Sıkı bir tenis fanı olup Andre Agassi’yi tanımayan kimse yoktur diye düşünüyoruz. Tenisle o kadar da içli dışlı olmayanlarınız için size biraz kendisinden bahsedelim. 1990’lı yıllarda yapılan tenis turnuvalarının azılı oyuncularından birisi olan Agassi, bu dönemde defalarca kupa kaldırarak ismini tenis dünyasına altın harflerle yazdırmayı başarmıştı. Zekice hamleleriyle ve güçlü vuruşlarıyla tanınan Agassi’nin bugün sahip olduğu üne kavuşmasında tenisteki başarıları kadar inişli çıkışlı kariyeri de etkili oldu.
1970 yılında doğan Agassi, küçük yaşta tenisle tanıştı. Daha 16 yaşına bile girmeden turnuvalarda kupa kaldırmayı başaran Agassi, 1992 yılında ilk şampiyona maçını kazanarak Wimbledon’dan altın madalyayla döndü. İlerleyen yıllarda zirvede kalmaya devam eden Agassi 1994 yılında Amerika Açık ve 1995 yılında da Avustralya Açık turnuvalarının da şampiyonu oldu. Sonraki yıllarda kişisel problemlerle boğuşan ve formdan düşerek tenisten uzaklaşan Agassi, 1999 yılında kortlara geri döndü. Kariyerinin ikinci yarısında da Amerika Açık ve Fransa Açık turnuvalarında kupa kaldıran Agassi, 2006 yılında tenis kariyerini noktaladığını açıkladı.
Tenis şampiyonluğuna giden çocukluk yılları
20 yıl boyunca tenis sporunun en dominant oyuncularından birisi olan Agassi, babasının ısrar ve çabaları sonucu eline ilk raketini daha yürümeyi yeni yeni öğrenirken almıştı. İran’dan göçen ve eskiden olimpik boksörlük yapan babası, ilerleyen yıllarda Agassi’nin ilk koçu olacaktı. Çocukluğunu geçirdiği Las Vegas, Nevada’daki evlerinde saatlerce pratik yapan Agassi’nin uzun çalışma saatlerinin ardında babasının ısrarı yatıyordu. Gençlik yıllarında antreman yapmaya daha fazla zaman ayırmak istediği için okuldan ayrılan Agassi, Florida’ya taşınarak Nick Bollettieri’nin o yıllarda ünlü olan Tenis Akademi’sine kaydoldu. Henüz bir profesyonel tenis oyuncusu olmasa da akademideki en iyi oyunculardan birisi olan Agassi daha o yaştayken bile yapılan birçok milli turnuvadan galibiyetle dönüyor, babasını gururlandırıyordu. 16 yaşındayken artık gençlik turnuvalarının onu yeteri kadar zorlamadığına karar veren Agassi, rekabetin çok daha fazla olduğu üst liglerde oynamak istediğini söyledi ve 1986 yılında henüz 16 yaşında olan Agassi profesyonel tenis oyunculuğunda ilerlemeye başladı.
Genç tenis yıldızı
Profesyonel liglerde yaptığı ilk maçlarda Agassi’nin sahaya çıkışı hep renkli görüntülere sahne oluyordu. Uzun ve dağınık saçlarıyla, parlak kıyafetleriyle henüz 16 yaşında olan bu genç adam, tenise yeni bir soluk getirmiş gibiydi. Kondisyon anlamında da umut vadeden genç atlet, daha şampiyon bile olmadan Nike’la anlaşma yaparak markanın yüzü olan sporculardan birisi olmayı başarmıştı. Birçok kişi Agassi’nin bu göz alıcı gençliğinin ve çekici görüntüsünün ardında doping ilaçlarının olup olmadığını merak ediyordu. İlk şampiyonluk maçını 1987’de kazanan Agassi, ilerleyen beş yıl içinde büyük turnuvalarda kupa kaldırmayı başaramamıştı. Bu da kendisi hakkında gittikçe artan eleştiri ve dedikodu yağmuru demekti… ta ki 1992’ye kadar. İlk büyük turnuvası olan Wimbledon’ın final maçında rakibini mağlup eden Agassi, tarihe geçmişti.
Wimbledon’daki galibiyetini, başka madalyalar izledi. 1990’ların ilk yılları boyunca turnuvaların finallerinde sıklıkla görülen bir isim haline gelen Agassi, başarısını aldığı şampiyonluklarla perçinlemeye devam ediyordu. Kariyerinin zirvesine 1994 yılında kazandığı Amerika Açık turnuvasıyla çıkan Agassi, 1995’te Avustralya Açık’ta da şampiyon olarak tenisin yeni efsanesi haline gelmişti. Atlanta’da yapılan 1996 yaz olimpiyatlarında da altın madalya kazanan Agassi, hem kortun içinde hem de kortun dışında en parlak günlerini yaşıyordu. O yıllarda adı şarkıcı Barbra Streisand’la anılan ünlü sporcu, aşk hayatında da kortta olduğu kadar hızlıydı. 1997 yılında aktris Brooke Shields’la evlenerek kazanova günlerine son veren Agassi, bir devrin yüzü haline gelmişti.
Zor zamanlar ve geri dönüş
1997 Agassi için pek de parlak bir yıl olmadı. Hem profesyonel hem de özel hayatında zorluklarla karşı karşıya kalan Agassi’nin hızlı yükselişi duraklamış gibi görünüyordu. O yıl hiçbir turnuva kazanamayan Agassi, yıla zirvede başladığı listede giderek aşağılara düşmeye başlamıştı. Kendi hayatını anlattığı otobiyografisi Open’da, o yıllarda bir arkadaşının kendisini uyuşturucuyla tanıştırdığını anlatan Agassi, aynı sene yapılan bir doping testinde kanında uyuşturucu maddeye rastlanmasıyla manşetlere çıkmıştı. O yıllarda test sonucunu “içkisine uyuşturucu madde karıştırıldığı” iddiasıyla açıklamaya çalışan Agassi, sonraki yıllarda yapılan röportajlarda şöyle diyordu: “Uyuşturucu bağımlılığı hakkında konuşmak istemiyorum. Bence kimsenin de bu konuda ahkam kesmeye hakkı olmamalı zaten. Söyleyebileceğim tek şey, eğer problemlerinizden, yaşadığınız hayattan kaçmak için bu yöntemi tercih ediyorsanız, düşündüğünüzden çok daha büyük bir probleminiz olduğu.”
Neyse ki ünlü tenisçinin kariyerindeki duraklama çok uzun sürmedi. 1999 yılında kortlara etkileyici bir dönüş yapan Andre Agassi, o yıl 2 farklı turnuvanın şampiyonu oldu. Fransa Açık ve Amerika Açık turnuvalarında tenise geri dönüşünü etkileyici vuruşlarla kutlayan Agassi, sadece profesyonel hayatında değil özel hayatında da etkili değişiklikler yapmayı tercih etti. Aynı yıl eşinden de boşanan Agassi, oyuna odaklanmak istediğini, hayatında başka bir şeye yer olmadığını söylüyordu. Tenise efsanevi geri dönüşü ve oyuna odaklanması, Agassi’ye eski şaşaalı günleri geri getirdi: 2000, 2001 ve 2003 yıllarında Avustralya Açık turnuvasının şampiyonu olan Agassi, hayatını yoluna koymayı başarmıştı.
2006 yılına yaklaşırken Agassi sağlık sorunları sebebiyle maçlarda eski performansından düşmeye başlamıştı. Omurgasındaki bir anormaliteden dolayı sırt ağrıları çeken ve oyuna odaklanamayan Agassi, şansını son bir turnuvada daha denemek istedi, ama ne yazık ki sağlık durumu şampiyon olmasına izin vermedi.4 Eylül 2006 yılında son profesyonel tenis maçını Benjamin Becker’a karşı oynayan Agassi, kaybettiği maçın ardından duygusal bir konuşma yaparak tenise veda ettiğini açıkladı. O gün Agassi’nin maçını izlemeye gelen 23 bin kişi, ünlü tenis oyuncusunu son kez canlı izlediklerini bilmiyorlardı.
Peki ya sonra?
Kendini hayır işlerine adayan Agassi hayatını eğitim programlarına ve derneklerine adadı. Hala eğitim alanında çalışmaya devam eden Agassi, hem kurduğu dernek hem de açtığı okullar sayesinde binlerce çocuğun hayatını değiştirdi. 2001 yılında profesyonel tenis oyuncusu Steffi Graf’la hayatını birleştiren Agassi, kendini ailesine ve çocuklarına adadı. Bugün Graff ve Agassi çiftinin iki çocukları var.