinize güvenen bir lider olun ve takımınıza güvenerek olağanüstü sonuçlar çıkaracaklarına inanın. İçinizden gelen sese güvenip içgüdülerinizi takip ederek bir iş kurduğunuzda karmanın sizin lehinize hareket etme ihtimali artar: Yapmak istediğiniz işe alev alev yanan bir tutkuyla bağlı olmak atmanız gereken ilk adımdır.

Bunu kendim de birebir yaşadım. Karşımda milyar dolarlık evrensel bir marka vardı. Yüzlerce çalışanı ve geniş bir alana yayılmış zincir şubeleri vardı. Bu şirket bir saatte oldukça büyük işler yapıyordu ama ne yazık ki işleri yapma yolu verimsizdi.

Tüm organizasyonu yeniden yapılandırmak, yönetimi değiştirmek, biraz küçültmeye gitmek; verimliliği ve kar marjını arttırmak için ihtiyacımız olan şeylerdi. Kolay olmadı tabii. sevdiğiniz çalışanlarınızı işten çıkarmak zorunda kalmak, sürekli gelişen ve kendini geliştiren bir marka kültürü yaratarak bu markayı yüksek sıralara yerleştirmek gerçekten de zor bir görev.

Ama bütün bunlara rağmen ben liderlik yeteneğime güveniyordum ve kendimi kısıtlı bir zamanda en iyi sonuçları elde etmemde bana yardımcı olacak bir takımla desteklemiştim.

Eklemek istediğim bir diğer nokta: Sınırlarla eğilip bükülmeyen bir düşünce sisteminin gerekliliği. Sokakta yürürken gördüğünüz herkes bir iş kurabilir ama muhtemelen bütün bu şirketler iki yıl içerisinde batacak, tarihin tozlu sayfalarında kaybolup gidecektir.

Bazı insanlar girişimci olmak istediklerini söyler dururlar, çünkü bu sofistike duyulan bir kariyer yolu. Diğerleriyse bir patronla çalışmaktan ve direktifler almaktan nefret ederler; girişimcilik onlara tek çare gibi gözükür. Ama gerçekten başarılı bir şirket kurmak için bu kadar küçük ölçeklerde düşünmek yeterli olmayacaktır: büyük ölçekte düşünmeniz gerekir.

Ben kendimi sık sık girişimcilik yoluna yeni baş koymuş genç girişimcilere “neden bir şeker imparatorluğu kurabilecekken sadece bir şekerci dükkanı açmakla yetiniyorsun?” diye sorarım. Sadece bir şirket kurmayın: Sonsuz potansiyeli olan bir imparatorluk kurmayı amaçlayın.

Mutlaka okuyun: Milyar Dolarlık Büyük Bir Şirket Kurmak

 

 

4- Sonucu etkileyin

Benim kendime olan inancım kendimi tanımamdan güç alıyor: Yaratıcı olduğumu biliyorum ve tecrübemle sabit ki istediğim her şeyi yaratabilirim. En derinlerinizde yatan arzularınızı iki güçlü araçla gerçek hayata dökebilirsiniz:

İlk olarak: daha işe başlamadan önce sonucun ne olacağını bilmek düşündüğünüzden çok daha güçlü bir motivasyon kaynağıdır. Müşterilerimle geleceklerini yönlendirecek hedefler koyarken her zaman sonucun ne olacağını hayal ederek başlarız ve daha sonra bizi o sonuca götürecek adımları belirleriz. Önümüzdeki 7 yıl içerisinde nerede olmak istiyorsun? Bu hedefe ulaşmak için kim olmalı, neler yapmalı, hangi konularda gelişmelisin? Buradan başlayarak her yılı ve her adımı planlayarak ulaşmak istediğiniz sonuca giden yolu planlayın.

İkinci olaraksa, düşünce ve istekle sonucu etkileyebilme gücünüze inanın ve güvenin. Ne istemediğinizi bilerek elinizdekine razı olmaktansa ne istediğinizi bilin ve buna odaklanın: bu “borçlu olmak istemiyorum” düşüncesiyle kıt kanaat geçinmek yerine “finansal olarak güvende ve özgür olmak istiyorum” diyerek yüksekleri hedeflemekle başlayabilir örneğin.

Mutlaka okuyun: Geleceği Hayal Etmenin Karşı Konulmaz Gücü

 

 

5- Kendinizi başarıya şartlandırın

İşlerinde başarılı olan ve başarısızlıklarla boğuşanların arasındaki en büyük fark hayata olan bakış açılarında ve kendilerine olan inançlarında yatar.

Başarılı insanlar doğaları gereği yaptıkları işi severler ve bunu hayatın bir cilvesi, onlara tanınmış bir şans olarak görürler. Yeteneklerinizi ve size tanınan fırsatları bilmek ve tanımak size olduğunuz yerde tutan bağları çözer ve zorlukların üstesinden gelmenize yardımcı olur.

Hiçbir fikriniz olmayan, konuya yabancı olduğunuz bir konuyu sevemezsiniz tabii. Benim hayatımı değiştiren en büyük etken hedeflerimi yazmayı bir alışkanlık haline getirmek ve bu küçük alışkanlığı çok sevmek oldu.

Artık her gün 5 defa hedeflerimi bir kenara yazıyorum; ve evet bunu neredeyse 10 yıldır yapıyorum! Bu sayede beynimdeki nörolojik süreçleri etkileyerek düşük ve güçsüz bir özgüvenden sarsılmaz bir özgüvene ulaştım: Kendimi ve zihnimi öyle bir şartladım ki artık beynim gerçekten de yenilmez olduğuma inanıyor.

Hemen bugün oturun, hedeflerinizi bir kenara yazmaya başlayın ve pratik yapmayı unutmayın. Bir süre sonra beyninizin şartlandığını ve başarı için otomatik olarak size daha uygun bir atmosfer yarattığını fark edeceksiniz. Kendinize ve yeteneklerinize daha çok güveneceksiniz, kendinize doğruları söyleyecek gücünüz olduğu gibi gerektiğinde zorlukların üstesinden gelebileceğinizden de hiçbir şüpheniz olmayacak.

Mutlaka okuyun: Hayal Kurmanın Önemi ve Faydaları

 

 

6- Eğer girişimcilik kolay olsaydı herkes yapardı

Başarılı insanlar gelişim odaklı bir zihne sahiptir. Bir şey zorlu olabilir ancak gerekli zaman ve eforla aşılamayacak bir engel yoktur. Davranışınız başarınızın kalitesini belirler.

Ben meditasyon ve akıl hocalığı yoluyla kendime gelişim odaklı bir zihin oluşturdum. Meditasyon gerekli duyduğumda beynimin dışına çıkmama yardımcı olarak korku temelli kararlar vermemi engelliyor.

Akıl hocalığıysa mutlaka deneyimlemeniz gereken bir süreç. Adımlarınızı gözden geçiren ve sizi hata yapmaktan alıkoyan birisi sizi hem maddi anlamda zararlardan korurken hem de zaman kaybetmenize engel olur. Onların yaptığı hatalardan ders alarak bunları tekrarlamaktan kaçınmak size hedefinize ulaşan yolda daha büyük adımlarla yürümenizde yardımcı olacaktır.

Geçtiğimiz yıllarda bir ara, tam yılbaşı zamanında, iki aydır hiç kar edemediğimi ve işletmemi kapatmak üzere olduğumu hatırlıyorum da… Meditasyon sayesinde işin neden kısmına odaklandım ve tekrar tekrar neden girişimci olmak istediğimi: Bunun ardında hangi sebebin yattığını düşündüm. Akıl hocam bana döndü ve dedi ki: “Eğer girişimcilik kolay bir kariyer yolu olsaydı, çevrendeki herkes girişimci olmak isterdi.” Derin bir nefes aldıktan sonraysa bana şunu sordu: “Acı çekmeden başarılı olamazsın. Seni güzel günlere götürecek acıyı çekmeye ve zorluklarla başa çıkmaya razı mısın, yoksa pes mi edeceksin?” Bu soru yıllar sonra bugün bile hala aklımda.

Dünyanın size bir borcu yok. Ulaşmak istediğiniz şeyler size gümüş bir tepside sunulmayacak. Eğer ulaşmak istediğiniz bir şeyler varsa sizi oraya götürecek yolda karşınıza çıkacak engellerle başa çıkmaya hazır olun. Belirsizlikler, korku, panik ve evet, acı. Bunların hepsi, başarılı olmanın bir parçası.

Mutlaka okuyun: Her Girişimcinin Aşması Gereken 11 Korku

Sevin KAYTAN
Sevin KAYTAN
Londra Üniversitesi Ekonomi ve Finans bölümünden Üstün Başarı Programı kapsamında mezun oldu. Tüm dünyada girişimcilikle ilgili birçok araştırmada yer aldı. Şu anda ise kariyer yolculuğuna Paris'te bulunan "OECD Girişimcilik Merkezi" nde devam etmekte.
Mutlaka Okunması Gerekenler

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

En Çok Okunanlar