Üniversiteden yeni mi mezun oldunuz?
Ya da hali hazırdaki işinizi bırakıp yeni bir kariyer hayatına atılmaya mı karar verdiniz?
Sıfır iş tecrübesi ile yeni bir iş başvurusunda mı bulunuyorsunuz? Peki, yeteneklerinizi nasıl gösterecek, geliştirecek ya da kendinizi nasıl etkili bir şekilde pazarlayacaksınız?
Siz de bu sinir bozucu durumun içinde iseniz, paniğe gerek yok. Doğru yerdesiniz.
İlk olarak bir iş bulmanın en korkutucu yönü ile yüzleşmeye hazır olun: Yeterli düzeyde bir iş tecrübesine sahip olmak adaylarda aranan en elzem niteliktir –anlayacağınız en ufak bir iş tecrübenizin dahi olmadığını düşünürsek halinizin içler acısı olması gayet normal.
“Durum bu denli kötü ise işverene becerilerimin ve eğitimimin başvuruda bulunduğum işle yakından alakalı olduğunu nasıl göstereceğim?” dediğinizi duyar gibiyiz. Ancak, becerilerinizin ne olduğunu iyi bilir, hızlı öğrenen biri olduğunuzu herkese kanıtlarsanız, bir çalışan adayı olarak rakipleriniz arasından sıyrılmayı başarabilirsiniz.
Herkesin bildiği üzere iş arama süreci- ister mezuniyet sürecinin hemen ardından isterseniz de kariyer değişikliğinin bir parçası olarak yapılıyor olsun – zorluklarla doludur. Bu özellikle başvuruda bulundukları işi tutkuyla istemeyen ve deneyimleri ve nitelikleri bu sektörle taban tabana zıt olan görünen insanlar için geçerlidir.
Ve maalesef ne bizlerin ne de başkalarının öz geçmişinizi veya ön yazınızı parlak tecrübelerle süslemenize yardımcı olacak sihirli bir değneği yoktur. Fakat, iyi haber şu ki tüm bunları gerçekleştirmek için sihre ihtiyacınız da yoktur, sadece yaratıcı olmanız gerekir. Bu süreçte hali hazırda sahip olduğunuz beceri ve donanımın bu yeni pozisyona doğrudan aktarılabilir olduğunu vurgulamanız oldukça önemlidir. Yeni beceriler öğrenme yeteneği ve arzusuna sahip olduğunuzu, öz kontrolünüzü sağlama konusundaki becerilerinizi ve buna bağlı olarak kendinizi geliştirmeye yönelik güçlü azminizi işe alım uzmanlarına da kanıtlamanız gerekir.
O halde, öz geçmişinizi kulağa saçma sapan gelecek bilgi yığınları haline getirmeden zenginleştirmenin ve hayalinizdeki işi kapmanın yolu nedir?
Yazımızda yeterli iş deneyimine sahip olmasanız dahi sizi hayalinizdeki işe kavuşturacak etkili birkaç yöntemden bahsedeceğiz.
Buyurun başlayalım:
1- Deneyimsiz olduğunuz gerçeğini kabullenin.
Size küçük bir sır verelim mi: Giriş seviyesi bir pozisyon için başvuruda bulunuyorsanız, işe alım uzmanları zaten hiçbir iş deneyiminiz olmadığını bilir. O halde neden bu zamana kadar boş durmayıp bir şeyler üretmeye çalıştığınızı anlatmak için kendinizi yiyip bitiresiniz ki?
Bunun yerine deneyimsizliğe kucak açıp onu benimsemeye ve bu geçici durumu bir şeyler öğrenme fırsatı olarak görüp motivasyonunuzu yükseltmeye ne dersiniz? Varsayalım ki bir halkla ilişkiler firmasında çalışmak üzere iş başvurusunda bulundunuz, 50 sayfalık tezinizi yazmak üzere kendinizi nasıl da motive ettiğiniz, üstelik bunu bir kitap raporunu dahi bitirmekte zorlanan biri olarak yapabildiğiniz gerçeğinden bahsedip yazma dersinin yıldız öğrencisi haline nasıl geldiğinizi anlatabilirsiniz. Elbette ki bu deneyim halkla ilişkiler endüstrisi ile tam anlamıyla örtüşmez, ancak başarı tutkunuzu, özverinizi, öğrenmeye duyduğunuz merakı ve kendinizi geliştirme konusunda ne denli istekli olduğunuzu (şu anda berbat hale gelen yazı yeteneklerinizden bahsetmeden)mükemmel bir şekilde gösterecektir. Tebrikler! Hedefi tam on ikiden vurdunuz. Çünkü işe alım yöneticileri yeni mezun bir çalışan adayında işte tam da bu özelliği ararlar.
2-Kişisel yaşamınızdan bahsedin.
Sektöre ya da iş hayatına ilişkin en ufak bir deneyiminizin olmadığı gerçeği herkesin malumu, ancak unutmamalısınız ki siz belki de çok daha değerli bir şeye, hayat tecrübesine sahipsiniz. Bu nedenle tam da bu noktada kişisel yaşamınıza ilişkin hayatınıza yön verecek denli etkili bir veya iki anekdotu paylaşmalısınız.
Örneğin, belki yurt dışında okudunuz ve bu durum kültürel farklılıkların göz kamaştırıcılığını ilk elden deneyimlemenize olanak verdi ve farkındalığınızı artırdı. Bu tarz kişisel deneyimler bir çalışanda aranan olgunluk ve anlayışın varlığını gösterir. Yaşamınıza yön veren, sizi ve hayatınızı değiştiren o özel anları bulun, öz geçmişinizde veya kapak mektubunuzda kendinize ilişkin kısa bir açıklamaya yer verin, yapacağınız bu açıklama iş görüşmesi esnasında konuşulacak konuları belirlemenizi de sağlayacaktır.
Profesyonel bir ipucuna ne dersiniz? Bahsedeceğiniz deneyimlerin şık olmasına özen gösterin, iş görüşmeniz sırasında sabahlara kadar eğlendiğiniz partilere dem vurmanızın hiçbir getirisi olmayacaktır, bunun yerine güçlü bir iş etiğine dönüşebilecek hayat dersi niteliğindeki deneyimlerinize odaklanın.
3- Tutkularınız ve hayat tecrübeniz ile başvurduğunuz işi bağdaştırın.
Bu işlem çok daha fazla miktarda çaba gerektirir ve her bir başvuruya uygun olacak şekilde uyarlanmalıdır, ancak emin olun bu işe zaman ayırdığınız için asla pişman olmayacaksınız.
Diyelim ki dönemsel bir pozisyona başvuruyorsunuz. Belirli bir sektörde, belirli bir deneyiminiz olmasa da herhangi bir nedenden dolayı başvuracağınız bu pozisyon ve şirketle ilgilenme ihtimaliniz var, öyle değil mi? Şirket üzerine biraz araştırma yapın ve hayatınızı ya da eğitim süreçlerinizi bu şirketin yaptığı işlerle yakından alakalıymış gibi göstermenin bir yolunu bulun. Örneğin, bir film stüdyosunda çalışmak üzere başvuruda bulunuyorsanız, kapak mektubunuzda çocukluğunuzdan beri nasıl büyük bir film hayranı olduğunuzu belirtin. Belki de izlediğiniz filmlere ait DVD’leri veya film posterlerini halen daha saklıyorsunuz. Ya da bir keresinde sırf merakla beklediğiniz bir oyunu kaçırmamak ve sabah satışa çıkacak oyun biletlerini alabilmek için geceyi bir tiyatro binasının önünde geçirdiniz. Olamaz mı? Sizi bu sektöre ait hissettirecek her ne varsa kullanın. Tutkularınızı ve yaşam deneyimlerinizi şirketle ilişkilendirmenin bir yolunu bulup bu durumun işe alındığınız takdirde her yeni güne nasıl büyük bir şevkle başlamanızı sağlayacağını vurgulayın. Bu tarz bir bağdaştırma becerisinin işverenlerin yeni mezun elemanlarda aradığı temel deneyim türlerinden biri olduğunu siz de göreceksiniz.
4-Yeteneklerinizin işe uygunluğunu kanıtlayın.
Hukuk, mühendislik ve tıp gibi bazı sektörlerin kariyer yolları her daim açıktır. Buna karşılık, coğrafya, spor akademisi veya kriminoloji mezunlarının aldıkları eğitimler mezun olduktan sonra altı ay içinde işe girmelerine yardımcı olma konusunda diğer grup kadar başarılı değildir.
Yanlış anlaşılmasın. Bu durumun nedeni bu eğitimlerin yetersiz olması veya kullanışsız bilgiler içermesi değildir.(tam tersi), sadece elde edilen bilgi ve beceriler o kadar spesifiktir ki çoğu çalışan bu bilgileri uzman olmadığı bir alanda nasıl kullanılacağını kestiremez.
Bu nedenle, becerilerinizin başvuruda bulunduğunuz pozisyona uygunluğunu karşı tarafa da bildirmeniz hayati önem taşır. Örneğin üniversite eğitimini sahne sanatları alanında almış bir öğrenciyi ele alalım. Üniversite eğitiminden sonra oyunculuk ve performans sanatları dışında bir işte çalışmak isteyen potansiyel çalışan adayları olarak başvuruda bulunduğunuz iş sahip olduğunuz niteliklerle alakasız görünebilir.
Ancak, oyunculuk seçmelerinden edindiğiniz beceriler müşterilerinizi yeni işlere imza atma konusunda ikna etmenize ve onlara güven verebilmenize yarayabilir. İyi bir konuşmacı olup sesinizi iyi kullanmanız şirket tanıtımı için sunum yapabilecek en ideal kişi olacağınızı gösterebilir. Bir sahne prodüksiyonunu nasıl organize edeceğinizi bilmenizin size kazandıracağı mükemmel etkinlik yönetimi becerileriniz, keskin gözlem yeteneğiniz ve bu gözlemler sayesinde izleyicinizin/müşterinizin ruh haline göre doğaçlama yapabilmeniz sizi büyük ve hayati toplantıların vazgeçilmezi haline getirebilir.
Bu nedenle, almış olduğunuz eğitimin size neler kattığını düşünün ve öğrendiklerinizin başka alanlara nasıl uyarlayabileceği üzerine kafa yorun. Spor akademisinde okumuş olmanız sayfalarca veriyi inceleyebileceğiniz ve büyük miktarlarda bir bilgiyi rahatlıkla işleyebileceğiniz anlamına geliyorsa öz geçmişinizde, LinkedIn profilinizde veya mülakatınız sırasında karşı tarafı da bunların doğruluğu konusunda ikna etmeli, kendinizi en iyi şekilde pazarlamanın yolunu bulmalısınız. Aldığınız eğitimi başvurduğunuz iş ile bağdaştıracak güçlü yanları bulmaya odaklanın.
5-Her geçen gün yeni bir şey öğrenebileceğinizi ve öğrenmekten asla bıkmayacağınızı gösterin.
Son yıllarda teknoloji alanındaki hızlı gelişmeler, sanayi devriminden beri süregelen çalışma kültüründe köklü bir değişim yarattı. Bu nedenle her daim yeni beceriler öğrenebilme ve kendini geliştirebilme yeteneğine sahip olmanız, herkes kadar geleceğin iş gücünü oluşturacak olan siz deneyimsiz çalışanlar için de hayatidir.
Örneğin, belirli bir dilde nasıl kod yazılacağını bilmeniz her geçen yıl yeni bir kodlama biçimi kullanılacağı düşünülürse birkaç yıl içinde işlevsiz bir bilgiye dönüşebilir. Bu nedenle, çalışan adaylarının işverenlere göstermesi gereken en önemli şey “iş ahlakına ve yeni kodlama dillerini öğrenme becerisine sahip oldukları gerçeği” olmalıdır.
Aynı şekilde, yeni araçların ve teknolojinin mevcut becerilerinizi artık modası geçmiş ve rafa kaldırılmış birer özellik haline getirmemesi de önemlidir. Örneğin, yaşını almış pek çok insan sosyal medyaya ilişkin pozisyonlara başvuruda bulunmaktan kaçınır, çünkü işverenlerin bu platformlarda daha çok genç adayları destekleyeceklerini düşünürler. Ancak sosyal medyanın büyük çoğunluğu son derece basit ve kolaylıkla öğrenilebilir iletişim araçlarından oluşur. Zor olan şey ise sosyal medya üzerinden paylaşacağınız içeriklerde kendinizi açıkça ifade edebilmeniz ve insanlarla etkileşime girebilme becerisine sahip olmanızdır. Yani işverene bu alanda yetenekli olduğunuzu göstermeniz gerekir.
Bu gerçekleri göz önünde bulundurarak yeni araçları ve eğilimleri yakınen takip ettiğinizden emin olmalısınız, zira bu alanlarda ustalaşmanız için gerekli olan temel yetkinliklere hali hazırda sahip olmanız muhtemeldir.
6-Öz denetiminizi sağlayın.
Birçok insanın sahip olduğu ancak sergilemekte zorlandığı bir diğer beceri de öz-denetimdir. Bu, yalnızca kendi duygularınızın, düşüncelerinizin ve davranışlarınızın farkında olmanızı değil, aynı zamanda kişiliğinizi tüm yönleri ile geliştirmek veya bunu sağlamak için yeni yollar arayışına girmenizi gerektirir.
Öz denetim, kişisel hedefler koyma, alternatif bakış açıları arama ya da proaktif bir şekilde profesyonel geri bildirime başvurma ya da geri bildirim verme yoluyla kendi eylemlerinizin sorumluluğunu almanızla ilgilidir. Mesleki ve kişisel gelişiminin devamlılığını sağlayabilen bir çalışan olmanız bünyesinde yer alacağınız organizasyon üzerinde dönüştürücü bir etkiye sahip olacaktır. Bu, işverenler için son derece çekici bir özelliktir ve elbette ki tüm işlere uyarlanabilir.
Öz geçmişiniz, çevrim içi profilleriniz ve mülakatlarınız tamamlanmış herhangi bir eğitimin veya önceki işlerden elde edilen niteliklerin net örneklerini sunarlar. Bu nedenle bu mecralarda da öz denetim beceriniz sayesinde kendinizi nasıl da geliştirdiğinizi açıkça ortaya koymalısınız.
Hobileriniz sayesinde edindiğiniz becerileri, gönüllü olduğunuz işlerin size kazandırdıklarını ya da bağımsız çalışmalarınız sayesinde elde ettiklerinizi vurgulamayı unutmayın. Uyumluluk, merak ve yeni fikirlere açık olmanıza ilişkin tüm konulardan göğsünüzü gere gere bahsedin.
Olumlu ve olumsuz tüm geri bildirimlerin sizin için ne derece önem arz ettiğini belirtin ve daha önce aldığınız bu geri bildirimleri işinize nasıl adapte ettiğinize dair örnekler verin.
Unutmayın, öz-denetim becerisi asla yok olmaz, modası hiç geçmez veya hiçbir teknolojik devrim onu silemez.
Bu beceriye sahip misiniz? O halde öz denetime ilişkin becerinizi kullanarak kendinizi pazarlamaya ne dersiniz?
7-Kendini iyi pazarlamanın başlı başına bir beceri olduğunu aklınızdan çıkarmayın.
İşverenlerle iletişim kurarken yalnızca beceri ve niteliklerinizin uzun bir listesini çıkarmaya odaklanmayın. Bir pozisyona başvurduğunuzda sahip olduğunuz tüm özellikleri yeni baştan gözden geçirin ve onlara bu işin gerektirdiği perspektiften bakmaya çalışın. Bazen işverenlere aynı becerileri farklı şekillerde sunmanız gerekeceğini aklınızdan çıkarmayın.
Bu durum işe arama sürecini alışkın olduğunuzdan çok daha uzun soluklu bir hale getirebilir, ancak mükemmel bir hazırlıkla başvuracağınız beş iş, rastgele yapacağınız 50 adet iş başvurusundan çok daha iyidir.
Gerekli becerilere sahipseniz, bunları göstermek için karşılaştığınız her fırsatı en iyi şekilde değerlendirdiğinizden emin olun. Aslında yalnızca bu pozisyona aktarılabilir becerileriniz hakkında bir farkındalığınız olduğunu göstermeniz dahi büyük resmi görebilecek bir kişi olduğunuzu kanıtlamaya yetecektir. Ve bu oldukça iyi bir başlangıç olacaktır.
Son Söz
Bir teknoloji firmasına, moda stüdyosuna ya da plak şirketlerinden birine iş başvurusunda bulunmuş olabilirsiniz, işin tanımı değişse de şu gerçek hiç değişmez: Okulunuzu bitirir bitirmez öz geçmişinizin diğerleri arasından sıyrılmasını sağlayacak yeterli iş deneyimine sahip olamazsınız. Ancak, işverenlerin de henüz yolun başında olduğunuzu bildiklerini unutmayın; bu onların “deneyim” kavramını nasıl yorumladığınızdan ve hayatınız boyunca aldığınız dersleri kariyer yolculuğunuza başlamada sağlam bir temel olarak kullanma becerinizden çok daha fazla etkilenecekleri anlamına gelir. Profesyonel ve dürüst olun; böylelikle öz geçmişinizi sahici ve değerli deneyimlerle doldurma fırsatı yakalayabilirsiniz.