Eleştiri azı karar fazlası zarar bir durumdur çünkü fazlası sizi felç edebilirken eleştiriye bir hayli az maruz kalmanız ise potansiyelinizi açığa çıkarmanıza engel olabilir. Peki, dengeyi nasıl tutturacaksınız?
Öz eleştiri, güçlü ancak bir o kadar da tehlikeli bir ilaçtır. İçeceğiniz büyük bir doz kendinize olan güveninizi yok edebilir veya zihinsel sağlığınızı ciddi şekilde tehlikeye atabilir.
Araştırmalar katı bir öz eleştirinin çoğu zaman depresyon ve endişeyi de beraberinde getireceğini hatta depresyonun habercisi dahi olabileceğini göstermektedir. Aynı araştırmada sıklıkla öz eleştiri yapanların depresyona girmeye çok daha meyilli oldukları ve sosyal ilişkilerinde zorluk yaşadıkları belirtilmiştir. Öz eleştirinin yeme bozuklukları, bilerek kendine zarar verme ve beden algı bozukluğu- kişinin algılanan fiziksel kusurlarıyla meşgul olma hastalığı- vb. konular üzerinde de etkili olduğu tespit edilmiştir ki bunları masum etkiler olarak görmek pek de mümkün değildir.
Öte yandan, ılımlı bir öz eleştiri kendinize ilişkin veya iş hayatınıza yönelik ilerleme kaydetmenin anahtarıdır. Hatalarınızı net bir şekilde analiz etmeden gelişme göstermeniz zordur. Öyleyse kendinizi gömmek ile eksikliklerinizi dürüstçe değerlendirip üretken çözümler bulmak arasındaki dengeyi nasıl sağlayacaksınız?
Gelin doğru ve dozunda bir öz eleştiri yapmanız konusunda size rehberlik edecek şu ipuçlarına bir göz atalım.
1-Niteliklerinizi Değil Davranışlarınızı Eleştirin.
Yazımızda değineceğimiz ilk tavsiye öz eleştirinizi niteliklerinize göre değil davranışlarınıza odaklanarak yapmanız gerektiği olacaktır. Peki, bu ikisi arasındaki en büyük ayrım nedir dersiniz? Davranışlar değişebilir ancak nitelikler için aynı şey söz konusu değildir.Bu nedenle eleştirilerinizde yargılayıcı hatta suçlayıcı bir tutum sergilemekten kaçınmalısınız.
Araştırmalar, kendilerine dair her konuya ilişkin sahip oldukları olumsuz nitelikleri hedef gösteren insanların (örneğin,” Ben hiç de zeki bir insan değilim ” vb. cümleler kuran insanların), depresif olma ve sağlık sorunlarından muzdarip olma ihtimalinin çok yüksek olduğunu göstermektedir. Yapıcı bir öz eleştiri ise tam aksine, daha iyimser, açıklayıcı bir stilde olup iyileştirilmeye ihtiyacı olan ve değiştirilebilir alanlara odaklanır (“Ders çalışmak yerine TV izlemeyi tercih edince geç saatlere kadar uyuyamadım; bir dahaki sefere TV izleme saatlerimi sınır koymalıyım”).
2-Satır Aralarına Odaklanın.
Yukarıdaki TV örneğini ele alalım. Neden kitap okumak ya da işinizle ilgilenmek dururken bir dizinin eski bölümlerini izlemeyi tercih ettiniz? Oda arkadaşlarınız patlamış mısırları kapıp esaslı bir derbi maçını izlemeye zorlasa hanginiz hayır diyebilirdiniz ki? O halde sorun ne? Zayıf yönleriniz veya tetikleyicilerinizin farkında olmanız onlara yenilmeyi önlemenize yardımcı olabilir ve böylelikle sonuçlarından pek de gurur duymayacağınız davranış ya da durumlardan kaçınmanızı sağlar.
Kusurlarınızın perde arkasına yani satır aralarına odaklanın ve onlardan sonuna kadar yararlanın. Böylesi bir tavır; hedef odaklı, dengeli ve yapıcı öz eleştiriler yapabilmenizi sağlayacaktır.Ertesi gün sınavınız olduğunda evde çalışmanın çok da iyi bir fikir olmayacağını anlayın. Ya da akran baskısı gibi faktörlerin ne denli güçlü olduğunu bilmenizin çok daha iyi kararlar vermenize yardımcı olabileceğini fark edin. Dış baskılara karşı savunmasız olduğumuza inanıyorsak onlar tarafından kör edilme ihtimalimiz çok daha yüksek olacaktır.
Peki, ya siz?
İçinizdeki katı eleştirmeni nasıl evcilleştiriyorsunuz?