O, tüm zamanların en etkileyici moda ikonlarından biri. O, Coco Chanel.
Tüm dünya onu Coco Chanel olarak tanır, ancak bu kendisinin orijinal adı değildir. Gabrielle Chanel ismi ile dünyaya gözlerini açmış, ancak bir kabare sanatçı olarak sahnede şarkı söylediği dönemlerde izleyicileri arasındaki askerler ona “Coco” takma ismini vermişlerdir.
Moda dünyasının en güçlü kadınlarından biri olan Gabrielle Bonheur Chanel 1883 yılında Saumur, Maine-et-Loire, Fransa’da doğmuştur. Coco Chanel, erkekler tarafından yönetilen bir dünyada kendi imparatorluğunu yaratmayı başarmış bir kadındır. Erkek egemen toplumda onlarla eşit bir birey olduğunu kanıtlamıştır hatta çoğu zaman onlardan daha iyi olmayı dahi başarmıştır.
Yazımızda mütevazı başlangıcından tutun da ölüm döşeğindeki sözlerine kadar Coco Chanel’in hayatına ilişkin ilginç gerçeklere yer vereceğiz.
1- Coco Chanel hayatının büyük bir bölümünü bir hayli zengin ve ünlü biri olarak geçirdi, ancak aslında son derece mütevazı bir çocukluk geçirmişti. Köylü bir sokak satıcısının kızıydı ve fakir bir evde doğmuştu.
2-Coco Chanel moda dünyasına adım atmadan evvel bir kabare şarkıcısıydı.
Chanel’in hayattaki tek geliri bir kafede söylediği şarkıların ardından boş bir tabağı seyirciler arasında gezdirdiği sırada biriken paralardı. Nereden nereye, öyle değil mi?
3- Coco isminin kaynağı seslendirdiği iki şarkıydı.
Gabrielle Chanel, “Coco” lakabını şarkı söylediği yıllarda almıştı. Nasıl mı? Seslendirdiği iki ünlü şarkı “Ko Ko Ri Ko” ve “Qui qu’a vu Coco” kendisinin bu isimle anılmasını sağlamıştır. Daha sonraları herkese Coco’nun ona babası tarafından verilmiş bir takma isim olduğunu söylemiştir.
4- Kadınları pantolonla tanıştırdı.
Coco Chanel, Venedik’te gondolla seyahat etmesini kolaylaştırmak için pantolon giydiğinde moda dünyasını hem şaşırtmış hem de kızdırmıştı. Coco Chanel aynı şekilde uzun bir etek giyerken ata binmenin rahat bir yolu olmadığına karar vermesiyle birlikte kadınların da pantolon kullanması fikrini hayata geçirmiş oldu-anlayacağınız her daim kendinden emin olmasını ve iyi yerlere gelmesini sağlayan bir risk daha almıştı!
5- İlk özel tasarım parfümü piyasaya sürdü.
Coco Chanel 1921’de ilk parfümü Chanel No 5’i yarattı. Bu tasarımcının adını taşıyan ilk parfümdü ve bu isme bir de “beş” sayısı eşlik ediyordu çünkü bir falcı Chanel’e şanslı sayısının beş olduğunu söylemişti.
Marilyn Monroe’ya yatağında ne giydiği sorulduğunda verdiği “Sadece birkaç damla Chanel No 5 ″ cevabı ile iyiden iyiye yerini sağlamlaştırıp tarihe adını altın harflerle yazdıran bu parfüm aynı zamanda hazırlanan parfüm örneklerinden beşincisi olduğu gerçeği nedeniyle de Chanel No 5 olarak adlandırılmıştı. Coco Chanel ürünlerinin isimlerinden de anlaşılacağı üzere oldukça sade bir kadındı.
6-Bir yetimhanede büyüdü.
Chanel 12 yaşındayken annesini bronşitten kaybedince babası iki erkek kardeşini bir çiftlikte çalışmaya gönderdi, diğer üç kız kardeşi ise Aubazine manastırına ait bir yetimhaneye bıraktı.
Chanel hayatı yenik başlayanlardandı ancak yaptıklarıyla bu yenilgiyi bir zafere dönüştürmeyi başardı. Bu yetimhane onun işlemeyi, ütü yapmayı ve dikiş dikmeyi öğrendiği yerdi.
7- Coco Chanel moda dünyasına tasarladığı şapkalar ile adım attı.
Coco Chanel dikiş sanatını yetimhanede öğrenmişti. 1910’da lisanslı bir şapkacı oldu ve erkek hayranlarından birinin yardımı ile 1913’te Paris’teki ilk mağazasını-
21 rue Cambon, Chanel Modes adlı bir butik- açtı. İlk müşterileri sıradan hayatları olan sıradan kadınlardı ancak çok geçmeden adını ülkenin ileri gelen isimlerine de duyurmayı başardı. Popülerliği artınca bu mağazada aynı zamanda kıyafet satmaya da başladı.
8-Otuz yılı aşkın bir süre boyunca otelde yaşadı.
Henüz adını duyuramadığı o alacakaranlık yıllarda yalnız bir hayat sürmekteydi. Bu dönemde de 1971’de yani 87 yaşında iken vefat ettiği Paris’teki Otel Ritz’te kalıyordu. Gündüzlerini evinde gecelerini ise Ritz’de geçirirdi. Her gün otelden ayrılmasının ardından oda görevlisi gelir, o geri dönmeden evvel merdivenleri parfüme boğardı.
9- Coco Chanel, kadınlar için tasarlanmış ilk takım elbisenin yaratıcısıdır.
Chanel, kadın modasında devrim yarattı. Nasıl mı? Kadınları içinde “hareket edemedikleri elbiselerden” kurtararak! Coco Chanel’in devrim niteliğindeki tasarımları zarif, ancak aynı zamanda rahat ve pratikti, üstelik kadınları korse giymekten kurtarıyordu. Kendisi ayrıca ayak bileklerini gösterebilmek için etek boylarını kısaltmaya dahi cesaret etmişti!
Kadınlar için tasarlanmış ilk takım elbise ise askeri desenlerden esinlenen bir cekete, dolgu ceplere ve mücevherlere benzeyen düğmelere sahipti.
Moda dünyasında yarattığı devrim niteliğinde değişiklikler yalnızca takım elbiseden ibaret değildi. 1920’lerde Little Black Dress’i(mini siyah elbise) moda dünyasına tanıttı. Yaptığı tüm tasarımlar gibi uygun fiyatlı ve kolay giyilebilir olması amaçlanan elbisenin dünyanın her yerinde giyileceği öngörülmüş ve çok geçmeden bu öngörülerin haklılığı kanıtlanmıştı.
10- Mükemmel bir kişiliğe sahip olduğu söylenemezdi.
Coco Chanel çağdaşlarını eleştirmek için elindeki hiçbir fırsatı kaçırmazdı: Christian Dior’u kadınları koltuk takımı gibi giydirmekle suçlar, Balenciaga’nın tasarımlarına hayran olduğunu ancak kesme yeteneğini sorguladığını söylerdi. Hatta Paul Poiret’in tasarımlarına ilişkin insanların giyebileceği kıyafetler olmadıklarını daha çok kostüm olduklarını bile dile getirmişti.
11-Tasarımlarında aslan figürünü sıklıkla kullanırdı.
Chanel marka mücevherlerde aslan figürünün neden bu kadar sık kullanıldığını hiç merak ettiniz mi? Çünkü Chanel aslan burcuydu. Hayatı boyunca sigaralarının ve makaslarının yanında bir aslan heykeli tuttu. Ayrıca, aslan figürünün tüvit kıyafetlerinin alt kısımlarına işlenmiş olduğu da görülebilir: “Ben bir Aslanım ve tıpkı onun gibi kendimi korumak için pençelerimi göstermekten çekinmiyorum. Ama inanın ki pençelerimi göstermek bana o pençeyi bizzat yemekten daha acı geliyor.”
12-En sevdiği renk siyahtı.
Beyaz, bej, altın ve kırmızı Chanel markasının sembolik renkleri olsa da, Chanel’in en sevdiği renk siyahtı. Coco Chanel’e göre siyah bir kadının ışığını yansıtır ve esas olanı vurgulardı. O mini, siyah bir elbiseden daha şık bir şey olmadığına inanıyordu.
13- Yarattığı etki sadece kıyafetler üzerinde de değildi. Geceleri, opera binasında kısa saçlarıyla görünürdü ki bu hali birçok kadına bu “erkeksi” tarzı benimsemeleri için ilham vermişti.
14- Nazilerle işbirliği içinde olduğu iddia edildi.
Fransız Gizli Servislerinin onaylanmamış belgeleri, Coco Chanel’in Abwher’in (bir casus Alman grubu) üyesi olduğunu ortaya çıkardı. Coco Chanel, savaş yıllarının çoğunu Paris’teki Hotel Ritz’de Nazi genel memurları, ajanları ve casuslarıyla yan yana geçirdi. Bunun sonucunda da Avrupa’yı terk etmek zorunda kaldı.
15- Adı, Boy Capel ile anıldı.
Boy Capel, İngiliz polo takımı oyuncusuydu ama en çok Gabrielle Chanel’in sevgilisi olarak tanındı. İkili 1909’da Chanel Boy Capel’in arkadaşı Étienne Balsan ile ilişki yaşadığı dönemlerde bir araya gelmişti. Capel genç kızı edebiyatla tanıştırdı. Coco Chanel’in ilk mağazasını finanse eden de oydu. Sahip olduğu sitil ile Chanel Tarzı’nın oluşumuna büyük katkısı olan Capel, Chanel için bir ilham kaynağı olmuştu. Capel 1919’da bir trafik kazasında öldü. Bu Coco Chanel’in ağlarken görüldüğü ilk ve son an oldu. “Ya ben de ölürüm ya da birlikte başladığımızı bitiririm” dedi ve o günden sonra bir daha asla pes etmedi.
16-Amerika’da şöhreti yakaladı.
İkinci Dünya Savaşı’nın bitmesinin ardından ülkesine geri dönen Coco Chanel 15 yıl boyunca kapalı kalan moda evini yeniden açtı. Aktris Marlene Dietrich’e bunun “can sıkıntısından öldüğü” için olduğunu söylemişti.
O dönemde bir kez daha şanslı sayısı beş’e sığındı ve 5 Şubat 1954’te modellerinin podyumda süzülüşünü izledi. Fransız basını tasarımları ve yaşı ile alay etti. Ancak, Coco Chanel bu defileyle ülkesinde tiye alınsa da Amerika’da ün kazanacaktı. Amerika’nın en popüler moda dergilerinden Life “71 yaşındaki Gabrielle Chanel bir stilden çok bir devrim getiriyor!” başlığı ile kendisini adeta göklere çıkarmıştı.
17- 10 Ocak 1971’de, arkadaşı Claude Baillen ile yaptığı yürüyüşten döndükten sonra Hotel Ritz’deki yatağında öldü.
Cenazesinde ilk sıradakiler modelleriydi ve tabutu beyaz çiçeklerle kaplıydı (kamelyalar, bahçeler, orkideler, açelyalar ve kırmızı güller).
Coco Chanel İsviçre’nin Lozan kentine gömüldü. Mezar taşı bizzat kendisi tarafından tasarlanmış ve o meşhur aslan figürü unutulmamıştı.
Ölümden konu açıldığında hep “Üstüme taş dahi koymaksızın bu dünyadan ayrılıp cennete gitmek ve oradaki melekleri giydirmek isterdim” derdi. Ölmeden önce hizmetçisi Celine’ e söylediği son sözler ise “Görüyorsun, işte böyle ölüyorsun” olmuştu.