Açığa satış bir hisse senedi veya menkul kıymetin fiyatı hakkında düşüş üzerinden spekülasyon yapmaya dayalı bir stratejidir. Yalnızca deneyimli yatırımcılar ve borsacılar tarafından kullanılması önerilmektedir.
Borsacılar açığa satışı spekülasyon amaçlı kullanabilir veya fon yöneticileri ya da yatırımcılar bir menkul kıymette aldıkları “long” pozisyonunu aşağı yönlü risklere karşı korumak amaçlı açığa satışa yönelebilir. Spekülasyon yüksek miktarda risk içermekle birlikte gelişmiş bir trade yöntemidir. Riskten korunma (hedging) ise maruz kalınan riski azaltmak için dengeleyici bir pozisyon almak üzere yapılan ve sıklıkla karşılaşılan işlemler bütünüdür.
Açığa satışta yatırımcı, değerinin düşeceğini tahmin ettiği bir hisse senedini ödünç alarak kendisine bir pozisyon açmaktadır. Yatırımcı daha sonra söz konusu ödünç hisseleri piyasa fiyatını ödemeye istekli alıcılara satar. Borç alınan hisseleri yerine koyma vakti geldiğinde yatırımcı, hisse fiyatının düşmeye devam edeceğini ve o sırada daha düşük maliyetle tekrardan satın alabileceğini hesap etmektedir. Ancak açığa satıştaki kayıp riski sınırsızdır zira herhangi bir varlığın fiyatı teorik olarak sonsuza kadar çıkabilir.
Anahtar Kazanımlar
- Açığa satış bir yatırımcının ödünç aldığı hisseyi piyasada satarak sonrasında daha düşüğe geri almayı planladığında meydana gelir.
- Açığa satış yapanlar menkul kıymetin fiyatının düşeceği üzerine bahse girer ve bunun üstünden kazanç elde ederler. Bu nedenle menkul kıymet fiyatının artacağı beklentisiyle yatırım yapılan uzun vadeli yatırımın tamamen zıddıdır.
- Açığa satışın büyük bir risk/ödül oranı vardır: Yatırımcısına büyük karlar sağlayabilir ancak kayıplar bir anda hızlı ve limitsiz şekilde artabilir.
Açığa Satışı Anlamak
Temel reis çizgi romanındaki Wimpy karakteri açığa satışçının özelliklerini mükemmel şekilde gösterir. Anılan karakter “Bugün yiyeceği bir hamburgerin ücretini memnuniyetle gelecek Salı ödeyeceğini” söylemesiyle meşhurdur.
Açığa satışta yatırımcı genellikle bir aracı veya satıcıdan ödünç hisse alarak bir pozisyon açar. Açığa satanlar ödünç hisseyi iade etmeden hisse fiyatında meydana gelen düşüşten kazanç elde etmeye çalışırlar.
Açığa satış işlemi için çoğunlukla yatırımcının kredili işlem hesabına sahip olması ve pozisyon açıkken ödünç alınan hisselerin değeri üzerinden faiz ödemesi gerekir. Ayrıca finansal otoriteler, kredili işlem hesaplarında teminat olarak tutulması gereken minimum tutarları belirlemiştir. Eğer hesaptaki tutar bu asgari miktarın altına düşerse oluşan açığın tamamlanması gerekir aksi takdirde aracı kurum yatırımcının pozisyonunu kapatabilir.
Açığa satış pozisyonunu kapatacak olan yatırımcı, hisseleri piyasadan geri toplar (ödünç aldığı fiyata göre düşmüş olmasını umar) ve bunları borç verene veya aracıya iade eder. Yatırımcılar bu nedenle aracılar tarafından talep edilen faizleri ve işlem masraflarını da göz önünde bulundurmalıdır.
Hisselerin ödünç alınması ve sonradan iade edilmesi süreçleri aracı tarafından perde arkasından yürütülmektedir. Bu nedenle açığa satış işlemi olağan trade platformları üzerinden aracılar vasıtasıyla yapılabilir. Ancak aracılar ya da daha çok bilinen adıyla brokerların hesaplarının sahip olması gereken belirli kriterler de bulunmaktadır.
Açığa satış yapmanın uygulamadaki en yaygın amacı risk azaltmaktan ziyade spekülasyon yapmaktır. Bilindiği üzere borsa faaliyetleri yatırım ve spekülasyon olarak farklı şekilde sınıflandırılabilir. Bunu iki parametre tanımlar:
- Alışverişte üstlenilen riskin derecesi
- Alışverişin zaman ufku
Bir yatırımı hedge etme (riski azaltma) faaliyeti, spekülasyondan daha düşük riskli olarak kabul edilir. Zira genellikle daha uzun bir zaman ufku düşünülerek işlem yapılır. Açığa satış doğası gereği ciddi ek riskler içerdiğinden zaman ufku daha dar olma eğilimindedir ve bu nedenle daha ziyade spekülasyon amaçlı kullanıldığı görülür.
Açığa Satış Yaparak Nasıl Kazanılır?
Örnek olarak bir yatırımcının şu anda piyasalarda 50 TL’den işlem gören bir XYZ hissesinin önümüzdeki üç ay içerisinde değer kaybedeceğine inandığını varsayalım. 100 hisse ödünç alarak bunu piyasaya satmış olsun. Söz konusu yatırımcı ödünç aldığın hisseleri sattı ğından 100 hisse “açıktadır”. Dolasıyla açığa satış yalnızca hisselerin ödünç alınması suretiyle mevcut olduğundan başkaları tarafından öncesinde çokça açığa satılmış olduğu takdirde ödünç alabilmek mümkün olmayabilecektir.
XYZ şirketinin bir hafta sonra iç karartıcı bir çeyreklik rapor yayımladığını ve bu nedenle zaten açığa satış baskısı altında olan hissenin fiyatının 40 TL’ye gerilediğini düşünelim. Yatırımcı pozisyonunu kapatmaya karar verir ve mevcut hisse fiyatı üzerinden 100 adet hissesini piyasadan geri alır. Yatırımcının açığa satış işleminden kazancı kredili işlem hesabındaki komisyonlar ve ödeyeceği faiz hariç olmak üzere 1.000 TL’dir ((50 TL – 40 TL )x 100).
Açığa Satış Yaparak Kaybetmek
Pratiklik adına yukarıda örnekten devam edecek olursak, tüccarın açığa satış pozisyonunu hisse 40 TL’lik fiyattan işlem görürken kapatmadığını, olası müteakip fiyat düşüşlerinden de yararlanmak için açık bıraktığını farzedelim. Böyle bir durumda rakip bir şirket söz konusu şirket hisselerini 65 TL’den satın almak için teklifte bulunmuş ve hisse senedinin fiyatı 65 TL’ye çıkmış olsun. Yatırımcı pozisyonunu 65 TL’den kapatmaya karar verdiği takdirde maruz kalacağı zarar 1.500 TL olacaktır ( (50 TL – 65 TL) x 100). Bu senaryoda yatırımcı, kısa pozisyonunu kapatmak için piyasaya sürdüğü hisseleri önemli ölçüde çok daha yüksek bir fiyattan geri almak zorunda kalmıştır.
Açığa Satışla Riski Azaltmak
Spekülasyon dışında açığa satış riski azaltma gibi başka bir faydalı amaçla daha kullanılabilir. Adı üstünden riskten korunmanın temel amacı, spekülasyondaki saf kazanç güdüsünün aksine finansal pozisyonunu korumaktır. Bir portföydeki kazançları korumak veya kayıpları azaltmak için riskten korunma yoluna başvurulur. Ancak bunun maliyeti genellikle çok yüksek olduğundan bireysel yatırımcının büyük çoğunluğu bunu normal şartlarda pek uygulamaz.
Örneğin Bist 100 endeksi ile yakın ilişkisi bulunan bir portföyün %50’si hedge edilmişse ve endeks önümüzdeki 12 ay içerisinde %15 artış gösterirse yatırımcı bunun yarısını (%7,5) kazanacaktır. Ancak zarar durumunda da aynı ilke söz konusu olacaktır.
Açığa Satışın Artı ve Eksileri
Satıcı fiyat hareketliliğini doğru yönde kestiremezse açığa satış bir hayli maliyetli olabilir. Hisse senedini satın alarak yatırım yapan bir tüccar hisse senedi fiyatı sıfırladığı takdirde azami %100 kayba uğrayabilmektedir. Bununla birlikte açığa satış yapan bir yatırımcı yatırdığı miktarın %100’ünün çok üzerinde miktarlarda zarara uğrayabilir. Bunun sebebi hisse senedi için bir dip noktası (0) bulunmasına karşın herhangi bir tavan bulunmamasından kaynaklanır. Ayrıca açığa satış gerçekleştiren yatırımcı bu sırada kredili işlem hesabını finanse etmek durumunda kalacaktır. Her şey yolunda gitse bile faizler ve komisyonlar yatırımcı tarafından dikkate alınması gereken kalemlerdir.
Artılar;
- Yüksek kazanç imkânı
- Düşük başlangıç sermayesi gerekliliği
- Kaldıraçlı işlem yapabilme imkânı
- Diğer varlıklara karşı hedge yapabilme imkânı
Eksiler;
- Potansiyel sınırsız kayıplar
- Kredili işlem hesabı ihtiyacı
- Kredi faizi ödeme yükümlülüğü
- Kısa vadeden kaynaklanan riskler
Açığa satış vadesi geldiğinde veya yatırımcı pozisyonunu kapatmak istediğinde piyasada yeterli sayıda hisseyi bulmakta güçlük çekebilir, özellikle başkaları da yüksek miktarda açığa satış yapıyorsa veya söz konusu şirketin piyasa hacmi düşükse bu durum söz konusu olacaktır.
Öte yandan yüksek risk içeren diğer tüm yatırımlarda olduğu üzere açığa satış yüksek getiri imkânı sunar. Yatırımcı fiyat hareketlerini doğru tahmin ettiği takdirde iyi bir yatırım getirisi (ROI) elde edebilir. Kredili işlem yaptığı ve kaldıraç kullanabildiği için sermayesinin önemli bir kısmını da yatırması gerekmez. Ayrıca açığa satış dikkatli ve ölçülü kullanıldığında riskten korunmanın ucuz bir yolu olabilir ve portföydeki diğer varlıklara karşı bir denge sağlar.
Yeni başlayan yatırımcılar belirli bir tecrübeyi kazanana kadar açığa satış yapmaktan kaçınmalıdır. Borsa yatırım fonlarıyla açığa satışların daha güvenli bir strateji olduğu söylenebilir.
Açığa Satışa İlişkin Ek Riskler
Yukarıda bahsedilen risklere ek olarak, açığa satış yapmayı düşünen yatırımcıların göz önünde bulundurması gereken başkaca risk faktörleri de bulunaktadır:
Ödünç Para Kullanımı: Açığa satış borçla hisse senedi alımı olarak da bilinir. Açığı satış yaparken yatırımınızı teminat olarak göstererek kurumdan borç para almanızı sağlayan bir kredili işlem hesabı açarsınız. Kayıplarınızın kontrolden çıkması bu durumda kolaydır zira %25’lik muhafaza gereksinimini sağlamak zorundasınız. Hesabınızdaki teminat bu tutarın altına düştüğü takdirde daha fazla para yatırmaya veya pozisyonunuzu tasfiye etmeye zorlanırsınız.
Kısa Pozisyon Sıkıştırması: Yüksek miktarda açığa satışa maruz kalan hisselerde her zaman “Kısa Pozisyon Sıkıştırması” (Short Squeeze) riski bulunmaktadır. Bir hisse senedi yükselmeye başladığında açığa satış yapan yatırımcıları pozisyonları kapatarak hisse senedini geri toplamaya başlarlar. Bu bir döngüye dönüşür zira hisse senedine yönelen artan talep artışı başkalarını da o hisse senedine çeker. Böylelikle hisse senedi hızlıca yükselmeye başlar ve yükseldikçe daha fazla açığa satışçı pozisyonunu kapatma eğilimine girer.
Yasal Riskler: Denetleyici ve düzenleyici otoriteler zaman zaman paniği ve yersiz satışları engellemek için belirli sektörlerde hatta pazarlarda açığa satışı yasaklayabilir. Bu tür yasaklar hisse senedi fiyatlarında ani bir artışa sebep olarak açığa satışçının pozisyonunu büyük zararlarla kapamasına sebebiyet verebilir.
Trendin Tersinde Kalmak: Tarihsel veriler, hisse senedi fiyatlarının genellikle yukarıya doğru gitmeye eğilimli olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla uzun vadede çoğu şirketin hisse senedi değer kazanmaktadır. Bir şirketin yapısı yıllar içerisinde çok değişmese dahi enflasyon ve ekonomideki fiyat artış oranları hisse senedi fiyatını bir şekilde yükseltecektir. Bunun anlamı açığa satışın piyasadaki genel trendin aksine bir hamle olduğudur.
Açığa Satışın Maliyeti
Hisse senedi alım satımından farklı olarak açığa satış işlemleri, komisyonculara ödenmesi gereken olağan işlem maliyetlerine ek olarak ciddi başka maliyetleri de ihtiva eder. Bu maliyetlerden bazıları aşağıdaki gibidir:
Kredi Faizi: Açığa satışlar yalnızca kredili işlem hesaplarından yapılabildiğinden açığa satışlarda ödenecek faiz, özellikle pozisyon uzun süre açık bırakılacaksa birikerek önemli tutarlara ulaşabilir.
Temettü ve Diğer Ödemeler: Açığa satış yapan yatırımcı, pozisyon sırasında ilgili şirketin temettü dağıtması halinde borç aldığı kişiye bu ödemeyi yapmakla yükümlüdür. Yine benzer şekilde hisse bölünmeleri ve ikramiyeler gibi beklenmeyen bazı olayların gerçekleşmesi halinde de sorumlu olacaktır.
Açığa Satış İçin İdeal Koşullar
Açığa satış işlemi söz konusunda olduğunda zamanlama gerçekten de kritik öneme sahiptir. Hisse senetleri genellikle yükselmelerine kıyasla çok daha hızlı düşer ve bir hisse senedinin uzun süreler boyu yaptığı primlenme bir düşüş dalgası neticesinde haftalar hatta günler içerisinde silinebilir. Bu nedenle açığa satışla iştigal eden kişiler işlemlerini mükemmele yakın zamanlamak zorundadır. Örneğin işlemi çok geç gerçekleştirmek hissedeki düşüşün büyük kısmı hâlihazırda gerçekleşmiş olacağından kar kaybı açısından büyük bir fırsat maliyeti ortaya çıkarabilir.
Diğer yandan aceleci bir şekilde işlem yapmak da yukarıda bahsedilen maliyetler ve muhtemel kayıplar dikkate alınacak olursa açığa satış pozisyonunda kalmayı zorlaştırabilir. Hissenin hızlıca arttığı dönemlerde zarar hızlıca katlanacaktır.
Aşağıdaki senaryolar gibi belli bazı durumlarda açığa satış işlemlerinin başarıya ulaşma olasılığı daha yüksektir:
Ayı Piyasası Süreçlerinde
“Ayı piyasası” bir sektör veya endeks için baskın trendin düşüş yönünde olduğu konjonktüre verilen isimdir. Böyle durumlarda trendi arkasına aldığını düşünen birtakım yatırımcılar, açığa satış işlemleriyle boğa piyasasında kazanacakları miktarlardan çok daha karlı işlem yapma fırsatına sahip olabilir.
Açığa satış yapanlar piyasada meydana gelen düşüşlerin hızlı, kapsamlı ve derin olduğunu görmekten keyif alır, örneğin 2008-2009 ekonomik krizinde tam olarak yaşandığı gibi. Böyle durumlarda düşen piyasadan beklenmedik karlar elde edebilirler.
Bir Hissenin veya Piyasanın Temelleri Bozuluyorsa
Bir şirketin ve dolayısıyla hisse senedinin temelleri çok farklı sebeplerle bozulmaya başlayabilir; bunlar gelir veya kar büyümesinin yavaşlaması, operasyonel zorlukların ortaya çıkması, kar marjı üzerinde baskı oluşturan girdi maliyetleri artışı gibi nedenlere bağlanabilir. Geniş anlamda piyasa için de ekonomik yavaşlama, savaş tehdidi gibi jeopolitik unsurlar temel bozucu nitelikte değerlendirilebilir. Bozulmanın emareleri genellikle teknik sinyallerde de ortaya çıktığından bazı deneyimli yatırımcılar beklentiye dayalı hareket etmekten ziyade açığa satış gerçekleştirmeden önce bu beklentinin grafikler ve teknik analiz kanalıyla onaylanmasını bekleyebilir. Bunun doğal nedeni piyasanın tıpkı boğa piyasalarında olduğu gibi bir noktadan sonra tersine dönmek zorunda olduğu gerçeğidir.
Teknik Göstergeler Ayı Piyasasını Doğruluyorsa
Piyasa, sektör veya bir hisse senedindeki düşüş emareleri birden fazla teknik gösterge tarafından onaylandığında açığa satış işleminin başarı olasılığı artar. Bu göstergelere örnek vermek gerekirse, bir hissenin 50 günlük hareketli ortalaması 200 günlük hareketli ortalamasının altına düştüğü takdirde düşüş emaresi olarak kabul edilmektedir. Hareketli ortalama, belirli bir süre boyunca hisse senedinin piyasadaki değerleme ortalamasıdır. Mevcut işlem gören fiyat ortalamayı aşağı veya yukarı doğru kırdığında bu durum yeni bir eğilimin habercisi olabilir.
Değerlemeler Aşırı İyimserlik Sebebiyle Yüksek Seviyelere Ulaşmışsa
Zaman zaman bazı sektörler veya bütün borsa uzun vadeli beklentilere ilişkin büyük iyimserliklerin ortaya çıkması sebebiyle yüksek tutarlara ulaşabilir. Piyasa uzmanları bu tarz durumları “mükemmellik fiyatlandı” olarak adlandırmaktadır. Ancak böyle durumlarda yatırımcıların büyük beklentilerini karşılayamama gibi bir risk ortaya çıkar ve bu noktada hayal kırıklığı yaşanması kaçınılmazdır. Tecrübeli açığa satışçılar sektör veya piyasa düzeltme yapana ve aşağı yönlü harekete başlayana kadar beklemeyi tercih eder.
Keynes’in de belirttiği gibi piyasaların irrasyonel davranması her zaman ihtimal dâhilinde olduğundan, riski düşürmek adına açığa satış için en doğru zamanın yukarıdaki durumların bir araya geldiği haller olduğu söylenebilir.
Açığa Satışın İtibarı
Açığa satış eyleminin sıklıkla eleştirildiği ve bu işlemi yapan kişilerin şirketleri yok etmeye çalışan acımasız operasyoncular olduğu şeklinde itham edildiği görülür. Bununla birlikte gerçekte durum sanıldığı kadar siyah ya da beyaz değildir. Açığa satışın piyasa dengeleri açısından olumlu işlevi de bulunmaktadır. Şöyle ki açığa satış piyasanın likiditeye, yani gerekli sayıda satıcı ve alıcıya sahip olmasına katkıda bulunur. Böylelikle kötü veya temelsiz hisse senetlerinin aldatmacalarla gereğinden fazla yükselmesinin önüne geçilmiş olur. Bunun kanıtı geçmişte piyasaya ciddi derecede sarsan varlık balonlarında görebilir. 2008 ekonomik krizinden önce yaygın olan mortgage’a dayalı menkul kıymetler gibi balonlara yol açan varlıkların açığa satışı genellikle zor veya hatta imkânsızdır.
Açığa satış faaliyeti, piyasanın düşünceleri ve hisse senedi talebi konusunda çok önemli bir turnusol kâğıdı işlevi görür. Buradan edineceği bilgiler olmadan yatırımcı şaşırtıcı haberlere hazırlıksız yakalanabilir.
Ancak tüm bu olumlu boyutlarına rağmen açığa satış işlemleri etik dışı davranan spekülatör davranışları sebebiyle kötü bir itibara sahip olmaktadır. Bazı kötü niyetli kişiler fiyatları yapay olarak düşürmek ve özellikle savunmasız hisse senetlerine “ayı baskınları” yapmak için açığa satış stratejisini ve türevlerini kullanmaktadır. Bu tarz piyasa hareketlerinin çoğu yasadışı olsa da periyodik olarak bu tarz faaliyetlerin gerçekleştiği gözlemlenmektedir.
Önemli: Satım opsiyonları (put options) kredili işlem hesabı veya kaldıraça ihtiyaç duymaksızın bir hisse senedinin düşüşünden kazanç elde etmenizi sağlayarak açığa satışa harika bir alternatif teşkil eder.
Gerçek Hayattan Bir Açığa Satış Örneği
Beklenmedik gelişmeler açığa satışçıları kredi gereksinimlerini karşılamak üzere hisseleri herhangi bir fiyattan satın almaya zorlayan bir kısa pozisyon sıkıştırması başlatabilir. Örneğin 2008 yılında Alman otomotiv devi Volkswagen çok kısa bir süre içerisinde kısa pozisyon sıkıştırması etkisiyle destansı bir biçimde dünyanın en değerli halka açık şirketi olmuştur.
Takvimler 2008’i gösterdiğinde yatırımcılar Porsche’nin Volkswagen’de bir pozisyon oluşturarak hâkimiyet kurmaya yani çoğunluk kontrolünü ele geçirmeye çalıştığını biliyordu. Porsche hâkimiyeti ele geçirdiğinde şirket değerinin büyük oranda düşeceği beklentisi yatırımcıları ciddi şekilde açığa satış yapmaya yönlendirmişti. Lakin Porsche’nin sürpriz bir açıklama yaparak türev araçlar vasıtasıyla şirket hisselerinin %70’inden fazlasını gizlice aldığını ilan etmesiyle açığa satışçılar pozisyonları kapatmak için can havliyle hisse toplamaya başladı ve bu durum muazzam bir talep döngüsünü tetikledi.
Açığa satış yapanlar ciddi bir dezavantajla karşı karşıyaydı zira Volkswagen’in %20’lik hissesi satışla hiçbir şekilde ilgilenmeyen bir kamu kurumuna aitti ve açıklandığı üzere Porsche %70’lik bir kısmı kontrol etmeye başlamıştı. Dolayısıyla piyasada tedavüle girecek ve satın alınabilecek çok az hisse bulunuyordu. Bu durum hisse senedinin 200 Eurolardan 1.000 Eurolara kadar çıkmasına sebebiyet verdi.
Kısa pozisyon sıkıştırmasının genel özelliği tıpkı yükseldiği gibi hızla kaybolma özelliğine sahip olmasıdır. Volkswagen hisseleri de bu vakanın ardından birkaç ay içerisinde olağan seviyelerine geri dönmüştür.
Sıkça Sorulan Sorular
[
Sıkça Sorulan Sorular
Açığa Satış Nedir?
Açığa Satış Hakkında Bilinmesi Gerekenler Nelerdir?
Açığa Satışa Örnek Bir Uygulama
Açığa Satışın Riskleri Nelerdir?
Yatırımcılar Neden Açığa Satış Yaparlar?
Açığa Satışı Ne Zaman Kullanmak Mantıklıdır?