Hiç hayatınızın belirli bir noktasında yeterince iyi olup olmadığınızı sorguladığınız ya da yaş aldıkça hayatın belirsizlikleriyle yüzleşme cesaretini bulup bulamayacağınıza ilişkin endişeye kapıldığınız oldu mu?
Evet mi?
Endişelenmeyin, hepimiz bu yollardan geçtik. Aldığımız en ufak karara veya yaptığımız en basit seçime dizginlenemez bir şüphe ile yaklaştığımız da oldu; sıklıkla doğru adımı atamadığımız hissine kapıldığımız da.
Peki, içimizi kemiren bu şüphe duygusuyla nasıl baş edeceğiz?
Kendinden şüphe etmenin temelinde öz güven eksikliği yatar ve bu eksiklik genellikle yapmamız gereken şeyleri yapamadığımızı/yeterince iyi yapamadığımızı hissettiğimiz anlarda gün yüzüne çıkar. Kendilerinden şüphe eden insanlar, kontrol edemeyecekleri, plansız ilerleyen durumlar karşısında şaşkınlığa uğrar, en kötüsü de gereğinden fazla endişelenirler.
Kararında bir şüphe ise iyidir çünkü bu türden bir şüphe kişinin çok daha iyi bir iş çıkarmak adına neyi/hangi yönünü törpülemesi veya geliştirmesi gerektiğini anladığını gösterir. Ancak, kendinden şüphe etme davranışını sürekli hale getirmeniz nihayetinde hayatınızı olumsuz etkileyecek bir korku unsuruna dönüşebilir.
Bu makalede, kendinden şüphe etmenin kişiyi sürükleyeceği mutsuzluk ve başarısızlıklarla dolu hayata değinecek; bu olumsuz duygunun üstesinden gelmenin yollarından bahsedeceğiz.
Kendinden Şüphe Etmek Kişiyi Nasıl Etkiler?
Patronunuzun sırf ofisteki en uygun kişi olduğunuzu düşündüğü için size önemli bir görev verdiğini varsayalım. Bunu işteki üstün performansınızın somut bir göstergesi olarak almak yerine her zamanki gibi mükemmel bir iş çıkarıp çıkaramayacağınız konusunda endişelenmeye başladıysanız, şüphe tohumlarının zihninizi kemirmesine izin vermişsiniz demektir. Zamanla iyiden iyiye panikler, sağlam bir performans gösteremediğiniz takdirde alay konusu olacağınız korkusuna kapılırsınız. Yaşadığınız bu stres karar verme sürenizi, dolayısıyla da zaman yönetimi becerinizi ve verimliliğinizi etkiler; değerli vaktinizi çalışmak yerine işlerin nasıl ters gidebileceğini hayal edip dertlenmeye harcarsınız.
Bu türden bir korku sizi kendi küçük dramanızın başrol oyuncusu haline getirir. Daha da kötüsü, erteleme hastalığına yakalanıp işleri erteledikçe erteler, motivasyonunuzun gün geçtikçe azaldığını hissedersiniz.
Nihayetinde bahsi geçen görevi son dakikada zar zor teslim eder; bundan çok daha iyisini yapabileceğiniz fikrine saplanıp kalırsınız.
Peki, sizi çıkmazlara sürükleyen şüphe hissine sebep olan asıl şey nedir?
Gelin birlikte bulalım!
Kendinizden Şüphe Etmenin Nedenleri
1) Geçmiş Tecrübeler ve Hatalar
Bugünkü tepkilerinizi belirleyen asıl şey geçmiş tecrübelerinizdir. Bu, iş hayatına ilişkin tecrübeler için de geçerlidir. Dahası olumsuz deneyimlerin etkisi ise sandığınızdan da büyük olacaktır- iş yerinde taciz veya mobbing tarzı nahoş bir davranışa maruz kalmak veya somut bir gerekçe olmadan kovulmuş olmak vb. olumsuzluklar. Böylesi durumlar akıl sağlığınızı ve psikolojinizi tehdit eder.
Geçmiş deneyimler mevcut inançları sarsabilir hatta yerle bir edebilir. Dahası, geçmiş tecrübe veya hatalardan ders çıkarmaksızın onlara atıfta bulunmaya devam etmekle başka şartlarda çok daha parlak olacak geleceğinizi karartmanın ötesine geçemezsiniz. Halbuki yapılması gereken asıl şey geçmişinizin üzerine sünger çekmek; hayallerinize odaklanmak ve geleceği yeniden inşa etmek adına geçmiş deneyimleriniz ve hatalarınızdan nasıl ders çıkaracağınızı öğrenmektir.
2) Yetiştirilme Tarzı
Yetiştirilme tarzımız, alışkanlıklarımızı ve kişiliğimizi şekillendirmede büyük rol oynar.
Size sürekli olarak yeterince iyi olmadığınızı söyleyen ebeveynler tarafından yetiştirildiyseniz veya eğitim hayatınızı öğrencilerini sıklıkla akademik başarılarına göre değerlendiren öğretmenlerle dolu bir okulda tamamladıysanız, kendinizi ve potansiyelinizi sorgulama alışkanlığını içselleştirmiş olmanız kaçınılmazdır. Bu durumda sizi bekleyen nihai son kendinizden şüphe etmek olacaktır.
3) Kıyas/Karşılaştırma
Rekabetin hayatın her alanına yayıldığı günümüz dünyasında kişinin kendisini başkalarıyla kıyaslaması olağan bir durumdur.
Rekabetin kıyasıya sürdüğü bir diğer mecra ise iş hayatıdır. Dolayısıyla, performansınızı meslektaşlarınızla karşılaştırmak hatta karşılaştırmalarınıza acımasız ezicilikteki sosyal medyayı alet etmek de bir o kadar doğaldır. Böylesi bir mücadele içindeyken başkalarının hayatına imrenmek ve bir şeyleri onlar kadar iyi yapmadığımızı düşünmek kaçınılmazdır. Ancak, durumu abartıp kendinizi başkaları ile kıyaslamayı ya da sizde olmayıp başkalarının sahip olduğu şeylere odaklanmayı takıntı haline getirdiğinizde, kendinizden şüphe etmeye başlarsınız.
4) Yeni Mücadele Alanları
Yeni mücadele alanlarıyla/zorluklarla karşılaştığınızda kendinizden şüphe etmeniz olağandır; zira konuya/duruma ilişkin ne yapacağınız veya nasıl tepki vereceğiniz konusunda en ufak bir fikriniz yoktur. Deneyimsizlikten doğan bu karmaşa öz güveninizi zedeler ve şüphe hissini körükler.
5) Başarısızlık/Başarı Korkusu
“Başarısızlık tamam da başarı neden kendimden şüphe ettirsin?” dediğinizi duyar gibiyiz. Başarı korkusunun yarattığı etkiyi satış rekorları kıran Ye, Dua Et, Sev” kitabının yazarı Elizabeth Gilbert’tan bir örnekle açıklayalım. Kendisi bir söyleşisinde yakaladığı bu başarının en büyük kabusu olduğunu, çünkü söz konusu başarıyı sürdürüp sürdüremeyeceğinden asla emin olamadığını açıklamıştır.
Başarılı insanlar dahi kendilerinden şüphe duyabilirler. Önceki başarılarınız da tıpkı geçmiş tecrübeleriniz misali en büyük korkunuz haline gelebilir. Potansiyelinizi tam olarak yansıttığınıza, yapabileceğinizin en iyisini çoktan yaptığınıza inanır, aynı kalitede bir başka şey daha üretemeyeceğimizi düşünebilirsiniz.
Başarı, bilhassa kadınlar için zordur. Araştırma sonuçları kadınların başarıyı olumsuz sonuçlarla ilişkilendirme ihtimallerinin erkeklerden çok daha yüksek olduğuna işaret etmektedir.
Şüphe Duygusu ile Nasıl Başa Çıkılır?
İşler ne denli güçleşirse güçleşsin, kendinizden şüphe duymamak ve öz güveninizi her daim taze tutmak adına yapabileceğiniz pek çok şey vardır.
1) Ayaklarınızın Yere Sağlam Bastığından Emin Olun ve Zihninizdeki Sesleri Susturun.
Zihninize üşüşen olumsuz sesleri bastırın, anda kalmaya çalışın ve aklınızdan geçen şüphe söylemlerinin aksine olumlu düşüncelere odaklanın.
Karamsarlığa kapılıp kendinizden emin olmadığınızda başvurabileceğiniz olumlu şeyler hazırlayın. Örneğin; “yapabildiklerim” veya “öğrenme fırsatlarım” başlıklı bir karşı argümanlar listesi hazırlayabilir veya modunuzu hızla yükseltecek aktiviteler veya mutlu anılarınızla doldurduğunuz bir kavanoz kullanabilirsiniz. Yalnızca gülümsediğiniz fotoğraflardan oluşan bir dosya ya da her daim başvuracağınız bir kutu sağlıklı atıştırmalık da işinize yarayacaktır.
2) Mola Verin ve İyimserliği Elden Bırakmayın.
Bir duyguya ne denli uzun süre kapılırsanız, o moddan çıkmanız o kadar zor olur. Böyle anlarda rahatlamak adına yalnızca bir dakikanızı ayırmalı, kısa bir mola anı yaratıp odak noktanızı tamamen farklı bir şeye çevirmelisiniz. Bunu yapmanız zihninizi boşaltmanıza ve olaylara yeni ve tazelenmiş bir bakış açısıyla bakmanıza yardımcı olacaktır.
Bunu sağlamanın yolu ise iyimserliği elden bırakmamaktır. İyimser olmakta zorlanıyor musunuz? O halde, minnettar olduğunuz şeylerin bir listesini yapmayı deneyin. Böylece, düşünceleriniz sizi uğraştırmaksızın olumluya dönüşecektir.
Minnettarlık, umut, iyimserlik ve yaşam memnuniyetini ölçen bir çalışmada, şükran ile minnet duygusunun bireyin refah düzeyi için en belirleyici değişkenler olduğu iddia edilmiştir. Yalnızca bu gerçek dahi minnettarlık uygulamalarını işe koşmanıza yetecektir.
3) Yardım İstemekten/Almaktan Çekinmeyin.
Kendinizi geliştirmeniz ve işleri özgür iradenizle halletmeniz önemli olsa da, gerektiğinde aileniz ve arkadaşlarınız da dahil olmak üzere sevdiklerinizden destek almalısınız. Yardım talep etmekten veya almaktan korkmayın. Unutmayın, başkalarından tavsiye almak veya bir şeyleri onların da onayına sunmak öz güveninizi geliştirebilir ve şüphe duygularını aklınızdan silerek motivasyonunuzu yükseltebilir.
Yardımına başvuracağınız kişi eşiniz, partneriniz, aile üyeleriniz, arkadaşlarınız, mentorlarınız, süpervizörleriniz, hatta yaşam koçunuz dahi olabilir.
Mutlaka okuyun: Başkalarından Nasıl Yardım İstenir?
21 Günde Öz Güveninizi Yeniden Kazanın.
Bu bölümde sizlere öz güveninizi yükseltip geliştirecek, dahası kendinizden şüphe etme duygusu ile baş etmenize yardımcı olacak mükemmel bir yöntemden bahsedeceğiz. Üstelik bu işi 21 günde halletmeniz mümkün, hem de yalnızca bir hedef belirleyip hedefe ulaşma yolundaki her adımı yazıya dökerek! İnanın bu iş göründüğü kadar basit.
Kendinizi sorgulamanıza veya kendinizden şüphe etmenize sebep olan eylemleri yazıya döküp bu kayıtları haftalık olarak gözden geçirmeniz sizi korkutan şeyin ne olduğunu tespit etmenizi sağlar. Üstelik aynı yöntemi kullanarak kendinizi geliştirmenin yolunu da bulabilirsiniz.
Zihninize şüphe tohumları eken olumsuz şeyler kadar, varlığına minnettar olduğunuz durum ya da eylemleri de kağıda dökmelisiniz. Böylece, kendinizi daha çok takdir eder; eksik yanlarınızın aksine sahip olduklarınıza odaklanırsınız. Yazdıklarınıza bakıp da sizi mutlu eden şeyleri somut olarak gördüğünüzde, kendinizi başkalarıyla kıyaslama zahmetine dahi katlanmazsınız.
Toplamda 21 günlük bir süreç olan bu öz güven tazeleme planını hayata geçirmeye ne dersiniz?
1-7. Günler: Her Gün İçin Minnettar Olduğunuz 3 Şeyi Yazın.
Haftanın sonunda yazdıklarınızı tek tek gözden geçirin. Çok geçmeden, sizi mutlu edebilecek pek çok şeye sahip olduğunuzu fark edeceksiniz.
8-14. Günler: Kendinizden Şüphe Ettiğiniz Zamanları ve Bu Şüphenin Nedenlerini Yazın.
Bir haftanın sonunda en büyük korkularınızı ve sizi strese sokan anları/durumları net bir biçimde tanımlayabildiğinizden emin olun. Bir yandan yazdıklarınızı irdelerken bir taraftan da sorunlarınızı çözmenin yollarını arayın. Sorununuz kendinize daha fazla odaklanmanın yollarını bulmak veya geliştirilmeye açık özelliklerinizi tespit etmek vb. basit şeylerle ilgili olabilir.
15- 21. Günler: Aldığınız Önlemleri ve Hislerinizi Kağıda Dökün.
Şüphe duygusu ile baş etmek adına ne yaparsanız yapın, eylemlerinizi kağıda dökmeyi ve bu yolla kendinizi tanımaya odaklanmayı ihmal etmeyin. Her insan hayatının belirli bir noktasında motivasyona ihtiyaç duyar, sorunları çözmeye ilişkin yaptıklarınız ne denli küçük şeyler olursa olsun, atacağınız her adımın sizi başarmak istediğiniz şeye bir adım daha yaklaştıracağını unutmayın. Böylece hem motivasyonunuzu yükseltebilir hem de kişisel gelişiminizi yakından takip edebilirsiniz. Kaydettiğiniz ilerlemeyi sürekli kılmak istiyorsanız, kendinize 21 günlük yeni bir hedef belirleyin.
Son Söz
Kendinizden şüphe etmeniz olağandır, sıklıkla bu hisse kapılmanız da. Ancak bu şüpheye gereğinden fazla bağlı kalmanın ve neticesinde paniklemenin size hiçbir faydası yoktur.
Bir an evvel hapsolduğunuz bu kısır döngüden sıyrılmaya çalışmalısınız. İçinizdeki şüpheyi kendinizi geliştirmede kullanacağınız bir fırsata çevirmek en doğrusu olacaktır.