Elon Musk’ın çalışma yönteminin en ilginç yönlerinden birisi onun çalışmak zorunda olmamasına rağmen çalışmasıdır. İnternet dünyasında yaptığı girişimler hatrı sayılı bir servet elde etmesini sağladı. 30’lu yaşlarının başlarındayken o, halihazırda 200 milyon $ kazanmıştı bile. Ancak insanlar ona neden emekli olmadığını veya neden kendisine bir ada satın almadığını sorduğunda o, canının sıkılacağını düşündüğü için bunları yapmadığını söylüyor. Bunun yerine Elon Musk, en riskli, maliyetli ve hata kabul etmeyen sektörlerden birisine el attı: Uzay turizmi.
Uzaya gitmeye çalışan diğer özel girişimlerin aksine Musk’ın roketleri dünyanın yörüngesine veya daha ilerisine gidebilmek üzere tasarlanıyor, bu da sadece yörüngenin altındaki yüksekliklere ulaşmaya çalışmaktan çok daha büyük bir amaç (SpaceShipOne bunu başarmıştı). Musk, daha önceki başarılı girişimleriyle (örneğin PayPal) yeteneği olduğunu kanıtlasa da uzay alanına girmesi herkesi şaşırttı. Kolay kolay vazgeçmeyen Elon Musk, bir röportajında insanların riskler yüzünden kolaylıkla pes ettiğini, hatta riskleri hiç hesaba katmadıklarını söylüyor.
Beklentilerin sınırlarını zorluyor ve karşılığını da alıyor; Inc. Magazine 2007 yılın girişimcisi ödülünü kazandı.
1971 yılında Güney Afrika’da doğan Elon Musk, küçük yaşlardan beri bilgisayar delisi. Henüz daha 12 yaşındayken bir video oyunu için kod yazmış, sonra da bunu bir bilgisayar dergisine satmıştı. 17 yaşındayken tek başına Kanada’ya taşınan ve sonra kendisini fizik ve işletme okuduğu Pensilvanya Üniversitesinde bulan sıra dışı girişimci, daha sonra 1995 yılında Stanford’da yüksek lisans programına başladı.
Ancak o, dersler başlamadan Stanford’u bırakmayı seçti. İnternet yeni yeni ortaya çıkıyordu ve iş fırsatları Musk’ın reddedemeyeceği kadar önemliydi. Peki o ne yaptı?
1.Elon Musk’ın Girişimleri
Stanford programından vazgeçtikten sonra Elon Musk İnternet dünyasına adım attı. Dört yılını Zip2 adını verdiği bir şirkete verdi. Zip2, şirketlerin internet üzerinde içerik yayınlamasını sağlıyordu. Bir yatırım anlaşması yaparak Musk şirketin kontrolünün bir kısmından vazgeçti. Ancak Compaq Zip2’yi 307 milyon $’a (nakit) aldığında köşeyi döndü. Bu satış, o zamanlar için bir internet şirketi için ödenen en yüksek meblağ idi. Elon Musk, 28 yaşındayken Zip2’yi bıraktığında elinde 22 milyon $ vardı.
Ancak internet aşkı durdurulacak gibi değildi. Daha sonra online finans hizmetleri sunan X.com adını verdiği bir şirket kurdu. X.com, Confinity adında bir şirketle birleşti ve ortaya PayPal çıktı. PayPal, müşterilerine internet üzerinden kolay ve güvenli ödeme seçeneği sunuyordu. Ebay PayPal’i 2002 yılında 1.5 milyar $’a satın aldığında Musk yine karlı çıktı.
Ebay PayPal’ı satın aldıktan sonra Musk, bu sektörden sıkılınca başka bir şeye el atmaya karar verdi. Daha sonra üç farklı girişimde bulundu: Tesla Motors, SolarCity ve en önemlisi SpaceX.
The Tesla Motors girişimi insanların elektrikli araba konusundaki bütün düşüncelerini değiştiren çevre dostu spor arabalar geliştirmeye odaklandı. Örneğin 2023’de yollarda olacak Roadster modeli 2 saniyeden az bir zamanda 100 km/sa hıza çıkıyor ve tek bir şarjla 1000 kilometrenin üstünde yol gidiyor. Bu da onu şu an dünyanın en hızlı ve yakıt veya şarja gerek duymadan en çok mesafe kateden otomobili yapıyor.
Elon Musk’ın bir başka projesi olan SolarCity ise kaynakları korumayı hedefliyor. Güneş paneli kurulum hizmeti veren Kaliforniya merkezli SolarCity’yi kurabilmek için birkaç farklı güneş enerjisi şirketini birleştirdi. Uygun maliyetli kurulum hizmeti sunarak Musk, karbon ayak izini azaltmayı hedefliyor.
Uzay şirketi SpaceX ise uzay seyahatinin güvenilirliğini artırarak maliyeti azaltacağına inanıyor. Şimdi ise bu amacı nasıl gerçekleştirmeyi planladığını konuşacağız.
2.Elon Musk ve SpaceX: İnternet Dahisi Roket Uzmanına Dönüşüyor
Elon Musk, 2002 yılında SpaceX’i kurduğunda roket bilimi hakkında çok az bilgiye sahipti. Fizik bölümü okumuş olmak ve konuya ilgi duymak dışında sahip olduğu tek şey kendine olan güveniydi. Cesur bir adım atarak bilinen roket şirketlerinden birini satın almak yerine roketleri sıfırdan inşa etmek üzere mühendisleri işe aldı. Ve bu roketlerin insanları ve yükleri dünyanın yörüngesine ve çok daha ilerisine götüreceğini düşünüyor.
SpaceX roketlerinden bahsetmeden önce biraz roket biliminden bahsedelim. “Roket Motorları Nasıl Çalışır” kitabını okuduysanız roketlerin itici gücünün bir balonun havalanmasını sağlayan aynı ilkeyle çalıştığını biliyorsunuzdur. Temelde roket (ve balon), gücü karşıt yönde hareket ettirmek için diğer yönde bir güç uygular. Havalanmış balondaki hava hızlı bir şekilde balonun deliğinden çıkar ve balonun karşıt yönde hareket etmesini sağlar. Aynı şekilde bir roket de yakıt yakarak ve egzozu aşağı doğru bakan bir nozül aracılığıyla yukarı doğru hareket eder. Bu tür bir basınç hem havada hem de uzay boşluğunda hareket edebileceğini gösterir. Uzay yolculuğu için üretilen araçlar, dünyanın atmosferini delebilmek için çok güçlü roketlere güveniyor.
Roket kavramı basit olsa da güvenilir ve güvenli bir roket inşa etme süreci biraz daha karmaşıktır. NASA, mükemmel roketi inşa edebilmek için yıllardır milyarlarca dolar harcıyor ama hala hata yapabiliyorlar.
Ancak aya ilk insan çıktığında daha doğmamış bile olan Elon Musk, uzay keşfinin önemli bir dönüm noktasına gelmesinin çok uzun sürmesine oldukça sinirleniyor. Ayrıca NASA’nın uzay programına harcadığı para konusunda da pek memnun değil. Apollo’nun aya inişinden sonraki yıllarda uzay keşfinin maliyetinin düşmesi gerekiyordu. Ancak bu gerçekleşmedi ve Musk, bunu verimsiz olmaya bağlıyor.
Ona göre NASA, çok küçük başarılar için gereğinden fazla para harcıyor. Onun yerine özel şirketlerin uzay keşfinin güvenilirliğini artırması ve maliyetleri düşürmesi gerekiyor. Musk, bu hedefi küçümseyenler için daha iyi performansın güvenilirlik anlamına gelmediğini söylüyor.
Musk sert bir patron olarak bilinse de kalpsiz bir paragöz kesinlikle değil, dünyanın daha iyi bir yer olması için çabaladığını söylüyor. Dünyanın doğal kaynaklarının tükenmesinden korkan Musk, Mars’ta koloni kurmanın çok önemli olduğuna inanıyor. SpaceX şirketinin NASA’nın harcadığı paradan çok daha düşük bir maliyetle güvenilir roketleri uzaya gönderebileceğini iddia ediyor. Düşük maliyetli insan yolculuğu konusunda “uzayın yıldızı” olmak istediğini söylüyor.
Ancak insanları Mars’a göndermeden önce ilk olarak yörüngeye göndermesi gerekiyor. Şimdi ise Musk’ın Falcon roketlerine bakacağız.
Elon Musk, X PRIZE Vakfı’nın mütevelli heyetinde yer alıyor. Bu vakıf, uzay alanında büyük ilerleme kaydeden özel şirketlere Google Lunar X PRIZE gibi ödüller veriyor. Musk, rakip şirketlere Falcon roketlerini piyasaya sürmek için indirimli fiyatlar bile teklif etti.
Falcom 1 Roketi
SpaceX’in ilk faliyete geçen araç modeli Falcon 1, iki aşamalı bir roket. Uzay yolculuğu yapan roketler kendilerini yüksek irtifaya çıkarmak için çok sayıda aşama kullanır. Kullanılabilir motorlar bütün yakıtını kullandığında ve uzay aracını bıraktığında bir roket aşama değiştirir. Böylece roketi diğer motorlar yönetir. Bu süreç gereklidir çünkü bir roketi fırlatmak için çok fazla yakıta ihtiyaç duyulur ve kullanılmış, boş araçların değiştirilmesi araçların aşırı yük taşımasını engeller. NASA uzay aracı da uçuş sırasında katı roket itici kuvvetini kullanıyor. Ayrıca Falcon fırlatımını iki aşamaya indirmek ayrılma sırasında oluşabilecek zedelenmeyi de önler.
SpaceX’in ilk fırlatma denemelerinde her aşamada bir motor, (her ikisi de SpaceX tarafından tasarlanan Merlin ve Kestrel motorları) kullanıldı. İlk aşamada kullanılan Merlin motor, buharlaşma yoluyla soğutma yöntemiyle çalışıyor. Bu yöntemde motor, ısıyı absorbe etmesi sebebiyle koruyucu bir katman görevi görüyor. Ancak bu yöntem sorun çıkardıktan sonra Musk, Merlin’i, konveksiyon kullanarak bir miktar ısıyı hafifletmek için motordan özel bir soğutma sıvısı çıkaran yaygın kullanılan bir soğutma işlemi olan rejeneratif bir soğutma yöntemini kullanmaya başladı. Motor bu ısıtılmış soğutucuyu daha sonra yakıt olarak kullanıyor. SpaceX, roketin ilk aşamasını paraşütle suya düşecek şekilde tasarladı. Bu şekilde roket tekrar kullanılabilir hale geliyor, böylece birden fazla fırlatmanın maliyetini önemli ölçüde azaltıyor.
İkinci aşamada (üst aşama olarak bilinir) hem buharlaşma yoluyla soğutan malzemeyi hem de radyatif soğutma yöntemini kullanan Kestrel motoruna geçilir. Özellikle düşük basınçlı motorlarda uygulanan radyatif soğuma yüksek sıcaklıklara karşı dayanıklı olan duvarları kullanılır. Absorbe ettiği ısı daha sonra roketin egzozuna yayılır.
Falcon 1, itme kuvvetini uygulayabilmek üzere sıvı oksijen ve belli bir miktarda gaz yağı yakar. Ana yapı alüminyum alaşımından yapılır. Ayrıca roket içindeki yakıt ve yakıcı madde arasındaki ortak duvar olan ortak bölme duvarını içerir. Bu izole edilmiş duvar iki hazneyi farklı sıcaklıklarda kalmasını sağlar ancak roketi hafifleten malzemeleri konsolide eder. Kalkıştan önce, mühendisler sistemlerin düzgün çalıştığından emin olduklarında motorlar çalıştırıldıktan sonra roket aslında bir süre yerinde tutulur. Bu proses ticari hava taşıtlarında yaygın olarak kullanılırken roket fırlatmalarında daha az tercih edilir.
Mart 2006’da Musk ve SpaceX, Falcon 1 roketini ilk kez fırlattı. Roket, ABD Hava Kuvvetleri Akademisi’nin öğrencilerinin yaptığı deneysel bir uyduyu taşıyordu. Maalesef halihazırda birkaç kez ertelenen Falcon 1, fırlatıldıktan 29 saniye sonra başarısız oldu. Falcon 1’in ana motoru alev aldı. Falcon 1, Mart 2007’de tekrar fırlatıldı ve bu sefer çok daha iyi bir performans gösterdi. Ancak bu sefer de yörüngeye girmeyi başaramadı. Motor 90 saniye sonra arızalandı ve roket yalnızca 290 km yüksekliğe çıkabilmişti. Hızlı titreşimler yakıtın etrafa saçılmasına, roketin savrulmasına ve düşmesine yol açtı.
Bu başarısızlıklara rağmen Musk Falcon 1’i denemeye devam etmeyi düşünüyor. Bu esnada SpaceX, çoktan Falcon roketlerinin yeni bir modeli olan Falcon 9 üzerinde çalışmaya başladı bile.
SpaceX’in Falcon 9 Roketi
Falcon 9, SpaceX’in iki aşamalı olan yeni roket modeli. Ancak Falcon 9, Falcon 1’den çok daha büyük. Hatta o kadar büyük ki ilk aşamada dokuz tane Merlin motoru kullanır. İlk aşamada dokuz motor kullanmak SpaceX’in güvenilirlik vaadini karşılamasını sağlıyor. Bir şey olur da motor arızalanırsa diğer motorlar devreye girebilir ve komutayı güvenilir bir şekilde alabilir.
İkinci aşamada yalnızca bir motor kullanıyor. Ve Falcon 1’in aksine ikinci aşamada Kestrel değil, Merlin motoru kullanıyor. Kestrel motoru Merlin motoru kadar yüksek bir özgül itici kuvvet kullanmıyor. Aslında Musk, Merlin motorunun şimdiye kadar yapılmış olan diğer gaz jeneratörü döngüsü gaz yağı motorlarından daha yüksek performans sergileyebileceğini iddia ediyor
Merlin motorunu kullanmak SpaceX’in maliyeti düşürmesini sağlıyor, bu da güvenilirlikten sonra Musk için olmazsa olmazlardan birisi. Falcon 1, tekrar kullanılabilir birinci aşamaya sahip ama Falcon 9 roketinin üzerindeki bütün aşamalar tamamen yeniden kullanılabilir. SpaceX’in maliyeti düşürmek için kullandığı bir başka teknik de ikinci aşama yapısı için birinci aşama yapısında olduğu gibi aynı malzemelerin çoğunu kullanmaktır. Aynı malzemeyi kullanmak örneğin, üretim için aynı yöntemleri kullandığı ve yeni araç satın almaya gerek olmadığı anlamına gelir. Falcon 1’de olduğu gibi, Falcon 9 da motorlar SpaceX’in sistemlerin düzgün çalıştığını doğrulamasına izin vermeye başladıktan sonra basılı tutulur. Ancak Falcon 9, onu Falcon 1’den ayıran bir başka güvenlik özelliğine sahiptir: Onları enkaza zarar vermekten koruyan motorlar üzerindeki Kevlar kalkanları.
SpaceX ayrıca Falcon 9 Heavy adını verdiği bir yapı inşa etmeye de başladı. İsminden de anlaşılacağı üzere normal Falcon 9’dan daha büyük bir yapı. O kadar büyük ki uzaya ağır yükleri taşıyabilir. Falcon 9 Heavy, bir kenarına iki Falcon 9 aşamalarının yapıştırıldığı bir Falcon 9 roketidir. Yapıştırılan bu roketlerin her birisi dokuz motora sahiptir. Bu ekstra 18 motor, ağır yükü kaldırabilmek için hızlandırıcı olarak birlikte çalışır.
Şimdiye kadar fırlatma araçlarından bahsettik ama SpaceX insanları uzaya götürmek için şimdi konuşacağımız Dragon adlı araca ihtiyaç duyacak.
SpaceX’in Dragon Uzay Gemisi
Kim daha önce ejderha taşıyan bir şahin görmüştür ki? Bu sadece Elon Musk’ın aklına gelebilir ve o da bunu hayata geçirmeye hazırlanıyor. SpaceX’in Dragon adlı uzay gemisi, uzaya insan ve yük götürmek üzere Falcon 9 ile beraber fırlatılacak.
1.Burun konisi: Uzay gemisinin aerodinamik, koruyucu ön kısmı.
2.Basınçlı kısım: Bu kısım, basınç uygulanması gereken insanları ya da yükleri içerir.
3.Servis kısmı: Bu kısım, geminin hareketini yönlendiren reaksiyon kontrol sistemi (RCS), dünyaya geri inerken kullanmaya yönelik paraşütler ve havacılık elektroniği gibi önemli elemanları içerir.
Basınçsız kısım uçuş sırasında basın uygulanmaya gerek olmayan yükleri barındıracak. Dragon, insan yolculuğu için hazır halde geldiğinde, ekibin geminin kontrolünü almasına olanak tanıyan kontrolleri, kaçış sistemini ve yaşam destek sistemini içerecek. Tasarım, yedi kişinin gemiye sığmasını sağlıyor.
Dünyanın atmosferine geri girildiğinde Dragon, yüksek sıcaklıklara dayanabilmek için buhar yoluyla soğutma kaplamasından ve ısı kalkanından yararlanacak. Özellikle Fenolik Emprenye Edilmiş Karbon Soğutucusu (PICA) olarak bilinen aşırı derecede ısıya karşı koyabilen bir malzeme NASA tarafından geliştirildi. Sistemler daha sonra gemiyi paraşütlerle desteklenen bir su inişine doğru yönlendirebilir. Son olarak Dragon’u ve içinde bulunan kişileri almak üzere gemiler geliyor. SpaceX’in NASA ile işbirliği yapması Dragon’un geliştirilmesini hızlandıracak bir gelişme. NASA, 2010 yılında Space Shuttle’ı emekliye ayırdığında beş yıl boyunca Uluslar arası Uzay İstasyonuna hiçbir araç göndermedi. Bu nedenle NASA boşluğu doldurabilmek için Amerikalı özel şirketlerin kapısını çaldı. .
NASA, Musk’ın şirketine teslim zamanı belirsiz sözleşme sundu, bu da NASA’nın SpaceX’in görevinin ne olduğunu veya hatta kaç tane araç göndereceğini öğrenmek için bir süre bekleyeceği anlamına geliyor. Ama bildikleri şey sözleşmenin 1 milyar $’a mal olabileceği. .
Musk ve NASA, SpaceX’in gemilerinin engellere rağmen yörüngeye ulaşabileceğine inanıyor gibi görünüyor. Musk’ın Mars’ta koloni kurup kuramayacağını zamanla göreceğiz.