Hikaye anlatıcılığı konusunda günümüzün en başarılı örneklerini Pixar sunuyor desek abartmış olmayız.
13 Oscar, 9 Altın Küre ve 11 Grammy ödülü kazanan Pixar Animasyon Stüdyoları başarılı ve etkileyici bir hikaye anlatmak için insan psikolojisini çok iyi bilmek gerektiğini hepimize gösteriyor.
Hikaye anlatıcılığı herkesin çocukluktan itibaren doğal olarak yaptığı bir şey. Yani hikaye anlatım yeteneği herkeste doğuştan var. Fakat iyi bir hikaye anlatımı ile şahane bir hikaye anlatımı arasında bazı temel farklar söz konusu.
Bu yazıda hikaye anlatıcılığı yeteneğinizi geliştirmek için Pixar’dan neler öğrenebileceğinize bakacağız.
1. Başarılı Bir Hikaye Evrenseldir
Bir hikaye mücadele, sevgi, büyüme, gelişme gibi evrensel duyguları kendine özgü bir durum içinde ele aldığında başarılı ve etkileyici olur.
Pixar yönetmenlerinden Pete Docter bu konuda şunları söylüyor:
“Bir hikaye yazarken yapmaya çalıştığınız şey, hayatınızda yaşadığınız ve sizi bir şekilde etkilemiş bir olay hakkında yazmaktır aslında. Önemli olan şey izleyenlerin de sizin gibi hissetmesini sağlamaktır.”
Bunu başarmanın yollarından biri sevdiğiniz hikayeleri analiz etmektir. Sevdiğiniz hikayeleri ufak parçalara ayırın ve bu parçaları neden sevdiğinizi inceleyin.
2. Başarılı Bir Hikayenin Yapısı ve Amacı Nettir
İyi bir hikaye anlatmanın yollarından biri hikayeyi belli bir yapı dahilinde anlatmaktır.
Günün birinde…
Her gün…
Bir gün…
Bu yüzden…
Bu yüzden…
Ve sonunda…
Bu yapı hemen hemen tüm başarılı hikayelerde vardır.
Bir hikayeyi neden yazdığınızı ya da neden anlatmak istediğinizi de asla unutmayın.
- Ben bu hikayeyi neden anlatıyorum?
- Bu hikaye neden benim içimde yanan bir kor gibi canlı?
- Bu hikayeyle neyi amaçlamaktayım?
Böyle sorulara vereceğiniz yanıtlar, hikaye anlatıcılığının özünü oluşturur.
Anlatmaktan büyük zevk aldığınız, gerçek bir amacı olan bir hikaye insanların nezdinde sandığınızdan çok daha etkili olacaktır.
3. İnsanlar Ezilenleri Destekler
İnsanlar ezilen, haksızlığa uğrayan, işleri bir türlü istediği gibi gitmeyen karakterleri çok sever.
Pixar, insanların yolculuğu varış noktasından daha çok önemsediğini savunmakta. Bir karakter tüm engellere rağmen mücadelesini sürdürüyorsa orada iyi bir hikaye vardır.
Günümüzde herkes “fakirlikten milyonerliğe” uzanan hikayeleri sever. Onlarca kez iflas etmesine rağmen sonunda milyar dolarlık bir şirket kuran girişimcinin hikayesi herkesi etkiler.
4. Başarılı Bir Hikaye En Derin Uygulara Hitap Eder
Psikologlar genelde 6 temel duygu olduğunu ileri sürer: Öfke, nefret, korku, sevinç, üzüntü ve şaşkınlık.
Eğer herhangi bir Pixar filmi izlediyseniz bu duyguların hemen hepsinin var olduğunu görürsünüz.
Duyguların ne zaman ve nasıl etki yarattığını anladığınız zaman bunu insanlar üzerinde kullanmayı da öğrenmiş olursunuz.
Dinlediğiniz ve okuduğunuz hikayelerin sizde yarattığı duygulanımları fark etmeye çalışırsanız daha iyi bir hikaye anlatıcı olma yolunda iyi bir gelişme gösterirsiniz.
5. Başarılı Bir Hikaye Şaşırtıcıdır
Modern hikayelerin etkileyici olmasının nedeni insanların gerçeklik algısını değiştirmesi ve zorlamasıdır.
Pixar ve Walt Disney yapımcılar animasyon tekniğini gerçek hayat hikayeleri anlatmak için bir araç olarak kullanıyor.
Coco, Brave, Moana gibi Pixar filmleri önemli insani konuları fark etmeleri için insanlara şaşırtıcı ve beklenmedik hikayeler sunuyor. Diğer bir deyişle başlangıçta çocuk filmi gibi görünen filmler, şahane konulara temas ediyor.
6. Başarılı Bir Hikaye Basittir
Hepimiz iyi bir hikayeyi hemen fark ederiz.
Ancak izlediğimiz bir filmde ya da okuduğumuz bir kitaptaki olaylar ve karakterleri birbirine karıştırmaya başladığımızda kötü bir deneyim yaşamış oluruz.
Hikaye anlatan kişiler olabildiğince çok detaya girerek hikayeyi renklendirmeye ve geliştirmeye çalışır.
Fakat bu durum çoğu zaman başarısızlıkla sonuçlanır ve hikayedeki olaylar-kişiler birbirine karışır.
Pixar yapımcıları bu noktada sadeliğin önemini vurguluyor. Bir hikayeyi olabildiğince sadeleştirmek gerekiyor. Değerli ve önemli noktaların atıldığı hissine kapılsanız bile bu sadeleştirme sizi özgürleştirir ve dinleyenlerin hikayenin içinde kaybolmasını önler.
Pixar’dan 17 Hikaye Anlatıcılığı Tavsiyesi
İyi bir hikaye anlatabilirseniz insanlara istediğiniz her şeyi satabilirsiniz.
İster yatırımcıları size para vermeleri için ikna etmeye çalışın, ister insanlara Instagram üzerinden diş fırçası satmaya çalışın; fark etmez. Eğer anlatacak iyi bir hikayeniz varsa pazarlama ve satış alanında önemli bir mesafe kat etmişsiniz demektir.
Eğer hikaye anlatımı yeteneğinizi yeterli bulmuyorsanız endişelenmeyin. Hikaye anlatıcılığı öğrenilebilen bir şeydir.
Pixar Animasyon Stüdyoları hikaye anlatımı konusunda bir dünya markasıdır. 1986 yılında Pixar’ın grafik bölümünü Star Wars yönetmeni George Lucas’tan satın alan Steve Jobs, animasyon filmlerin potansiyelini çok iyi tespit etmiştir.
Teknoloji ve hikaye anlatımını birleştirerek büyük küçük herkesin hayranlıkla izlediği filmler üreten Pixar, hikaye anlatıcılığı konusunda bizlere şahane ipuçları sunuyor.
1. İnsanların sonuçtan ziyade süreci dinlemekten zevk aldığını unutmayın.
2. Senarist için eğlenceli olan izleyenler için eğlenceli olmayabilir. Tam tersi de geçerlidir. Bu nedenle izleyenleri asla gözardı etmeyin.
3. Hikayenin odağını küçültün ve hikayeyi sadeleştirin. Önemli bölümleri çıkarıyormuş gibi hissedebilirsiniz, ancak hikaye ne kadar sadeyse o kadar etkilidir.
4. Karakterinizin uzman olduğu konuyu bulun ve ona bu uzmanlık alanıyla tamamen zıt bir problem yaratın. Onu zorlayın.
5. Hikayenin gelişme kısmından önce sonuç kısmını bulun. Zira sonuç kısmını yazmak zordur. Bu yüzden sonu önceden ayarlayın.
6. Yazdığınız her hikayeyi bitirin. Mükemmel olmak zorunda değil.
7. Sevdiğiniz hikayeleri inceleyin. Bu hikayelerin en çok hoşunuza giden yönlerini analiz edin.
8. Neden belli bir hikayeyi anlatmak istediğinizi anlayın. Bu hikaye neden sizin içinizi yakıyor? Neden bu hikayeyi tutkuyla anlatmak istiyorsunuz? Bu sorulara yanıt bulun.
9. Aklınıza gelen ilk 5 fikri yazmayın. Herkesin aklına gelebilecek detaylardan kaçının. Kendinizi ve başkalarını şaşırtın.
10. Karakterlerinizin fikir sahibi olmasını sağlayın. Yazar olarak pasif bir karakteri yazmak kolaydır ancak izleyiciler pasif karakterleri sevmez.
11. Hikayenizin özü ne? Bu hikayeyi anlatmanın en kısa yolu ne? Bu iki soruya cevap verirseniz iyi bir hikaye anlatma ihtimaliniz vardır.
12. Eğer yazdığınız karakter olsaydınız belirli bir durumda nasıl hareket ederdiniz? Kendinize karşı dürüst olmak, inanılmaz durumların inandırıcılığını artırır.
13. Karakter, yapmaya çalıştığı şeyde başarılı olamazsa neyle karşılaşacak? Karakter istediğini elde etmek için neleri feda edebilir?
14. Hiçbir çalışma zaman kaybı değildir. Yazdığınız hikaye çalışmıyorsa başka bir şey yazmaya başlayın. Bir önceki hikayeden mutlaka yeni bir şeyler öğrenmiş olduğunuzu göreceksiniz.
15. Karakterleri belaya sokan tesadüfler şahanedir. Karakterleri beladan kurtaran tesadüfler ise ucuz ve bayağıdır.
16. Karakterler ve durumlarla özdeşleşin. “Cool” olmaya çalışmayın. O karakterin yerinde olsanız siz neler yapardınız? Bunları düşünün.
17. Hikayenizi kağıda döktüğünüz zaman onu geliştirebilirsiniz. Fakat hikayeyi sadece kafanızda kurarsanız onu kimseyle paylaş ve geliştiremezsiniz.